Hizmet ve ibadetle vazifeliyiz By: neslinur Date: 24 Mart 2010, 14:29:09
Bismillahirrahmanirrahim
Ey nefis! Ubûdiyet, mukaddeme-i mükâfat-ý lâhika deðil, belki netice-i nimet-i sâbýkadýr. Evet, biz ücretimizi almýþýz; ona göre hizmetle ve ubûdiyetle muvazzafýz.
Çünkü, ey nefis! Hayr-ý mahz olan vücudu sana giydiren Halýk-ý Zülcelâl sana iþtihâlý bir mide verdiðinden, Rezzâk ismiyle bütün mat'umâtý bir sofra-i nimet içinde senin önüne koymuþtur. Sonra, sana hassâsiyetli bir hayat verdiðinden, o hayat dahi bir mide gibi rýzýk ister. Göz, kulak gibi bütün duygularýn, eller gibidir ki, rûy-i zemin kadar geniþ bir sofra-i nimeti o ellerin önüne koymuþtur. Sonra, mânevî çok rýzýk ve nimetler isteyen insaniyeti sana verdiðinden, âlem-i mülk ve melekût gibi geniþ bir sofra-i nimet, o mide-i insaniyetin önüne ve aklýn eli yetiþecek nisbette sana açmýþtýr. Sonra, nihayetsiz nimetleri isteyen ve hadsiz rahmetin meyveleriyle tegaddî eden ve insaniyet-i kübrâ olan Ýslâmiyeti ve imâný sana verdiðinden, daire-i mümkinât ile beraber, Esmâ-i Hüsnâ ve Sýfât-ý Mukaddesenin dairesine þâmil bir sofra-i nimet ve saadet ve lezzet sana fethetmiþtir. Sonra, imânýn bir nuru olan muhabbeti sana vermekle, gayr-i mütenâhî bir sofra-i nimet ve saadet ve lezzet sana ihsan etmiþtir. Yani, cismâniyetin itibâriyle küçük, zayýf, âciz, zelîl, mukayyed, mahdut bir cüz'sün. Onun ihsanýyla, cüz'î bir cüz'den, küllî bir küll-ü nurânî hükmüne geçtin. Zîrâ, hayatý sana vermekle, cüz'iyetten bir nevi külliyete; ve insaniyeti vermekle, hakiki külliyete; ve Ýslâmiyeti vermekle, ulvî ve nurânî bir külliyete; ve mârifet ve muhabbeti vermekle, muhît bir nura seni çýkarmýþ.
Ýþte ey nefis! Sen bu ücreti almýþsýn. Ubûdiyet gibi lezzetli, nimetli, rahatlý, hafif bir hizmetle mükellefsin. Halbuki, buna da tembellik ediyorsun. Eðer yarým yamalak yapsan da, güyâ eski ücretleri kâfi gelmiyormuþ gibi, çok büyük þeyleri mütehakkimâne istiyorsun. Ve hem, "Niçin duâm kabul olmadý?" diye nazlanýyorsun. Evet, senin hakkýn naz deðil, niyazdýr. Cenâb-ý Hak, Cenneti ve saadet-i ebediyeyi mahz-ý fazl ve keremiyle ihsan eder.
Sen, dâimâ rahmet ve keremine ilticâ et, Ona güven ve þu fermaný dinle:
“Onlara söyle ki, ancak ALLAH'ýn lütfuyla ve rahmetiyle ferahlansýnlar. Bu, onlarýn dünyada toplayýp durduklarýndan daha hayýrlýdýr.” (Yûnus Sûresi: 58.) (Sözler, 24. Söz)
Bediüzzaman Said Nursi SÖZLÜK:
CÝSMANÝYET : Cismânilik. Maddi beden sahibi olmak hâli.
CÜZ'Î : Azdan olan, parçaya âit olan, pek az, kýymetsiz.
DAÝRE-Ý MÜMKÝNÂT : Kâinât, imkân âlemi, varlýðý ve yokluðu eþit olup var veya yok olmak için ALLAH'ýn tercihine muhtaç olan yaratýklar dâiresi. (ALLAH'ýn dýþýnda herþey dâire-i mümkinâttandýr.)
