Soygun By: armi Date: 24 Mart 2010, 12:39:07
SOYGUN, SOYGUNCULUK
Yol keserek yapýlan adam soyma iþi; emeksiz ve yolsuz olarak elde edilen büyük kazanç. Soygun yapana "soyguncu" veya "eþkýya" denir. Ýslâm hukukunda "hýrâbe" veya "kat´u´t-târik" terimleriyle ifade edilen yol keserek soygun yapma suçunun Ýslâm devletine karþý isyan etmek anlamýna gelen baðy suçu ile de yakýn ilgisi vardýr (bk. "Baðy, Baðî" mad). Ancak yol kesenler haklý bir yoruma dayanmadan bu fiili yaparken, Ýslâm devletine baþkaldýran bâðîler kendilerinin haklý olduðuna inanarak isyan ederler. Aralarýndaki bu anlam yakýnlýðý sebebiyle, Hanefiler yol kesmenin cezasýný hýrsýzlýk cezasý ile baðlantýlý gördüler. Ancak yol kesmeye "büyük hýrsýzlýk" denir. Çünkü onda mal sahiplerine ve topluma daha büyük zarar vardýr. Adi hýrsýzlýða ise "küçük hýrsýzlýk" adý verilir. Çünkü onun zarari yalnýz malý alýnan kimse ile sýnýrlý olur (Ýbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, Mýsýr 1316/1898, IV, 205).
Bir kimsenin soyguncu sayýlmasý için, yol kesmeden önce kanýnýn koruma altýnda olmasý gerekir. Ýslâm beldesinde yaþayan müslüman veya zimmi gibi... Soyguncuya uygulanacak ceza þu âyette belirlenmiþtir; Âllah ve rasulüne savaþ açanlarýn, yeryüzünde yol keserek bozgunculuða koþanlarýn cezasý, ancak öldürülmeleri veya asýlmalarý yahut (sað) elleriyle (sol) ayaklarýnýn çapraz olarak kesilmesi, yahut da bulunduklarý yerden sürülmeleridir" (el-Mâide, 5/33).
Ýslâm hukukçularý yol kesip adam öldüren ve mal alan soyguncuya had cezasý verileceði konusunda görüþ birliði içindedirler. Bu ceza, öldürülenin velisinin affý ve alýnan malýn geri verilmesi ile düþmez. Âdi katlde ise, bunun aksi hüküm uygulanýr.
Yol kesmenin rüknü; yoldan geçenlere bir veya daha çok kiþinin silâh vb. þeyleri kullanarak zorla engel olmasýdýr. Burada yol kesenlerin üstün bir güce sahip olmasý, yolu kesilenlerin onlara karþý koyacak durumda bulunmamasý gerekir (es-Serahsî, el-Mebsût, 3. baský, Beyrut. 1398/1978, IX,195; el-Kâsâni, Bedâyiu´s-Sanâyi´, VII, 90 vd.; Ýbnül-Hümâm, a.g.e., IV, 268).
Bir kiþiye soyguncu denmesi için onda bulunmasý gereken özellikler:
Yol kesenin akýllý ve ergin olmasý gerekir. Küçük ve akýl hastasý olan yol kesiciye had cezasý uygulanmaz. Çünkü had, suçun gerektirdiði bir cezadýr. Küçük çocuðun ve akýl hastasýnýn fiili suç (cinayet) olarak nitelendirilemez. Ebû Hanîfe´den nakledilen zahirur-rivâye´ye göre, soyguncunun erkek olmasý da gereklidir. Meþhur rivâyete göre, soyguncularýn arasýnda bir kadýn bulunsa, ona had uygulanmaz. Çünkü yol kesmenin rüknü, çatýþma yoluyla üstün gelerek yoldan geçenlerin önünü kesmektir. Normal olarak kadýnlar kalplerinin yumuþaklýðý yüzünden, savaþçý deðillerdir ve soygunu da gerçekleþtiremezler. et-Tahâvî´ye göre ise yol kesmede erkek ve kadýn eþittir. Yol kesmenin cezasý da diðer hadlerde olduðu gibi erkek ve kadýna gerekli olur.
