Hukuku Ýslamiye
Pages: 1
Haddi sirkat hakkinda (5.Mebhas) By: ecenur Date: 20 Mart 2010, 16:15:55
(BEÞÝNCÝ MEBHAS)

HADDÝ SÝRKAT HAKKINDADIR.



ÝÇÝNDEKÝLER : Sirkatin malýiyeti ve nevileri. Haddi sirkat icrasý için sârika, mesrukun nýinhe, mesrukün fihe ve mesruk mâle aid þart­lar. Müttehid» muhtelif ve müþterek sirkatler. Sirkat hâdiselerinin su­reti sübutü. Sirkati isbat için husumet hakkýna mâlik olub olmayan­lar. Sirkatin hükmü ve haddi sirkatin malüyyeti. Haddi sirkati badel-îcab iskat eden sebebler. [16]

Sirkatin Mahiyveti Ve Nevileri :



720 - : Sirkat, lûgatde baþkasýnýn malini gizlice almakdýr, mik-darý az olsun olmasýn, haddi icab etsin etmesin.

Ahkâmý þer´iyye itibariyle sirkatler, iki nev´e ayrýlýr. Biri sirkati sugra, diðeri de sirkati kübradýr.

Sirkati »uðranýn haddi icâb eden kýsmý, ýstýlah sýrasýnda da yazýlý olduðu üzere «mükellef bir þahsýn en az nisabý sirkat mikdarý, tafih ve mütesariülfcsad olmayan mütekavvim bir mâli mahfuz bulunduðu yer­den gizlice ahb harice çýkarmasýdýr ki, kendisinin bu malde bir hakký olmadýðý gibi bunda bir mülk þübhesi de bulunmaz.

Bu tarifdeki kayidler, birer kaydi ihtirazýdýr ki hükümleri aþaðýdaki meselelerden tavazzuh edecekdir.

Sirkati kübraya gelince bu da kat´ý tarikden = yol kesicilikden ibaretdif. Buna dair altýncý mebhase müracaat!.

721 - : Sirkati suðra, ya mübaþereten veya tesebbüben vaki olur. Þöyle ki : bir þahsýn mahalli hýrze gizlice girerek çaldýðý mâli bizzat ahb dýþarýya çýkarmasý, mübaþereten sirkatdir. Bir kaç þahsýn birden mahal­li hýrze gizlice girib aldýklarý mali içlerinden birine yükliyerek harice çý­karmalarý da tesebbüben sirkatdir ki, þeraiti mevcud olunca hepsi hak­kýnda haddi müstelzirn olur.

Bu hususda yalnýz îmam Züfer muhalifdir. Müþarünileyhe göre had, yalnýz o mali yüklenib dýþarýya çýkaran þahýs, hakkýnda lâzým gelir. Çünkü mübaþir olan, odur. Fakat Ýmamý Âzam ile Ýmameyne göre o ma­lý yüklenen þahýs, onu arkadaþlarý namýna da yüklenmiþ olur. Zaten sir-katde cari olan âdet de ekseri böyledir, bir þahýs yapdýðý sirkati arka­daþlarý yardýmýyle yapar. Binaenaleyh hepsi de mübaþir hükmünde bu­lunur.

722 - : Nisabý sirkat, bir dinar veya halis gümüþden mazrub on dirhem veya kýymetçe bu mikdar maldir. Bundan az bir geyi çalmak, haddi sirkati rcab etmez.

«(Nisabý sirkat, imam Mâlike ve tmam Ahmede göre bir dinarýn rub´u veya üç halis dirhemdir. Ýmam ÞafÜye göre halis ve mazrub bir dinarýn dörtte biri veya kýymetidir. Þu k&dar var ki çalýnan þey, altun olursa mutlaka rub´u dinara müsavi olmamdýr. Binaenaleyh haiz olduðu sanat itibariyle bir dinarýn dörtde birinden daha kýymetli olan bir al­tun yüzük, sikletce rubu dinara müsavi olmazsa sirkat edilmesi haddi müstelzim olmaz.

imam Þafiî hazretleri, dirhemi nazara almýyor. Ona göre meselâ : bir dinar çalýndýðý gün iki dirheme müsavi olsa yine bir dinarýn kýy­metçe dörtde biri mikdarý bir mâlin sirkat edilmesi, haddi müstelzim olur. Bilâkis bir dinar, kýymetlenerek yüz dirheme muadil olsa yirmi beþ dirheme müsavi olmayan bir mâli çalmak, haddi icab etmez. Çünkü bu, dinarýn dörtde birine müsavi olmama olur. Dirhemler ise metu mesabesindedir. Bu dinardan maksat ise mazrub sikke halinde bk miskal altundan ibaretdir. Bazý fukahayö- göre de nisabý sirkat, dört veya kýrk dirhemdir.)

723 - : Çalýnan bir mâlin kýymetçe nisab mikdarýna balið olub olmadýðý, kýymetlere vâkýf olan iki âdil, erkek þahidin þahadetiyle teay-yün eder. Tafih, yani : hakir olan, örfen ehemmiyetsiz sayýlan, baþka­larý tarafýndan alýnmasý hususunda müsamaha gösterilen þey ise çalýn­masýndan dolayý haddi müstelzim olmaz. Vas otlar, aðaç üzerindeki-meyvalar gibi.

Bir þeydeki kýymetsizliði, adiliðe, ehemmiyetsizliðe «tefahet» denir.

724 - : Hýrze gelince bu da bir malin âdet üzere saklanmasýna mahsus mahal demekdir ki, iki kisma ayrýlýr.

Birisi «hýrz binefsihi» dir ki, içinde eþya saklanmak üzere hazýrla­nýp içerisine izinsiz girilmesi memnu ola.n herhangi bir yerdir. Evler, dükkânlar, çadýrlar gibi. Çuvallar, sandýklar, kasalar da bu hükümdedn.

Diðeri «hýrz bigayrihî» dir ki, esasen eþya saklamak üzere mühey­ya ve izinsiz girilmesi memnu olmayýb ancak içerisine konulacak mal­larýn yaný baþýnda muhafýzý bulunan herhangi bir yerdir. Muhafýzýn uyanýk veya uyumuþ olmasý müsavidir ve muhafýzýn eþyayý görüp ko­ruyabileceði bir mesafede bulunmasý, hirzm tahakkuku için kâfidir. Mescidler, yollar, sahralar bu kýsým hýralardan sayýlýr. Bedayî, Bahri Raik.Bu iki kýsým hýrze dair hükümler, ileride görülecektir.

725 - : Eþyanýn envaýna göre hýrz tebeddül eder mi? Baþka bir tabir ile bir nevi için hýrz olan bir mahal, diðer bir nevi için de hýrz sa­yýlabilir mi? Meselâ : zahirenin hýfzýna rnahsus bir yer, cevahir ve nü-kudun muhafazasýna da mahal sayýlabilir mi- Bu meselede beynelfuka-ha ihtilâf vardýr, imam Kerhînin Hanefî imamlarýndan nakline nazaran bir nev´a hýrz olan bir yer, bütün nevilere hýrz olabilir. Çünkü bir þeyi ihraz ve muhafaza eden bir mahal, diðer þeyleri de muhriz olabilir. * Fa­kat Ýmam Tahavî, örf ve âdete itibar ederek bunun hilâfýna kail olmuþ, meselâ: «hayvanatýn muhafazasýna mahsus olan yerlerde nükud ve ce­vahir muhafaza edilemez.» demiþdir.

c(Eimmei selâaenin ictihadlan da bu merkezdedir. Bu hususda Örf muteberdir. Hýrz, mallarýn ihtilâfýna binaen muhtelif bulunur.)

(Zahirîlere ve ehli hadisden bir zümreye göre haddi sirkat için hýrz þart deðildir. Nisab mikdarý bir mah hýrz olmayan bir yerden çalmak da kat´ý yedi icab eder. Bidayetül´müctehid.)

726 - : Sirkatin tarifindeki «hufyeden - gizlice» kaydine naza­ran gaab, ihtilas, intihab, ihtitaf, hiyanet birer cinayet olmakla beraber sirkat sayýlmazlar. Bu tabirlerin mahiyetleri için ýstýlahlar kýsmýna mü­racaat!.

«(Yalnýz lyas Ibni Muaviyyeye göre ihtilâa = bir mali sahibinin elinden veya ondan gafletinden bil´istifade alenen süratle kapýp almak, haddi icab eder.

imam Ahmed ibni Hanbele göre de nisab mikdarýna balið olan biý ariyeti, bir vediayý inkâr etmek1 hiyaneti, haddi müstelzimdir.)

727 - : Tarrariyet, yani : yan kesicilik uyanýk bir kimsenin hýfzetmek istediði bir mâlini gafletinden bil´istifade bir hiyle ile çalmak, sirkatden maduddur. Bu babda eimmenin ittifaký vardýr.

Bir. kimsenin ceybi, kesesine nazaran bir harz mahalidir. Fakat ceyb gibi bir yerde mahfuz olmayýb haricde bulunan bir meblâðý bu suretle çalmak, haddi müstelzim olmaz. Çünkü bu takdirde bir mali mahali hýrz-den çýkarmak, vak´asý vücude gelmiþ deðildir. Bedayî, Hindiyye. [17]

Haddî Sirkat Ýcrasý Ýçin Sarike Al Þartlar



728 - : Sirkat, büyük bir cinayetdir. Bu cinayet, yalnýz masum mallara tecavüze münhasýr kaimayýb çok kerre masum hayatlara da te­cavüzle neticelenir, hammanlarm sönmesine sebebiyet verir. Binaen­aleyh bunun hakkýnda - bütün halkça müessir bir ibret teþkil edecek suretde - aðýr bir ceza tatbiki iktiza etmekdedir. Þu kadar var ki, böy­le aðýr bir cezanýn her sirkatden dolayý hemen tatbiki, þarii hakimce mültezem bulunmadýðýndan bunun yapýlabilmesi için bir takým kuyud ve þürut vardýr, ezcümle sarika aid þartlar bervechi âtidir ;

720 - : Sarikin âkii, balið, nâtýk ve basîr olmasý þartdýr.

Binaenaleyh mecnunlarýn, çocuklarýn, dilsizlerin, körlerin yapacak­larý sirkatlerden dolayý haklarýnda had lâzým gelmez. Çünkü mecnun­larýn, çocuklarýn bu hareketleri cinayetle tavsif edilemez. Dilsizlerin, körlerin halleri ise þübhe Ýrasýndan hâli.bulunmaz. Þu kadar var ki, bun-ar, çaldýklarý þeyleri zamin olurlar. Zira zamanýn lüzumu, cinayetin her. veçhile tahakkukuna tevakkuf etmez. Maahaza bunlar, hallerine göre ta´zir cezasýna da müstahik olurlar.

Bu þarta nazaran iðlerinde mecnun veya çocuk bulunan bir taife, bir sýrkatde bulunacak olsalar hiçbiri hakKýnaa had cezasý verilmez. Çünkü bir hâdiseden ibaret olan sirkat, had cezasýna tabi olanlar ile olmayanlar tarafýndan yapýlmadýr.

