Hibelere dair By: ecenur Date: 18 Mart 2010, 20:45:24
ONBÝRÝNCÝ KÝTAP
Hibelere dair olub bir mukaddime ile iki bölümden ibaretdir. [3]
MUKADDÝME
Hibelere Müteallik Bazý Istýlahlar
1 - : Hibe, îûgatde bir kimseye istifade edeceði bir þeyi lütuf ve ihsan olarak vermekdir. O þey gerek mal olsun ve gerek olmasýn. Bu mânaca bir þahsa bir mâlin meccanen verilmesi bir hibe olacaðý gibi Allah Tealâ Hazretlerinin bir kuluna evlâd ihsan buyurmasý da bir hibedir, bir atiyyedir.
istilanda hibe, «Bir malý bir kimseye ývezsiz olarak derhal temlik et-mekdir. Yâni sýhhat ve inikadý için ivez verilmesi þart olmayan bir temliktir. Gerek ývez þart edilsin ve gerek edilmesin.
Hibe bu «ývezsiz» kaydiyle beyiden, «derhal» kaydiyle de vasiyyetden ayrýlmýþ olur.
Hibe tabiri mevhub mânasýnda da müstameldir.
2 - : Vâhib, «bir þahsa bir malý baðýþlamak suretiyle temlik eden kimsedir.»
3 - : Mevhubün leh, «kendisine bir mal hibe edilmiþ olan kimsedir
4 - : Mevhub, «bir kimseye baðýþlanan, hibe edilen maldýr.»
5 - : îttihab, «hibeyi kabul etmekdir.» Hibe talebinde bulunmaya da : «istîhab» denir.
6 - : Hediyye, «bir kimseye ikram için hibe olarak verilen veya gönderilen maldýr.» Cem´i : hedayâdýr.
7 - : Sadaka, «sevab için, Hak Tealânýn rýzasýna nailiyet için fakire hibe olarak verilen maldýr.» Sadaka verene «mütesaddýk», sadakayý kabul edene de «mütesaddakün aleyh» denilir.
8 - : Atiyye, «vergi, ihsan» demekdir ki hibeden, hediyeden ve sadakadan eamdir. Cetn´i : atayadýr, Vakýfda vezaif mebhasine müracaat!
9 - : îbahe, lûgatde bir þeyi ahb almamak hususunda bir kimseyi muhayyer kýlmak demekdir. Istýlahda : «bir kimseye yiyilecek veya içilecek bir þeyi ývezsiz olarak yiyib içmek için izin ve ruhsat vermekdir.» [4]
(BÝRÝNCÝ BÖLÜM)
HÝBE AKDÝNE DAÝR UMUMÝ MALÛMATI MUHTEVÝDÝR.
ÝÇÝNDEKÝLER : Hibenin rüknü, inikadý ve tamamiyyeli. Hibenin ve sadakanýn hükümleri. Hibenin ve sadakanýn vasfý ve hikmeli þer´îyyesi. Hibenin sýhhatinin þartlarý. Ivez þartiyle yapýlan hibeler. Müþaan vukubuian hibeler. Borçlarýn hibe ve ibrasý. Kasýrlara yapýlan hibeler. Marizlerin hibeleri. [5]
Hibenin Rüknü, Ýnikadý Ve Tamamiyyeti
10 - : Hibenin rüknü icab ve kabuldür. Hibe ancak Ýcab ve kabul ile münakid olur. Meselâ : bir þahsa hitaben «þu malýmý sana hibe etdim» demek icabdýr. O þahsýn bunu temellük etdiðine dair olan sözü de kabuldür.
Hibe bir akiddir. Her akdin esasý ise kendisine mahsus olan icab ve kabuldür. Bir kere bir insanýn mülkü kendisinin icabý, temliki bulunmadýkça baþkasýna baðýþlanmýþ olamaz. Ve bîr þahsýn kabulü bulunmadýkça da kendisine bir mülk ilzam edilemez.
Binaenaleyh bir kimse, bir þahsa hitaben : «Þu malýmý sana hibe etdim» dediði halde o þahýs : «kabul etdim» demese bu hibenin hükmü olamaz, olduðu gibi vâhibin mülkünde kalmýþ olur.
