Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Secdei sehiv By: armi Date: 20 Mart 2010, 17:35:17

SECDE-Ý SEHÝV




Secde, alný yere koyma; aþýrý saygý gösterme; sehiv, dalma, gaflet etme, bilmeyerek terk etme demektir. Sehiv secdesi ise, yanýlmak suretiyle namazýn rükünlerinden birisini geciktirme veya bir vacibi terk ya da geciktirme halinde, namazýn sonunda yapýlmasý gereken iki secde demektir.

Bir rüknün tehiri veya bir vacibin terk yahut tehiri halinde son oturuþta yalnýz Tahiyyat okunduktan sonra iki tarafa selâm verilir, daha sonra "Allahu ekber" denilerek secdeye varýlýp, üç kere "Sübhane Rabbiyel a´lâ" okunur; sonra "Allahu ekber" denilerek oturulur, bir tesbih miktarý celseden sonra yeniden "Allahu ekber" diye, ikinci secdeye varýlýr; yine üç defa "Sübhane Rabbiyel-a´lâ" okunduktan sonra "Allahu ekber" denilerek oturulur. Tahiyyat, Allahümme salli ve Allahümme barik ve Rabbenâ âtinâ dualarý okunduktan sonra önce sað tarafa, sonra da sol tarafa selâm verilir.

Yalnýz sað tarafa selâm verildikten sonra sehiv secdelerinin yapýlmasý daha faziletli ve ihtiyata daha uygundur. Nitekim cemaatla kýlýnan namazlarda cemaatin yanlýþlýkla daðýlmasýna meydan vermemek için, yalnýz sað tarafa selâmdan sonra sehiv secdelerinin yapýlmasý gerekli görülmüþtür.

Hanefilerin saðlam görülen görüþüne göre sehiv secdesi vacib, genel olarak diðer mezheplere göre ise sünnettir (Ýbnül-Hümâm, Fethul-Kadîr, Mýsýr 1316/1898, I, 355, 374; el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi´, Beyrut 1394/1974, I,163-179; el-Meydânî, el-Lübâb, Ýstanbul t.y., I, 95 vd.; ez-Zühaylî, el-Fýkhul-Ýslâmî ve Edilletüh, Dýmaþk 1405/1985, I, 87 vd.).

Hanefilerin bu konuda dayandýðý delil, Abdullah b. Mes´ud (r.a)´den nakledilen þu hadistir: "Sizden birisi namazýnda þüpheye düþerse, doðrusunu araþtýrsýn ve namazýný kanaatine göre tamamlasýn, sonra selam verip sehiv secdesi yapsýn, yani yanýldýðý için iki secde daha yapsýn " (Buhârî, Salat, 31; Müslim, Mesâcid, 88, 89; Ebû Dâvud, Salât, 190, 191, 193; Nesâî, Sehv, 24, 25; Ýbn Mâce, Ýkâme, 132, 133; Mâlik, Muvatta´, Nidâ, 61-63; Ahmed b. Hanbel, I, 190, 193, 204-206). Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) de Allah elçisinin þöyle buyurduðunu nakleder: "Sizden biri namazý üç rek´at mý yoksa dört rek´at mý kýldýðýnda þüpheye düþerse, þüphesini atsýn ve kesin olarak bildiði ne ise, onun üzerinden namazý tamamlasýn. Selâm vermeden önce de iki secde yapsýn. Eðer beþ kýlmýþ ise, bu secdeler namazýna þefaatçi olur, tam kýlmýþ durumda ise, bu iki secde þeytanýn kendisinden uzaklaþmasýna vesile olur" (Buhârî, Sehv, 6, 7; Müslim, Salât, 19, 20; Ahmed b. Hanbel, III, 12, 37, 42).

Hz. Peygamber ile Ashab-ý kiramýn gerektiði durumda sehiv secdesi yapmalarý bu secdenin vacib olduðunu gösterir. Haccýn vaciblerinden birisinin eksik kalmasý halinde, bunu telâfi için kurban kesilmesi gibi, sehiv secdesi de, namazdaki eksiklerin tamamlanmasý için vacib kýlýnmýþtýr.

Hanefilere göre; Namaz kýlan kiþi bu secdeyi terketmekle günahkâr olur, fakat namazý fasit olmaz. Çünkü sehiv secdesi kaybolmuþ bir þeyin tazminidir. Bir þeyin tazmini ise ancak vacib olur. Sehiv secdesi, teþehhüdü okumak ve selâm vermek gibi vacib olan iþlerin yapýlmasýndan doðan günahý kaldýrýr, fakat bir rükün olan, meselâ bir rükuu yapmamaktan doðan eksikliði kaldýrmaz.