Bu Ýmamý Âzam ile imam Züfere göredir. Ýmam Ebu Yusiife göre iae bakýlýr: eðer elde edilen mali bizzat mecnun veya çocuk, mahalli hýrzdan çýkarmýþ ise hiçbiri hakkýnda had icra edilemez. Fakat diðer­leri çýkarmýþlar ise yalnýz onlarýn hakkýnda had lâzým gelir. Zira sirkat-de âsi olan, çalýnan malý mahalli hýrzdan harice çýkarmakdýr. Baþkalarý­nýn yardýmlarý ise tabi mesabesindedir.

730 - : Sârik, mesrukün minhin þeriki olmamak þartdir. Binaenaleyh aralarýnda mesrukünminhin ortaðý bulunan bir taife,

bir mali sirkat edecek olsalar hiçbiri hakkýnda had lâzým gelmez.

Bu meselede Hanefî fukahasý müttefik dider. Çünkü þirket, sirkat cinayetinin tekemmülüne mani, þüpheyi daî olduðundan haddin sukutu­nu müstelzim olur.

Âmmeye aid bir mal hakkýndaki sirkatin haddi icab etmemesi de bu esasa müsteniddir. Zira sârik de âmmeye dahil, onlar ile beraber mesruk malda müþterek bulunmakdadýr. Bu cihetledir ki, muhtaç oldu­ðu takdirde bu maldan kendisine haceti mikdarýnca bir þey verilmesine müstahak bulunur.

Binaenaleyh böyle bir sirkat, ta´zir suretiyle cezayý müstelzim olui-sa da had cezasýný müstelzim olmaz.

«(Mali ganaimden ve beytülmalden yapýlan sirkat, Ýmam Mâlike göre kat´ý yedi.müstelzim olur, ashabýndan Abdül´melike göre olmaz, Bi-dayetül´müctehid.)

731 - : Sârik ile mesrukün minh arasýnda vilâd, cüz´iyet veya zî rahmi mahrem olmak suretiyle karabet veya zevciyet bulunmamasý þartdýr.

Binaenaleyh bir kimse, kendi babasýnýn veya anasýnýn veya evlâ­dýnýn yahut kendi kardeþinin veya amcasýnýn veya sair bu kabil bir kari-binin veya zevcinin hanesinden ona veya baþkasýna aid bir malý çalsa hakkýnda had lâzým gelmez. Çünkü bunlar birbirinin hanelerine girmeðe âdeten me´zundurlar, bu cihetle hýrz muhter olmuþ olur. Bununla bera­ber böyle bir sirkat sebebiyle had icra edilecek olsa aralarýnda kat´ý rah­me müeddî olur. Kat´ý rahn ise haramdýr.

Hattâ içlerinde mesrukün minhin zî rahmi mahremi bulunan bit taife böyle bir sirkatde bulunsalar Ýmamý Azama göre hiçbiri hakkýnda had icra edilemez. Ýmam Ebu Yusüfe göre ise yalnýz zî rahmi mahrem hakkýnda had icra edilemeyib diðerleri hakkýnda icra edilebilir.

Fakat vilâd tarikiyle olmayan zî rahmi mahremin baþkasý hane­sinde bulunan bir malini sirkat, haddi müstelzimdir. Zira bu takdirde hýrz. tahakkuk etmiþ olur. Bedayî, Hidaye, Hindiyye.

732 - : Bir kimse, üvey babasýnýn veya üvey anasýnýn veya oðlu­nun refikasýnýn veya üvey evlâdýnýn yahut kain validesinin hanesinden bîr mali çalsa bakýlýr. Eðer o mal, kendi babasýnýn veya anasýnýn veya oðlunun veya zevcesinin ise hakkýnda bil´itüfak had lâzým gelmez. Çün­kü bu takdirde mal sahibiyle, sârik arasýnda vilâd veya zevci yy e t bulun muþ ve o hanelere girmeðe sârik, esasen mezun olmakla hýrze duhul de tahakkuk etmemiþ olur.

Kezalik : babasiyle üvey annesinin, zevcesiyle üvey evlâdýnýn, oð-liyle refikasýnýn birükde Oturduklarý baþka bir haneden çaldýðý takdirde de hüküm böyledir.

Fakat üvey peder ve valide vesaireden her birinin ayrý ayrý kendi­lerine mahsus haneleri olduðu takdirde bunlarýn hanelerinden kendile­rine aid olan bir mali sirkat hakkýnda ihtilâf vardýr. Ýmamý Azama gö­re bu sirkat de haddi icab´etmez. Çünkü bunlarýn birbirini ziyaret etme­ðe hakký vardýr. Bu hak ise hýrz hususunda þübhe iras eder. Nitekim âtiyen beyan olunacakdýr. Fakat Ýmam Ebu Yusuf ile Ýmam Muhamme-de göre bu sirkat, haddi icab eder. Çünkü bunlar ile sârik arasýnda mah-remiyyet var ise de zî rahm olmak suretiyle karabet mevcut deðildir. Hadde mani olan ise bu karabetdir. Mezkûr ziyaret hakký ise hýrzi ihlâl et­mez. Bedayî.

733 - : Zevceynden bîri diðerinin bir malini çalsa hakkýnda had lâzým gelmez. Ýster bir hanede, ister baþka hanelerde oturur olsunlar. Çünkü bunlar biribirinin hanesine girmeðe, yekdiðerinin mâlinden isti­fade etmeðe âdeten me´zundurlar.

Sirkat, iddet içinde vaki olduðu veya badessirka aralarýnda firkat vukubulduðu takdirde de hüküm böyledir. Bedayî.

734 - : Aralarýnda mahremiyet bulunmayan zî rahm kimselerin, biribirinden yapacaklarý sirkat, bil´ittifak haddi müstelzimdir. Çünkü aralarýnda bu derecede bir karabet bulunmayan kimselerin biribirinin hanesine bilâ istizan girmeleri âdeta muhalifdir. Amca ve dayý kýzlarý gibi. Bedayî.

735 - : Aralarýnda yalnýz mahremiyet bulunub da zî rahim olmak itibariyle karabet bulunmayan kimselere gelince bu hususda bazý Ýhti­lâflar mevcuddur. Þöyle ki. Aralarýnda reza sebebiyle mahremiyet bu Sunan kimselerin biribirinden yapacaðý sirkat, Ýmamý Âzam ile Ýmam Muhammede göre haddi icab eder. Binaenaleyh bir kimse, süt babasý­nýn veya süt anasýnýn yahut süt kardaþýnm bir mâlini hanesinden veya bulunduðu baþka bir yerden çalsa hakkýnda had icra edilir. Çünkü rezane aaoýt oýan, yaiýuz hurnýeu müeoDedeOir. üu hürmet ik üiw ýcrasiilrt mam deðildir.

jaKat imam üýbu lusüfe göre süt ananýn malýný fiaýan jaýaa kýnaa. nad icra edilemez, zara Dunlarýn arasýnda aüeten muDaaeLat var­dýr, Dunýar Dirüirýnýn nanesine ýsuzansýz girebilirler, biýi üaraesýer 13e boyýe uegýidýr. Umarýn býribýrý hanesine istizan etmeksizin girmeýerý orý ve adete ýnuhalýýdýr. Bedayi.

736 - : Sârikin erkek, hür, müslim ve muhtar olmasý þart deðil­dir.

Binaenaleyh aýrkatde bulunan kadýnlar, köleler, zimmýler, muýtreA-ler haKKinda da sair þartlar mevcut olunca had icra edilir.

Cünûni gayri mutbik ile mecnun olan bir þahsýn hali ifakatinde yap nýýþ olduðu sirkat de hakkýnda haddi müstelzim olur. Beclayi.

«(Ýmam Mâlike göre ana ile babamn mâlini sirkat, haddi tnüstel-zimdir. Çünkü bunlarýn mallarýna çocuklarýnýn müstahik olmalarý þüp­hesi yokdur.

Kezalik ,: zî rahim olmak-suretiyle olan karabet, had icrasýna mam olmaz.)

(Ýmam Þafiîye göre ana, baba ile evlâddan baþka akribamn - baa-ka baþka yerlerde sakin olduklarý halde - birbirinden sirkatde bulun­malarý, haddi mucib olduðu gibi baþka baþka hanelerde sakin olan zevç ile zevceden birinin diðerinden bir mali sirkat etmesi de haddi icab eder. Çünkü bunlarýn arasýnda ne vüâd, ne de cüz´iyyet bulunmadýðý cihetle biribirinin mâlinden istifade edebilmeleri hususunda bir þülshe tahak­kuk etmiþ olamaz. Bedayi

Zevç ile zevce hakkýnda imam Mâlikin ve bir rivayete nazaran Ýmam Ahmed ibni Hanbelin mezhebleri de bu merkezdedir. imam Þafiîye göre sârikin mükreh olmamasý da sardýr. [18]

Mesrura Aýd Þartlar



737 - : Mesrukun = çalman þeyin mutlak mâl olmasý, yani : ma­liyetinde þübhe olmayýb nâsýn mal saydýðý ve temevvül için sakladýðý bir þey bulunmasý þartdir.

Binaenaleyh altýn, gümüþ, inci, cevahir, demir, bakýr, tuoç, kala> gibi þeyleri sirkat, haddi müstelzim olur. Çünkü bunlar, her veçhile em­valden maduddur.

Fakat mushafý þerifi, hadis kitablarýný veya þiir ve edebe müteallik eserleri sirkat, haddi raüstelzim olmaz. Çünkü bunlar ile temevvül edil­mez. Belki mushafý þerif ile hadis ki tablan okunmak ve´hakikatlerine vukuf peyda etmek için muhafaza edilir, baþkalarýna da tilâvet ve mü­talâalarý için verilir. Sair eserler ile de hikem ve emsale vukuf gayesi ta´kib olunur. dkat kýymeti nisab mikdarma balið oian yazýlmýþ ve yasýlmamýþ hýsab defterlerim ve emsamýý sýrKat, hadüý icab eder. Zira bunlarý çal-maitdan maksad, bunlarýn mündencatý degýl, mücerred maldan madud olan Kaðýdiarýdýr. Bedayi.

«(imam Mâlik ile imam Þafiîye göre mushafý þerifi vesair ki tab­lan sirkatden dolayý had lazým gelir. ÇünKü ou sirkat, bir mali muiuez hakkýnda vaki olmuþ olur. Þübne yok ki Kur´amKerim, yalýtmadan ev­vel beyaz bir halde bulunan sahifeieri ve cildi bir mali mütekavvým ýdý. binaenaleyh yazýldýkdan sonra da bu mâhyet baki kalmýþ olur. Bu iti­bar iledir Ki, Dunun alým satýmý caiz görüimüþdür.)

738 - : Çalýnan þeyin mutlaka mâli mütekavvim olmasý þartdýr.

