Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Sefih By: armi Date: 20 Mart 2010, 17:51:52

SEFÝH-SEFÂHAT




"Beyinsiz-beyinsizlik" anlamýnda Kur´anî bir kavram.

Sefih, "se-fi-he" fiilinden türemiþ ism-i faildir. Bu fiilin mastarý "sefh, sefeh"tir. Lügatte sefeh?, hareket ve tutumunda hafiflik olup, akýl noksanlýðýndan kaynaklanýr. Yani ucu budalalýða varan hafiflik, fikirsizlik, temkinsizliktir. Bunun zýttý, aðýr baþlýlýk, tam akýllýlýktýr. Þer´an da akýl ve dinin emir ve prensiplerinin aksine hareket etmektir. Türkçede sefahet bu manada kullanýlýr. Kýsaca sefeh ve sefahet, görüþ ve düþüncede heva ve hevese uymak, akýl ile deðil zevk ile hareket etmektir: Bu da aklýn hükümsüz kalmasýndan dolayý budalalýktan kaynaklanýr (Elmalýlý M. Hamdi Yazýr, Hak Dini Kurân Dili, I, 234). Kýsacasý bu fiilin ism-i faili olan "sefih" aklý veya dini eksik olan akýl veya dinin aksine davranan ahmak veya fasýk demektir ki; birinde Allah´a isyan manasý var, diðerinde yoktur (Elmalýlý, a.g.e., II, 1992).

Kur´an-ý Kerîm´de hem kâfir, hem münafýk, hem de müslümanlar için kullanýlan sefih kavramý, ayný kökten gelen türevleriyle birlikte tam on âyette kullanýlmaktadýr. Bu üç sýnýf için ayný manada kullanýlmasýna raðmen, farklý mahiyet arzetmektedir. Þöyle ki: Kâfirler ve münâfýklar için Ýslâm´ý kabul etmemelerinden dolayý sefih denilirken; müslümanlar için aklý zayýf bunak, aklý bazý þeylere ermeyen çocuklar ve ihtiyarlar hakkýnda kullanýlýr.

Bakara süresinde anlatýldýðýna göre, münâfýklar kendilerini üstün zekâlý, üstün akýllý görüp, mü´minleri süfeha, (sefihler, beyinsizler) olarak addederken, Allah Teâlâ (c.c), asýl süfeha´nýn münâfýklar olduðunu, çünkü Ýslâm apaçýk bir gerçek olarak ortada dururken onu kabul etmemenin sefihlikten baþka bir þey olmadýðýný bildirmektedir.

"Onlara, "Ýnsanlarýn iman ettikleri gibi siz de iman edin" dense, "Yani süfeha (beyinsizler)in iman ettiði gibi mi iman edelim" derler. Ýyi bilin ki, asýl süfeha (beyinsizler) onlardýr; fakat bunlar bunu bilmiyorlar" (el-Bakara, 2/13).

Allah Teâlâ bu âyeti kerimede "insanlardan bazýlarý" diyerek münâfýklarý insanlar olarak belirtirken; akabinde, onlarý, insanlarýn iman ettiði gibi iman etmemeleri itibarýyla kendi ikrarlarýyla insandan saymýyor.

Münâfýklar gibi kâfirleri de Kur´an-ý Kerîm sefihler olarak nitelemekte, Ýbrahim Milletinden ancak nefisleri hafif, ciddiyetten ve ciddî düþünceden yoksun, aklý ermez kimselerin yüz çevireceðini açýklamaktadýr:" Nefsini sefih yapan (beyinsiz)dan baþka kim Ýbrahim Milleti (dini)nden yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu (Ýbrahimi) dünyada beðenip seçmiþtik. Ahirette de o salihlerdendir" (el-Bakara, 2/130).

