Siyer By: armi Date: 24 Mart 2010, 12:31:19
SÝYER
Hz. Muhammed (s.a.s)´in hayat hikâyesi:
"Siyer", Arapça "sîre" sözcüðünün çoðulu olup Peygamber (s.a.s)´in hayatýný (hal tercümesini) anlatmak için kullanýlýr. Zaman içinde: Soy dizini, doðumu, çocukluðu, gençlik yýllarý, peygamberliði, Mekke ve Medine´de meydana gelen olaylar ve gerçekleþen savaþlarý da içine alacak þekilde, doðumundan ölümüne kadar Hz. Peygamber (s.a.s)´in hayatýndan sözeden kitaplara "Siyer-i Nebî", "es-Siretü´n-Nebeviyye" veya kýsaca "Siyer" adý verilmiþtir.
Siyer ile sýkça beraber kullanýlan ve savaþ, savaþ yeri, savaþ menkýbesi anlamlarýný ihtiva eden "Meðâzi" kelimesi vardýr. Hz. Muhammed (s.a.s)´in savaþlarýnýn anlatýldýðý kitaplara da ayný ad verilmiþtir.
Ýzahlardan da anlaþýlacaðý üzere siyer, daha genel, meðâzî ise daha dar anlamý ifade eder. Ancak bu iki isim sýk sýk karýþtýrýlmýþ ve birbirini ifade edecek tarzda kullanýlmýþtýr. Bazý meðâzi türü eserler, siyer kaynaklarý gibi, Hz. Peygamber (s.a.s)´in hayatýndan bütünüyle bahseder ve yazýlarý bu tür meðâzi kitaplarý Siyer-i Nebî türü eserleri andýrýrlar. Ancak çoðunlukla meðâzî türü eserler, Peygamberimizin savaþlarýný asýl olarak ele almýþlardýr.
Siyer, bir yönüyle Hadis´e bir yönüyle de Ýslâm tarihinin içine girmiþtir. Gerçekten siyer, Hz. Peygamber (s.a.s)´in söz ve davranýþlarýndan bahseden Hadis ilminin bilinmesini gerekli kýldýðý gibi; O´nun hayatýnýn her safhasýndan bilgi vermesi itibariyle de Ýslam tarihinin bir bölümünü oluþturur.
Nitekim Ýslâm âlimlerinin çoðu, siyerden itibaren Ýslâm tarihini bir bütün halinde ele almýþlar ve eserlerinde, Hz. Peygamber (s.a.s)´in hayatýndan -hattâ öncesinden- baþlayarak Ýslâm tarihi ile ilgili olaylarý, yaþadýklarý döneme kadar anlatmýþlardýr.
Siyer´in kaynaklarý arasýnda ilk sýrayý, nüzulünden itibaren hiçbir tahribat ve tahrifata uðramamýþ olan Kur´ân-ý Kerim alýr. Herhangi bir olay konusunda Kur´ân´da âyet ve iþaretler varken baþka bir kaynak aramaya ihtiyaç yoktur. Kaynaklarda ikinci sýra hadis-i þeriflerindir. Özellikle Hz. Peygamber´in Medine´de geçirdiði hayata ait bilgiler, hadislerde bütün ayrýntýlarýyla bulunabilir. Bu iki kaynak, Ýslâmî ilimlerin her dalýnda olduðu gibi, Siyer için de vazgeçilmez kaynaklar durumundadýr. Siyerin kaynaklarý arasýnda Sahabe´den gelen rivâyetlerin yeri oldukça önemlidir. Hz. Peygamber (s.a.s)´den gördüklerini, duyduklarýný kendilerinden sonraki nesle sözlü olarak aktaran bu güzide topluluðun anlattýklarý, Emeviler devrinden itibaren yazýlý belgeler olarak ortaya konmuþ ve bunlar ilk Siyer ve Meðâzi kitaplarýna kaynaklýk teþkil etmiþtir.
Siyer-i Nebî, bir süre þifâhi nakil olarak devam ettikten sonra, tedvin edilmeye baþlandý. Siyer´i ilk tedvin eden, Ýbn Þihâb ez-Zühri (öl. 122/739)´dir. Siyer alanýnda Ýslam tarihinde büyük þöhrete ulaþmýþ dört eser vardýr. Bunlar "Siyer-i erbaa" (En ünlü dört siyer) adýný almýþlardýr. Bunlar; Ýbn Hiþam´in "es-Siretü´n-Nebeviye"si; Ýbn Seyyidin-Nâs´ýn "Uyûnül-Eser´ ý; Muhammed b. Yusuf ed-Dýmaþki´nin "Sebilül-Hedyi ve´r-Reþâd "ý ve Ali b. Burhaneddin el-Halebî´nin "Ýnsânül-Uyün"udur.
radyobeyan