Binaenaleyh çalýnacak bir þarabdan dolayý had lâzým gelmez. Ça­lan, gerek muslim olsun ve gereK oýmasýn. Çünkü þaraD, gayri müshm-, lerce oir mütekavvim mal ise de müslümanlarca deðildir. Bu halde alel1-itlâk bir mali mütekavvim olmamýþ olur.

Kezalik : hür bir çocuðu çalmak, haddi müstelzim olmaz. Velev ki, üzerinde kýymetli ziynet eþyasý bulunsun. Zira bu çocuk mâl deðildir, o eþ/a ise çocuða tabidir.

Fakat Ýmam Ebu Yusüfe göre bu sirkat, haddi müstelzim olur. Zi­ra o eþya haddi zatinde nisab mikdarma balið,ve maksudun bissirkadir.

739 - : Çalman þeyin haddi zatýnda memlûk olmasý þartdýr. Binaenaleyh madeninde bulunan altýn, gümüþ vesair cevahir gibi

henüz kimsenin mâlik olmadýðý mubah þeyleri ahz etmek, haddi müþ-teizim deðildir. Bunlar her ne kadar mâllerin nefaisinden iseler de mem­lûk deðildirler.

Nebbagin, yani : ölülerin kefenlerini definlerinden sonra gizlice ça­lan þahsýn hakkýnda bu fi´Ýinden dolayý ta´ziren ceza verilip had icra edil­memesi de bu esasa vesair bazý þartlarýn bulunmamasýna müsteniddir. Zira kefene ölü mâlik olamýyacaðý gibi varisleri de mâlik deðildir. Ka­bir de haddi zatinde bir mahalli hýrz sayýlmaz.

Bu, imamý Âzam ile Ýmam Muhammede göredir. Ýmam Ebu Yusü­fe göre nebbaþ hakkýnda had lâzým gelir. Çünkü kabir, ölüye göre bir mahalli hýrzdýr, insanlar Ýse hayyen muhterem olduklarý gibi meyyiten de muhteremdirler. Bir zýhayatm libasýný çalmak ne ise bir meyyitin kefenini çalmak da odur. Binaenaleyh bir ölünün kefenini gizlize al­mak, bir sirkatden baþka deðildir.

«(imam Þafiînin mezhebi de böyledir.)

740 - : Çalman þeyde sârikin hakký mâlikiyeti veya mâlikiyet te´vil veya þübhesi bulunmamak þartdýr. Çünkü bu takdirde sirkat cina­yeti tamamen husule gelmiþ, sirkatin rüknü olan mâli gayri istihfa ta­rikiyle ahz etmek keyfiyeti tamamen tahakkuk etmiþ olmaz.

Binaenaleyh bir kimse, baþkasýna iare veya terhin etmiþ veya ica-reye vermiþ olduðu bir mâli o þahsýn mahalli hýrzmdan gizlice alacak olsa hakkýnda sirkat hükmü cereyan etmez. Çünkü o mâl, haddi zatýn­da kendisinindir.

Kezalik: bir kimse, kendi evlâdýnýn veya mükâtebinin veya ticare­te mezun kölesinin bir malini gizlice alsa hakkýnda haddi sirkat, lâzým gelmez. Zira evlâdýnýn mâlinde babasý için te´vili mülk mevcuddur. Mü-kâtebin mâlinde de mevlâsý için mülk gübhesi vardýr. Kölenin mâli ise zaten mevlâsýna aiddir.

Kezalik bir kimse, borçlusundan alacaðý meblâða muadil veya on­dan zaid ve ayni cinsden bir meblâð sirkat edecek olsa - alacaðýna iakas vaki olacaðýndan - hakkýnda haddi sirkat lâzým gelmez, velev ki, alacaðý müeccel bulunsun. Fakat borçlusunun baþka cinsden bir ma­lini sirkat ederse had lâzým gelir, meðe*r ki, «hakkýmý istifa veya hakký­ma rehn olmak için o mâli aldým» diye iddia etsin. Bu takdirde had sa­kýt olur. Çünkü borcun istifasý hususunda beynelfukaha ihtilâf vardýr. Ýþte bu babdaki ihtilâf, bir þübhe vücude getirmek dedir. Bu þübhe ise haddin sukutu için kâfidir. Bedayî.

«(îbni Ebî Leylâya göre bir kimse alacaðýna mukabil medyunun herhangi cinsden olursa olsun bir mâlini ahz edebilir. Zira bunlarýn ara-;ýnda maliyet itibariyle bir mücaneset vardýr.

741 - : Çalýnan mâlin tâfih, hakkýnda müsamaha carî bir gey ol­mamasý þartdîr.

Binaenaleyh ot, saman, kamýþ, alelade odun, kömür gibi þeyleri çalmak, haddi müstelzim olmaz. Çünkü halk, bunlarý tafih sayar, bun­larýn alýnmasýna mümaneati hasasetden addeder.

Kireç, kerpiç, kiremid, cam bardak, balçýkdan yapýlmýþ desti gibi þeyleri sirkat de haddi müstelzim deðildir. Zira bunlar da tafih sayüýr. Fakat odundan yapýlan þeyler, bunun hilâfýnadýr. Çünkü sanat, odunu tefahetden çýkarýr.

Kezalik : saç, abanos, sandal gibi odundan sayýlan þeyler - ken­dilerinde sanat eseri bulunmasa bile haddi zatýnda kýymetli bulun­duklarýndan bunlarý sirkat, haddi müstelzim olur. Maahaza bir þeyin tafjh sayýlýb sayýlmamasý hususunda nâsýn örfüne müracaat lâzýmdýr.

«(Eimmei selâseye göre kýymeti nisab mikdarýna balið olan her­hangi bir aðaç Parçasýný çalmak, haddi icab eder.

742 - : Çalýnan mâl, her veçhile tecavüzden masun olub sarik için ahz salâhiyeti, te´vil ve tenavül ibahe þübhesi bulunmamak þartdýr. Çünkü had, bir ukubeti mahzadýr. Cinayeti mahzadan dolayý tatbi´i edilir. Gayri masum veya te´vil ve tenavtiî þübhesine mukarin bir mâli ahz ise bir cinayeti mahza deðildir ki, bundan dolayý bir ukubeti man-zanýn tatbik edilmesi tecviz olunsun.

Binaenaleyh dari harbde bir harbînin mâlini sirkat, haddi icab cL-mediði gibi dari islâmda bulunan bir müste´minin mâlinin sirkat de - zamaný ve müstelzim olursa da - haddi müstelzim olmaz. Çür.-kü harbînin mâli, masum deðildir. Müste´minin mâli, muvakkaten masum :s3vde kendisi esasen harbî olduðundan mâlinde þübhei ibahe mevcuddur. Fakat îmaný Züfere göre müste´menin mâlini sirkat, haddi müstel-zimdir. Zira onun mâli, dari islâmda muhrez bulunur. Zimmînin masum olduðu gibi müste´menin mâli de masumdur. Bedayî. «(Eimmei selâsenin iotihadlarý da böyledir. )

Kezalik bir müste´men, dari islâmda bir müslimin veya bir zim­mînin bir mâlini çalsa hakkýnda had lâzým gelmez. Çünkü o, islâm ah­kamýný tamamen iltizam etmiþ deðildir ve bu mâli ahz etmenin mubah olduðuna kaildir.

Bu mesele, îmamý Âzam ile tmam Muhammede göredir. Ýmam Ebu Yusüfe göre müste´men hakkýnda had lâzým gelir. Zira dari Ýslama eman ile girmiþ olmakla islâm ahkâmýna riayeti iltizam etmiþ bulunur.

«(imam Mâlik ile Ýmam Ahmedin ictihadlarý da böyledir. Muahid-ler de müste´men hükmündedirler.)

Kezalik : hakkýnda haddi sirkat icra, edilmiþ olan bir sârikin çal­mýþ olduðu mâli diðer birisi sirkat etse bu ikinci sârik hakkýnda had lâ­zým gelmez. Çünkü birinci sârik hakkýnda had icra edilmekle bu mâlin mesrukun minh hakkýdna masumiyeti, mütekavvimiyeti sakýt olmuþdur. Bununla beraber birinci sârikin bu mâle vaz´ý yedi, sahih bir suretde vaki olmamýþdýr. Halbuki had icrasý için mesrukun minhin bir yedi sa­hihe mâlik* olmasý lâzýmdýr.

Kezalik : bir kimse, bir þahsýn bir mâlini çahb da hakkýnda had icra ve o mal sahibine iade edildikden sonra tekrar o mali o þahýsdan çalacak olsa bakýlýr: eðer o mal,, taðyire uðramamýþ ise tekrar had lâ­zým gelmez. Fakat taðayyüre uðramýþ, meselâ : iplik iken dokunub ku­maþ haliçte getirilmiþ ise had lâzým gelir. Çünkü birinci takdirde o mâlin ilk çahnitýasý ve bu yüzden had icra edilmiþ olmasý ile ismeti sakýt ol­muþdur. îkinci takdirde ise o mal, bask al aþmýþ, yeni bir ismet = masu­niyet kazanmýþ dýr.

Bu mesele, Ýmamý Âzam ile îmam Muhammede göredir. îmam Ebu Yusüfden bir rivayete göre her iki takdirde de tekrar had lâzým peîir. Cttnlril o mal, sahibine iade edilmekle yeniden bir masumiyyet kesbetmiþdir.

«(îmam Safiînin mezhebi de bu veçhiledir.)

743 - : Çalýnan þeyin maksudun bissirka olub haddi icab eden þeylerden bulunmasý þartdir.

haddi icab eden eþyadan bir sev maksudun bissirka olarak çalýndýðý zaman bakýlýr: eðer kendisi yalnýz baþýna nisab mikdarý-na balið ise veya kendisi bu mikdara balið deðilse de kendisine tâbi olan þey ile beraber bu mikdara balið ise veya bunlardan lâalettayin birisi maksud bissirka olub mecmuu bir nisab mikdarýna balið bulunuyor ise bu sirkatden dolayý bil´ittifak had lâzým gelir.

Meselâ : içerisi bal dolu bir kab çahmb da mecmuunun kýymeti ni­saba balið olsa had lâzým gelir. Çünkü bu sirkatden maksud olan, bal­dýr, ona tabi olan kabýn kýymetiyle nisab mikdan ikmâl edilmiþ olur.

Fakat sirkat ile kasd edilen þey, infirad halinde haddi icab etme-ven bir þey ise kendisine tâbi olarak sirkat edilen þey, nisab mikdarýna balið olsa da - maksud bissirka olmadýðýndan - haddi icab etmez.

Meselâ : gümüþ cildîi veya mücevherle murassa bir mushafý þerif, mücerred mushafiyetinden dolayý sirkat edilse sâriki hakkýnda had lâzým gelmez. Çünkü mesahifi þerifeyi sirkat, esasen haddi mucib deðildir.

Kezalik : içerisi þarab dolu bir kab, mücerred þarabdan dolayý sir­kat edilse haddi müstelzim olmaz, velev ki, o kabýn kýymeti nisab mik­darýna balið olsun. Zira sirkat ile maksud olan þarabý sirkat, haddi müs­telzim deðildir.

