Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Semavi kitaplar By: armi Date: 20 Mart 2010, 18:02:35

SEMAVÎ KÝTAPLAR




Allah Teâlâ´nýn insanlarý irþad etmeleri için gönderdiði peygamberlere, insanlýða teblið etmek üzere indirdiði kitablar. Semavî kitablara ayný zamanda "ilahî kitablar" veya "Kütüb-i Münezzele"de denir. Bu kitablar lafýz ve manâ itibariyle Allah´ýn kelamýdýr. Allah tarafýndan peygamberlerine teblið edip açýklamalarý için gönderilen kitablar; ya suhuf (sahîfeler) veya elvah (levhalar) içinde yazýlý olarak, veyahut da vahiy çeþitlerinin her türlüsüyle lafýz ve manâlarýyla birlikte müdevven veya müdevven olmayarak gönderilir. Müdevven olmayanlar, gönderilen peygamberlerin bildirdiði þekilde yazdýrýlarak bir araya getirilir.

Semavî kitablar; hacim itibariyle ister büyük ister küçük olsun, gerek tedvin edilmiþ olarak gönderilsin, gerek tedvin edilmeden indirilsin; kendisi ile gönderilen peygamberin içinde bulunduðu milletin diliyle indirilir. Çünkü Allah her millete çeþitli asýrlarda birer peygamber göndermiþtir. Hiçbir millet yoktur ki, onlarýn içinde Allah´ýn azabýyla korkutan bir peygamber gelip geçmesin? (el-Fâtýr, 35/24); "Ve li-küll-i ümmetin resûl..." (Yunus, 10/47); "Biz her peygamberi, kendilerine iyice açýklasýn diye yalnýz kendi kavminin diliyle gönderdik..." (Ýbrahim, 14/4). Ýlâhi kitaplarýn bazýlarýnda i´câz özellikleri bulunur. Kur´an-ý Kerim ise pek çok i´câz özelliklerini içermektedir.

Semavî Kitab, Hz. Ýbrahim´e sahifeler içinde, Hz. Musâya elvah (levhalar) üzerinde yazýlý olarak indirilmiþtir. Hz. Muhammed (s.a.s)´e Kur´an-ý Kerim peyderpey (tedricen) çeþitli vahiy þekilleriyle lafýzlar olarak indirilmiþ, Hz. Peygamber (s.a.s) de bunlarý sýrasýna göre vahiy katiblerine yazdýrmýþtý.

Semavî kitablar Kur´an-ý Kerim´de Zebur´un çoðulu olan "Zûbûr" þeklinde de zikredilmiþtir. Zebûr; yazý veya kitab demektir: "Yoksa sizin için zebûrlarda (kitablarda) bir beraat mý var" (el-Kamer, 54/43).

Semavî Kitablarýn hepsi þu noktalarý zikretmede ittifak etmiþlerdir:

1- Ýman ve Tevhid´in esaslarýný bildirmede birleþirler.

2- Allah Teâlâ, zat ve sýfatlarýnda tektir. O, yegane Halýk (Yaratýcý) ve müessirdir. Allah´dan baþkasýna ibadet edilmez.

3- Namaz, Zekat, Oruç gibi ibadet asýllarý. Bunlarýn þekilleri deðiþik olabilir (el-Enbiyâ, 21/73; el-Bakara, 2/183).

4- Zina, adam öldürme, hýrsýzlýk gibi ýrz, namus, can ve mal haklarýna tecavüz haram ve büyük günahtýr.

5- Bütün hayýrlar ve güzel ahlâk esaslarý emredilir.

6- Hz. Muhammed (s.a.s)´in Allah´ýn Rasûlü olarak geleceðini ve sýfatlarýný haber verirler.

7- Allah yolunda can ve mal ile cihada teþvik etmektedirler.

Yüce Allah, önceki kitablarda indirdiði esas ve bilgilerin pek çoðunu Kur´an-ý Kerim´de indirmiþtir. el-Mâide süresinin 48. âyeti bu hususa iþaret eder: (Ya Muhammed), sana da kendinden önceki kitablarý tasdik edici ve onlar üzerine bir kontrolcü (gözetleyici) olmak üzere bu kitabý indirdik. O halde onlar arasýnda Allah´ýn indirdiði ile hükmet ". O halde Kur´an-ý Kerim kendisinden önce indirilen kitablarýn deðiþtirilmeden gelen kýsýmlarý ile tahrif edilerek batýl karýþtýrýlmýþ kýsým ve âyetleri üzerinde bir þahid ve bir kontrolcü ve mihenk taþýdýr.

