Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Sika By: armi Date: 24 Mart 2010, 12:20:31

SÝKA




Hadis râvilerinde aranan þartlardan biri; adâlet ve zabt sýfatlarýný taþýyan güvenilir râvi.

Kelime anlamýna göre, kendisine itimad olunan, güvenilen kimse demek olan "sika" hadis ýstýlahýnda gerek adâlet gerekse zabt yönünden kusursuz olan hadis râvileri hakkýnda kullanýlan bir tabirdir. Bir râvinin hadislerinin kabul olunabilmesi ve kendisinin sika diye vasýflandýrýlmasý için, adâlet ve zabt vasfýný tam olarak taþýmasý gerekmektedir. Adâlet, hadis naklinde, rivayetlerinin kabul edilebilmesi için râvilerde bulunmasý gereken vasýflarýn en önemli olanlarýndan biridir.

Hadis râvisinin, din iþlerinde istikamette olmasý, fýsk ve fücurdan selâmeti, mürüvveti ihlal eden hata ve kusurlardan uzak olmasýna râvinin adâleti (adâletü´r-râvî) denilmektedir. Bu râvi dinî farîzayý gereði gibi ifâ eder, emrolunaný iþler, nehyolunandan kaçýnýrsa, "adl" ile mevsûf olur. Nitekim böyle kimseler hakkýnda, dininde adl ile mevsuf, hadisinde sýdk ile ma´rûf, denir (Hatib Baðdadî, el-Kifâye fi Ýlmi´r-Rivâye, Haydarabad 1357, s. 80).

Hadis âlimlerinin bazýlarýna göre adâlet, insaný büyük günah (kebâir) iþlemekten ve küçük günah (saðâir) üzerinde ýsrar etmekten alýkoyan bir melekedir. Bazýlarýna göre de, þehâdet ve rivâyetin kabul edilmesini gerektirecek þekilde, insana, taât ve mürüvvetin hâkim olmasýdýr. Zira insanýn iþlerinde masiyet ve mürüvvetsizlik galebe çalarsa, þehâdet ve rivâyeti reddedilir (Tahir el-Cezâirî, Tevcîhu´n-Nazar, Beyrut (t.y), s. 26).

Bir râvinin adâleti çeþitli yollarla bilinir. Bazan, adâleti sâbit olan kimselerin o râvinin adâleti hakkýnda þehâdet etmeleriyle; bazan adâletinin ilim ehli arasýnda þöhret kazanmasýyla ve sika (güvenilir) olan kimselerin o râviden övgü ile bahsetmeleriyle bilinir. Bu ikinci durumda, râvinin adâletinin tesbiti hususunda herhangi bir açýklama (beyyine) veya þâhit aranmaz. Meselâ Mâlik b. Enes, Þu´be b. Cerrâh, Süfyan es-Sevrî, Süfyan b. Uyeyne el-Evzaî, Abdullah b. Mübârek, Veki´ b. Cerrâh, Ahmed b. Hanbel, Yahya b. Maîn, Ali b. Medinî ve bunlarýn benzeri bir çok muhaddisin adâleti, ilim ehli arasýnda büyük bir þöhret kazanmýþ ve her biri hakkýnda diðer mühaddisler hayýr ve senâ ile bahsetmiþlerdir.

Zabt, kelime itibariyle insanýn, iþittiði herhangi bir þeyi aradan uzun zaman geçmiþ olsa bile, dilediði anda hatýrlayabilecek bir þekilde belleyip hýfzetme yeteneðine sahip olmasý demektir. Hadis ýstýlahýnda, rivâyetinin kabulü için bir râvide bulunmasý gereken iki önemli sýfattan birini teþkil eder. Hadis usulü âlimleri zabtý; ezberdekinin zabtý (zabtu´s-sadr) ve kitaptakinin zaptý (zaptul-kitab) diye iki kýsma ayýrmaktadýrlar. Ýnsanýn iþittiði bir þeyi dilediði zaman hemen hatýrlayabilecek þekilde hýfzetmesine zabtu´s-sadr denilir. Kitaptakinin zabtý (zabtul-kitab ise; râvinin, iþittiði veya tashihini yaptýðý andan itibaren, içindeki hadisleri edâ veya rivâyet edinceye kadar kitabýný korumasý demektir. Bir râvinin zabt bakýmýndan kuvvet ve kudreti, rivayet etmiþ olduðu hadislere, aranýlan þartlarý taþýyan baþka râvilerin muvafakatiyle bilinir. Eðer bir râvinin hadisleri, zabt þartýna hâiz diðer râvilerin hadîslerine muhâlif olursa; o râvi, zabt bakýmýndan zayýf sayýlýr (Talat Koçyiðit, Hadis Usûlü, Ankara (t.y), s. 46).