Bu þart, Ýmamý Âzam ile îmam Muhammede göredir. Ýmam Ebu Yusüfe göre bu þart, muteber deðildir. Binaenaleyh bu suretlerin hep­sinde de had lâzým gelir. Çünkü bu suretler de yalnýz cild, yalnýz mücev­her veya yalnýz kab sirkat edilmiþ sayýlýr. Bedayi.

744 - : Çalýnan malýn mütesariüTfesad - süratle bozulur bir þey olmamasý þartdýr.

Binaenaleyh aðaç üzerinde bulunan veya baþka bir- aðaç üzerine asýlmýþ olan hurma, üzüm, nar gibi taze meyvalan sirkat, haddi icab et­mez, velev ki, bunlar, duvarlarla çevrilmiþ bir bahçe içinde, muhafaza altýnda bulunmuþ olsun. Çünkü bu meyvalar, bu halde mütesariülfesad olub kurumadýkça kemale ermez, bihakkýn maldan madud bulunmaz.

Henüz baþaklarýnda bulunan buðday ile arpa da aðaç üzerindeki meyva mesabesindedir.

Kezalik : Taze etleri, taze veya tuzlu balýklarý, sütleri, av havvan-larýný, kuþlarý, yiyilmek üzere hazýrlanmýþ yemekleri sirkat de haddi icab etmez. Zira bunlarýn bir kýsmý süratle bozulur, bir kýsmý da dari islâmda mübahülcins olub nâs arasýnda mâlden sayýlmýyacak tâfih addolunur.

Bir haneden çalýnýn da daha harice çýkarýlmadan kesilen bir hav-van, meselâ : bir koyun hakkýnda da hüküm böyledir. Bu halde sârik. o havvanýn kývmetini sahibine zamin ve tazîre müstahik olur.

Bir seneden diðer bir seneye kadar kalan kuru mevvalar, bütün hububat, yadlar, ýtrivvat, sirke, bekmez gibi þeyler, seccade veva sergi haline getirilmiþ olan nöstekiler süratle bozul madik lan ve tafih savýt «(imam Mâlik ile imam Ahmed, mütCsariürfesad olmamak þartý:;» kabul etmemekdedirler.´îmam Þafiîye göre de mekâný hýrzda buluna/i gerek taze meyvalan ve gerek et, ekmek, sebze gibi þeyleri sirkat, kýy­metleri nisab mikdarýna balið olunca haddi müstelaim olur. Çünkü sir­kat, mahalli hýrzdan mütekavvim olan bir mali gizlice almakdan iba-retdir, bunlarýn maliyetinde ve tekavvümünde ise þübhe yokdur. Binaen­aleyh bunlarý mahallî hýrzdan gizlice almak, haddi müstelzim bir sirkat­den baþka deðildir. îmam. Ebu Yusuf den de bu veçhile bir rivayet mev-cuddur.)

745 - : Çalman þeyin en az nisab mikdarmda bulunmasý þartd Binaenaleyh bir nisba mikdarýdnan dûn olan bir mali çalmak, haddi icab etmez. O þeyin nisab mikdarýna balið olub olmadýðýna sârik, gerþk evvelce vâkýf olsun ve gerek olmasýn. Hattâ bir hýrzdan her defasýnda harice çýkarýlan eþyanýn lâakal nisab mikdarýna müsavi olmasý da þart dýr.

Meselâ : bir kimse, bir haneye girib de dokuz dirheme müsabi bir mali harice çýkardýkdan sonra tekrar o kýymette diðer bir mali de dýþa riya çýkarsa hakkýnda had icra edilemez. Çünkü bu mallarýn mecmuu nisab mikdarýna balið ise de her biri nisab mikdarýna balið bulunmamýþdýr.

Kezalik bir kimse, baþka baþka iki haneden mesela : cem´an on dirhemlik bir mal çalsa hakkýnda had lâzým gelmez. Zira bunlar ayrý ayrý sirkatlerdir ki, hiç birinde nisab bulunmamýþtýr.

Fakat bir hane içinde bulunüb müteaddid kimselere aid bulunan nisab mikdarýna müsavi bir mali sirkat edecek olsa had lâzým gelir. Çüri kü bu halde mesrukun minhe deðil, sârik ile kýrze bakýlýr, sârik ise bit. hýrz ise müttehiddir.

Kezalik : bir þahsý, bir haneden çaldýðý bir mali daha hanede iken iki parçaya ayýrdýktan sonra harice çýkarsa bakýlýr : eðer bu mal, par-çalandýkdan sonra nisab mikdarýna balið ise haddi icab eder, deðilse et­mez. Çünkü sirkatin tamamiyeti ânýnda tam nisabýn mevcudiyeti aranýr. Sirkatin tamamiyeti ise hýrzdan çýkarmakla tahakkuk eder. Binaenaleyh hýrzdan çýkardýktan aonra parçalayýp da kýymeti nisabdan dûn bir mik dara düþse yine had lâzým gelir. Zira bu takdirde sirkat, tamam olmuþ olur. Nitekim bundan sonra bilkülliyye zayi ve müstehlek olmasý da had­di icaba mani olmaz.

Bir de çalýnan eþyanýn nisab mikdarýna balið olub olmadýðý, heir sirkatin vukubulduðu zaman ve mekâna, hem de had icra edileceði vak te nazaran tayin edilir. Binaenaleyh sirkat zamanýnda, yani: eþyamý hýrzdan harice çýkarýldýðý anda kýymeti nisab mikdarýnda olduðu haldf had icrasý zamanýnda bu mikdardan noksan olsa bakýlýr: eðer bu nok san, es´arýn tebeddülünden münbais ise - zahirürrivayete göre hat lâzým gelmez. Fakat çalýnan malýn aynine arýz olan bir kusurdan miite eli id ise hadde mani olmaz. Bedayi, Hidaye.

v- {Hanbelîlere göre çaldýðý þeyin nisab mikdarma balið olduðunu sâ-rikin evvelce bilmesi þartdýr. Binaenaleyh alelade bir mendili çaldýðý hal­de bunun bir ucunda nisaba müsavi bir meblað baðlý bulunsa veya* çal­dýðý bir cevherin kýymetçe nisato mikdanndan dûn olduðunu zan etmiþ olsa hakkýnda had lâzým gelmez. Hattâ bu mezhebe göre sirkatin haram olduðuna sarikîn vakýf olmasý da þartdýr. Binaenaleyh henüz müslüman olmuþ, veya ehli ilimden mahrum bir muhitde yetiþmiþ olduðu cihetle sirkatin haram olduðunu bilmeyen bir sârik hakkýnda had lâzým gelmez.

Hasaný Basrî ile Zahirilere ve Haricîlere göre sirkate nisab, esasen þart deðildir. Bedayi, Keþþafülkýna, Elmuhallâ.)

746 - : Çalýnan þeyin mutlaka muhrez ve maksudun bilhýrz olma­sý þartdýr.

Binaenaleyh muhrez olmayan bir mali sirkat, haddi müstelzim ol­maz.

Meselâ: bir hizmetçi, hizmet etdiði haneden veya bir þahýs, müsafir bulunduðu yerden veya bir amele içerisine girmeðe me´zun olduðu ma­halden bir þey çalsa hakkýnda had icab etmez. Velev ki çalýnan þey, ka­pýsý kilitli bir oda veya sandýk içinde bulunmuþ olsun. Velev ki orada mal sahibi veya muhafýzý naim bulunsun. Çünkü o yerlerin içerisine girilme­ðe mezuniyet verilmekle onlar, bu sâriklere nazaran hirz olmakdan çýk­mýþ, çalýnan mal da sureti mutlakada muhrez bulunmamýþ olur.

Bu esas üzerine aþaðýdaki meseleler de teferru eder:

747 - : Bir ecir, almaya mezun olduðu bir mali içerisine girmeðe mezun bulunmadýðý bir yerden gizlice çalsa hakkýnda had lâzým gelmez. Çünkü o mali almaya mezun olmasý, hýrze girebilmesi hususunda bir þübhe iras etmiþ olur.

748 - : Bîr kimse, içerisine girmeðe mezun olduðu bir dükkândan, bir haneden, bir hamamdan veya sair böyle bir mahalden herhangi bir þahsa aid bir mali çalsa hakkýnda had icab etmez. Velev ki o mal, sahi­binin baþý altýnda bulunmuþ olsun. Zira bu yerlerden her biri binefsihý hýrzdir, içerisine girilmeðe izin verilmekle bunlar hýrz olmakdan çýkmýþ bulunurlar. Fakat mezuniyet verilmediði bir vakitdc, meselâ: geceleyin bunlardan birine girilerek sirkat fi´li vücude getirilecek olsa o takdirde had lâzým gelir.

«(îmam Mâlike göre hammamdan bir malýn çalýnmasý, eðer muha­fýzý mevcut ise haddi icab eder, mevcud deðilse icab etmez.

Ýmam Þafiîye ve îmam Ahmedden bir rivayete göre de hammam­dan ve emsalinden bir malin sirkat edilmesi, mutlaka haddi icab eder.

749 - : Mer´adan hayvanlarý çalmak, haddi müstelzim deðildir, ve­lev ki yanlarýnda çobanlan bulunmuþ olsun. Çünkü bu hayvanlar, muh­rez sayýlmaz, bunlarýn mer´aya býrakýlmasý ihraz için deðil, ot otlamalarý içindir. Fakat hayvanatý muhafazalarýna mahsus olan ahýrlardan, aðýllar­dan çalmak, haddi müstelzimdir. Zira bunlar birer mahalli hýrzdir.

750 - : Sahralarda muhafýzsýz bir halde býrakýlmýþ olan mallan sir­kat, haddi icab etmez. Fakat yanlarýnda sahipleri veya muhafýzlarý bu­lunduðu takdirde haddi müstelzim olur. Çünkü sahralar, bigayrihi hýrz­dir, buralardaki mallar, yanlarýnda muhafýzlan bulunduðu takdirde muh­rez sayýlýr.

751 - : Hýrzý sirkat, haddi icab etmez. Çünkü hýrz, muhrez bu­lunmamýþ olur. thraz ise had icrasý için bir þartdýr.

Maahaza hýrz, muhrez bulunmadýðýndan bunu çalmak, ihtifaya muh­taç olmayabilir. Ihtifa ise sirkatin rüknüdür. Bu rükün bulunmadýkça had icra edilemez.

Binaenaleyh bir kimse, bir hanenin dýþ kapýsýný çalsa veya haric-deki Ht çuvalý varmaksýzýn içindeki eþya ile birlikte sirkat etse - bun­lar, emvali zahireden olmakla - hakkýnda had cezasý tatbik edilemez. Fakat kapýyý açarak hane içerisindeki bir mali veya çuvalý yararak için­deki eþyayý çalsa hakkýnda had icra edilir. Zira bu takdirde mali muh-rezi sirkat etmiþ olur.