Kur´an-ý Kerim kendisinde bildirilen hakikatlerin önceki ilâhi kitablarda da indirildiðini söylemiþtir: "Þurasý bir gerçektir ki, Kur´an âlemlerin Rabbinin indirdiðidir. Allah´ýn azabýyla korkutanlardan olman için onu (ey Muhammed), senin kalbine apaçýk bir Arapçayla Cibril-i Emin indirmiþtir. O daha önceki (peygamber)lerin kitablarýnda da vardýr (zikredilmisti)" (eþ-Þuârâ, 26/192-196) "Öncekilerin kitablarý (zübüril-evvelîn)" lafzýnýn mefhumuna, suhufu Ýbrahim, Tevrât, Zebûr ve Ýncil girer.

Ýndirilen Semavî Kitablarýn adedlerini kesin olarak bilemiyoruz.

Ebû Ýdris el-Havlânî´nin Ebû Zer´den rivâyet ettiði bir hadisinde Peygamberimiz, Yüce Allah´ýn Hz. Âdem´e 10 sahife, Hz. Þît´e 50 sahife, Hz. Ýdris´e 30 sahife, Hz. Ýbrahim´e 10 sahife; ayrýca Tevrât, Zebûr, Ýncil ve Kur´an-ý indirdiðini beyan etmiþtir. Hz. Ýbrahim´e ve Tevrat indirilmeden önce Hz. Mûsâ´ya suhufun (sahifelerin) indirildiði, Kur´an´da bildirilir (en-Necm, 53/37-54; el-A´lâ, 87/19). Yine Kur´an-ý Kerim´de Hz. Mûsâ´ya Tevrât´ýn indirildiði (el-Ýsrâ, 17/2; el-Mâide, 5/44); Hz. Davûd´a Zebûr´un (en-Nisa, 4/163) ve Hz. Ýsa´ya da Ýncil´in indirildiði (el-Maide, 5/46, 110) ifade edilmiþtir.

Hatemül-Enbiyâ´ Hz. Muhammed (s.a.s)´e de Kur´an-ý Kerim indirilmiþtir.

a) Kur´an indirilen semavî kitablarýn sonuncusudur.

b) Kur´an-ý Kerim´in Allah´ýn Kelâmý olduðu gerçeði, akli ve nakli delillerle sabittir. Çünkü Kur´an lafzî ve manevî çeþitli i´câz yönleriyle büyük bir mucizedir. Kýyamete kadar insanlar tarafýndan bir benzeri getirilemez. Bizzat Kur´an´ýn âyetleriyle de Allah katýndan geldiði sabittir. Rasûlüllah´tan itibaren tevâtür yoluyla zamanýmýza kadar gelmiþtir:

c) Kur´an´da hiçbir gerçeðe ve ilmî hakikate ters düþen bir söz yoktur.

"Ona önünden ve ardýndan hiçbir þekilde hiçbir batý! giremez. O, yegane þükür ve hikmet sahibi ve yegane hamdedilmeye layýk olan Allah tarafýndan indirilmiþtir" (Fussilet, 41/42).

d) Kur´an, Allah Teâlâ´nýn muhafaza etmesiyle her türlü tahriften, arýtýlýp azaltýlmaktan korunmuþtur:

"Þüphesiz Kur´an´ý biz indirdik ve elbette onu biz koruyacaðýz" (el-Hicr, 13/9).

Semavî kitablarýn hepsine iman etmek, imanýn þartlarýndandýr. Müslümanlar, Yüce Allah´ýn peygamberlerine vahyettiði semavî kitablarýn hepsine iman etmekle mükelleftirler: "Ve de ki Allah´ýn indirdiði her bir kitaba iman ettim" (eþ-Þûrâ, 42/15); "Ey iman edenler! Allah´a ve Rasûlüne ve Rasûlüne indirdiði kitaba ve önceden indirdiði kitablara iman edin ". Kim, Allah´ý ve meleklerini ve kitablarýný ve peygamberlerini ve Ahiret gününü inkâr ederse Hakk´tan uzak bir sapýklýkla sapmýþ ve ayrýlmýþ olur? (en-Nisâ, 4/136). Ýndirilen kitablarýn hepsine iman, peygamberlere imanýn bir gereðidir. Kur´an´ýn Allah tarafýndan vahyedildiðini tasdik etmek nasýl farz ise, geçmiþ peygamberlere vahyedilip inzâl edilen -ister suhuf, ister kitab halinde olsun- kitaplarýn hepsine iman etmek de farzdýr. Ýlâhi Kitablarýn hepsi aslýnda doðu ve Allah katýndandýr. Kur´an´a iman etmek mefhumu semavî kitablarýn hepsine iman etmeyi de içine alýr. Kur´an-ý Kerim´in haber verdiði kitablardan birini inkâr etmek küfürdür.