Sehiv secdesi imama ve tek baþýna namaz kýlana vacibtir. Ýmama uyan kiþi namazýnda yanýlýrsa onun üzerine sehiv secdesi vacib olmaz. Eðer Ýmam yanýlmýþsa cemaatin ona uymasý vacib olur. Eðer imama uyan kiþi müdrik veya mesbuk ise, onun da imamýn sehiv secdesine katýlmasý gerekir. Eðer imam sehiv secdesini yapmazsa bu secde cemaatten de düþer. Çünkü cemaatin imama uymasý gerekir. Fakat mesbuk, yalnýz secdelerde imama uyar, selâmda ona uymaz (bk. "Müdrik"; "Mesbûk", "Lâhik" mad.).

Sehiv secdesi vakit namazý kýlmaya elveriþli olduðu zamanlarda ve durumlarda vacibtir. Meselâ; sabah namazýný kýlarken selâm verdikten sonra güneþ doðsa veya ikindi namazýnda güneþin ufuktaki kýrmýzýlýðý iyice ortaya çýksa bu kimseden sehiv secdesi düþer.

Cuma ve bayram namazlarýnda kalabalýk bir cemaat varsa karýþýklýða meydan verilmemesi için sehiv secdesinin terkedilmesi daha uygun görülmüþtür. Bir kimse sehiv secdesini yaparken yanýlsa, ayrýca bir sehiv secdesi daha yapmasý gerekmez.

Farz, vacib veya sünnet bir namazýn kendi içinde kýyam, kýraat, rükû ve secde gibi farzlarý; Fâtiha, süre ilâvesi, tertibe uymak gibi vacibleri; oturuþlarda Allahümme Salli-Allahümme bârik dualarý gibi sünnetleri vardýr. Bunlara tam olarak riayet edilince eksiksiz namaz kýlýnmýþ olur.

Herhangi bir namazda bir farzýn kasten veya yanýlarak terk edilmesi o namazýn iadesini gerektirir. Bu büyük eksikliði tamamlamak için sehiv secdeleri yeterli olmaz.

Bir vacibin kasten terk veya tehiri ise kötü bir iþ olup, bundan dolayý sehiv secdesi gerekmezse de; böyle bir namazý yeniden kýlmak daha uygundur. Bir vacibin yanýlarak terk veya tehir edilmesi ise sehiv secdelerini gerektirir. Bu yolla o eksiklik telâfi edilmiþ olur. Bir sünnetin kasten veya yanýlarak terki ise sehiv secdesini gerektirmez, fakat böyle bir hareket bir kusurdur, sevap ve faziletten mahrum kalmaya sebep olur.

Sehiv secdesinin sebepleri þunlardýr: 1) Kasten yapýlan iþlerden dolayý üç yerde sehiv secdesi yapmak gerekir. Ýlk oturuþu terketmek yahut birinci rekâttan bir secdeyi namazýn sonuna býrakmak yahut da bir rükün eda edecek kadar bir süre tefekküre dalarak bir þey yapmamak.

2) Namazýn vaciblerinden birini yanýlarak terketmekle sehiv secdesi gerekir. Bu da ya o vacibi terketmek, geri býrakmak, öne almak, namaza bir þey eklemek veya bir þeyi eksiltmek þekillerinde ortaya çýkabilir.

Terk veya tehir halinde sehiv secdesini gerektiren bu vacibler on bir tanedir. Bunlardan altý tanesi aslî olup þunlardýr:

a) Farz namazlarýn ilk iki rek´atýnda Fâtiha süresinin tamamýný veya çoðunu terketmek.

b) Farz namazlarýn ilk iki rek´atýnda Fâtiha´dan sonra üç kýsa âyet veya uzun bir âyet okumayý terketmek.

c) Namazlarda açýktan veya gizli okuma esasýna uymamak. Ýmamýn akþam namazýnda gizli, öðle namazýnda açýktan okumasý gibi, namazý yalnýz kýlan kimse de ayný hükme tabi olur. Bu durumda namazýn sonunda sehiv secdesi yapýlarak bu eksiklik giderilir.