Maamafih bazý fukahaya göre hibenin rüknü vâhib hakkýnda yalnýz´ icabdýr, kabul ise mevhubün lehin mevhube malikiyeti için þartdýr. Bunun içindir ki bir kimse hibe etmiyeceðine yemin etdiði halde bir malýný bir þahsa hibe edince hânis olur. Velev ki o þahýs bu hibeyi kabul etmesin. Çünkü vâhibin kudreti tahtýnda olan yalnýz böyle icabda bulunmaktýr, yâni: «hibe ettim» demektir. Artýk böyle deyince yeminine muhalif hareketde bulunmuþ olur. Fakat îmam Züfere göre kabul bulunmadýkça ve diðer bir kavle göre de kabul ile kabz bulunmadýkça mücerred böyle bir icab ile hânis olmaz. Fet-hülkadir, Elbedaî.
11 - : Hibede icab; «baðýþladým, hibe etdim, ihda veya ita eyledim» gibi bir malin meccanen temlikini ifade eden her hangi bir sözdür.
Zevcin zevcesine : «Þu elbiseyi al giyin» veya huliyyatdan bir þey, meselâ bir çift küpe verib : «al bunlarý takýn» demesi gibi sözlerde meccanen temlike delâlet eden tabirlerden olmakla hibeyi icab eder. Ali Efendi, Netice.
Kozalik : «bunu sana kisve kýldým» üzü hibeye hami olunur. «Seni þu hayvana râkib kýldým = bindirdim» sözü ariyet mânasýnda hakikaldir. Bununla hibeye niyet edilebilir. Çünkü buna ihtimali vardýr. Hidaye.
12 - : Bu taamý sana ifam etdim» sözü taamýn temlikini ifade eder. Çünkü mat´um olacak bir þeye izafe ediien ifam tabiri temliki müfiddir. "Fakat «þu yeri sana it´am eldim» denilse Lu ariyet ciur. Zira yerin ayni ma-t.um olamaz. Hidaye.
Kezalik : «þu hanem sana hediyedir, içindj sakin olursun» sözü hibedir. Ýtinde sakin ulursun sözü bir tefsir deðildir, belki bir meþveretden, maksuda iþaretden ibaýetdir. Þerhi Inaye.
Fakat : «hanem sana hibe olarak süknadýr» veya «hanem süknadýr, hibe olarak» sözleri yalnýz ariyeti müfiddir. Çünkü sükna tabiri, menfaatleri temlikde muhkemdir.
13 - : Dilsizin mahud iþaretiyle de hibe yapýlabilir.
Kezalik : meceanen temlike delâlet eden bir karineye mukarin teati ile de hibe hem münakid, hem de tamam olur.
Meselâ : bir kimse, bir falcire hiç bir þey söylemeksizin bir mikdar para verib fakir d_´ bir þey söylemeksizin bunu alsa sad:ýk:ý kabilinden bir hibe vücude gelmiþ olur.
14 - : Bir kimse bilmediði, hibeyi ifade eder olduðuna muttali bulun madiði bir lisan ile bir malî hakkýnda hibeyi ifade eder bir söz söylese bununla hibe sahih olmaz. Çünkü bu hibeye rýzasý munzam bulunmamýþ olur. Ankaravî. Fakat bu söz ile hibe vaki olacaðýný bilir ve bunu bu maksadla ijirtýza söylerse hibe, sahih olur.
15 - : Hibe, kabz ile tamam olur. Çünkü hibe bir tuberrüdür. Teberrü-lerin tamamiyyeti ise kabza mütevakkýf dýr. Nitekim bir hadisi nebevide hibe ancak kabz ile tamam olur» buyýýrulmuþdur.
Binaenaleyh bir kimseye hibe veya sadaka olarak verilen bir mal, o
kimse tarafýndan kabz edilmedikçe ondan rücu edilebilir ve o mal baþkasýna
hibe ve tesadduk olunabilir. Çünkü bu mal, henüz vâhibin veya mütesaddý-
kýn mülkünden çýkmýþ olmaz.