Ýman edilmesi farz olan semavi kitablarda iki þart aranýr:

a) Allah tarafýndan gönderilen peygambere indirildiði gibi lafýz ve mânâlarýnýn muhafaza edilmesi. Bu da ilâhi kitabýn lafýzlarýnýn hiç deðiþtirilmeden aynen indirildiði gibi muhafaza edilmesi ve toplanmasýyla vukû´ bulur.

b) Semavî kitabýn aynen yazýlan veya toplanan metinlerinin zamanýmýza kadar tevatür yoluyla gelmesi þarttýr.

Aslýnda Allah tarafýndan indirilip de bu iki þartý bulunmayan kitablar, ilâhilik ve semavîlik özelliðini kaybederler. Aslýnda ilâhi vahye dayanan ve bugün elde bulunan Ahd-i Atik ve Ahd-i Cedid isimleri ile anýlan kitablara bu iki özellik açýsýndan bir göz atacak olursak þu neticelere varýrýz: Ehl-i Kitabtan ve baþkalarýndan olan ilmi araþtýrýcýlar, bu kitablarýn hiç birisinin muttasýl (kesiksiz) ve sahih bir senedle bir peygambere veya bir peygamberin sahabî ve tilmizlerine varýp dayandýðýna dair bir sened ve belgenin bulunmadýðýný ispat ediyorlar. Kitab-ý Mukaddes denilen Ahd-i Atik ve Ahd-i Cedîd´in zamanýmýza kadar tevatür yoluyla gelmesi þöyle dursun; bunlarýn nisbet edildiði peygamberlere ulaþan kopuksuz zayýf bir senedi bile yoktur. Bu kitablarda birbirleriyle açýkça çeliþen ve te´vil edilmesi mümkün olmayan pek çok sözlere rastlanýlýyor. Bu kitablarda Tevhid akidesi ve ilâhi vahiy eseriyle baðdaþmayan pek çok hata ve yanlýþlarýn yanýnda, kesinlikle sabit olan ilmi gerçeklere ters düþen batýllar mevcuttur. Dinen ve aklen bilmemiz lazýmdýr ki, Peygamberlerin Allah´tan teblið ettiði sözlerde ve kitablarda hiçbir þekilde Allah´ýn vahdaniyyetine ve ilmi gerçeklere ters düþen bir husus olmaz ve asla hiçbir batýl ve yanlýþ bulunmaz.

Tarihen sabit bir gerçektir ki Kitab-ý Mukaddesi Yahudi ahbariyle Hýristiyan papazlarý da tahrif etmiþlerdir. Kur´an-ý Kerim bunlarýn tahrif edildiðine iþaret eder (el-Bakara, 2/79; el-Mâide, 5/13-15), (Ayrýca bkz. Rahmetullah Hîndî, Ýzharul-Hakk ve Tercemesi, Ýstanbul 1972).

Bunlarla beraber, Kitab-ý Mukaddeste tahrif edilmeden Allah´ýn indirdiklerinden kalanlar, aslýnda semavî olan kitablarýn mazmunlarýna uygun düþerler ve doðru olan da bulunur. Hz. Peygamberin sýfatlarýnýn pek çoðu gibi.