Kadýnlarla birlikte bulunan erkeklere gelince; Ebû Hanife ve Muhammed´e göre, bu erkekler kadýnlarla birlikte bizzat soyguna katýlmýþ olsunlar veya dolaylý yoldan katýlmýþ bulunsunlar kendilerine had cezasý uygulanmaz. Çünkü haddin gerekme sebebi bir olup, bu da yol kesmedir. Bu suç had gereken ve gerekmeyen karýþýk bir toplulukça iþlenmiþtir Prensip olarak bu topluluktan had düþer. Ýslâm devleti baþka ta´zir cezasý uygular. Nitekim yol kesicilerin arasýnda çocuk veya akýl hastalarýnýn bulunmasý halinde de hüküm böyledir (es-Serahsi, a.g.e., IX,197; el Kâsânî, a.g.e., VII, 91; et-Tahâvî Muhtasar s. 277).
Çoðunluk Ýslam hukukçularý ise, erkek ve kadýn soyguncu arasýnda bir ayýrým gözetmemiþlerdir. Bunlara göre, zorla ve silahlý olarak yol kesen ve baþkasýnýn dokunulmaz malýný alan soyguncu, erkek olsun, kadýn olsun had cezasý uygulanýr (eþ-Þirâzî, el-Mühezzeb, II, 284; ez-Zühaylî, el-Fýkhul-Ýslâmî ve Edilletüh, 2. baský, Dimaþk 1405/1985, VI, 130, 131).
Yolu Kesilenlerle Ýlgili Þartlar:
1. Yolu kesilen kimselerin müslüman veya zimmî olmasý gerekir. Düþman ülkesi tebasýndan pasaportlu kimsenin yolunu kesme halinde had cezasý uygulanmaz. Çünkü pasaportla oturanýn malýnýn dokunulmazlýðý mutlak bir dokunulmazlýk deðildir. Çünkü bunda mübah kýlýnma þüphesi vardýr.
2. Yolu kesilenin mal üzerindeki elinin sahih olmasý gerekir. Mülk, emânet veya dimân eli gibi... Eðer malý elinde tutma hýrsýzlýk eli gibi meþru olmayan bir sahiplenme ise, yol kesiciye had uygulanmaz (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 91).
Diðer yandan, yol kesenlerle yolu kesilenler arasýnda mahrem bir hýsýmlýðýn bulunmamasý gerekir. Aksi halde yol kesenlere had cezasý uygulanmaz. Yakýn hýsýmlýk had cezalarýnýn uygulanmasýna engel olur. Çünkü hýsýmlar arasýnda birbirinin malýný alma, koruma ve yararlanma bakýmýndan normal olarak izin bulunur.
Ancak soygunculardan bir tanesi mahrem hýsým, küçük veya akýl hastasý olsa, Ebû Hanife ve Ýmam Muhammed´e göre, diðer soygunculara da had uygulanmaz. Çünkü bunlarýn fiili suç sayýlmaz. Kadýn ise zayýflýðý sebebiyle yol kesme fiilini iþleyemez. Ya da bu durum istisna teþkil eder.
Ebû Yusuf´a göre ise, yol kesmede esas olan, soyguna direkt olarak katýlmadýr. Kadýn soyguna fiilen katýlsa erkeklere had uygulanýr, kadýna uygulanmaz. Ancak kadýn öldürme fiilini iþlemiþse, kýsas olarak öldürülür. Bu arada, öldürülenin velisinin kýsasý affetmesi mümkün ve caizdir (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 67, 91; Ýbnül-Hümâm, a.g.e., IV, 273; es-Serahsi, a.g.e., IX, 203).
