Semen By: armi Date: 20 Mart 2010, 18:03:38
SEMEN
Fiyat, bedel, deðer, paha, bir þeyin kýymeti; alýþ-veriþte satýlan malýn satýþ bedelini ifade eden terim; alýcýnýn satýn aldýðý þeye karþýlýk satýcýya vermesi gereken nakit para veya mislî mal. Çoðulu "esmân", "esmine" ve "esmün" gelir.
Mecelle´nin tarifi þöyledir: "Semen, satýlan þeyin pahasýdýr ki, alýcýnýn zimmetine taalluk eden þeydir" (Mecelle, mad., 152-154; bk. Ali Haydar, Dürarul-Hukkâm Þerhu Mecelletil-Ahkâm, Ýstanbul 1330/1912, I, 238, 240).
Semen, Kur´an-ý Kerîm´de genellikle "kalîl-az" kelimesi kendisine sýfat yapýlarak gelmiþtir. Bazan eksik, noksan, düþük manâsýna "bahs" kelimesi sýfat yapýlarak gelmiþtir (Yusuf, 12/20). Bazan da sýfatsýz gelmiþtir (el-Maide, 5/106). Sýfatlý geldiði yerlerde deðerli bir þeyin deðerinin düþürüldüðü, Hak katýnda deðeri olan þeyin hasîs (basit) menfaatlere kurban edildiði anlatýlmaktadýr. Bunlardan Yusuf süresi 20. âyetinde Hz. Yusuf´un kardeþleri tarafýndan düþük bir bahaya "semen-i bahs" ile satýldýðý anlatýlýr.
Bakara süresi 41-79-174, Âlu Ýmrân süresi 199, Mâide süresi 44 ve Tevbe süresi 9. âyetlerinde "Allahýn ayetlerinin az bir baha karþýlýðýnda satýldýðý" anlatýlýr. Âlu Ýmrân süresi 77-178, Mâide süresi 106 ve Nahl süresi 95. âyetlerinde ise "ahidlerin ve yeminlerin az bir menfaat karþýlýðýnda verildiði" bildirilir. Allah´ýn âyetleri (hükümleri) nin deðeri dünya menfaatleriyle ölçülemez. Onlarýn tatbikinde menfaat söz konusu deðildir. Onlarýn Allah´ýn emrettiði þekilde, menfaat gözetmeden tatbiki toplumlarda adaletin yerleþmesini saðlar. Bu ise Cenab-ý Hakkýn rýzasýný, dolayýsýyla ahirette sevaba nail olmayý gerektirir.
Semen iki çeþittir:
1- Semen-i müsemmâ; satýcý ile alýcýnýn karþýlýklý rýza ile aralarýnda satýlan mal için belirledikleri bedeldir. Bu semen ister satýlan malýn bizzat tamam deðerine uygun olsun, ister ondan eksik veya fazla olsun belirlenmiþ bir semendir. Bu durumda semen-i müsemmâ satýlan malýn (mebîin) gerçek kýymeti olabileceði gibi, az veya çok, ondan fazla veya noksan da olabilir. Meselâ bir kimse deðeri elli altýn lira olan bir atý, elli altýna satsa, semen-i müsemmâ gerçek deðere uygun; altmýþ altýna satsa, gerçek deðerinden fazla; kýrk altýna satsa, gerçek deðerinden noksan olmuþ olur (Ali Haydar, Durerul-Hukkâm Þerh-i Mecelletil-Ahkâm, I, 239, Madde, 153).
2- Semen-i misil; satýlan þeye, emsaline kýyasen ve bilirkiþiler tarafýndan takdir edilen kýymete denir (O.Z. Pakalýn, Osmanlý Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüðü, III,172). Semen-i misil, satýlan þeyin (mebîin) gerçek deðerine denk olarak kararlaþtýrýlandýr.
Satýþ muamelesinden taraflarýn, akitte belirttikleri semenin, malýn gerçek deðerine denk olmasý þart deðildir. Taraflar aralarýnda anlaþarak malýn deðerinin altýnda bir semen tesbit edebilirler. Ancak bu tesbitte gabn-i fahiþe sapmamak gerekir. Gabn-i fahiþ * olursa alýcý bu alýþ-veriþi feshedebilir.
Muttak bey´de (yani para ile mal almada) semen bir miktar paradýr. Bey´i sarfda da semen paradýr. Ama mukayaza bey´inde semen bir ayn´dýr.