752 - : Bir kimse, bir hýrze girib bir mali elde etdiði halde veya o malý harice atýb da daha kendisi harice çýkmadan yakalansa hakkýnda had icra edilemez. Çünkü o mala tamamen vaz´ýyed etmiþ, maksad husu­le gelmiþ sayýlamaz. Fakat hirzdan çýkýb da harice atmýþ olduðu mali aldýkdan sonra derdest edilse hakkýnda bil´ittifak had lâzým gelir. Çün­kü o mala vaz´ýyedi tahakkuk etmiþ olur. Þu kadar var ki, îmam Züfer-den rivayet edilen bir kavle nazaran bu suretde de ha"d lâzým gelmez. Zi­ra o kimse bu mali hýrzden bizzat alýb harice çýkarmýþ deðildir.

«(imam Þafiîye göre sârik, daha mahalli hýrzdan çýkmadan yaka­lansa bu halde de had lâzým gelir. Çünkü mali muhrezi ahz etmekle sir­kat fi´lî tamam olmuþ oîur. Bundan sonra mahalli hýrzdan çýkmasý ise sir­kat filini ikmal için deðil, belki nefsini kurtarmak içindir.

753 - : Bir kimse, bir hanenin duvarýný delip içeri girmeden elini uzatarak bazý þeyleri çalsa hakkýnda had lâzým gelmez. Çünkü mahalli hýrza girmiþ, hürmeti hýrzý hetk etmiþ deðildir.

Bu, zahirürrivayeye göredir. Fakat îmam Ebu Yûsüf´den rivayete göre had lâzým gelir. Zira o kimse, bir muhrez mali gizlice almýþ bulunur. Maksad, hýrzdan mali almakdýr, yoksa mutlaka hýrza girmek deðildir. Nitekim sandýklardan, çuvallardan yapýlan sirkat de böyledir.

754 - : Bir þahýs, mahalli hýrz olan bir haneye girip de müteaddid odalarýndan birindeki bir mali alarak hanenin sofasýna çýkarsa bununla hakkýnda had lâzým gelmez. Çünkü hane, müteaddid odalariyle beraber yalnýz bir hýrz sayýlýr. Bianenaleyh mal, tamamen harice çýkarýlmadýkça sirkat tahakkuk etmiþ olmaz. Fakat bir sofa dahilindeki odalardan her biri, baþka bir kimseye aid bulunsa bu odalarýn herhangi birinden sofaya bir malýn çýkarýlmasiyle sirkat tahakkuk ederek had lâzým gelir. Zira bu takdirde her oda hýrz sayýlýr.

755 - : Bir kimse, kapýsý gündüzün dayalý veya açýk bulunan bir hane içerisine girerek sirkatde bulunsa hakkýnda had lâzým gelmez. Fakat geceleyin mürur ve übur kesildikden sonra kapýsý kapalý, fakat kilitlenmemiþ bulunan bir haneden yapýlacak bir sirkat, haddi müs-

.telzim olur.

756 - : Bir kimse, gündüzün bir hanenin veya dükkânýn kapýsýný anahtar ile açarak içerisinden sirkatde bulunsa bakýlýr: eðer içerisinde kimse bulunmamýþ ise had lâzým gelmez. Fakat içerisinde bir þahýs bu­lunduðu halde sârik, bunu bilmeksizin sirkatde bulunmuþ ise had lâ­zým gelir. Zira bu takdirde sirkat, mücahereten deðil, hufyeten vaki ol­muþ, binaenaleyh sirkatin rüknü bulunmuþ olur.

757 - : Geceleyin yapýlacak bir sirkatde ibtidaen gizlilik þart ise de intihaen ýjart deðildir. Fakat gündüzün veya akþam ile yatsý arasýn­da halkýn henüz gidib gelmekde bulunduðu bir zamanda yapýlacak bir sirkatde gizlilik, hem ibtidaen ve hem de intihaen lâzýmdýr.

Binaenaleyh bir kimse, bir haneye geceleyin gizlice girerek sahi­binin gözü önünde bir malýný cebren alacak olsa hakkýnda had lâzým gelir, Çünkü bu halde bir mahalli hýrze bilâ mezuniyet girilmiþ ve ma! her ne kadar sahibinden gizli olarak alýnmamýþ ise de halkden gizli ola rak alýnmýþ ve hâdise haricden yardýma koþacak kimselerin bulunamý yacaðý bir vakitde vukua gelmiþdir.

Fakat bir kimse, bir haneye gündüzün gizlice girib de bir mali sa hibinin gözü önünde mugalebeten alacak olsa hakkýnda had lâzým gel­mez. Zira bu takdirde bidayeten gizlilik bulunmuþ ise de intihaen bu­lunmamýþ ve hâdise haricden istimdad mümkün olan bir zamana mü­sadif olmuþdur.

758 - : Bir kimse, kiraya verdiði bir haneden müste´cirinin bir malini çalacak olsa hakkýnda had icra edilebilir. Çünkü o hane, miiste´-cirin eli altýnda bulundukça bir hýrz olub mucirin oraya girmeðe hakký olamaz.

Bu, Ýmamý Azama göredir. Fakat îmam Ebu Yusuf ile Ýmam Mu-hammede göre had icra edilemez. Zira o hane, sârikin mülkü olduðun

759 - : Müste´cir, mucirin hususî ikametgâhýna gizlice girib bir mâlini çaldýðý takdirde bil´ittifak had lâzým gelir. Çünkü müste´cirin o ikametgâha büâ müsaade girmeðe asla hakký yokdur.

760 - : Bir haneye gizlice giren þahýs, elde etdiði eþyayý bir hay­vana yükliyerek beraber harice çýkarsa hakkýnda had lâzým gelir. Çün­kü hayvanýn harekâtý, saikine müzaf olur.

Fakat katar halindeki bir hayvan veya üzerindeki bir yük çalýna­cak olsa sârik hakkýnda had lâzým gelmez. Bu hayvanlarýn saikleri, kaideleri, râkibleri veya raileri bunlarýn muhafýzý sayýlmaz. Bunlarýn asýl maksadlan muhafaza deðil, sevk etmekden, otarýb gütmekden ve kât´ý mesafeden ibaretdir.

«(Eimmei selâseye göre bu halde had lâzým gelir. Çünkü bu hay­vanlarýn saikîeri, kaidleri, raileri, râkibleri bunlarýn muhafýzý saymr. Bu takdirde hýrz bigayrihi bulunmuþ olur.)

761 - : Hanelerin sathý da mahalli hýrz sayýlýr.

Binaenaleyh damlardan rýisab mikdarý bir malý gizlice sirkat et­mek, haddi icab eder. Mebsut, Fethül´kadîr, Bedayî, Dürri Muhtar, Hindiyye.

«(Zahirîlere göre haddi sirkat için hýrz þart deðildir, her nereden olursa olsun çalýnan az çok bir mal haddi sirkati müstelzim olur. El-muhallâ´). [19]

Meþkukün Mînhe Müteallik Þartlar :



762 - : Mearukun minhin sirkat edilen mallar üzerinde bir yedi sahihe sahibi olmasý þartdar.

Binaenaleyh bir kimse, bir mali sahibinin veya kendisine vedia ve­ya ariyet býrakýlmýþ olan kimsenin veya ýiidzaribin veya mürtehinin ve­yahut satýn almak üzere bulunan þahsýn nezdinden sirkat edecek olsa hakkýnda had lâzým gelir. Çünkü bunlardan her birinin eli, bir yedi sahihadýr.

Kezalik : maðsub veya mesruk olan bir mali gâsýbýn veya herhangi bir sebeble hakkýnda had sakýt olmuþ olan bir sârikin nezdinden sir­kat etmek haddi müstelzim olur. Çünkü bu mallar, gâsýb ile sârýkm za­manýnda bulunurlar, bunlarý sahihlerine vermekle mükellef di rîer. Bu cihetle bunlarýn elleri bu mallar hakkýnda birer yedi zaman, birer yedi sahihadýr.

Fakat hakkýnda had icra edilmiþ olan bir sârikin yed´i, bir yed-i sahiha deðildir. Binaenaleyh mesruk malý ondan sirkat, haddi icab et­mez. Nitekim bu mesele evvelce mufassalan yazilmýþdýr.

«(îmam Mâlike göre mali mesruku sârikden sirkat, her iki halde de haddi müstelzimdir.

(îmam Þafiîye göre maðsub malý sirkat, haddi icab etmez.)

763 - : Mearukun minh ile sârik arasýnda vilâd, cüziyyet veya zî rahmi mahrem olmak üzere –karabet zevciyyet bulunmamasý gartdýr. Nitekim bu hususdaki meselelerde sârika >id þartlar sýrasýnda mufassalan yazýlmýþdýr. Bedayi, Hindiyye. [20]

Meþkukün Flhe Aîd Þartlak



764 - : Sirkatin dari adilde vuku bulmuþ olmasý þartdýr.

Binaenaleyh dari harbde veya dari baðîde bulunan islâm tacirleri veya esirleri arasýnda vukubulacak bir sirkat, haddi icab etmez. Çünkü sirkat, veliyyüremrin velayet ve kazasý bulunmayan bir yerde yapýlmýþ olur.

Kezalik : harb sahasýnda ehli adi ordusundan bazý erler, ehli baðî ordusuna þebhun ederek baðîlerden bazýlarýnýn mallarým çalsalar ve bi­lâkis baðîlerden bazýlarý, ehli adil ordusuna gizlice baskýn vererek bazý kimselerin mallarýný çalacak olsalar haklarýnda bilâhare had icra edile­mez. Çünkü hâdise veliyyül´emrin velayeti tamamen carî olmayan bir yerde vuku bulmuþtur. Bununla ehli baðyin emvali hakkýnda ademi is­met þübhesi vardýr. Ehli baðyin sirkati de kendilerince bir te´vile, bir ibahe itikadýna müsteniddir. Had ise þübhe ile, te´vil ile sakýt olur.

Fakat ehli adilden bir kimse, dari adildeki herhangi bir insanýn küfrüne kail ve kanýný, mâlini müstehil olarak bir mâlini sirkat edecek olsa hakkýnda had´ lâzým gelir. Çünkü böyle mücered bir ibahe itika­dýna itibar olunmaz. Böyle bir þeye itibar olunmasý, hadleri Ýskata, me­zalimi irtikâba sebebiyet verir. Bedayi.

765 - : Sirkatin kýtlýk seneleri haricinde vuku bulmuþ olmasý þartdýr.

Binaenaleyh kaht bulunan bir zamanda, bir yerde yapýlacak bir sirkat, zamaný, ta´zîr cezasýný müstelzim olursa da haddi müstelzim olmaz. Çünkü zaruret halinde baþkasýnýn malinden - bilâhare tazmin etmek üzere - zaruret mikdarý tenavül edilmesi mubah hükmünda bu­lunur. Sârikin bu cüreti de ilcai. zaruretle olmuþ olabilir. BÖyle bir ih­timal ve þüphe ile de had icra edilemez. Bu hal,. cezayý tahfif edecek sebeblerden sayýlýr.