Soyguna Yardýmcý Olanýn Hükmü:
Hanefi, Mâlikî ve Hanbelilere göre, yol kesenlerin bir bölümü fiilen soygun yaparken, bir bölümü, gözcülük, araç temini, malý saklamak, yataklýk yapmak gibi destek saðlasa, bunlara da yol kesme ve soygunculuk yapma cezasý uygulanýr (Ýbnül-Hümâm, a.g.e., IV, 271; ez-Zühayli, a.g.e., VI,133). Þâfiilere göre, fiilen soyguna katýlmamýþ olan kimselere hapis, sürgün gibi devletin koyacaðý ta´zir cezalarý dýþýnda bir ceza uygulanmaz (eþ-Þîrâzî, el-Mühezzeb, Mýsýr t.y., II, 285; eþ-Þirbinî, Muðnil-Muhtâc, Mýsýr t.y, IV, 182).
Soygunda Alýnan Malda Aranan Þartlar:
Soyguncunun aldýðý malýn, mütekavvim ve dokunulmazlýðý bulunan bir mal olmasý gerekir. Diðer yandan, soyguncu sayýsýna bölündüðünde, çalýnan malýn en az on dirhem gümüþ veya kýymetçe buna denk olmasý da gereklidir. Hz. Peygamber döneminde on dirhem gümüþ yaklaþýk iki koyun bedelidir (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 92).
Soygun Yeri Ýle Ýlgili Þartlar: Yol kesip soygun yapma suçunun gerçekleþmesi için soygun yeri ile ilgili þu özelliklerin bulunmasý gerekir.
1. Yol kesme Ýslâm ülkesinde olmalýdýr. Dârul-harpte yol kesme fiili için had cezasý uygulanamaz. Çünkü Ýslâm devletinin orada hadleri uygulama velâyeti (yetki-güç) bulunmaz. Baþka bir deyimle buna güç yetiremez.
2. Ebû Hanife ve Ýmam Muhammed´e göre yol kesme, þehir dýþýnda olmalýdýr. Yol kesme þehir veya köy içlerinde gerçekleþmez. Çünkü genel olarak buralarda insanlar yolu kesilenlere yardým ederler. Þehir içindeki soygun daha çok gasb´a benzer. Soygunu yapana ta´zîr cezasý verilir ve aldýðý mal, sahiplerine iade edilir. Delil; Ýstihsan prensibidir. Ancak þartlar deðiþip þehir içi soygunlar artýnca aksi yönde fetva verilmiþtir.
Ebû Yusuf, Mâlikî, Þâfii ve Hanbelîlere göre yol kesmenin hükmü þehir içinde de sabit olur. Ebû Yusuf burada kýyas´a dayanýr. Ona göre, haddi gerektiren sebep, yol kesme fiili gerçekleþir. Bu yüzden de had gerekir. Ýbn Abidîn (ö. 1252/1839), þehir ve kasabalarda gece veya gündüz, silahlý veya silahsýz soygunlarýn yaygýnlaþmasý üzerine bozguncularýn kötülüðünü defetmek için Ebû Yusuf´un görüþü ile fetvâ verildiðini belirtir (Ýbn Âbidîn, Reddül-Muhtâr, Mýsýr t.y., I, 815, III, 232; ez-Zühaylî, a.g.e., VI, 134).
3. Yol kesme fiilinin, þehirden sefer mesafesinden daha uzakta iþlenmesi gerekir. Bu, Ebû Hanife ile Ýmam Muhammed´in görüþüdür. Ebû Yusuf´a göre, bu, þart olmadýðý gibi þehir içindeki yol kesmelere de "yol kesme" cezasý uygulanýr. Fetvaya esas olan görüþ budur (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 92).
Soygunculuk Yapanlarýn Cezasý:
Soygunculuðun cezasýný belirleyen âyetteki (bk. el-Maide, 5/33) sýralamanýn, Ýslâm devletine istenilen cezayý uygulamada tercih hakký verip vermediði konusunda görüþ ayrýlýðý vardýr.