Mecellenin 254. Maddesinde belirtildiði gibi, bey´ meclisi daðýlýncaya kadar semen eksiltilebilir de, artýrýlabilir de. Meclisin daðýlmasýndan sonra satýcý bir indirim yaparsa, bu indirime baðlý kalýr. Semenin artýrýlmasý, alýcýnýn bu artýrýmý kabulüne baðlýdýr (Mecelle, Madde, 257).
Satýþ akdinde semen olarak ne öngörülmüþse borç öylece ifa edilir (Mecelle, Madde, 242). Bu sebeple taraflar, durumun gereðinden veya örften anlaþýlmadýkça semeni, miktar, cins ve tür olarak açýkça kararlaþtýrmak ve harfiyyen yerine getirmek zorundadýrlar (Mecelle, Madde, 230). Ancak taraflar semeni lira olarak belirtmiþ olsalar da, alýcý borcunu bu liranýn kesirleriyle de ödeyebilir (Mecelle, Madde, 241).
Müþterinin semeni peþin ödemesi genel kaidesi ancak taraftar dilerlerse semenin ödenmesini tecil edebilirler veya bunu takside baðlayabilirler.
Satýþ bedeli genellikle para cinsinden olur. Ancak Ýslâm hukukuna göre, zimmette borç olarak kalabilen standart mallar da satýþ bedeli olarak belirlenebilir.
Satým akdinde mübadele edilen þeyleri üçe ayýrmak mümkündür.
1. Sürekli olarak satýþ bedeli vazifesi görenler. Altýn, gümüþ, bakýr, nikel vb. madenlerden yapýlan madeni paralarla kâðýt paralar bu niteliktedir.
2. Sürekli olarak satýlan mal durumunda olan þeyler. Çarþý ve pazarda benzeri olmayan, zimmette borç olarak kalmaya elveriþli bulunmayan kýyemî mallar böyledir. Elbise, halý, sebze, hayvan ve gayri menkuller bu niteliktedir. Bunlar tayin ile belirli hale gelir. Ölçü, tartý veya sayý ile satýlmazlar. Satýþ bedeli olan para, zimmette borç olarak kaldýðý halde, meselâ, bir hayvan zimmet borcu olmaz. Nitelikleri tam olarak belirlenemeyeceði için bunlar üzerinde selem akdi de yapýlamaz (bk. "Selem"). Ancak istihsan deliline göre, elbisenin bir zimmet borcu olabileceði esasý benimsenmiþtir. Çünkü konfeksiyon üretiminde artýk elbiseler standardlýk kazanmýþtýr (bk. es-Serahsî, el-Mebsut, Beyrut 1398/1978, XII, 137; el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi; Beyrut 1394/1974, V, 234, VI, 82; Ýbn Âbidîn, Tenbîhu´r-Ruküd alâ Mesâili´n-Nüküd, Ýstanbul 1319, II, 61, 62; Ali Haydar, a.g.e., I, 339, 340; Feridun Ergin, Ýktisat, Ýstanbul 1964, s. 531 vd.; Hamdi Döndüren, Ýslâm Hukukuna Göre Kâr Hadleri, Balýkesir 1984, s. 81 vd.).
3. Hem satýþ bedeli hem de satýlan mal olabilen þeyler. Bunlar çarþý ve pazarda kendi gibi bulunan þeyler olup "mislî mal" adýný alýrlar. Çoðulu "misliyât" týr. Ölçü, tartý veya standard olduðu için sayý ile alýnýp satýlan þeyler bu niteliktedir. Bunlar cins satýþýna elveriþli olan mallardýr. Buðday, arpa, kuru fasulye, nohut, mercimek, yumurta, sýfýr kilometredeki otomobil gibi... Bunlar para karþýlýðýnda satýlýnca satýlan mal (mebî´) durumunda olur. Fakat iki mislî mal birbiriyle trampa edilince, kullanýlan ifadelerden hangisinin semen, hangisinin de satýlan mal olduðu belirlenir ve ona göre iþlem yapýlýr. Satýlan mal kýyemî, bedeli mislî mal olursa bu bedel zimmette borç kalabilir. Mislî mallarýn para dýþýnda birbirleriyle trampa edilmesi halinde peþin mübadele þartý vardýr. Aksi halde "nesîe faizi" söz konusu olur. Bir ton buðdayý, iki ton arpa karþýlýðýnda, fakat arpayý on gün sonra teslim etmek üzere deðiþmek gibi. Çünkü Allah elçisi þöyle buyurmuþtur: "Âltýný altýnla, gümüþü gümüþle, buðdayý buðdayla, arpayý arpayla, tuzu tuzla, hurmayý hurmayla, eþit miktarda ve peþin olarak trampa ediniz. Eðer bu cinsler farklý olursa, peþin olmak þartýyla dilediðiniz gibi satýþ yapýnýz" (Müslim, Müsâkât, 81; Tirmizî, Büyü´, 23).
