Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Sakal By: armi Date: 18 Mart 2010, 19:31:57

SAKAL





Yetiþkin erkeklerin yanak, çene ve yüzlerinin alt kýsýmlarýnda çýkan kýllar.

Ýnsanlarý en güzel þekilde yaratan Cenab-ý Allah peygamberleri vasýtasýyla kulluk görevlerini onlara bildirdiði ve öðrettiði gibi, kýlýk-kýyafetlerini de belirlemiþtir.

Allah Teâlâ, insanlarýn bedenlerinde saç, sakal ve diðer kýllarý yaratmýþ, peygamberleri de bunlardan bir kýsmýnýn giderilmesini veya kýsaltýlmasýný, bir kýsmýnýn da kesilmeyerek uzatýlmasýný teblið etmiþ ve bu konuda insanlarý uyarmýþlardýr.

Allah Teâlâ (c.c), "Peygamber size neyi getirip verdi ise onu kabul edin, alýn ve sizi yasakladýðý þeyden de sakýnýn" (el-Haþr, 59/7) ve "Allah´ýn Rasulünde sizin için güzel örnekler vardýr" (el-Ahzâb, 33/21) meallerindeki âyetlerinde buyurduðu gibi, mü´minlere sîrette, sûrette, ahlâkta, âdette ve hayatýn bütün dallarýnda, Rasulu (s.a.s)´un sünnetine uymalarýný emretmiþtir. Rasulullah (s.a.s)´ýn sünnetine uymak, Ýslâmiyet´i daha doðru anlamanýn, daha doðru yaþamanýn yegâne yoludur.

Allah (c.c)´ýn: "Peygambere itaat eden, Allah´a itaat etmiþ olur" (en-Nisa, 4/80) âyet mealinde buyurduklarýndan hareket ederek, Rasulullah (s.a.s)´a itaatin her þeyden önce farz hükmünü taþýdýðýný göz önüne alýrsak, onun sünnetine sarýlmanýn önem ve ciddiyeti kendiliðinden ortaya çýkar.

Rasûlullah (s.a.s) ümmetini, kýlýk kýyafet ve dýþ görünüþleri bakýmýndan müþriklere benzemekten alýkoymuþ; "Kim bir kavme benzerse, onlardandýr" (Ebu Davud, Libas, 4) hadisiyle de müslümanlarý uyarmýþtýr. Özellikle sakal býrakmalarý hususunda mü´minlere tavsiyelerde bulunmuþ, çeþitli hadisleriyle de sakalýn müslüman için taþýdýðý önemi belirtmiþtir.

Hz. Aiþe (r.anha)´den rivayet edilen bir hadislerinde "On þey fýtrattandýr: Býyýklarý kesmek; sakalý salývermek; misvak ile aðzý, diþleri temizlemek; su ile burnu temizlemek; týrnaklarý kesmek; kirlerin barýnabileceði yerleri yýkamak; koltuk altýndaki kýllarý gidermek, kasýklarý týraþ etmek; necaset yolunu su ile pak eylemektir" (Müslim, Tahare, 56; Ebu Davud Tahare, 29; Nesâî, Zine, I) buyurmuþlardýr. Diðer hadislerinde ise, "Býyýklarý Çok kýsaltýn, sakallarý ise býrakýn"; "Müþriklere muhalefet edin; býyýklarý kýsaltýn, sakallarý çoðaltýn"; "Býyýklarý kesin, sakallarý býrakýn. Böylece Mecusîlere benzemeyin " (Buharî, Libas, 64; Müslim, Tahare, 54) buyurmuþlar ve mü´minleri sakal býrakmaya teþvik etmiþlerdir.

Sakal, hadiste de buyurulduðu gibi, yaratýlýþ icabý erkeklerde bulunmasý gereken ve daha önceki peygamberlerin sünneti olan bir kýlýktýr. Müteaddid hadislerde sakallarýn tabii halleri üzere terk edilmesi ve uzatýlmasý emredilmektedir. Kýsaltýlmasý konusunda herhangi bir cevaz görülmemektedir. Asýrlardýr her devirdeki Ýslâm âlimleri ile bütün mü´minler bu tabii hali benimsemiþler ve kendilerinde uygulamýþlardýr.