«(Hanbelî fukahasýnýn beyanlarýna göre kýtlýk senesinde sârik, sa­týn alinacak þey veya satýn alacak para bulamadýðý takdirde yapacaðý bir sirkat, hakkýnda haddi icab etmez. Yine Hanbelî ulemasýndan bazý­larýnýn beyanýna nazaran da eðer mal sahibi böyle bir senede sârika lâ­zým olan malý - velev yüksek bir fiyatla olsun - satmayacak olursa bu malý sirkat etmesi, haddi icab etmez. Diðer bir rivayete göre de böyle bir zamanda bir kimsenin nefsini helâkden kurtaracak mikdarda bir malý çalmayý, haddi mucib olmaz, bundan ziyadesini çalmak, haddi mucib olur. Kegþafül´kýna.) [21]

Müttehid, Muhtelif Ve Müþtekek Sikkatler :



766 - : Baþka baþka kimselere aid olduðu halde bir mahalli hýrz-de bulunan mallar hakkýndaki sirkatlere- «müttchid sirkatler» denir. Bu mallarýn mecmuu, rüsab mikdanna balið olunca sarýk hakkýnda haddi müstelzim olur. Velev ki, hiçbiri müstakillun nisab mikdarýnda bulunmasýn.

Meselâ- : bir þahýs, hýrz teþkil eden bir hailedeki DÝr iki odaya de-faatla girib baþka kimselere aid ve mecmuu nýsab mikdarýna balið bazý eþyayý sofaya çýkarýb da badehu mecmuunu birden harice çýkarsa bu, bir müttehid sirkat olacaðý cihetle bundan dulayý hakkýnda had lâzým gelir.

767 - : Gerek bir kimseye ve gerek baþka baþka kimselere aid olub muhtelif hýrzlarda bulunan mallar hakkýndaki sirkatlere de «muh­telif sirkatler» denilir. Bunlardan hiçbiri, sirkat nisabýna balið olmadý­ðý takdirde haddi´icab etmez, velev ki, mecmuu, nisab mikdarýna ma´zi-yadetin balið olsun. Nitekim misali, nisabý sirkat hakkýnda verilen ma­lumat arasýnda geçmiþdir.

768 - : Birkaç þahsýn birlikde yapmýþ olduklarý sirkatlere dü «müþterek sirkatler» denir. Þöyle ki : bir taif? bir haneye gizlice girib de odalardaki eþyayý müteferrikan hanenin saaanýna çýkardýkdan sonra mecmuunu birden alýb dýþarýya çýkarmalar her birinin hissesine nisab mikdarý isabet ekliði takdirde haklarýnda had icra edilir.

Bu gibi eþhas arasýndaki teavün ve iþtirak, sirkat cinayetine cüret­lerini artýracaðý cihetle haklarýnda bir zecr olmak üzere had icrasý, hikmeti cezaiye icablarmdandýr.

Fakat her bir kýsým eþyayý, diðerlerinin yardýmý bulunmaksýzýn müstakillen harice çýkarsa kendisinin çýkardýðý bu mal, nisab mikdarý­na balið olmadýkça hakkýnda had lâzým gelmez.

«(imam Mâlike göre eðer yapýlan bir sirkat, teavüne ihtiyaç gös­terir bir suretde ise bu sârikler hakkýnda had lâzým gelir, velev ki her birine isabet eden mikdar, nisab mikdarýna balið olmasýn.)

(imam Ahmede göre de bu sirkatlerden dolayý mutlaka had lâzým gelir. Teavüne ihtiyaç görülsün görülmesin. Kereste gibi aðýr bir þeyi sirkatle elbise gibi hafif, bir þahsýn yalnýzca dýþarýya çýkarýlabileceði bir þeyi sirkat arasýnda fark yokdur.

769 - : Bir hanenin duvarým iki þahýs delib de bunlardan biri haneye girerek elde etdiði bir mali harice çýkardýkdan sonra bunu her ikiai birlikde yüklenib götürmüþ olsa bakýlýr: eðer hangisinin haneye

girdiði malûm ise asýl sârik o olmuþ olur. Binaenaleyh had onun hak­kýnda yapýlýr. Diðeri ise bu cinayete yardým etmiþ olacaðýndan hakkýn­da yalnýz ta´zir lâzým gelir.

Fakat haneye hangisinin girdiði teayyün etmezse hiçbiri hakkýnda had yapýlamaz. Çürük sârik, meçhul kalmýþ olur. Bu halde haklarýnda yalnýz ta´zir cezasiyle iktifa olunur.

770 - : Yalnýz bir þahýs sirkat için bir haneye girib de elde et-diði malý haricdeki arkadaþýna atmakla o da bu malý asla hiç biri hak­kýnda had lâzým gelmez. Çünkü hane dahilindeki þahýs, bu mala tama­men vaz´ý yed etmiþ sayýlamayacaðý gibi haricdeki þahýs da bu man hýrzdan bizzat çýkarmýþ deðildir.

771 - : Bir haneye gizlice giren bir þahýs, elde etdiði eþyayý ha­ricdeki arkadaþýnýn eline teslim etse Ýmamý Azama göre hiç biri hak­kýnda had lâzým gelmez, aricdeki þahýs, elini hane içerisine sokmuþ ol­sun olmasýn. Fakat îmameyne göre haneye girmiþ olan þahýs hakkýnda had lâzým gelir; Haricdeki þahýs hakkýnda ise elini haneye sokmamýþ ise had lâzým gelmez. Çünkü haricdeki þahsýn eli, dahildeki þahsýn eli ma­kamýna kaim bulunmuþ sayýlýr.

Þayed haricdeki elini hýrz olan haneye sokarak eþyayý arkadaþýnýn elinden almýþ bulunursa aralarýnda bir sirkati müþtereke vücude gelmiþ olacaðý cihetle her ikisi hakkýnda da imam Ebu Yusüfe göre had lâzým gelir. Bedayî, Zeyleî.

«(EimmeÝ selâseye göre iki kiþi bir hanenin duvarýný delib de bi­risi içeriye girerek elde etdiði eþyayý dýþarýdakine teslim etse veya ona atsa had, yalnýz içeriye girmiþ olan þahýs hakkýnda lâzým gelir, .dýþarý­daki hakkýnda lâzým gelmez.) [22]

Sirkat Hadiselerinin Sureti Sübutü :



772 - : Haddi icab eden herhangi bir sirkat hâdisesi, ya ikrar ile veya beyyine ile sabit olur.

Sirkati ikrar, sirkat yapan mükellef bir þahsýn bu cürmünü bizzat itiraf etmesi demekdir. BÝr þahsýn kendi aleyhine yalan yere ikrarda bu­lunmasý müsteb´addir. Bir þahýs, baþkalarýna karþý müttehem olsa da kendi nefsi hakkýnda müttehem olmaz. Binaenaleyh - îmamý Âzam ile imam Muhammede göre - sârikin bu cürmünü bir defa ikrar et­mesi kâfidir. Fakat imam Ebu Yusüfe göre iki defa, muhtelif iki mec-lisde ikrar etmedikçe hakkýnda had icra edilemez.

«(imam Mâlik ile imam Þafiîye göre de bir ikrar kâfidir. Fakat Ýbni Ebi Leylâ ile imam Ahmede göre iki defa ikrar lâzýmdýr. Elmiza-nül´kübra, Elbedayi.)

733 - : Bir þahýs, bir kimsenin meselâ : yüz lira çaldýðýný ikrar etdikden sonra bu ikrarýndan dönerek: «Hayýr, vehm etmiþim, diðer kimseden yüz lira çaldým» dese hakkýnda had icra edilemez. Çünkü bi­rinci ikrarýndan rücu etmekle tenakuzde bulunmuþdur Tenakuz ise þüb-he iras etmek hususunda rücu mesabesindedir.

Fakat o iki kimseden her Diri, kendisinden sirkat edildiðine dair olan ikrarý tasdik etdiði takdirde o þahsa yüz lira tazmin ettirebilir. Zi­ra tenakuz ve rücu ile mal hakkýndaki Ýkrar, zail olmaz.

774 - : Sirkat hakkýnda cebren vuku bulan ikrar, muteber de­ðildir.

Binaenaleyh bir þahýs, vukubulan darbe, tehdide, habse, aç býrakýl­mak gibi bir suretle ta´zibe binaen sirkatde bulunduðunu ikrar etse bu­na itibar olunmaz.. Çünkü bu gibi hajler, ikrarýn ciddiyetine münafidir.

Maahaza müteehhir fukahadan bazý zatlara göre ikrah ile vukubu­lan sirkat ikrarý, muteberdir. Zira zamane hýrsýzlarýnýn tav´an ikrarda bulunmalarý müsteb´addir.

775 - : Sirkat hususundaki beyyine, züküret, adalet, asalet ile muttasýf, en az iki mükellef kimsenin sirkat vukuu hakkýnda yapacak­larý þahadetten ibarettir.

Binaenaleyh bu hususda kadýnlarýn, suihal eshabmm ve baþkalarý­nýn þahadetlerine mebni þahadette bulunanlarýn þahadetleriyle haddi sir­kat icra edilemez. Çünkü bunlarýn þahadetlerinde þübhe vardýr. Hadler ise þübhe ile sakýt olurlar.

Maahaza kadýnlarýn had hususunda þahadetleri muteber deðilse de mal hakkýnda muteberdir. Binaenaleyh çalýnan mal hakkýnda kadýnla­rýn erkekler ile beraber þahadetleri kabul olunur. Hattâ bu mal hususun­da þahadet üzerine þahadet de makbuldür. Bedayî, Hindiyye.

776 - : Hâkim, þahidlerden iddia edilen sirkatin mahiyyetini, keyfiyyetini istizanda bulunur, þahidlerin adaletini tetkik eder, þahidler tezkiye edilmedikçe had icra edilemez. Çünkü had, telâfisi kabil olma­yacak bir cezadýr. Þu kadar var ki, tezkiye esnasýnda sârik, habs edilir. Zira sirkatle müttehem olduðundan firar etmesi melhuzdur.

Þahidler tezkiye edildiði halde mesruhun minh gaib bulunsa had yine icra edilemez.

777 - : Haddi sirkatin þahadetle sübutü için þahadet âmnda hu­sumete salâhiyeti bulunan bir kimsenin hazýr bulunmasý lâzýmdýr.

Binaenaleyh mal sahibinin veya muda1, mürtehin gibi yedi zaman ashabýndan birinin huzurunda olmaksýzýn yapýlan þahadet, kabul edi­lemez. Çünkü çalýndýðý söylenilen mâlin, sârikden baþkasýna aid olduðu taayyün etmek lâzýmdýr.. Bu taayyün ise husumetle vücude gelir. Þukadar var ki, bunlarýn gýyabýnda þahadet vaki olsa sirkatle müttehem þahis, habssediür. Zira yapýlan þahadet, sârik hakkýnda bir töhmet iras

eder. Töhmete binaen habs ise bir emri Ýhtiyatî olarak caizdir. Mebsut.