Mislî þeyler üçe ayrýlýr.
a. Ölçü ile satýlanlar. Bunlara "mekîlât" denir. Hacim ölçüsüyle alýnýp satýlan þeyler bu gruba girer. Bugün sývý maddeler "litre", katý maddeler ise "hacmi belirli bir ölçek"le alýnýp satýlmaktadýr. Bunlar nakit para ile satýlýrsa "satýlan" durumunda olur.
b. Tartý ile satýlanlar (mevzünât). Bunlar gr., kg. gibi aðýrlýk ölçüleriyle satýlan þeylerdir. Ýslâm´da dirhem, gümüþün; dinar veya miskal ise altýnýn aðýrlýk ölçü birimidir. Altýn, gümüþ, demir, çimento, kömür, þeker gibi maddeler bu niteliktedir.
c. Sayý ile satýlanlar (el-adediyyâtü´l-mütekâribe). Yumurta, sýfýr km. otomobil bu niteliktedir. Bunlarýn rayiç bedelleri sayý ile belirlenebildiði ve aynýsýný temin etmek imkan dahilinde olduðu için satýþ bedeli olarak tespit edilmeleri mümkündür. Bir kitabý yüz yumurta karþýlýðýnda satmak gibi... Burada kitap, satýlan; yumurtalar ise, satýþ bedeli yerindedir. Alýcý, bu kitabý 120 yumurtaya satsa, yirmi yumurta kâr sayýlýr (el-Fetâvâl-Hindiyye, Mýsýr 1310/1892).
Kýymet, semen ve devn arasýndaki farklar:
Kýymet, bir malýn piyasada, alýþveriþlerdeki deðerini bilen bilir kiþinin o mala biçtiði deðerdir. Semen; satým akdinde taraflarýn karþýlýklý rýza ile belirledikleri deðerdir. Bu, satýlan malýn gerçek deðerinden az veya çok olabileceði gibi; buna eþit olarak da bulunabilir. Deyn ise; borçlanma sebeplerinden birisiyle sabit olan mallardan zimmette borç bulunan þeylerdir. Baþkasýnýn malýný telef etme, gasp, kefâlet, karz, satým akdi vb. borçlanma sebepleri arasýndadýr (Ýbn Âbidîn, Reddü´l-Muhtâr, Beyrut t.y., IV, 51 vd.; ez-Zühaylî, el-Fýkhul-Ýslâmî fî Uslübihil-Cedîd, Dimaþk t.y., I,198, 199, 209).
Mebî´ ile Semenin Ayýrýcý Özellikleri:
1. Satým akdinin meydana gelmesi için satýlan malýn mütekavvim olmasý þarttýr. Halbuki semen þarap gibi mütekavvim olmayan bir mal da olabilir. Bu takdirde zimmette þarabýn bedeli borçlanýlmýþ sayýlýr.
2. Satýmýn yürürlük kazanmasý için, satýlanýn akit sýrasýnda satýcýnýn mülkünde olmasý gerekirken, semen için böyle bir þart yoktur.
3. Selem akdinde satýþ bedeli vadeye baðlanamazken, satýlan mal vadeli olur.
4. Satýþ bedelinin teslimi ile ilgili olarak çýkan külfet ve harcamalar alýcýya, satýlan malýn teslim masraflarý ise satýcýya aittir.
5. Satýþ bedeli belirlenmeden yapýlan satým akdi fasit, satýlan mal belirlenmeden yapýlacak satýþ ise bâtýl olur.
6. Satýlanýn kabzdan önce telef olmasý ikâteye (karþýlýklý rýza ile akdi bozma) engel olurken, semenin telef olmasý ise böyle bir engel doðurmaz.
7. Menkut olan satýlanda, kabzdan önce alýcýnýn tasarrufu caiz deðilken; satýþ bedelinde böyle bir tasarruf geçerli olur. Günümüzde alacaklarýn senet ve çek cirolarý yoluyla baþkasýna havale edilmesi bu niteliktedir.
8. Alýcýnýn, satýlan malýn teslimini isteyebilmesi için, satýþ bedelini önce teslim etmesi gereklidir (Fetâvâl-Hindiyye, III, 27, 28; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 393, 398; Ali Haydar, a.g.e., I, 353, 354; Mecelle, Mad., 285-287, 288; Hamdi Döndüren, a.g.e., s. 86, 87, I 14,115; ez-Zühayli, a.g.e., I, 202).
radyobeyan