Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Subutu zanni By: armi Date: 24 Mart 2010, 12:42:48


 
SUBÛTU ZANNÎ (Zanniyü´s-Sü´bût)



Sübût; sabit olma, tahakkuk (gerçekleþme) ortaya çýkma, doðru çýkma, sahih olma, vukû bulma, var olma anlamlarýna gelir. Zann; bir þeyin doðruluðuna ve gerçekliðine dair yarýdan (% 50´den) fazla ihtimal vermektir. Bir þeyin gerçeklik ve vukuuna dair ihtimal yarýdan fazla %100´e (yüzde yüze) doðru arttýkça zann kuvvetlenir. Ýmanda þeksiz ve þüphesiz tasdik þarttýr. Ýmanda zann, ne kadar kuvvetli olursa olsun, geçersizdir. Bir þeyin "sübutu zanni"dir demek, gerçekliði ve doðruluðu yarýdan fazla ihtimal taþýmakla birlikte, kesin ve kat´i deðildir, demektir. Bir þeye dair bilginin sýhhati ve gerçekliði kesin ise, o þeyin sübutu kat´idir denilir. Bir þeye dair bilginin sýhhati ve gerçekliði yarýdan fazla ihtimal taþýmakla beraber, kat´i ve kesin deðilse o þeyin sübutu zannidir, denilir.

Kur´an âyetleri ve mütevatir hadislerin dýþýndaki haberlerin sübutu (Hz. Peygamberin söylemiþ olmasý) zannidir. Ahad haberlerin yani tek tek raviler tarafýndan rivayet edilen hadislerin sübutu zannidir. Çünkü bunlarýn Hz. Peygamberin haberi olduðuna dair bir takým þüpheler ortaya çýkmaktadýr. Haber-i Rasûl, ya onun zamanýnda bulunup onun aðzýndan iþitmekle, ya da tevatür yoluyla rivayet edilmekle kesin bilgiyi ifade eder. Aksi takdirde haber-i rasûlün sübûtu zanni olur.

Medlülüne kesin olarak delâlet etmeyen ve ondan her türlü ihtimali kaldýramayan delillere zanni deliller denilir. Zanni olan nakli deliller 3 kýsýmdýr:

a) Sübûtu kat´i olup da manâya delâleti kesin olmayan bazý ayetler ve mütevatir hadisler gibi. Bunlarýn, sübutu kat´i olduðu için, peygamber tarafýndan teblið edilip söylendiðinin inkârý küfrü gerektirir.

b) sübûtu zannî ve manaya delâleti kat´i olan haberler. Ahad hadisler gibi.

c) sübûtu da manâya delâleti de zanni olan deliller ve hadisler. Muhtelif manalara ihtimali bulunan ahad hadisler gibi.

Akaid sahasýnda nakli olan zanni deliller, sübutu ve delâleti kesin olan bir delile ve kat´i bir asla istinad etmedikçe makbûl sayýlmazlar. Her þeyden önce, nakli delilin akaidde delil sayýlabilmesi için, sübûtu zanni olmayýp kat´i olmalýdýr. Sübûtu zanni bir delil ile sabit olan bir hükmün inkârý küfrü gerektirmez. Kelâmcýlar, hadis ýstýlahýnca sahih bile olsa, sübûtu kat´i bulunmadýðý için ahad hadisleri akaidde kesin delil kabûl etmezlerse de, bunlarýn fýkýhta, ameli ve ahlâki hükümlerde delil olacaðýný söylemiþlerdir.

Zanni olan akli delillerle elde edilen bilgilerin sübutu (gerçekliði) zannidir. Böyle bilgiler kesin olmadýklarý için ilim deðildirler. Kelâm ýstýlahýnca, kesin ve kat´i bilgiye ilim denilir. Yakiniyyat (zorunlu ve kesin bilgiler) ancak bürhanlarla elde edilirler.

Zanni olan akli deliller de þunlardýr:

1- Meþhürat: insanlarýn hepsi veya bir kýsmý tarafýndan doðru kabul edilen mukaddimelerdir. Kim olursa olsun herkese adaletle muamele etmek güzeldir gibi.

2- Makbûlat: Peygamberler gibi masûm olmayan fakat haklarýnda güzel zan beslenilen âlim ve otoritelerin sözleridir. Hz. Ali´nin "Bana bir harf öðretenin kölesi olurum" sözü gibi.

3- Müsellemât: Ýlmi tartýþmalarda hasým tarafýndan doðruluðu kabul edilen hükümlerdir. Hz. Peygamberin mi´racýný inkâr eden bir hýristiyana Hz. Ýsâ´nýn mi´racýný (göklere çýkýþýný) misal vermek gibi.

4- Kesin olarak medlüle delâlet etmeyen bir takým ipuçlarý ile hüküm vermek ki buna zanniyât da denilir. Gece yarýsý sokaklarda dolaþanýn hýrsýz olduðuna hükmetmek gibi.

5- Muhayyelât: Þiir, güzel ve secili sözler gibi psikolojik nefret uyandýrmak veya neþe verip teþvik etmek için söylenen sözler: Þarab seyyâl bir yakuttur, bal ise iðrenç bir kusmuktur, gibi. Muhayyelât, batýla insanlarý çekmek için çok kullanýlýr.

Bu anlatýlan deliller ve mukaddimelerle meydana gelen bilgilerin sübûtu (gerçekliði ve doðruluðu) zannidir. Kesin deðildir.

 
 


radyobeyan