Bu hadislerden anlaþýldýðýna göre, bütün peygamberlerle birlikte Rasul-i Ekrem de sakalýný býrakmýþ ve sakal býrakmayý emretmiþtir. Hz. Peygamber ve ashabýnýn sakallarýný traþ ettiklerine dair hiç bir kayýt yoktur. Ancak Hz. Peygamber (s.a.s) sakalýnýn ucundan ve yanlarýndan alýrdý (Tirmizi, Edeb, 17). Ýmam Malik, "Müslüman, çoðunluk sakalýný ne þekilde býrakýyorsa o kadar býrakmalý, fazlasýný kesmeli, böyle yapmak menduptur. Çünkü bu fazlalýðýn kesilmemesi, çirkin görünmeye sebeb olur. Sakalý kýsaltmanýn bir sýnýrý yoktur. En uygunu, þekli güzelleþtirecek biçimde kýsaltmaktýr" der. Ýmam Bâcî Abdullah Ýbn Ömer ve Ebu Hureyre´den nakledilen tatbikata dayanýlarak bir tutamdan fazlasýnýn kesilebileceðini söylemiþtir.

Dürrül-Muhtar´da sakalýn bir tutam boyunda olmasýnýn sünnet olduðu ifade edilmektedir. Ayný þekilde, ekseriyetin görüþüne göre bir tutamdan fazlasýný kesmek de sünnettir.

Sakal býrakmak ve buna baðlý olarak sakalý traþ etmek konusunda âlimler deðiþik kanaatlere varmýþlardýr. Bu alimlerin bir kýsmýna göre sakal býrakmak farz, kesmek haram; bazýlarýna göre sakal býrakmak sünnet, kesmek mekruhtur, kimisine göre de müstehaptýr. Bunlarýn görüþ ve delillerine gelince: Sakal býrakmak farz, traþ etmek ise haramdýr þeklinde olan birinci görüþ, alimlerin cumhuruna aittir. Delilleri ana hatlarýyla þöyledir:

a) Hz. Peygamber (s.a.s) bir hadis-i þeriflerinde sakal býrakmayý emretmiþtir. Emirler mendup veya mübah olduðunu ifade ettiðine dair bir delil bulunmadýkça vucub için olurlar. "Sakallarý býrakýn " emri de sakal býrakmanýn farz olmasýný gerektirir.

b) Ayný þekilde, Hz. Peygamber (s.a.s) müþrik veya mecusilere benzememeyi emretmiþtir. Sakalý traþ etmek onlara benzemektir. Bu da haramdýr.

c) Sakal traþý, Nisa süresinin 119. ayetinde sözü edilen Allah´ýn yarattýðý þeyi deðiþtirmek demektir. Þeytana uyularak yapýlân bu hareket de yasaktýr. d) Sakal, erkekleri kadýnlardan ayýran bir özelliktir. Sakalýný traþ eden erkekler kadýnlara benzemektedirler. Erkeklerin kadýnlara benzemesi de dinen yasaklanmýþtýr.

Sakal býrakmak sünnet, traþ etmekse mekruhtur görüþünde olanlar Þafiî mezhebinden Ýmam Nevevi, Râzi, Gazzalî, Þeyh Zekeriyya el-Ensari, Ýbn-i Hacer, Remli, Hatib, Þirbini gibi zatlardýr. Bu görüþü savunanlar þöyle demiþlerdir.

a) Hadis-i þerifteki emir, sakal býrakmanýn farz olmasýný gerektirmez. Zira ayný þekilde Hz. Peygamber (s.a.s), Yahudi ve Hýristiyanlara benzememek için saçlarýn boyanmasýný emretmiþ, fakat Sahabeden bazý kimseler saçlarýný boyamamýþlardýr. Bu olay bu gibi emirlerin vücub için olmadýðýný gösterir.

