Sehim By: armi Date: 20 Mart 2010, 17:52:31
SEHÝM
Hisse, pay, nasip; hisse senedi; kur´a veya kumar oku; ok; her mirasçýnýn alacaðý pay anlamýnda bir Ýslam mîras hukuku terimi. Çoðulu "sihâm" ve "eshûm"dür. Miras býrakana "mûris", mirasçýya "vâris" denir.
Ölen bir kimseden miras payý alabilecek olanlar sekiz sýnýfta toplanmýþtýr:
1. Ashabûl ferâiz * Hisseleri Kur´an-ý Kerîm´de belirlenmiþ bulunan hýsýmlara "Ashabûl-ferâiz" denir. Bunlar on iki kimse olup; dördü erkek, sekizi kadýndýr. Ayrýca on tanesi miras býrakanýn nesep hýsýmý; sað kalan karý veya koca ise sihrî yönden hýsýmýdýr:
Ashabûl-ferâizden olan hýsýmlar þunlardýr: Miras býrakanýn; a) kocasý, b) karýsý, c) babasý, d) annesi, e) dedesi, f) kýzý, g) oðlunun kýzý, h) ana baba bir kýz kardeþi, i) baba bir kýz kardeþi, j) sahih nine, k) ana bir kardeþleri. Ana bir kardeþler kýz olsun, erkek olsun eþit miras aldýðý için iki cins, tek maddede toplandý. Ashabûl-ferâiz için takdir edilen hisseler altý tane olup þunlardýr:1/2,1/3,1/4, 2/3, 1/6 ve 1/8 (bk. en-Nisâ, 4/11,12,176; el-Enfâl, 8/75; Ashabûl-Ferâiz" maddesi; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Ýslâm Hukuku, Ýstanbul 1983, s. 438 vd.).
2. Asabe* Araya kadýn girmeksizin bir köke baðlanan erkek hýsýmlar. Bir miras hukuku terimi olarak, yalnýz baþýna olduðunda bütün mirasý; Ashabûl-ferâizden mirasçý bulununca onlardan artaný alan ve miras býrakana araya kadýn girmeksizin baðlanan erkek hýsýmlarla bu hükümde olan diðer kimselerdir. Oðul, oðlun oðlu..., baba, babanýn... babasý gibi.
Asabe hýsýmlar prensip olarak önceden belirli miras hissesine sahip deðildirler. Ashabûl-ferâizden artan mirasý kendi kurallarý içinde paylaþýrlar. Çünkü ALLAH´ýn Rasûlü þöyle buyurmuþtur: Ashabûl ferâize hisselerini veriniz. Onlardan artan miras en yakýn erkek hýsýmýndýr" (Buhârî, Ferâiz, 5, 7, 9-10; Müslim, Ferâiz, 2, 3; Tirmizî, Feraiz, 8. Bu prensipten hareket edilerek asabe hýsýmlar dört sýnýfa ayrýlmýþ ve sýnýflar arasýnda, yakýn olanýn uzak olaný, kuvvetli olanýn zayýf olaný yani ana baba bir olan erkek kardeþin baba bir erkek kardeþi düþürmesi prensiplerinden hareketle eþit durumdaki asabeye eþit hisse verilmesi yoluna gidilmiþtir (bk. "Asabe" maddesi).
3. Hisselerinden baþka, kalan mirasý da red yolu ile alan Ashabûl-ferâiz
Miras býrakanýn asabe olan hýsýmý yoksa, farz sahiplerinden artan hisse yine haklarý oranýnda farz sahiplerine geri çevrilir. Ancak miras býrakanýn eþine red yoluyla miras verilmez. Çünkü sað kalan eþ nesep hýsýmý deðil; nikâh akdine dayanan sihrî hýsýmlardandýr. Kur´an-ý Kerîm´de, Hýsýmlar, ALLAH´ýn kitabýnca birbirine daha yakýndýrlar" (el-Enfâl, 8/75) buyurulur. Ayette þu anlam vardýr: "Onlar, hýsýmlýk nedeniyle birbirinin mirasýna daha lâyýktýrlar".
Sa´d b. Ebî Vakkas (r.a) Hz. Peygamber´e, "Mirasçý olarak tek kýzým var; ne kadar vasiyet edeyim?" diye sormuþ; Rasûlüllah (s.a.s), "üçte bir" buyurmuþtur. Sa´d, "Bu çok servet" deyince de; "Üçte bir daha hayýrlýdýr" diye cevap vermiþtir. Burada tek kýz 1/2 alýr, 1/3 de vasiyet yoluyla býrakýlýnca 1/6 miras artar. Bu kalanýn yine kýza red yolu ile döneceði anlaþýlmaktadýr (bk. Buhârî, Cenâiz, 36; Vesâyâ, 2, 3; Menâkýbul-Ensâr, 49, Ferâiz, 6; Müslim, Vasiyye, 5, 7, 8,10; Ebû Dâvud, Ferâiz, 3; Mâlik, Muvatta´, Nüzûr 16).