«(Ýbni Ebi Ley laya göre had-icra edilebilmesi için me´srukun minhin hazýr bulunmasý lâzým deðildir, onun gýyabýnda da icra edilebilir.)

778 - : Mesrukun mmh hazýr olduðu halde þahidler tegayyüb veya vefat etseler Ýmamý Azama göre had icra edilemez. Fakat diðer bir kavle göre icra edilebilir. Ýmam Ebu Yusuf de buna kaildir.

779 - : Haddi sirkat hususunda bir þahadetin kabul edilebilmesi iðin tekadünýi and bulunmamasý da icab eder.

Tekaddümi ahd, bir hâdisenin vukuundan itibaren bir müddetin mü rür etmeyidir ki, bu, bazý. husumetlerde dâvanýn niyetine, þahadetin ia-timaýna bir mania teþkil eder. Buna «tekadümi zaman» da denir.

Bu müddetin mikdarý hakkýnda nluhtelif kaviler vardýr. Bunun, as­garî haddi, altý ay veya bir ay veya üç gündür, imamý Azamdan bir ri­vayete nazaran bunun takdir ve tayini veliyyüTemrin rey´ine muhav-veldir.

Binaenaleyh sirkat hâdisesinden bir müddet geçtikden sonra bazý kimseler gehb de sirkate þaiýadetde bulunsalar þahadetleri, had husu­sunda kabul edilmez. Çünkü tekadümi ahd, gübhe tevlýd etdiðinden bu gibi hadlere mütealük þahadetleri ibtal eder. Þu kadar var ki bu þaha­det ile asýl sirkat, sabit olacaðýndan çalman þeyin tazmini lâzým gelir. Bu hususd veliyyül´emr veya naibi, kendi kanaati t ammesi ne göre mua­mele yapar. Eðer zanm galibi, nýuttehemin sirkat etdiði ve çalman ma­lýn da yanýnda bulunduðu hususunda lekanür ederse müttehem hak­kýnda bir ta´zir mahiyetinde olarak bazý cezalar tertib edebilir. Mebsut, Bedayî, Reddi Muhtar.

780 - : Mesrukun minhin mechuliyeti de ikrar ve þahadetin had hususunda kabulüne manidir. Meselâ : Bir þahýs, mesrukun minhin gý­yabýnda: «Ben bu malý çaldým, amma bunun kime aid olduðunu bilmi­yordum» veya «kime aid olduðunu haber vermem» dese hakkýnda had icra edilemez.

Kezalik : þahidler : «Bu þahýs þu malý çalmýþdýr, fakat bu malýn kime aid olduðunu bilmiyoruz» deseler þahadetleri makbul olmaz. Çün­kü mesrukun minhin gaybubeti kabuli þahadete mani olduðundan nýec-huliyeti bitarikil´evla mani olur.

«(îmam Þafiýye göre de böyle bir ikrar vukubulunca hemen had icra edilemez, belki gaib olan mesrukun minhin huzuruna intizaren sâri-kin hapsi cihetine gidilir. Mebsut.)

781 - : Þahidler, bir þahýs hakkýnda: «Bu, fülân kimseden mese­lâ: yüz üra çaldý» diye þahadet etdikleri halde hablel´kaza bu þahadetlerinden rücu ederek «Hayýr, þu diðer kimseden yüz lira çaldý» diye þahadetde bulunsalar bununla haddi sirkate de, zamane de hükm olu­namaz. Çünkü hükümden evvel þahadetden rücu ve þahadetde tenakuz, had ile ve mal ile hükme manidir.

782 - : Þahidlerin doðrudan doðruya sirkate þahadet etmeyib yalnýz sirkat edilen mali sârikin ahz etmiþ olmasýna þahadet etmeleri mendubdur. Çünkü had icrasýna sebebiyet vermeksizin çalýnan mâlin zuhuruna hizmet edilmesi, evlâdýr. Hattâ mal sahibinin de bu veçhile dâva ikamesi, nýüstahsen görülmektedir. Mebsut. [23]

Sirkati Ýsbat Ýçin Husumete - Ýkamei Dava Hakkýnda Malik Olanlar :



783 - : Çalman malýn sahibi, sirkati isbat için husumet hakkýna malýk olduðu gibi mudeî, müsteirî, mürtehini, mezaribi, gasýbý, sevmi-þira tarikiyle kabýzý da bu hakka mâlikdirler. Bu hususda Hanefî imam­larý arasýnda hilaf yokdur. Yalnýz bunlarýn husumetýyle had icra edi-lib ed.lemiyeceði hususunda ihtilâf vardýr. Ýmamý Azam ile Ýmameyne göre bunlarýn husumeüyle sirkat sabit olacaðý gibi had de icra edilebilir, imam Züfere göre ise bunlarýn husumetleri, had hususunda muteber deðildir. Çünkü bunlarýn yedlerý, asýl mal sahibinin eli gibi birer yedi sahihe deðildir, bunlar yalnýz çalman mali sahibine red için zamandan kurtulabilmeleri için husumet hakkýnda mâlik bulunmuþlardýr. Maahaza bunlarýn bu husumet haklan kabul edilmediði takdirde bunlarýn ellerin­deki o mallarý sirkat etmeðe bir takým eþhasýn cüretleri artmýþ olur. Bedayî.

«(Ýmam Þafiîye göre asýl mal sahibi hazýr bulunmadýkça bunlarýn husumetleri, ne çalýnan malin istirdadý, ne de had icrasý hususunda mu­teber deðildir. Bedayi,)

784 - : Mesrukun minh vefat edince varisleri husumet hakkýna mâlik olurlar, velev ki, çalýnan maldan hisselerine düþen mikdar, nisab mikdanndan dûn olsun. Fakat içlerinden "biri gaib bulunursa hazýr bu­lunanlar, haddi icra ettiremezler. Bedayî, Bahr.

785 - : Sârik, husumet hakkýna mâlik deðildir. Þöyle ki bir sahîiin çaldýðý mal, kendisinden sirkat edilse had icrasý veya o malýn istirdadý için husumet hakkým haiz olmaz. Çünkü onun eli bir yed-i sa­hihe, yani : bir yed-i mülk, bir yed-i zaman deðildir. Mesruku ondan almak, bir lûkatayý yoldan kaldýrmak mesabesinde bulunur. Bu takdir­de o malýn sahibi de - bu ikinci sârika karþý - had icrasý için husu­met hakkýna mâlik olamaz. Zira o mal, kendisinin elinden sirkat edilmiþ deðildir. Þu kadar var ki, diðer bir rivayete nazaran birinci sârik, henüz hakkýnda had icra edilmemiþ ise mesruku istirdad için ikinci sârik aleyhine dâva ikame edebilir. Çünkü bu mali bil´istirdad sahibine red nadden halâs olabilmesi ihtimal dahilindedir.

Fakat hakkýnda had icra edilmiþ ise artýk husumete salâhiyeti kal­mamýþ olur. Zira had ile zaman içtima edemiyeceði cihetle bu halde .nesruku sahibine reddetmek mecburiyeti kazaiyesi kalmamýþtýr ki, bu-:iun için dâvaya salâhiyeti bulunsun.

Maahaza bir sârikin çaldýðý mâli hakkýnda had icra edilse de sa­libine reddetmesi, diyaneten vacib olduðundan bu maksadla husumete mâlik olabilmesi de caiz görülebilir. Bedayî, Mebsut,

«(Ýmam Mâlike ve Ýmam Ahmedden bir rivayete göre haddi sirka­tin icra edilebilmesi, herhalde mesrukun minhin husumetine mütevak­kýf deðildir. ElmizanüTkübra.) [24]

Sirkatin Hükmü Ve Haddi Sirkatin Mahiyyeti :



786 - : Sirkatin iki hükmü vardýr, biri nefse, diðeri de mâle te-ýllûk eder. Nefse taallûk eden hadoUr. Mala taallûk eden de mesrukun istirdadý ve telefi takdirinde tazmin etdirilmesidir.

Haddi sirkat ise þeraiti mevcut ve usulü dairesinde sabit bir hýr­sýzlýk hâdisesinden dolayý hýrsýz hakkýnda kat´ý uzuv suretiyle yapýla­cak bir ukubetdir. Þöyle ki : sirkat hâdisesi sabit olunca badelhüküm sarikin sað eli bileðinden kesilir, bu hadden sonra tekrar sirkatte bulu­nacak olursa sol ayaðý da mafsalýndan kesilir. Þayed bundan sonra yi­ne sirkatde bulunsa artýk âzasýndan hiç biri kesilmez.. Belki salahý hali zahir oluncaya kadar hapis suretiyle ta´zir olunur. Çünkü aksi takdir­de sarikin her veçhile nefsini ihlâk cihetine gidilmiþ olur. Bu hadden tnurad ise ihlâki nefs deðildir. Hattâ kesilen uzuvlar, yaranýn tevessü ve sirayetine mani olmak için zeyt ile veya sair bir yað ile usulen dað­lanýr, sârikin helakine meydan verilmemeðe çalýþýlýr.

Bu mesele, Hanefiyye ve Ýmamý Ahmedden bir rivayete göredir. Mebsut, Bedayî.

«(Ýmam Mâlike ve Ýmam Þafiî ile Ýmam Ahmedden diðer bir riva­yete göre sârikin evvelâ sað eli, ikinci sirkatinde sol ayaðý, üçüncü sir­katinde sol eli, dördüncü sirkatinde de sað ayaðý kesilir. Þayed yine sir­katde bulunacak olsa artýk hapsiyle iktifa olunur. Þu kadar var ki, ve-liyyül´emr, defi fesad için lüzum görürse bu sâriki siyaseten öldürebilir.

Þafiî fukahasý diyorlar ki : sirkat hâdisesinden sonra sârikin sað eli bir âfet ile veya bir cinayet dolayýsiyle veya zulmen kesilib düþecek olsa veya çolak olub da kesildiði takdirde nezfi dem ile helakinden kor-kulsa artýk had sakýt olur, diðer eli veya ayaðý kesilmez. Çünkü muay­yen bir uzva, yani : sað ele tallûk eden hakký kat´, bu uzvun fevtiyle sakýt olur.

Zahirîlere göre beþinci defaki sirkatden dolayý sârik mutlaka kati olunur.

Bazý fukahaya göre de haddi sirkatden dolayý târiklerin yalnýz parmaklarýnýn kesilmesiyle iktifa olunur. Haricîlere göre ise sârikin eli omuz baþýndan, «menkibinden» itibaren kesilir.

Kesilen uzvun daðlanmasý, Þafiî mezhebine nazaran uzvu kesilen þahsa aid bir hakdýr. Binaenaleyh dilerse buna mani olabilir. Buna «hasm» denir. Bidayetül´müctehid, Elmuhallâ, El´muðnî.)

787 - : Sârikin sol eli çolak bulunsa veya sol eli veya bu elinin baþ parmaðý veya sair iki parmaðý kesilmiþ olsa artýk ne sað eli, ne de sol ayaðý hadden kesilemez. Çünkü kesildiði takdirde cinsi menfaat, fevt olur, yani : sârik, min vechin ihlâk edilmiþ bulunur.

