Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Seviyy By: armi Date: 22 Mart 2010, 16:42:15

SEVÝYY



Tam, eksiksiz, kusursuz ve eþit mânâlarýna gelen Kur´anî bir terim. Sýfat olduðu kelimeye göre deðiþiklik göstermesine raðmen, genellikle mânâsý olumludur; mükemmellik ifade eder. Kelime Kurân-ý Kerim´de beþ yerde geçmektedir:

Meryem, 19/10, 17, 93; Tahâ, 20/135; el-Mülk, 67/22

Seviyy, yol mânâsýna olan "sýrat" kelimesiyle birlikte kullanýldýðý zaman dosdoðru (müstakim) mânâsýna gelir. Nitekim Kur´an-ý Kerim´de "Babacýðým, bana, sana gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni dosdoðru bir yola ileteyim " (Meryem, 19/43).

De ki: Herkes gözetlemektedir. Gözetleyin (bakalým), dosdoðru yolun sahipleri kimdir, doðru yolda olan kimdir, bileceksiniz? (Tâha, 20/135).

Bu dosdoðru yolun özelliðini müfessirler þöyle belirlemektedirler:

"Dosdoðru, isteklerin en ulvîsine ulaþtýran, kötülenmeye ve alçalmaya götüren sapýklýktan uzaklaþtýran yol? (Alûsî, Rûhul-Meânî, 16/97).

"Dosdoðru, mertebelerin en yücesine ulaþtýran, sapýklýktan kurtaran, en uzak noktasýnda bile aþýn cehalet bulunmayan, eðrilik bulunmayan, aksine dümdüz olan yol" (Ý.H. Bursevî, Rûhul-Beyan, V, 450).

Yine yolla, fakat yolda yürümekle ilgili olarak seviyy kelimesi Mülk süresinde þöyle kullanýlýr:

"Þimdi, yüzüstü kapanarak yürüyen mi doðru gider; yoksa yolda dosdoðru yürüyen mi?" (el-Mülk, 67/22).

Ayrýca bu yürüyüþ, "Dimdik, ayak sürçmesinden, tutukluktan sâlim olarak" diye tarif edilmektedir(Bursevî, Rûhul-Beyan, X, 93).

Seviyy kelimesi, "racül" kelimesiyle kullanýldýðý zaman hilkat mükemmelliði ifade ettiði görülür. Bunun için Kur´an-ý Kerimde:

(Meryem) onlarla kendi arasýna bir perde çekmiþti. Biz de rûhumuzu (Cebraili) ona gönderdik; O, Meryem´e mükemmel bir insan þeklinde göründü. Meryem dedi ki: "Ben senden, çok esirgeyici (Allaha) sýðýnýrým. Eðer (Allah´tan) korkuyorsan (bana dokunma.)" Ruh ise: "Ben, sadece Rabbimin elçisiyim. Sana tertemiz bir erkek çocuk hediye edeyim diye (geldim)"dedi" (Meryem, 19/17-15-19).

Zemahþeri bu konuda þöyle demektedir: "Melek, Hz. Meryem´e mükemmel yaratýlýþta, dalgalý saçlý, parlak güzel yüzlü genç bir adam þeklinde göründü. Mükemmel insan þeklinde hiçbir þey eksik deðildi. Ýnsan þeklinde görünmesi, Meryem´in onun sözünü dinleyip korkmamasý içindi. Melek þeklinde gelseydi belki ondan korkacak; sözünü dinlemeyecekti. Bu çok güzel insan karþýsýnda Allah´a sýðýnýp Allah´ýn korkusunu hatýrlatmasý Hz. Meryem´in iffet ve takvasýna delildir. Meleðin bu þekle girmesi, ayný zamanda, Hz. Meryem´in iffetini imtihandýr" (Keþî;f, III, 9).

Seviyy kelimesinin bu son manâsýyla ilgili olarak þu hadis-i þerifleri görüyoruz:

Rahimde nutfenin kýrk gece geçirmesinden sonra ona müvekkel kýlýnan melek Cenabý Hakka; "Ya Rabbi, organlarý tam (seviyy)mi olacak, yoksa sakat (gayri seviyy) mi?" diye sorar. Allah onu ya tam yaratýr, yahut sakat" (Müslim, Kader, 4).

Ebû Hüreyre (r.a)´den: Rasûlüllah (s.a.s) þöyle buyurmuþtur:

"Varlýklý kiþi için de, kuvvetli (seviyy) kiþi için de sadaka almak helâl deðildir".

Ýmam Þafiî ve Ahmed b. Hanbel´e göre güçlü ve saðlam kiþi zekât alamaz. Hanefilere göre havaic-i asliyyesinden fazla malý olmayan böyle birisine zekât verilebilir. Çalýþabilecek durumda olan kimse, yýllýk nafakaya sahip olamayacak kadar fakirse, çalýþmasa bile kendisine zekât verilir (Sünen-i Ýbn Mace Terc. ve Þerh, H. Hatiboðlu, V, 175).

Meryem süresi 10. âyetinde seviyy kelimesinin hangi kelimeyi nitelediði konusunda ihtilâf edilmiþtir. Bir kýsmýna göre "Leyâl" kelimesinin sýfatýdýr. Buna göre âyetin manasý þöyle olur:

"Rabbim! bana (çocuðumun olacaðýna dair) bir iþaret ver" dedi. (Cenabý Hak ise); "Senin iþaretin, peþ peþe (seviyy) tam üç gece (ve gündüz) insanlarla konuþamamandýr" buyurdu" (Meryem, 19/10).

Müfessirlerin çoðu Hz. Zekeriya´nýn sýfatý olduðunu söyledi. Buna göre manâ; "Senin iþaretin üç gece (ve gündüz) içinde, sen hastalýklardan salim olduðun halde (seviyy), insanlarla konuþamamandýr" (Fahruddin er-Razi, et-Tefsirul-Kebîr, XXI, 19; Ý.H. Bursevî, Rûhul-Beyân, V, 318).

Seviyy kelimesi eþit manâsýna da kullanýlmýþtýr. Bu manâ ile ilgili örnekleri hadis-i þeriflerde görüyoruz. Ýbn Ömer (r.a) dan; Rasûlüllah (s.a.s) þöyle buyurmuþtur:

"Sürü karýþtýrýlmýþ olunca sahipleri birbirine eþit seviyede (seviyy) dönerler" (Buharî, Zekât, 35; Ýbn Mâce, Zekât,13) yani zekât olarak verilen koyunun bedelini aralarýnda paylaþtýrýrlar. Meselâ, ikisinin de yirmiþer koyundan kýrk koyunu varsa, zekât olarak bir koyun alýnýr. Bu koyun kimden alýndýysa, diðeri ona yarým koyun bedeli öder.

Ebû Mûsa el-Eþ´arî (r.a)´den: Rasûlüllah (s.a.s) þöyle buyurmuþtur:

"Eþariler gazada yiyecekleri biter veya Medine´deki çoluk çocuklarýnýn yiyecekleri azalýrsa, ellerindeki yiyeceði bir elbisenin içine toplar, sonra onu aralarýnda bir kabýn içinde eþit olarak (bis-seviyye) paylaþtýrýrlar. Onlar bendendir, ben onlardaným" (Buharî, Þirket, I; Müslim, Fedâilus-Sahabe, 167).

 


radyobeyan