Hanefi, Þâfiî ve Hanbelilere göre, yol kesip soygunculuk yapanlara âyetteki sýraya göre, fakat suçlarýnýn aðýrlýk ve niteliði dikkate alýnarak had cezasý uygulanýr. Ancak aralarýnda þu görüþ ayrýlýklarý vardýr:
Hanefilere göre, yol kesenler yalnýz soygun yaparsa, el ve ayaklarý çaprazlama kesilir. Yalnýz adam öldürürlerse, öldürülürler. Ebû Hanife ve Ýmam Züfer´e göre öldürme ve soygun fiilinden her ikisini de iþlemiþlerse, Ýslâm devlet baþkaný seçimlik hakka sahiptir. Dilerse el ve ayaklarýný çaprazlama keser, sonra öldürür veya bunlarý asar; dilerse el ve ayaklarý kesilmeksizin öldürülür veya asýlýrlar.
Eðer öldürme ve soygun olmaksýzýn yalnýz korkutma olmuþsa, sürgün cezasý verilir. Bu da hapsetme, yani toplumdan tecrit etme yoluyla olur (es-Serahsi, a.g.e., IX,195; el-Kâsânî, a.g.e., VII, 93; Ýbnül-Hümâm, a.g.e., IV, 270; Ýbn Âbidîn, a.g.e., III, 233 vd.).
Ebû Yusuf ve Ýmam Muhammed´e göre, Ýslâm devlet baþkaný yol keseni öldürür veya asar; fakat el ve ayak kesemez. Çünkü suç bir tane olup, yol kesmeden ibarettir. Bu suça iki ceza birlikte uygulanmaz. Çünkü hadlerde aðýr olan ölüm cezasý, daha hafif olan el ve ayak kesmeyi de kapsamýna alýr. Nitekim hýrsýzlýk ve recm cezasý bir kiþide birleþince, yalnýz recm´in uygulanmasý yeterlidir. Ebû Hanife ve Züfer ise çaprazlama el ve ayak kesme ile ölüm cezasýnýn birlikte uygulanmasýný "aðýrlaþtýrýlmýþ ceza" olarak nitelerler. Çünkü yol kesen, can ve mal güvenliðini birlikte ihlâl etmiþ olur.
Þâfiî ve Hanbelîlere göre, yol kesenler yalnýz soygun yaparsa, çaprazlama el ve ayaklarý kesilir; soygun yapmaksýzýn yalnýz öldürme fiili varsa, suçlular asýlmaksýzýn öldürülürler. Öldürme ve soygun suçu ikisi birlikte iþlenmiþse, öldürülür ve asýlýrlar yalnýz korkutmada sürgün cezasý verilir (Ýbn Kudâme, el-Muðni, 3. baský, Kahire 1970, VIII, 288; eþ-Þîrâzî, el-Mühezzeb, II, 284; eþ-Þirbînî, Muðnil-Muhtac, Mýsýr t.y., IV, 81, vd; Ýbn Teymiyye, es-Siyâsetü´þ-þer´iyye, s. 78).
Ýmam Mâlik´e göre, yol kesenlerin cezasý Ýslam devlet baþkanýnýn görüþüne býrakýlmýþtýr. O, âyette yer alan toplum yararýna en uygun olan ve bozgunculuðu önlemede etkili bulunan cezayý belirleyerek uygular. Dayandýðý delil; âyetteki "ev (yahut)" ifadesinin muhayyerlik bildirmesidir. Çoðunluk Ýslâm hukukçularýna göre ise bu edat, suçun çeþit ve aðýrlýk durumuna göre ceza çeþidini ifade eder (Mâlik, el-Müntekâ alel-Muvatta´, VII,172; ez-Zühaylî, a.g.e., VI,137, 138).
Ebû Yusuf´a, Hanefilerde daha saðlam görüþe ve Mâlikilerde tercih edilen görüþe göre, yol kesen, diri olarak asýlýr. Dikili bir direðe el ve ayaklarý açýk olarak baðlanýr. Aþaðý salýnmadan önce yaralanarak öldürülür. Böylece suçlu diri iken cezalandýrýlmýþ olur.