16 - : Hibe, bir tarafdan gönderilmek, diðer tarafdan da kabz edilmekle h^m münakid, hem de tamam olur. Çünkü bu gönderme ve kabz lâfzan Ýcab ve kabul ile kabz makamýna kaim bulunur.
Meselâ : bir kimse, bir þey söylemeksizin ehibbasýndan birinin hanesine bir mikdar meyva gönderib o da bir þey söylemeksizin bunu kabul etse aralarýnda hibe tamam olmuþ olur. Sadaka da böyledir.
17 - : Ýcabdan sonra kabul ettim denilmeksizin mücerred vuku bulan kabz ile de hibe ve sadaka münakid ve tamam olur.
Meselâ : bir kimse, bir þahsa hitaben : «þu malýmý sana hibe etdim» demekle o þahýs «kabul etdim» gibi bir þey söylemeksizin bu malý o meclisde kabz etse hibe tamam olmuþ olur. Çünkü bu kabz, hibeyi kabule delildir. Kabul ise sarahaten olacaðý gibi böyle delâleten de olabilir. Dürer, Reddi Muhtar.
18 - : Kabz iki nevidir. Biri kabzý hakikîdir ki, bir malý el ile ahb tutmak demekdir. Diðeri kabzý hükmîdir ki, bu tahliye ile, yani : mevhubu mevhubün lehin kabz edebileceði bir halde manialardan hâli bulundurub «onu kabz et» demekle hâsýl olur. Böyle tahliye ile kabzýn husulüne kail olan imam Muhammeddir. Müþarünileyhe göre hibede kabza temekkün, kabz hükmündedir. Ýmam Ebu Yusüfe göre tahliye, kabz deðildir.
Maamafih bu ihtilâf, hibei sahihaya göredir. HÝbei fâsidede tahliyenin kabz sayýlmayacaðýnda ittifak vardýr. Minhetül´halik, Haniyye. (99) uncu meseleye müracaat!.
19 - : Hibeyi kabz hususuna vâhibin sarahaten veya delâleten izin ve müsaadesi lâzýmdýr. Çünkü bir kimsenin mülkünde izni olmaksýzýn baþkasýnýn tasarruf da bulunmasý caiz olmaz. Þöyle ki: vâhibin mevhubün lehe hitaben «Þu malýmý sana baðýþladým, onu al» veya «fülân yerde bulunan fülân malýmý sana hibe etdim, git onu al» demesi, sarahaten izindir,
Vâhibin böyle bir emirde bulunmaksýzýn mücerred icabda bulunmasý, meselâ : «þu malýmý sana hibe etdim» demesi de kabza delâleten izindir. Çünkü vâhibin maksadý ancak kabz ile husule gelecekdir. Binaenaleyh bu veçhile delâleten izne mebni mevhubün leh, mevhubü o meclisde kabz edince ona mâlik olur. Hidaye. Vâhibin bu halde sükût etmesi de kabza izin demekdir ki, bununla hibe istihsanen tamam olmuþ olur. Haniyye.
Fakat vâhib, sarahaten veya delâleten kabza izin verdiði halde henüz kabz vuku bulmadan kabzdan men edecek olsa bu, hibeden rücu olacaðý cihetle artýk kabza salâhiyet kalmaz.
20 - : Hibeyi kabza sarahaten izin meclise iktisar etmez, delâleten izin ise iktisar eder. Binaenaleyh vâhib, sarahaten kabza izin verince mevhubün leh, mevhubü gerek hibe meclisinde ve gerek o moclisdcn sonra kabz edebilir, bununla hibe tamam olur. Çünkü vâhibin kabz hakkýndaki bu emri, mutlak olduðundan meclise de meclisin haricine de þâmildir.
Fakat delâleten izin verince bu izin, meclis ile tekayyüd eder. Mevhubün, leh, mevhubu o meclisde kabz ederse hibe tamam olur, etmezse meclis daðýldýkdan sonra artýk kabzý muteber olmaz.
Meselâ : vâhib yalnýz : «þu malýmý sana baðýþladým» deyib mevhubün leh de hemen kabz etse hibe tamam olur. Amma bu hibe meclisinde kabz etmeyib bilâhare kabz etse hibe, sahih ve tamam olmaz. Kabz edecek olsa gâsýb sayýlýr.