Sârikin sað ayaðýnýn parmaklarý kesilmiþ olduðu halde ayakda dur­maya ve yürümeðe muktedir bulunsa sað eli hadden kesilebilir. Aksi takdirde kesilemez.

788 - : Haddi sirkatde tedahül carîdir. Þöyle ki : bir þahýs, mü­teaddit defalar sirkatde bulundukdan sonra bunlarýn mecmuundan ve­ya bazýsýndan dolayý aleyhine vukubulan husumete mebni mahkemece usulen bir eli kesilse bu ceza, bütün o sirkatlere mukabil bir ceza olmu olur. Artýk o þahsýn bu sirkatlerden dolayý baþka bir uzvu kesilemez. Çünkü bir cinsden - mahza hukuki ilâhiyeden - olan hadlerin sebeb-leri içtima edince bunlardan birinin icrasiyle iktifa olunur.

Esasen bu gibi hadlerin icrasiyle takib edilen gaye, hikmeti teþri-iyye,, zecr ve men´den ve ibreti müessire vücude getirmekden ibaretdir. Bu gaye ise bu bir haddin icrasiyle husule gelmiþ olacaðýndan ikinci, üçüncü hadlerin icrasýna -- ademi faide mülâhazasýna binaen - lüzum görülmez. Mebsut, Bedayi.

789 - : Haddi sirkat, badessübut afüv edilemez. Þöyle ki : veliy-yül´emr tarafýndan had icrasý hususunda emir sâdýr ve hüküm ita edil-dikden sonra mesrukun minh, sâriki afüv edecek olsa buna itibar olun­maz. Çünkü bu ceza, sýrf hakkullah - hakký âmme olarak tatbik edi­lecektir. Bu, mesrukun minhin hakký deðildir ki, bunu afve salâhiyeti olsun. Bedayî.

790 - : Haddi sirkati ikame edecek zat, veliyyül´emr ile onun ta­rafýndan hadleri ikameye me´zun bulunan hâkimlerdir. . Binaenaleyh bunlardan baþkasý bu haddi ikame edemez.

Þayed bir kimse, hakkýnda had icra edilmesine henüz hüküm veril­memiþ olan mahbus bir sârikin sað elini amden" kesecek olsa hakkýnda kýsas lâzým gelir. Fakat had icrasýna hüküm verildikden sonra kesse, hakkýnda kýsas lâzým gelmezse de - veliyyül´emrin salâhiyetine tecavüz etmiþ olacaðý cihetle - te´dibe müstahik olur.

«(imam Þatnye göre bir mevlâ, kendi memlükü hakkýnda icab eden lýadlerý ýname edeoýhr.

Hakimler, geoe kadýnlar ile hasta insanlar ve kendilerinde telefleri-riný nýucýo olacak arýzalar Dulunan gaiýýsiar hakkýnda had icrasýný te´hir edeniL-i´ ve haddi son derece soguK veya sýcak günlerde de icra etmez­ler, ý^unkü had icrasýndan matuad, itlafý nefa deðildir. Bedayi.)

791 - : gahnan malýn istirdadý ve tazmini meselesine gelince Dýr üirkaý naoýsesi usuýen saoýt oýüugu naiue uam þeraitin aaemý mevcuaý-yt´iýne Dinaen lýaa icrasýna imnan bulunmasa mearult malýn her naide istirdadý lazým geür. ´rulet olmuþ veya ýtýaf ednnýýs. olduðu takdýrüe de .Lüzmým icaD eder. Sarýk haküýnüa aa ayrýca haps suretiyle veya sair uýr veçhile tazýren ceza verilir.

ban«. hakkýnda had icra edildiði suretde ise salman mal, mevcut ise yine sahibine red edilir. Çünkü herkes, kendi malýna . baþkasýndan daha haklýdýr. Fakat bu mal, sarikuý- elinde had icrasýndan evvel veya sonra zayi olmuþ, ise artýk bunu tazmin lâzým gelmez. Zira bir sirkat hakkýnda kat´ý uzuv ile zaman içtima etmez. Kat´ý uzuv, esasen sirkat cinayetine tekabül eden kâfi bir cezadýr. Nitekim âyeti celilesý de bunu göstermektedir. Yani : Hýrsýz erkek ile hýrsýz kadýnýn, kazandýklarýna bir ceza ve Allah Teâlâ tarafýndan - ibret ve intibaha medar - bir ukubet olmak üzere ellerini kesiniz. Allah Tealâ azizdir, hakimdir bu gibi hükümlerinde bir nice hikmetler ve mas­lahatlar vardýr.

Görülüyor ki, bu âyeti celilede kat´ý yede ceza namý veriliyor, ceza ise kifayet üzere mübteni olur. Eðer buna zamanda zam edilecek olsa kat´ý uvuz, kâfi bir ceza olmamak lâzun gelir.

Maamafih sârik, zaman ile mükellef olsa mali mesruka, sirkat ânýndan itibaren malik olmuþ olur. Çünkü zaman, temellüke tekabül et-mekdedir. O halde sirkat, sârikin kendi mülkünde vaki olmuþ, olacaðýn­dan hakkýnda had icrasýna mahal kalmamak lâzým gelir.

Çalýnan mali sârikin istihlâk etmiþ olmasý takdirinde de -- zahi-rürrivayeye nazaran - hüküm böyledir. Mebsut, Bedayi.

792 - : Çalýnan bir malý sârikden baþkasý istihlâk etmiþ olsa bil-ittifak zamin olur.

Sârik, çaldýðý malý baþka bir þahsa satmýþ veya baþka bir yechilû temlik etmiþ olsa bu malý mevcut ise sahibi istifdad edebilir. Bu halde o þahýs da vermiþ olduðu semen ile sârika rücu edebilir. Þayed o mal, telef olmuþ ise artýk ne sârika ne de o þahsa zaman´ lâzým gelir. Çünkü sârik hakkýnda had icra edilmekle zaman sakýt olmuþdur. Fakat o þahis, bu çalýnan malý istihlâk etmiþ bulunursa bedelini mesrukun mirine zamin olur, kendisi de vermiþ olduðu semen ile sârika rücu edebilir.

793 - : Müctemi sirkatlerden dolayý sârik hakkýnda bir had icra edilmiþ olduðuna nazaran çalýnan mallarýn tazminine gelince eðer mal­larý çalýnan kimselerin hepsi tarafýndan vuku bulan bir dâva neticesin­de bu had icra edilmiþ ise hepsine karþý tazmin hakký sakýt olur. Fakat bunlardan yalnýz bir ikisinin husumetiyle bu ceza tatbik edilmiþ ise bun­lara karþý zaman hakký sukut eder, bunda ittifak vardýr.

Husumetde bulunmayanlara gelince, imamý Azama göre bunlarýn da tazmin haklarý sakýt olmuþ olur. Çünkü bunlardan birinin huzur ve husumeti, hepsinin huzur ver husumeti mesabesindedir, hepsi de husu-.metde bulunsa yine kesilecek, bir elden baþka deðildir. Binaenaleyh hep­si birlikde husumetde bulunduðu takdirde sârika zaman lâzým, gelmiye-ceði gibi içlerinden birinin husumeti takdirinde de zaman lâzam gelmez.

îmam Ebu Yusuf ile îmam Muhammede göre ise bunlarýn malla­rýný sârikin tazmin etmesi lâzým gelir. Zira bunlar, had icrasýný taleb etmedikleri cihetle mallarýnýn sukutuna razý olmuþ sayýlamazlar.

Bu mesele, çalýnan malýn helaki takdirindedir. Mevcudiyeti takdi­rinde ise her halde sahiblerine reddedilmesi icab eder. Çünkü had ceza­sý, zamana münafi ise de redde münafi deðildir. Bedayî, Haniyye.

794 - : Çalýnan mal, tegayyür etmiþse bakýlýr eðer kýymetine noksan arýz olmuþ gibi bir suretle tegayyür etmiþ ise sârik hakkýnda had icra edilmesi, bu malýn sahibine reddine mani olmaz. Þu kadar var ki, noksan tazmin edilmez. Fakat bu tegayyür ile çalýnan malaziyadelik arýz olmuþ, meselâ kumaþ, iken elbise yapýlmýþ, buðday iken un haline getirilmiþ ise artýk had icra edildiði takdirde bu malýn sahibine reddi lâzým gelmez. Çünkü bu tegayyür ile o mal, tebeddül etmiþ sayýlýr. Mes-ruk malýn böyle sýnaî bir suretde tebeddülü ise badelehâd zamana mü-nafidir. .

Maahaza o mal, esasen baþkasýna aid olduðundan bununla sârikin intifa etmesi, diyaneten halâl olmaz. Mebsut, Bedayi.

795 - : Çalman mal, sârikin yanýnda iken doðrusu yavrusiyle be­raber mesrukun minhe reddedilir. Çünkü yavru, o maldan mütevellit bir ziyadedir. Daha doðmadan reddi lâzým geldiði gibi doðdukdan sonra da reddi lâzým gelir.

Çalýnan mal, en az nisab mikdarý altýn veya gümüþ olub da bun­lardan huliyyat veya evani = kab, zarf yapýlmýþ olduðu takdirde ise îmamý Azama göre hem had, hem de sahibine red lâzým gelir. Fakat Ýmameyne göre tekavvümi sanatden dolayý red lâzý mgelmez.

Amma çalýnan þey, bakýr olub da bundan kab yapýlmýþ olsa bakýlýr: Eðer veznen satýlýr ise hüküm yine böyledir ve eðer adeden satýlýr ise bü´ittifak reddi lâzým gelir. Mebsutý serahî, Tatar Haniyye.

mütevemmü ise sirkat etmiþ olduðu malý, helak olsa da filhal tazmin etmekle mükellef olur. Had ile bu hak sakýt olmaz. Fakat fakir ise he­lak ve müstehlek olan mesruk malý ne hâlen ve ne de âtiyen tazmin ile mükeüef olmaz. Elmizanülkübra.)

(imam Þafiîye göre sârik, istihlâk etdiði mesruk malý tazmin ile mükellefdir. Böyle bir sârik hakkýnda hem had icra edilir, hem de ken­disine istihlâk etmiþ olduðu mesruk mal tazmin ettirilir. Çünkü sârik, hem Cenabý Hakký, hem de mesrukun minhe karþý cinayetde bulunmuþ-dur. Bu cihetle hem haddin vücübune, hem de zamanýn lüzumuna sebe­biyet vermiþ bulunmaktadýr.)

(Hanbelî mezhebine nazaran da sârik, çalýnan malý mevcud ise iade eder, deðilse kýyemiyyatdan ise kýymetini, misîiyyatdan ise mislim za-min olur. Hattâ sirkat dolayýsiyle tahrib etdiði hýrz mahallini de tami­re mecburdur. Kat´ý uzuv ve hasm ameliyesi ücreti de k


radyobeyan