Gizli okunacak yerde Fâtiha´nýn çoðu açýk okunsa geri kalaný gizli okunur. Bunun aksine açýk okunacak bir namazda Fâtiha´nýn bir bölümü gizli okunsa, yeni baþtan açýktan okunmasý gerekir. Böylece, açýk ve gizli okuyuþ, tek namazda birleþmemiþ olur. Baþka bir görüþe göre, yeniden baþlamak gerekmez, yanlýþlýkla sessiz okuduðu anlaþýlýnca, geri kalan kýsým sesli okunmakla yetinilir.

d) Üç veya dört rekatlý namazlarýn ilk oturuþunda teþehhüdü terketmek.

e) Son oturuþta teþehhüdü terketmek,

f) Bir rekâtýn içinde tekrarlanmasý gereken bir iþi yapmakta sýrayý gözetmemek. Bu fiil her rekâtýn ikinci secdesidir. Meselâ; bir kimse, bir rekâtta ilk secdeden sonra yanýlarak sonraki rekâta kalkar ve o rekâtý iki secdesi ile yerine getirdikten sonra, namazýn sonunda terkettiði bu secdeyi hatýrlayýp, o secdeyi de yerine getirse, sýraya uymadýðýndan dolayý bu kimseye sehiv secdesi yapmak vacib olur.

g) Ýftitah tekbirinden sonra rükuya gidip, yanýldýðýný anlayarak geri dönüp Fâtiha ve ilâve süre okuyan kimse, rükuu yeniler, tertibe riayet etmediði için de sehiv secdesi yapar. Bunun gibi tilâvet secdesini yerinde yapmayýp terk etmek de sehiv secdesini gerektirir.

Diðer yandan ayakta duracak yerde oturmak, oturacak yerde ayaða kalkmak durumlarýnda olduðu gibi bir farzýn yerini deðiþtirmek veya tehir etmek de sehiv secdesini gerektirir.

h) Rükû ve secdede ta´dili erkâný terketmek. Sahih görülen görüþe göre, yanýlarak ta´dili erkâný terkeden kimsenin sehiv secdesi yapmasý vacib olur.

i) Farz namazlarda kýraatin yerini deðiþtirmek. Meselâ; ilâve süreden sonra Fâtiha okumak veya dört rekâtlý namazlarýn son iki rekâtýnda süre okumak gibi durumlarda sehiv secdesi yapmak gerekir.

j) Vitir namazýnýn kunutunu terketmek. Bu da kunutu okumadan rükûya varmakla gerçekleþir. Kunutu terk eden kimse sehiv secdesi yapar.

k) Kunut tekbirini terketmek I) Bayram tekbirlerinin tamamýný veya bir bölümünü terketmek, yahut bayram namazýnýn ikinci rekâtýnýn rükû tekbirini terketmek gibi durumlarda da sehiv secdesi yapmak gerekir. Çünkü bunlar vacib tekbirlerdir. Birinci rekâtýn rükû tekbiri böyle deðildir.

3) Namaza, namaz cinsinden olmayan bir þeyi ilâve etmek. Ýki kere rükû etmek gibi. Bu durumda namazýn sonunda sehiv secdesi gerekir.

4) Yanýlarak terkedilen fiile geri dönmek:

Bir kimse yanýlarak birinci oturuþu yapmasa, sonra bu durumu hatýrlasa bakýlýr; eðer oturma haline daha yakýn ise, geri döner ve oturup teþehhütte bulunur. Eðer ayakta durma haline daha yakýn ise, geri dönmez, namazýn sonunda sehiv secdesi yapar.

Son oturuþu yanýlarak terkedip beþinci rekâta kalkan kimse, beþinci rekâtýn secdesini yapmamýþsa geri döner ve oturur, sonunda da sehiv secdesi yapar. Eðer bu kimse, beþinci rekâtýn secdesini yapmýþsa farzý bâtýl olur ve kýldýðý namaz nâfileye dönüþür. Böyle bir kimsenin bu namazý altýya tamamlamasý menduptur. Bu hüküm Ebû Hanîfe ile Ýmam Muhammed´e göredir.

Eðer son oturuþta teþehhüt miktarý oturduktan sonra yanýlarak ayaða kalkarsa, bu oturuþu birinci oturuþ sanarak selâm vermemiþse bakýlýr: Beþinci rekâtýn secdesini yapmadýysa tekrar oturur. Eðer beþinci rekâtýn secdesini yapmýþsa müstehap olarak bu namaza bir rekât daha ilâve eder. Bu kimsenin kýldýðý farz namaz tamam olur. Çünkü son oturuþ, kendi mahallinde olmuþtur. Fazla olarak kýlýnan iki rekât ise, bu kimse için nafile hükmünde olmuþ olur.

5) Namazda rekât sayýsýnda þüphelenmek:

Bir kimse namazýnda þüphelenerek üç mü yoksa dört mü kýldýðýný hatýrlamasa, eðer yanýlma olayý bu kiþinin baþýna ilk defa gelmiþse, yani bu gibi þüphelenmeler o kiþide devamlý bir âdet hâline gelmemiþse namazýný yeniden kýlmalýdýr. Bunu yeniden kýlmak için oturarak selâm vermesi daha uygundur. Çünkü Allah elçisi; Sizden biri namazýnda kaç rekât kýldýðý hususunda þüpheye düþerse namazýný yeniden kýlsýn " (Zeylaî, bu hadis için "garib" demiþtir. bk. Nasbu´r-Râye, II, 173) buyurmuþtur.