Kezalik : vâhib, «fülân yerdeki fülân malýmý sana hibe eldim» deyib de «git ab dîye sarahaten izin vermiþ olmasa mevhubün leh, o malý gidib kabz edemez, ederse gâsýb sayýlýr.
21 - : Ilibcduki kabzý kâmil, mevhuba göre deðiþir. Bu kabz, menkulde kendisine münasib bir veçhile uîacaðý gibi akarda da ona münasib bir tarzda olur. Meselâ : hibe edilen bir haneni:ý anahtarým kabz, o haneyi kabz sayýlýr.
Fakat bir libas kilitli bir sandýk Ýçinde olarak hibe edilse bu sandýðý tesellüm kabz sayýlmaz. Çünkü -bu sandýk böyle kilidli bulundukça içindeki mevhubdan intifa kabil deðildir. Dürer.
22 - : Vâhib ile mevhubün lehin huzurlarýndan gaib bulunan bir mev-hub hakkýnda kabz, vâhibin kabza emr etmesinden ibaretdir. Bu, îmam Mu-hammede göredir. îmam Ebu Yusüfe göre mevhub menkulatdan ise mekânýndan izale edilmedikçe kabz edilmiþ sayýlmaz. Haniyye.
23 - : Bir kimse satýn aldýðý bir malý, gerek monkul ve gerek akar olsun daha kabz etmeden baþkasýna hibe ederek kabzý için mevhubün lehe izin verebilir. Bu takdirde mevhubün leh o kimse namýna niyabeten ve kendisi için de asaleten kabz eder. Fakat o kimse bu malý böyle kabz etmeden satana hibe, o da kabul etse bunda ikals hükmü cereyan eder.
24 - : Bir kimse bir þahsýn elinde emanet, vedia, icare lukata veya gasb tarikiyle veya bey´i fâsid suretiyle bulunan bir malýný o þahsa hibe o da meclisde sarahaten kabul etse, meselâ : «kabul etdim» veya «ittihab eyledim» dese hibe tamam olur, yeniden teslim ve kabza muhtaç olmaz.
Bu meselede mevhubün lehin sarahaten kabulü lâzýmdýr. Çünkü mevhub zaten kendisinin elinde bulunmuþ olduðundan bu veçhile olan kabzi yedi, hibeyi kabulüne delâlet etmez. Reddi Muhtar.
Yeniden kabz, hibe edilen malýn bulunduðu mevzia kadar mevhubün lehin giderek orada kabz mümkün olacak bir vaktin geçmesinden ibaretdir ki, bu meselede böyle bir kabza lüzum yokdýýr. Inaye, Tahtavî.
25 - : Hibe edilen malý mevhubün leh henüz kabz etmeden vâhib veya mevhubün leh veya her ikisi vefat etse hibe, tamam olmamýþ olacaðýndan batýl olur. Bu halde, o mal. vâhib vefat etmiþ ise vârislerine intikal eder. Mevhubün leh vefat etmiþ ise, kendisine hibe edilmiþ, varislerine hibe edilmemiþ olduðundan vâhibine veya vâhibin varislerine avdet eder.
26 - : Daha kabz bulunmadan vâhib vefat etmekle vârisi hibenin lüzumunu ve tamamiyyetini zannederek mevhubü mevhubün lehe teslim o da kabz etse bununla hibe tamam olmuþ olmaz. Çünkü kabzdan evvel vefat ile hibe bâtýl olmuþtur. Binaenaleyh vâhibin vârisleri mevhubu istirdad edebilirler. Bezzaziyye. (Maliki mezhebine göre hibe, mücerred icab ve kabul ile tamam olur. Mevhubün leh, izne muhtaç olmaksýzýn mevhubu kabz edebilir. Vâhib, mevhubu tahliyeye mecburdur.
Þu kadar var ki, mevhubün lehin kabzý yedi teehhür eder de vâhibin zimmetine emvalini muhit olacak suretde borç lâhik veya kendisi Ölüm hastalýðýna mübtelâ olursa hibe bâtýl olur.