ESMÂ-Ý HÜSNÂ : ALLAH'ýn güzel isimleri.
FETHETMÝÞTÝR : Açmýþtýr
GAYR-I MÜTENAHÎ : Sonsuz, nihayet bulmaz, bitmez.
HÁLIK-I ZÜLCELAL : Celal sahibi yaratýcý olan Cenab-ý Hak.
HASSÂSÝYET : Duyarlýlýk, özellikli.
HAYR-I MAHZ : Hayrýn tâ kendisi; mutlak hayýr; tam hayýr.
ÝLTÝCÂ : Sýðýnma.
ÝNSÂNÝYET-Ý KÜBRÂ : En büyük insanlýk. Ýslâmiyet.
ÝTÝBÂRÎ : Buradaki manasý: Açýsýndan, yönüyle
KEREM : Cömertlik, lütuf, ihsan, inâyet, izzet, þeref.
KÜLLÎ : Bütüne mensup parçalardan ve fertlerden meydana gelen, umumî, bütün.
KÜLL-Ý NURÂNÎ : Nurlu bütün; nurânî tam bir vücud.
MAHDUT : Sýnýrlandýrýlmýþ.
MAHZ-I FAZL : Fazîletin ve iyiliðin tâ kendisi.
MÂRÝFET : Bilgi, bilme, tanýma, hüner, anlatma, övme.
MAT'UMÂT : Yemekler, taamlar.
MÝDE-Ý ÝNSANÝYET : Ýnsanlýk midesi.
MUHÎT : Ýhâta eden, herþeyi kuþatan ve herþeyi içerisine alan; etraf, çevre.
MUKADDEME-Ý MÜKÂFAT-I LÂHÝKA : Ýleride verilecek mükâfatýn baþlangýcý.
MUKAYYED : Baðlý, kayýtlý, sýnýrlý.
MÜKELLEF : Yükümlü, vazifeli. Bir þeyi yapmaya mecbur olan.
MÜTEHAKKÎMÂNE : Hükmedercesine. Zorbalýk eden.
NAZ : f. Bir þeyi beðenmeyiþ, þýmarýklýk.
NETÝCE-Ý NÎMET-Ý SÂBIKA : Geçmiþte verilen nimetin neticesi.
NÝHÂYETSÝZ : Sonsuz.
NÝYAZ : Yalvarma, yakarma, duâ.
REZZÂK : Bütün yaratýlmýþlarýn rýzkýný veren ve ihtiyaçlarýný karþýlayan ALLAH.
RÛY-Ý ZEMÝN : Yeryüzü.
SIFAT-I MUKADDESE : Mukaddes sýfatlar. Kusursuz ve noksansýz sýfatlar.
SOFRA-Ý NÎMET : Nîmet sofrasý.
ÞÂMÝL : Kaplayan, içine alan, ihtivâ eden, çevreleyen.
TEGADDÎ : Gýdalanma, doyurma.
UBÛDÝYET : Kulluk, kölelik, kul olduðunu bilip ALLAH'a itaat etme
ZELÎL : Aþaðý, alçak, zillete düþen.
Ynt: Hizmet ve ibadetle vazifeliyiz By: ceren Date: 26 Temmuz 2017, 22:04:56
Esselamu aleykum.rabbim bizleri yaratýlýþ gayemiz doðrultusunda yaþayýp iman ile ibadet ile yaþayan kullardan olalim inþallah. ..
Ynt: Hizmet ve ibadetle vazifeliyiz By: Sevgi. Date: 27 Temmuz 2017, 18:38:12
Aleyküm Selam. Rabbimiz'in verdiði tüüm nimetlerine sonsuz þükürler olsun. hayýrlý kul olalým inþaAllah
Ynt: Hizmet ve ibadetle vazifeliyiz By: Bilal2009 Date: 27 Temmuz 2017, 18:51:17
Ve Aleykümüsselam. Rabbim bizleri dogru isler yapanlardan eylesin