Þâfiî, Hanbelî ve Hanefilerden et-Tahâvî´ye göre asma, öldürdükten sonra olur. Çünkü âyette, Cenab-ý Hak öldürmeyi önce zikretmiþtir. Suçlunun diri olarak asýlmasýnda ona azap verme vardýr. Hz. Peygamber "müsle"yi (ölünün uzuvlarýný kesip eziyeti) ve hayvanlara bile acý vermeyi yasaklamýþtýr. Hadiste þöyle buyurulur: "Öldürdüðünüz zaman, öldürmeyi güzel yapýnýz. Hayvan kestiðinizde de kesmeyi güzel yapýnýz" (Müslim, Sayd, 57; Ebû Dâvud, Edâhî, II; Nesâî, Dahâyâ, 22, 26, 27; Ýbn Mâce, Zebâih, 3).
Çoðunluða göre, topluma ibret olarak asýlan kiþi üç güne kadar daraðacýnda tutulabilir. Ahmed b. Hanbel´e göre ise "asma" sayýlacak kadar bir süre yeterlidir.
Yol Kesme Suçunun Niteliði ve Hükümleri:
Yol kesme cezasý Allah haklarýndan olan bir had cezasýdýr. Affa, düþürmeye, ibrâ ve sulha ihtimali yoktur.
Soyguncular mal almýþ ve had cezasý da uygulanmýþ iken, mal elde mevcut ise sahiplerine geri verilir. Mal telef veya yok olmuþ ise Hanefilere göre had ve tazminat birlikte uygulanmaz. Hadiste þöyle buyurulmuþtur:
"Hýrsýza had uygulandýðý zaman, artýk tazmin yoktur" (Nesâî, Sârýk, 18). Çünkü tazmin, temliki gerektirir. Mülk ise hadde engel olur. Bu ikisi bir arada bulunmaz (el-Kâsânî, a.g.e., VII, 95; Ýbnül-Hümâm, a.g.e., IV, 271).
Þâfiî, Mâlikî ve Hanbelîlere göre,
Had ve dýmân, hýrsýzlýktaki gibi bir arada uygulanýr. Çünkü mal, geri verilmesi gereken bir haktýr. Mevcutsa, ayrý olarak; telef olmuþsa, tazmin edilerek geri verilir (Ýbn Kudâme, a.g.e., VIII, 295, 298; ez-Zühayli, a.g.e., VI, 140).
Yol Kesme Cezasýný Düþüren Haller:
Bu durumlarda yol kesme cezasý düþer:
1. Yol kesenin suçunu ikrarda, yolu kesilenleri yalanlamasý.
2. Yol kesenin daha önceki ikrarýndan dönmesi.
3. Delillerin, davacýnýn iddiasýný yalanlamasý.
4. Soygunda alýnan malýn, gerçekte soygunu yapana ait olduðunun ispat edilmesi.
5. Yol kesenin, güvenlik güçleri kendilerini ele geçirmeden önce piþmanlýk duyarak tevbe etmesi. Çünkü soygunculuk cezasýný belirleyen âyetten bir sonraki âyette þöyle buyurulur: Âncak kendilerini yakalamanýzdan önce tevbe edenler olursa; bilin ki Allah gâfur´dur rahimdir, (çok baðýþlayan ve çok merhamet edendir)" (el-Mâide, 5/34).
Eðer soyguncular silâhla adam öldürürse, Hanefilere göre kýsas gerekir; sopa, taþ vb. ile öldürürlerse, öldürenin "âkile" sine (bk "Âkîle" mad.) diyet vacib olur. Çoðunluða göre ise silahla olsun, baþka âletle iþlensin kasten öldürmede kýsas (bk. "Kýsas" mad.) uygulanýr.
Yaralamalarda ise, mümkün olursa kýsas; bu mümkün olmazsa erþ (bk. "Erþ" mad.) yani Tazminat cezasý gerekir (el-Kâsânî, a.g.e.; VII, 96; Ýbnül-Hümâm, a.g.e., IV, 271; eþ-Þîrâzi, a.g.e., II, 285).
radyobeyan