îmam Mâlike göre vâhib, mevhubu saldýðý halde mevhubün leh bunu bilerek teenni gösterse bunun yalnýz semenini alabilir. Fakat teenni göster-meyib hemen mevhubu almaya kalkýþýrsa mevhuba müstahik olur. Bidaye-tül´müetehid.
Bilâkis mevhubün leh, mütemadiyen mevhubu kabz etmek istediði halde vâhib, kabzý tehire býraksa bununla hibe bâtýl olmaz. Bu halde vâhib vefat etse mevhubün leh mevhubu varislerinden isteyib alabilir. ElmizanüTkubra.
Malikîlere göre hibenin rükünlerinden biri, hibeyi ifade eden sýðadýr veya bunu ifade eden fi´ldir. Meselâ : bir kimse erkek veya kýz evlâdýný büyük olsunlar olmasýnlar huliyyatdan bir þey ile tezyin etse veya kýzýný büyük bir cihaz ile teçhiz eylese bunlarý hibe etmiþ olur. Mutemed olan kavle nazaran velev ki bunlarý kendilerine temlik etdiðine dair iþhadda bulunmuþ olmasýn. Fakat zevceyi tahliye ve tezyin, mücerred intifaa, ariyete -hami olunur. sarahaten temlik edildiði beyan olunmadýkça hibe ve temlik sayýlmaz. Haþiyei Adevî.)
(Þafiî mezhebine göre de hibe icab ve kabul ile münakid olur. Fakat esah olan kavle nazaran icab ve kabul her halde þart deðildir. Bir tarafdan ita veya irsal, diðer tarafdan da kabz kifayet eder. Bunlar icab ve kabul mesabesindedir. Selefin, ve hattâ Resuli Ekrem Hazretleriyle sahabei kiramýn bu veçhile* atiyeler teatisinde bulunmalarý mutad idi.
Mevhubün lehin mevhube mâlik olmasý, vâhibin veya vekilinin izniyle kabzýna mütevakkýf dýr. Vâhib ile mevhubün lehden biri veya her ikisi kablel-kabz vefat edince veya vâhib izninden rücu edince veya mahcur bir hale gelince izin bâtýl, hibe münfesih olur. Mevhubu tahliye, yani yalnýz mevhubün lehin önüne vazetmek kâfi deðildir.
Fakat diðer bir kavle göre kabzdan evvel vefat eden vâhibin veya mev-hubün lehin vârisi kabz veya kabza izin hususunda kendi yerine kaim olur. Çünkü varit», murisinin halefidir, mücerred mevt ile akdi hibe münfesih olmaz. Tuhfetül´muhtac.)
(Hanbelî mezhebine göre de hibe, hibeye delâlet eden her hangi bir kavi ile veya fi´l ile yapýlabilir, kabz ile de lâzým olub rücua mahal kalmaz.
Binanaleyh hibe, kavlen icab ve kabul ile münakid olacaðý gibi kavlen Ýcab ve kabul bulunmaksýzýn fi´len teatî ile de sahih olur. Meselâ : bir kimse kýzýný gelin edib kocasýnýn hanesine göndermesi için teçhizde bulunsa fi´len teatî suretiyle hibede, temlikde bulunmuþ olur.
Mevhubün leh, hibede kablel´kabz tasarrufda bulunabilir. Vâhib de kabz bulunmadýkça hibesinden rücu edebilir. Kabz için vâhibin izni þartdýr.
Fakat Hanbelî fukahasýndan bazý zatlara göre kabz bulunmadýkça mevhubün leh mevhuba mâlik olmuþ olmaz. Buna nazaran kabz da hibenin bir rüknü bulunmuþ olur. Keþþafül´kýna´.
Hanbelî mezhebine göre mevhudün leh , mevhubu kabz etmeden vâhip vefat etse rücu etmek veya kabza izin vermek salâmiyeti varislerine intikal eder. Fakat mevhubün lehin kablel´kabz vefatýyle hibe bâtýl olur. Çünkü onun kalbzý kabul makamýna kaimdir. Kabulden evvel vefat edince hibe münakid olmamýþ sayýlýr.