b) Müþriklere din ve imanla ilgili konularda benzemek haramdýr. Örf ve âdetlerle ilgili hususlarda ise haram deðildir. Zira Rasûlüllah (s.a.s)´de rahiplerinkine benzer bir takunya giymiþtir. Þayet bu gibi hususlarda benzemek kesin olarak yasak olsaydý, Hz. Peygamber bunu yapmazdý.

c) Örf ve âdetlerde bile olsa konu sadece müþriklere benzeme noktasýndan ele alýndýðý zaman aksine sakal býrakmanýn haram olmasý gerektiði hükmüne varýlýr. Zira bugün birçok rahip ve gayr-i müslimler de sakal býrakmaktadýrlar.

d) Peygamberlerin sünnetlerinden sayýlan on þey alimlerin çoðunluðu tarafýndan sünnet veya müstehap olarak deðerlendirilmektedir. Sakal da bunlardan biri olduðuna göre bu da öyle deðerlendirilmelidir. Çünkü bunlarýn hepsi temizlik ve iyi görünüþlü olmak gibi güzel âdetlerdir. Rasûlüllah (s.a.s) ümmetine en güzel âdetleri tavsiye etmiþtir.

Sakal býrakmak müstehap, (sünnet-i zevaid) traþ etmek ise mübahtýr görüþünü savunanlar þöyle derler: Sakal býrakmak, yemek, içmek, oturmak, giyinmek gibi Hz. Peygamber´in insan olduðu için tabii olarak yapmýþ olduðu âdetleridir. Bu itibarla sakal býrakmak ibadetle ilgili sünnet deðil, Hz. Peygamber (s.a.s)´in gelenek kasdiyle yapmýþ olduðu sünnetidir. Buna sünnet-i zevdid de denir. Mahmud Þeltut ve Muhammed Ebu Zehra gibi zamanýmýzýn bazý âlimlerinin görüþü bu þekildedir. Buna göre sakal býrakmak faziletli olmakla birlikte, sakal traþý mübahtýr. Sakal býrakýlmadýðý veya traþ edildiði takdirde aleyhte bir hüküm terettüp etmez. Ýçinde bulunulan çevreye göre hareket etmek yerinde olur.

Sakalýn adeta bir parçasý olan býyýða gelince; Hz. Peygamber (s.a.s)´den üst dudaðýnýn kenarlarý görünecek þekilde býyýðý kýsaltmak veya tamamen kesmek þeklinde rivayetler vardýr. Asýl alýnan görüþe göre býyýðý kýsaltmak da tamamen traþ etmek de sünnettir: Mükellef dilediði þekilde hareket etmekte serbesttir.

Ancak býyýklarýn yan taraflarýndan alýp ortada az birþey býrakmak caiz görülmemiþtir. Þir´a þerhinde Hz. Ömer´in býyýklarýnýn iki ucunu uzattýðýndan söz edilerek bunun bir sakýncasý olmadýðý açýklanmýþtýr.

(Sakal ve býyýðýn hükümleri ve bu konudaki görüþ ve ictihadlar için bk. Ýbn-i Abidin, II, 113, V, 261; el-Mehhel, I,183-189; Þevkânî, Neylül-Evtar, I, 137-138; el-Mezahibül-Erbea, II, 44-46; Þerhu´n-Nevevî (Ýrþadüþþarinin kenarýnda), II, 261-265; Ýânetü´t-Tâlýbin, II, 340; Fethü´r-Rabbânî, XVII, 313-314;þ Mahmut Þeltut, el-Fetâvâ, 227-229; Ýslâmda Helal ve Haram, Yusuf el-Kardâvî, (Terc. Mustafa Varlý), 107-109; Muhammed Ebu Zehra, Ýslâm Hukuku Metedolojisi (Terc. Abdülkadir Þener), 51-52; Zekeriyya Kandehlevi, Vucübu ý´fail-Iihye).


radyobeyan