Yine Kur´an-ý Kerime göre, rýzkýn vericisinin Allah olduðunu akýllarýna getirmeden, rýzk ve diðer câhili endiþelerle çocuklarýný öldürenler de akýl, zekâ ve imandan yoksun, doðru düþünmeyen sefihlerdir:" Bilgisizlik yüzünden beyinsiz (sefih)ce çocuklarýný öldürenler ve Allah´ýn kendilerine verdiði rýzký, Allaha iftira ederek haram kýlanlar þüphesiz hüsrana uðramýþlardýr. Muhakkak ki onlar dalalete düþmüþler ve hidayete erici de deðillerdir" (el-En´am; 6/140).

Allah´ýn kendilerine vermiþ olduðu kitabý tahrif edip, Rasûlün geleceði hakkýnda bilginin kendilerinde olduðu halde inanmamak için bahane arayan, kýblenin deðiþmesini bir koz olarak kullanýp Allah´ýn iþine karýþan yahudiler de Kur´an-ý Kerime göre beyinsizdirler.

Însanlardan bazý sefihler "Onlarý üzerinde bulunduklarý kýbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: Doðu da batý da Allah´ýndýr. O dilediðini doðruya iletir" (el-Bakara, 2/ 142).

Allah Teâlâ kâfirleri, münâfýklarý sefih olarak bildirirken kâfirlerin ve münâfýklarýn kendilerine gönderilen rasûllere "sefih" dediklerini bize haber verir: " (Hud) kavminden kâfir olan mele´ (ileri gelenler) dediler ki: Biz seni bir sefahat (beyinsizlik) içinde görüyoruz ve biz seni yalancýlardan sanýyoruz (sayýyoruz) ".

Ey kavmim, bende sefahat (beyinsizlik) yok. Ben alemlerin Rabbý tarafýndan gönderîlmiþ bir Rasulüm" dedi" (el-A´raf, 7/66-67). Diðer taraftan cinler son gelen elçi vasýtasýyla gerçeði öðrenip ona iman edince, kendilerini aldatan þeytanlarý beyinsiz olarak nitelemiþlerdir:

Meðer bizim sefihler (beyinsiz, iblis veya cinlerin kâfirleri) Allah hakkýnda saçma sapan þeyler söylüyorlarmýþ" (el-Cinn, 73/4).

Gerek mallarýný, gerekse canlarýný, yaþantýlarýný gerektiði yerde kullanmayanlar, eðriyi doðrudan ayýramayan aklý ermez çocuk ve ihtiyarlar da sefih olup, Kur´an onlara mal devredilmesini, velisi olmadan borç verilmesini yasaklar; velisi olmadýðý halde borç verilirse ödemediði takdirde hak iddia edilemez:

"Allah´ýn sizin için geçim kaynaðý yaptýðý mallarýnýzý aklý ermezlere (süfehaya) vermeyin. O mallarla onlarý besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin" (en-Nisa, 4/5);

"... Eðer borçlu olan kimse aklý ermez (sefih), yahut zayýf ya da kendisi yazdýramayacak durumda ise, velisi ona adaletle yazdýrsýn... " (el-Bakara, 2/282).

Geçmiþ ümmetler, aralarýndaki kâfir, müþrik*, münâfýk*, müstekbir*, mütref* beyinsizler (sefihler) nedeniyle Allah (c.c) tarafýndan bazý azap ve cezalara çarptýrýlmýþlardýr. Bu ceza bir çok musibetler þeklinde halâ devam etmektedir. Mü´minlere düþen, sefihlerle mücadele etmek ve Mûsâ (a.s)´ýn þu duasý ile Allah´a dua etmektir: "... (Mûsa) dedi ki: Rabbim! Dileseydin, bunlarý da beni de daha önce helak ederdin. Ýçimizden bazý beyinsizler (süfeha)´ýn yaptýklarýndan ötürü bizi helâk mý edeceksin? Bu senin imtihanýndan baþka birþey deðildir. Onunla dilediðini saptýrýrsýn, dilediðine yol gösterirsin (hidayet edersin). Sen bizim velimizsin, bizi baðýþla, bize acý, sen baðýþlayanlarýn en iyisisin" (el-A´raf, 7/155).


radyobeyan