Kezalik : vâhip kendi resuliyle mevhubu gönderdiði halde daha vâsýl olmadan mevhubün leh vefat etse hibe bâtýl olur. Fakat mevhubün lehin re-suluyle gönderdiði halde vâhib ile mevhubün lehden her hangisi vefat etse hibe bâtýl olmaz . Zira mevhubün lehin resulünün kabzý kendisinin kabzý demektir. Artýk bu kabzdan sonraki vefat, hibenin tamamiyyinetine tesir etmez. Münteiheriradat.)
(Zahiriyyye mezhebine göre hibe ve sadaða yalnýz lâfz ile, yani mücer-red icab ile tamam olur. Ýhraz ve kabz edilmesinin mânasý yokdur. Ve bir kimse lýibei sahihada bulundu mu artýk ondan asla rücuu caiz olmaz. Bundan ancak ana ile baba müstesnadýr. Bunlar evlâdalarýna yaptýklarý hibeden rücu edebilirler. Meðer ki ayni telef olmuþ olsun. Kýsmen telef olsa mütebakisinden rücu edilebilir. Ebu Süleymanýn kavli de böyledir. Mevhubün adý deðiþecek halde tegayyür etmesi veya evlâdýn mülkünden çýkmasý veya temellükü caiz olmayacak bir hale gelmesi veya evlâdýn ölmesi de rücua manidir.
Kendi nefsi ve lyali için gýna = varlýk býrakmamak suretiyle hibede veya tesaddükda bulunan kimsenin hibesi, sadakasý nafiz olmaz. Elmuhallâ.) [6]
Hibenin Ve Sadakanýn Hükümleri :
27 - : Hibe ile mevhubün lehe gayri lâzým olarak mülk sabit olur. Binaenaleyh mevhubün leh, mevhubda mülkiyet üzere tasarruf eder. Mereð ki usulü dairesinde rücu vaki olsun.
28 - : Hibede bir mani bulunmayýnca rücu ve fesh cari olur. Çünkü hibe gayri lâzým bir akiddir.
Fakat sadaka olarak verilen bir atiyyeden rücu caiz olmadýðý gibi fakire yapýlan hediye de sadaka kabilinden olacaðý cihetle bundan da rücu cau deðildir. Nitekim ileride tafsilâtý gelecekdir.
29 - : Hibe, bir akdi lâzým olmadýðý cihetle onda hýyarý þart sahih deðildir.
Binaenaleyh bir kimseye þu kadar gün muhayyer olmak üzere bir þey hibe edilib o kimse de o meclisde ihtiyar etse hibe derhal sahih olub hýyarý þart, muteber olmaz. Nitekim ibrada da hüküm böyledir. Hindiyye, Hâniyye.
30 - : Hibe, fâsid þartlar ile bâtýl olmaz.
Binaenaleyh bir kimse bir malýný baþkasýna satmamak veya bir kölesini azad etmek üzere bir þahsa hib? etse sahih olur. Bu þart ise bâtýl olduðundan buna riayet icab ütmez. Hindiyye.
31 - : Zimmîler, hibe hükmünde müslümanlar mesabesindedirler. Çünkü muamelâta aid hususlarda islâm ahkâmýný iltizam etmiþlerdir. Þu kadar yfir ki kendi aralarýnda hamr vr hýnzýr mali müU´kavvim olduðundan bunla rýn hibe edilmesi veya hibeye ivaz verilmesi sahilidir. Fakat bir nýüslimýn zimmiye hanýn veya hýnzýrý hibe etmesi veya hibeye ivaz vermesi de caiz olmadýðý gibi bir zimmînin bir müslime bunlarý hibe etmesi veya ivez vermesi de saiz olmaz. Hindiyye.
32 - : Bir müslÝmin bir müste´ime ve bilâkis bir müste´minin bir müsli-mine hibesi caizdir. Hattâ müste´min dari harbe dönüb badehu müste´min olarak tekrar dari Ýslama avdet eylese mevcud ise hibeden rüculan caiz olur. Hindiyye.
33 - : Bir müste´min, kendisine hibe edilen bir malý henüz kabz etmeden dari harbe dönse hibe bâtýl olur. Çünkü dari harbde bulunan gayri müs-lim bir þahsý, dari islâmdaki bir müslim hakkýnda ölü mesabesindedir. Mevhubün lehin kabzdan evvel vefatý ise hibeyi ibtal eder.