O halde, bugün elde bulunan Ahd-i Atik ve Ahd-i Cedîd´i -insanlarýn onlar üzerinde yaptýklarý tahriflere katýlmamak için- ne tamamýyla tasdik ederiz ne de tekzib ederiz. Bunlar hakkýnda tevakkuf eder ve susarýz ve "Allah´ýn indirdiði Tevrat, Zebûr, Ýncil ve diðer bütün kitablara iman ettik" deriz. Ebû Hüreyre (r.a.)´ýn þöyle dediði rivayet olunur: "Ehl-i Kitab olan Yahudiler, Tevrat´ý Ýbranice metni ile okurlar, Arapçayla da müslümanlara açýklarlardý. Bu konuda Rasûlüllah (s.a.s) ashâbýna, "Siz Ehl-i kitabýn sözlerini ne tasdik ediniz, ne de tekzib ediniz ve þöyle deyiniz: Biz Allah´a, bize ve size indirilene iman ettik" (Buhârî, Ý´tisam, 25) demiþ ve daha sonra el-Bakara süresinin 136. âyetini okumuþtur: "Deyin ki; biz Allah´a, bize indirilene, Ýbrahim, Ýsmail, Ýshak, Yakub ve torunlarýna indirilenlere, Mûsâ ve Ýsâ ya ve diðer bütün peygamberlere Rabbleri tarafýndan verilenlere iman ettik. Bunlardan hiçbiri arasýnda ayýrým yapmayýz. Biz Allah´a teslim olanlarýz" (el-Bakara, 2/136).

Ýnsanlar, kendilerine Allah´ýn ahkâmýný teblið eden peygamberlere muhtaç olduklarý gibi, onlara indirilen semavî kitablara da þu bakýmlardan muhtaçtýrlar:

1- Peygamberlere indirilen semavî kitablar, aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, ümmetlerin dinin akaidini, ilke, gaye ve ahkamýný tanýma ve tarif etmede müracaat ettikleri kaynaktýr. Ümmetler, Allah´ýn þeriatýnýn hükümlerini tanýmada, Allah´ýn emrettiði farzlarý ve nehyettiði haramlarý açýklamada, fazilet ve güzel ahlâký, edep ve terbiye kurallarýný, Allah´ýn uyarýlarýný, va´d ve va´dini beyan edip insanlarý doðru yola çaðýrmada ve öðüt alýp ve öðüt vermede Allah´ýn kitabýna baþ vuracaklardýr. Peygamberin vefatýndan sonra ümmetin alimleri, beþer hayatýnda karþýlaþýlan müþkillerin þer´i hükmünü istinbat için Allah´ýn indirdiði kitaba bakacaktýr.

2- Peygamberin vefatýndan sonra ona vahyedilmiþ olan ilâhî kitab, insanlarýn ihtilaf ettikleri her bir meselede baþvuracaklarý âdil bir hakemdir. Çünkü bu, en âdil ve en iyi hakim olan Allah´ýn kelâmýdýr. Yüce Allah bu hususu þöyle belirtir: Ýnsanlar (Hz. Âdem zamanýnda) tek bir ümmetti. Bunu müteakiben Allah onlara müjdeleyen ve korkutan peygamberler gönderdi. Onlarla birlikte insanlar arasýnda ihtilaf ettikleri þeylerde hükmetmek için hakk ve gerçek olan kitablar indirdi... (el-Bakara, 2/213).

Bir ümmet arasýnda indirilen ve yazýlmýþ olan kitab, tevhid esaslarýný ve dinin akaid, adab ve ahkâmýný korur. Ümmet içinde bir semavî kitabýrý deðiþtirilmeden kalmasý, aralarýnda yaþayan peygamberin durmasý anlamýndadýr. Diðer insanlar gibi peygamberler de ölürler. Peygamberlerin ölümünden sonra semavi kitabýn durmasý olmasaydý, dinin aslýndan sapacak kadar ümmetin ihtilaflarý büyürdü. Ýnsanlarýn tabiatý icabý, nefis ve hevalarýnýn arkalarýnda sürüklenmelerinin azaltýlmasý, dini anlayýþ ve ictihadlarda ihtilaflarýn durdurulmasý için yazýlý bir ilâhi kitabýn bulunmasý lazýmdýr.

Ýlâhi Kitab, nazil olduðu yer ve zamandan ne kadar uzaklaþýlýrsa uzaklaþýlsýn, dinin yayýlmasý ve insanlarýn irþâd edilmesinde peygamberin davetinin etki ve kabiliyetini taþýr. Son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s)´in teblið ettiði evrensel Ýslamýn yayýlmasý ve kabul ettirilmesinde Kur´an-ý Kerim´in çok büyük etki ve hizmetleri olmuþtur.

Allah Teâlâ, iþte bu sayýlan ve bunlardan baþka bir takým sebeplerle peygamberlerine kitablar indirmiþtir. Onlar da bunlarý teblið edip açýklamýþlardýr. Hz. Peygamber (s.a.s), arkasýnda insanlýk için bir nur ve hidayet rehberi olan Kur´an-ý Kerim´i býrakmýþtýr.


radyobeyan