Bir râvide bu iki sýfat, yani adâlet ve zabt sýfatý birleþtiði zaman, o ravi sika (güvenilir) olma özelliðini kazanýr. Þüphesiz hadisteki sýhhat ve za´fiyet, her þeyden önce, hadisi nakleden ravinin güvenilir olup olmamasýna baðlý olarak ortaya çýkan sýfatlardýr. Bir râvi ne derece güvenilir ise, onun rivayet ettiði hadis de o derece sýhhat kazanmýþ olur. Bir hadisin isnadýný teþkil eden ravilerin hepsi güvenilir (sika) olduklarý takdirde, o hadisin sahih olduðuna hükmolunur. Ravilerden birinin veya bir kaçýnýn güvenilir olmamasý halinde, onlarýn bu halleri, rivayet ettikleri hadisin sýhhati üzerinde þüphe ve tereddütlerin belirmesine ve dolayýsýyla o hadisin sahih olmadýðý hükmünün verilmesine sebep olur. Bu önemli kaide dolayýsýyla, hadis ravilerinin gözönünde tutulmasýna ve hallerinin araþtýrýlýp ortaya konmasýna büyük önem verilmiþtir.

Diðer taraftan "sika? tabiri, hadis ravilerin adalet vasfýný taþýmýþ olduklarý açýklanýrken (tadil) kullanýlýr ve bazan bu kelime tadilin en yüksek mertebesini göstermek üzere iki defa tekrarlanarak söylenir;" sika sika? gibi, yahut da tadile delâlet eden diðer tabirlerle birleþtirilerek kullanýlýr; "Sika sebt, sika mutkýn, sika hücce, sika hâfýz" gibi. Bazan da "evseku´n-nâs" (insanlarýn en sika olaný) tabiri kullanýldýðý görülür.

Sika ve zayýf olan ravilerin bilinmesi, hadis usulünün üzerinde durduðu önemli konulardan biridir. Bu nedenle hadis târihinde sika ravilerin isimlerini ve tercemelerini bir araya getiren kitaplarýn telifine büyük önem verilmiþtir. Muhaddislerden bazýlarý sadece sika ravilerin tercüme-i hallerini anlatmak maksadýyla "Kitabu´s-sikât" adý verilen eserler yazmýþlardýr. Bu þekilde "Kitabu´s-sikât" isminde eser yazan muhaddisler arasýnda Ýbn Hibban el-Büstî, Zeynuddin Kasým b. Kutluboða ve Halil b. Þahîn bulunmaktadýr. Bazý muhaddisler de sika râvilerle birlikte zayýf râvileri de toplayan kitaplar yazmýþlardýr. Bunlarýn pek çok misali bulunmaktadýr. Mesela Buharî´nin üç târihi, Ýbn Hýbban´ýn Kitabul-cerh ve´t-tadîli, Ýbn Ebî Hatim er-Razi´nin, Ebu Ýshak Ýbrahim b. Yaküb el-Cüzecânî´nin Kitabul-Cerh ve´t-tadili, Ýbn Kesir´in Kitâbut-Tekmile fi marifeti´s-sikat ve´d-duafâ vel-mecâhîl, isimli eseri, Zehebi´nin Mizânul-Ý´tidâl´i, Ýbn Hacer´in Tehzibu´t-Tehzib´i, bunlardan bir kýsmýdýr. Bu tür eserler arasýnda yer alan Ýbn Sa´d´ýn et-Tabakatül-Kübrâ´sý, Sahabe, Tabiün ve kendi zamanýna kadar yaþamýþ olan kimseleri de almasý bakýmýndan meþhûr olmuþ önemli bir eserdir.

Muhaddislerin râvilerin sika olup olmadýklarýný tesbit etmek için göstermiþ olduklarý fevkâlâde ilmi gayretler, Hz. Peygamber (s.a.s)´den rivâyet olunacak hadisleri saðlam ve sýhhatli bir þekilde elde etme gayesine yöneliktir. Hiç þüphesiz adâlet ve zabt vasfýný tam olarak taþýyan sika bir râvi ancak saðlam ve sahih rivayetler nakleder. Zayýf, asýlsýz ve münker rivâyetleri de ancak tanýnmalarý için ele alýrlar. Sika olmayan râvilerin de özel kitaplardan toplanýp tanýtýlmasý onlar kanalýyla naklonulmuþ rivâyetleri tanýmak açýsýndan büyük bir kolaylýk sebebidir. Çünkü sika olanýn rivayeti kabul olunur ve onunla amel edilir. Sika olmayan râvilerin de çok iyi tanýnmasý gerekmektedir. Muhaddisler rical ile ilgili yapýlmasý gereken tüm çalýþmalarý en ince teferruatýna kadar açýklýða kavuþturmuþlardýr.

 


radyobeyan