34 - : Bir müste´min, bir malýný birine hibe edib de henüz kabz bulunmadan dari harbe avdet etse hibe bâtýl olub mevhub mal, müste´minin mülkünde kalmýþ olur. Þu kadar var ki bu mal.kendisi için dari harbe gönderil-mez. Fakat kendisi veya naibi dari Ýslama gelib bu malý alabilir. Çünkü onun malý hakkýndaki eman hükmü, bakidir.
35 - : Bir müste´min, kendisine hibe edilen bir malý kabz için bir müslime izin verib de kendisinin dari harbe avdetinden sonra o müslim bu malý kabz etse hibe kýyasen caiz olmaz. Çünkü kabzdan evvel, dari harbe dönmekle ölü mesabesinde bulunmuþ olur. Fakat istihsanen caiz olur. Zira onun izni, dari harbe Ýlhakýndan soma da bakidir. Nasýl ki kendisi dari harbde bulunduðu halde dari islâmda bulunan bir malým almak için bir kimseyi gönderse o malýn bu kimseye temsili icab eder. O halde bunu kabza aid olan izninin baki kalmasý da evleviyetde bulunmuþ olur.
36 - : Bir müste´min, müslüman bulunan bir zî rahm mahremine, meselâ kardeþine veya bir müslüman, kardeþi bulunan bir müste´mine bir malini hibe ve teslim etse artýk rücuu caiz olmaz. Çünkü bunlardan birinin müslim, diðerinin gayri müslim olmasiyle hibedeki maksad, ihtilâf etmez. Mebsutý Serahsi.
37 - : Bir müslimin bir mürtedde hediyesi sahihdir. Mürteddin bu hediyeye ivez vermesi ise imam Azama göre sahih deðildir. Binaenaleyh kati veya dari harbe iltihakýna hükm edilirse hibe münfehis olmaz. Fakat verdiði ivez, vâhibden istirdad olunur.
38 - : Bir mürted, bir kimseye bir malini hibe etdikden, o kimse de buna mukavil ývez verdikten sonra mürteci öldürülse veya dâri harbe iltihakýna hükm edilse hibesi varislerine red olunur. Ivez de mevcud ise sahibine iade edilir. Mürted tarafýndan istihlâk edilmiþ ise bedeli borç olarak ma* lýndan alýnýr. Mevhubün leh olan kimse onun mürted olduðunu gerek bilmiþ olsun ve gerek olmasýn müsavidir. Hindiyye.
(Eimmei selâseye göre hibeden rücu edilemez. Bundan babalar müsnes-nadýr. Nitekim ileride izah olunacakchr.
Þafiî mezhebine göre þartý müfside mukarin olan her hangi bir hib,a rahih olmaz. Bir malý mülkünden çýkarmamak þartiyle bir þahsa hibe etmek gibi. Bundan «umra ve rukba» müstesnadýr. Bunlardaki þartý fâsid, lâðv olub ken dileri þahindir. Nihayetü muhtaç.) (Hanbelî fukahasýnca hibeye münafi bir þart, sahihi deðildir. Bu halde þart, fâsid olmakla beraber hibe sahih olur. Mevhubu satamamak, baþkasýna baðýþlamamak veya giyinmemek þartlarý bu kabildendir. Elmuðnî, Mün-tehel´iradat.) [7]
Hibenin, Sadakanýn Vasfý Ve Hikmeti Þer´iyyesi :
39 - : Güzel niyete mukarin, mahalline masruf olan hibeler, sadakalar, mendubdur, müstehabdýr, mesnundur. Ýnsanlarýn arasýnda yardýmlaþmanýn, dayanýþmanýn, biri biriyle seviþmenin tecellisine vesile olacak her muamele gübhe yok ki peh memduhdur, içtimaî varlýðýn ahengini, intizamýný, yükselmesini temin için pek ziyade mellûbdur.
