Hukuku Ýslamiye
Pages: 1
Neseb ve Hizane By: ecenur Date: 23 Mart 2010, 13:24:34
BEÞÝNCÝ KÝTAP

NESEBE VE HÝZANEYE AÝD OLUB BÝR MUKADDÝME ÝLE ÎKÎ BOLÜME AYRILMIÞDIR

(MUKADDÝME)


Neseb Île Hîzaneye Aid Istýlahlar :



1 - (Neseb) : Esasen bir beldeye veya bir kabileye veya bir mes­leðe olan nisbet ve izafe demekdir.

Neseb tabiri, karabet mânasýnda istimal edilegelmiþdir. Bu halde, reseb: «baba ve ana cihetlerinden olan iþtirak ve ittisal» den ibaretdir. Maahaza neseb, ekseri, baba cihetinden olan karabetde kullanýlýr. Bu ci­hetle neseb, iki nevidir: Nesebbittûl, nesebbil´arz.

2 - (Neseb bittûl = amudî neseb) : Babalar ile ve babalarýn ilâ nihaye babalariyle oðullar ve oðullarýn ilânihaye oðullarý arasýndaki it­tisaldir.

3 - (Neseb bilarz - ufkî neseb): Erkek kardeþler ile bunlarýn oðullarý ve amca oðullarý arasýnda olan ittisalden ibaretdir,

4 - (Nisbet) kelimesi, hem neseb mânasýna gelir, hem de bâzý ze­vat veya mütecanis eþya arasýndaki muayyen hususiyetlere, mikdarlara itlâk olunur.

iki þey arasýndaki nýümaselet ve müþakeleye de «münasebet» denir. «întisab» da bir þahsýn diðer bir þahsa veya bir mahalle veya bir mes­leðe olan merbutiyet ve alâkasý demekdir,

5 - (Dý´ve) : Henüz doðmuþ veya henüz rahmi mâderde bulun­muþ olan bir çocuk hakkýnda «bu, bendendir» veya «bu benim çpcu-ðumdur» diye ikrar ve itirafda bulunmakdýr.

6 - (Deýy) : Nesebi baþkasýndan salbit olub bir þahýs tarafýndan ebenni olunan, yani: evlâd ittihaz edilen çocukdur ki, o þahsýn evladý olmuþ olmaz. Cem´i: ed´iyadýr. O þahsa «mütebenni» bu çocuða da hem deýy», hem de «mütebennâ» denilir.

7 - (Tebennî) : Nesebi baþkasýndan sabit olan bir çocuðu kendi­sine evlâd edinmektir. Bu çocuða «mütebennâ» ve «deýy» adý verilir. Te-[bennîde bulunan þahsa da «mütebenni» denilir.

8 - (Firaþ = firaþiyyet) : Bir kadýnýn sahibi olan bir þahýs için doðurmaða teayyün etmiþ olmasýdýr. O sahib, ya zevç veya mâlik = seyyiddir.

Böyle bir erkeðe «müstefriþ», Öyle bir kadýna da «müstefreþe» de­nir.

Firaþ, dört kýsma ayrýlmýþdýr:

9 - (Firaþý kavi): Menkûhenin ve ric´iyyen mu´tedde olan kadý­nýn firasýdýr.

10 - (Firaþý mütevassýt) : Ummi veledin firaþýdýr.

11 - (Firaþý akva) : Talâký bainden dolayý iddet beklemekde olan kadýnýn firaþýdýr.

12 - (Firaþý zaîf) : Henüz istîlâd edilmemiþ olan cariyenin firaþý­dýr. Ummi veled ve müstevlede için i´tak mebhasine müracaat!

13 - (Kizane = îhtizan): Lûgatde kucaða almak, besleyib bü­yütmek üzere yanýnda bulundurmak, kuþun yumurtalarý kanatlarý altý­na alarak üzerlerine basmasý mânâsýna gelir.

Istüahda «çocuðu salâhiyetdar olan kimsenin muayyen müddeti için­de imsak ve terbiye etmesi» demekdir.

Mecnun, matuh gibi çocuk hükmünde bulunan âciz kimseleri sala­hiyetli þahýslarýn hýfz ve terbiye etmeleri, bunlarýn yiyeceklerine, içecek­lerine bakmalarý, nezafetlerini, istirahatlerini teinin çalýþmalarý, kendile­rini muzir þeylerden siyanete kýyam etmeleri de hizane demekdir.

14 - (RebbüThazane) : Hizane hakkýna mâlik olan kimsedir. Bu­na (hâzin, hâzine, men lehül´hazane de denir. Hizaneye tâbi olan çocuða da mahzun, mahzune» adý verilir.

15 - (Ulûk) : Bir þeye ilgili olmak. Ýki þey arasýndaki sadakat ve­ya husumet. Gebe kalmak. Rahim gibi oðlan yataðý denilen mahal.

«Alûk» da arzu ve süt manasýnadýr. Ölüme, ve dâhiyeye de alûk ve alûka denir. «Alâka» da bir þeye muhabbet veya husumet suretiyle olan merbutiyetdir. [48]


radyobeyan