Eðer böyle bir kimseye çoðu kez þüphelenme durumu geliyorsa, galip olan kanaatine göre namazýna devam eder. Üç veya dört rekâttan hangisi hakkýndaki kanaatý aðýr basýyorsa o tarafý tercih eder. Çünkü sýk sýk vesveseye düþen kimsenin namazýný yeniden kýlmasýnda güçlükler vardýr. Hz. Peygamber (s.a.s) bu konuda þöyle buyurmuþtur: "Sizden biri þüphelendiði zaman doðruyu araþtýrsýn ve namazýný tamamlasýn " (Buhârî, Salât, 31; Müslim, Mesâcid, 88, 89, Ebû Davud, Salât, 190, 191, 193; Nesâi, Sehv, 24, 25)

Namazda þüphelenip, kaç rekât kýldýðý hususunda kesin bir kanaata varamayan kimse en az rekâtý esas alarak namazýna devam eder. Çünkü en azý hakkýndaki bilgi kesindir. Böyle bir kimse oturmasý lâzým geldiðine kanaat getirdiði her yerde oturmalýdýr. Böylece farz veya vacib olan bir oturuþu terketmemiþ olur. Meselâ; dört rekâtlý bir namazda, kýlmakta olduðu rekâtýn birinci mi, yoksa ikinci mi olduðu hususunda þüphe eden kimse araþtýrmasýna göre amel eder. Eðer araþtýrmasý bir sonuç vermezse en az olan bir rekatý esas alarak namaza devam eder. Ancak bunun ikinci rekâtýnda oturmak vaciptir. Sonra kalkýp bir rekât daha kýlar ve oturur. Bu konuda delil Allah elçisinin þu hadisidir: "Sizden biri namazýnda þüphe eder, üç mü yoksa dört mü kýldýðýný bilemezse, þüpheyi atsýn ve en az rekâtý esas alarak namazýna devam etsin " (Zeylaî, Nasbü´r-Râye, II, 174).

Bir kimse namazda iki defa veya daha fazla yanýlýrsa, hepsi için namazýn sonunda bir tek sehiv secdesi (iki secde) yapmasý yeterlidir. Çünkü Rasûlüllah (s.a.s) þöyle buyurmuþtur:

"Sizden biri yanýldýðý zaman iki defa secde etsin " (Ýbn Mâce, Ýkâme, 129). Bu hadis iki kere yanýlmayý da kapsamaktadýr.

Diðer yandan bu son hadis, rukûlu ve secdeli olan bütün vacib, sünnet ve diðer nafile namazlardaki yanýlmalarý da kapsamýna almaktadýr.

Tek baþýna namaz kýlanýn açýktan veya gizlice okumasýndan dolayý zâhiru´r-rivâye´ye göre, sehiv secdesi gerekmez. Ancak gizlice okunacak yerde, meselâ; öðle namazýnda açýktan okumasý kasta dayanýyorsa kötü bir iþ sayýlýr.

Tek baþýna namaz kýlanýn gündüz kýlacaðý nâfile namazlarýnda açýktan kýraatta bulunmasý mekruhtur.

Ýmam, meselâ sabah namazýnda Fâtiha´yý yanýlarak gizlice okuyup, sonra hatýrlasa, ilâve edeceði süreyi açýktan okur, Fâtiha´yý yeniden okumaz.

Dört veya üç rekâtlý farz veya vitir namazlarýnda birinci oturuþta, Tahiyyat okunduktan sonra, yanýlarak "Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed" denilmesi ve Ebû Hanîfe´den bir rivayete göre bu Tahiyyattan sonra bir harf bile ziyade edilmesi sehiv secdelerini gerektirir. Fakat son oturuþlarda Tahiyyattan sonra Kuran okunmasý, dua edilmesi, sehiv secdelerini gerektirmez. Çünkü son oturuþ dua ve senâ mahallidir. Kuran ise dua ve senâyý içine alýr.

Ýmam yanýldýðý zaman, yanýldýðýný hatýrlatmak konusunda, Allah elçisi þöyle buyurmuþtur: "Erkeklerin sübhanellah demesi, kadýnlarýn ise el çýrpmasý gerekir? (eþ-Þevkani, Nehyül-Evtâr, II, 320 vd.)

Ýmam Þafii de Ahmed b. Hanbele göre, sehiv secdeleri iki tarafa selâm verilmeden yapýlmalýdýr. Ýmam Mâlike göre ise, secde namaza bir ilâve yüzünden yapýlacaksa bunun selâmdan sonra; bir eksiklik yüzünden ise selâmdan önce yapýlmalýdýr.


radyobeyan