Ýþte insanlarýn arasýnda teatî edilen hibeler, hediyeler, bahusus ihtiyaç içinde kalmýþ zavallý kimselere verilen sadakalar bütün bu kabil memduh muamelelerden ibaret olduðu için islâm þeriati nazarýnda pek makbuldür, pek müstahsendir. Hattâ bir kýsým sadakalar vecibdir, farzdýr.
40 - : Hibe, hediye gibi þeyler sehavet niþanesidir, mürüvvet ve me-veddete vesiledir. Bir çok kimselerin kinlerini, hasedlerini defa, teveccühlerini celbe sebebdir.
Hak Tealî Hazretleri vehhabý kerimdir, hibe ve atiye hususunda âlicenab-lýk gösteren bir mümin, vehhab ismi celîlinin tecellîsine mazhar olmuþ de-mekdir.
Her mümin için evlâdýna Hakkýn birliðini, Hakka imanýn lüzum ve mahiyetini talim etmek bir vecibe olduðu gibi iyilik ve cömertlik talim ve tavsiye etmek de bir vecibedir. Çünkü hisset, buhl, dünyaya düþkünlük hatialann baþýdýr. Lâik olan zatlara hibede, atiyede, sadakada bulunan bir insan ise cinýrilikden kurtulmuþ, sahavetle, semahatle muttasýf bulunmuþ olur.
41 - : Hibenin, sadakanýn meþruiyeti, memduhiyeti Kuranýkerim ile, ahadisi þerife ile, icmaý ümmet ile sabitdir. buyurulmuþdur. Yani : eðer iyilik ederseniz kendi nefsinize iyilik etmiþ olursunuz, ve eðer kötülük ederseniz yine kendi nefsinize etmi^ olursunuz.
Bir hadisi þerifde de buyurulmuþdur. Yani biri birinizi´ hediye veriniz, ký´Viîjimiz, ;ýv;mý/.dii ýýýuhiibct ve mcvedýk´t ü´eyyüd etmÝ.þ olsun.
Diðer bir hadisi nebevide de buyurulmuþdur. Yani biribirinize hediye veriniz, çünkü hediyeler göðüslerin kinini, gayzini giderir.
Verilen bir hediyeyi hüsnüniyete mukarin ise kabul etmek sünnetdir, insanî bir vazifedir. Hibeyi red etmek ise mekruhdur, velev ki pek az bir þey olsun.
42 - : Verilen bir hediye mukabilinde münasib bir hediye verilmesi veya vâhibe karþý teþekkürde, duada bulunulmasý da sünnetdir.
Bir hadisi þerifde :buyurulmuþdur. Yani, kendisine atiye verilen kimse, bulabilire bilmukabele atiye versin, bulamazsa bununla senada bulunsun, böyle senada bulunan teþekkür etmiþ olur. Bu ati-yeyi kale almayýb ört bas eden kimse ise küfram niýnetde bulunmuþ olur.
Ancak rüþvet gibi gayri meþru bir maksadla veya her hangi bir mahcubiyet saikasiyle verilen bir hediyeyi kabul etmek caiz deðildir. Bunun reddi lâzým gelir.
43 - : Sadakalar fukaranýn hakkýdýr, akribadan olan fakirlere sadakalarýn verilmesi ise iki kat sevaba vesiledir. Nitekim bir hadisi þerifde : buyurulmuþdur. Yani : fakirlere verilen sadaka, bir sadakadýr, zî rahm denilen akribaya verilen sadaka ise ikidir: hem sadakadýr, hem de sýladýr.
44 - : Sadakalarýn mehasini hakkýnda bir çok ahadisi þerife vardýr. Bir hadisi þerifde buyurulmuþdur. Yani : sadaka Hak Tealâmn gazabým söndürür ve kötü ölümü def eder, insanýn rahat, mesud, zikri cemile nail bir halde terki hayat etmesine vesile olur.
Velhâsýl : hibenin, sadakanýn meþruiyetinde böyle bir çok hikmetler, mas lahatlar vardýr. Elverir ki güzel niyete mukarin bulunsun. Mücerred müba-hat için, riya için yapýlan hibeler ise mekruhdur. Elbedaî, Elmuðnî, Kýta-bül´üm Neylül´ meârib, Þehri Muhtasarý Ebiziyya. [8]
radyobeyan