4. Zevil-erhâm Zü´r-rahîm´in çoðulu zevil-erham´dýr. Sözlükte, ayný rahimden gelen kimse, yakýn, hýsým demektir. Miras hukukunda Ashabûl-Feraiz veya asabeden olmayan kan hýsýmlarýný ifade eder. Bunlardan miras býrakana yakýn olan mirasçý olur ve bir kiþi olunca bütün mirasý alýr. Zevil-erhâm sýnýfýna giren mirasçýlar þunlardýr: Miras býrakanýn kýzýnýn çocuklarý veya oðul kýzýnýn çocuklarý; annesinin babasý veya bunun babasý ile annesinin babasýnýn annesi; kýz kardeþlerinin çocuklarý; ana baba bir veya baba bir erkek kardeþlerin kýzlarý veya bunlarýn oðullarýnýn kýzlarý; ana bir kardeþlerin çocuklarý; halalar; ana bir amcalar; mutlak dayý ve teyzelerle bunlarýn çocuklarý (bk. "Zevil-Erhâm" maddesi).
Hanefilere göre zevil-erhamýn miras hisseleri asabe´nin (bk. "Asabe" mad.) miras alma usul ve sýrasý esas alýnarak belirlenir. Buna "hýsýmlýk usûlü" denir. Hanbelilere, sonraki Þâfiîlere ve Mâlikîlere göre ise, zevil-erhâmý miras býrakana baðlayan Ashabûl-ferâiz veya asabenin miras hisseleri esas alýnarak belirlenir (el-Mevsýlî, el-Ýhtiyar, Kahire t.y., V, 105; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Ýslâm Hukuku, Ýstanbul 1983, s. 529 vd.).
5. Sözleþme gereði mirasçýlýk Buna "mevlel-muvâlât" denir. Ýki kiþi karþýlýklý diyet ödeme, mirasçý olma ve yardýmlaþma konusunda anlaþma yapsalar, Hanefîlere göre bu sözleþme geçerli olur. Ancak böyle bir akitle himaye altýna alýnan kimsenin kan veya koca müstesna asabe, Ashabûl-feraiz veya zevil-erham mirasçýsýnýn bulunmamasý gerekir. Yalnýz eþ varsa, sözleþmeli mirasçý ondan kalaný alýr.
6. Nesebi ikrar yoluyla sabit olan kimsenin mirasçýlýðý
Nesebi belirsiz olan bir kimsenin nesebini bir erkek çýkýp, "Bu benim oðlumdur" veya "kýzýmdýr" diye ikrarda bulunsa ve bu kararý üzere ölse, çocuk bu kimseye altýncý sýrada mirasçý olur.
7. Mirasýn üçte birden fazlasýný vasiyet yoluyla mirasçýlýk
Bir kimse vasiyet yoluyla servetinin ancak üçte birini baþkalarýna býrakabilir. Vasiyetle mal býrakýlacak kimsenin mirasçý olan hýsýmlardan olmamasý da gereklidir. Eðer vasiyet miktarý üçte biri aþarsa vasiyet geçerlidir; fakat icrasý mirasçýlarýn kabulüne baðlýdýr. Kabul ederlerse vasiyet yerine getirilir. Kabul etmezlerse mirasýn üçte birine kadar olan kýsmý uygulanýr. Bunu aþan kýsmý hükümsüz olur. Ancak miras býrakanýn hiç mirasçýsý yoksa bütün malýný vasiyet edebilir.
8. Beytülmal´in mirasçý olmasý
Yukarýda belirtilen yedi sýnýftan hiç mirasçý yoksa, miras "sahipsiz mal" sayýlýr ve beytülmal´e intikal eder.
Sehim, Ýslam þirketler hukukunda "hisse, pay, ortaklýk payý" anlamýnda kullanýlýr. iki ve daha çok kimselerin belirli miktarda sermaye paylarý ile ortaklýk kurmasý mümkündür. Ortaklar zarara sermaye oranlarýna göre katlanýrken, kârýn paylaþýlmasý serbest sözleþmeyle belirlenir. Çünkü bir veya daha çok ortaðýn þirket içinde çalýþarak kârdan sermaye oraný üstünde pay almasý mümkündür. Böyle þirkette "sehim" ortaklarýn baþlangýçta koyduklarý paylarý ifade eder. Kâr daðýtýlmaz veya az daðýtýlýrsa bu paylar büyür. Ancak þirkette asýl amaç, kâr saðlamak olduðu için, bir ortak bile kârýn paylaþýlmasýný istese onun payýna düþeni hesaplayýp vermek gerekir. Ýþletme büyütülmek istenirse kâr almayanlarýn paylarý da ana paralarýna eklenir veya yeni ortaklar alýnarak tesislerin büyütülmesi yoluna gidilir.
radyobeyan