Sa'y By: armi Date: 17 Mart 2010, 13:16:45
SA´Y
Çalýþma, gayret sarfetme, koþma, yürüme; Hac veya umre ibadeti esnasýnda Harem-i Þerif´in yanýnda bulunan Safa ile Merve tepeleri arasýnda dört gidiþ üç dönüþ olmak üzere yedi defa gidip gelmeyi ifade eden bir fýkýh terimi. Sa´y´ýn temeli, Ýsmail (a.s)´ýn annesi Hz. Hacer´in su bulmak amacýyla bu iki tepe arasýnda koþuþturmasýna dayanmaktadýr. Ýbrahim (a.s), Allah Teâlâ´nýn emriyle Hz. Hacer´i henüz bir bebek olan Ýsmail (a.s) ile birlikte suyun ve hiç bir insanýn bulunmadýðý bugünkü Harem´in yanýna býraktý. Yanlarýnda bir kýrba su ve bir miktar da yiyecek vardý. Bir müddet sonra kýrbadaki su ve yanlarýndaki erzak tükendi. Çocuk susuzluktan çýrpýnmaya baþladý. Hz. Hacer, birilerini görebilmek için biraz ileride bulunan Safa tepesine çýktý, etrafa bakýndý; ancak kimseyi göremedi. Buradan aþaðýya doðru inerek karþý taraftaki Merve tepesine doðru yürüdü. Merve tepesinden de kimseyi görmesi mümkün olmamýþtý. Bunun üzerine tekrar Safa tepesine geri döndü ve bu gidiþ geliþi yedi defa tekrarladý. O iki tepe arasýndaki çukur yere indiði zaman eteðini toplayarak koþuyordu. Çünkü buradan çocuðu býraktýðý yer görülmüyordu: Sonuçta ümidini yitiren Hz. Hacer, Ýsmail (a.s)´ýn yanýna döndü ve orada bir su kaynaðýnýn akmakta olduðunu gördü (Buhârî, Enbiya, 9). Allah Teâlâ, onlarý Zemzem´le rýzýklandýrmýþ ve böylece onlarý, Beyt-i Atik (eski beyt, Kâbe)´in bulunduðu yerin mamur hale getirilmesine sebep kýlmýþtýr. Daha sonra tekrar buraya gelen Ýbrahim (a.s), Allah Teâlâ´nýn emriyle Ýsmail (a.s) ile birlikte Beytullah´ý inþa etmiþti. Cebrail (a.s), ona gelerek haccýn ne þekilde yapýlacaðýný öðretmiþti. Böylece Sa´y, haccýn bir parçasý olarak devam edegelmiþtir. Ýbn Abbas´dan, Rasûlüllah (s.a.s)´in Hz. Hacer´in kýssasýný anlatýrken þöyle dediði nakledilmektedir: "Ýþte insanlarýn (hacýlarýn) Safa ile Merve arasýnda say etmelerinin sebebi budur" (Buhârî, ayný bab).
Allah Teâlâ Kur´an-ý Kerim´de þöyle buyurmaktadýr: "Þüphe yok ki Safa ile Merve Allah´ýn þiarlarýndandýr. Her kim Beyt´i hacceder yahut umre yaparsa bunlarýn arasýnda say etmesinde bir beis yoktur" (el-Bakara, 2/ 158).
Câhiliye döneminde Safa ile Merve tepeleri üzerinde iki put bulunmaktaydý. Umretul-Kaza esnasýnda müslümanlar; "Bu iki tepe arasýnda nasýl tavaf ederiz? Çünkü biz cahiliye döneminde bu iki put için burada sa´y ederdik. Þimdi biliyoruz ki putlara saygý göstermek ve Allah´dan baþka her hangi bir þeye ibadet için yönelmek O´na þirk koþmaktýr. Bu iki taþ arasýnda tavaf etmemiz de bunlardan biridir. Allah tarafýndan bugün Ýslâm gelmiþ bulunmaktadýr. Ýbadet kastýyla onunla birlikte baþka bir þeyi yüceltmek için bir yol bulunmamaktadýr" diyerek, sa´yetmekten çekindiler. Bunun üzerine; "Muhakkak ki Safa ile Merve Allah´ýn þeâirindendir..." âyeti nâzil oldu (Ýbn Cerir et-Taberî, Câmiu´l Beyân, Mýsýr 1968, II, 45). Aiþe (r.anha)´den rivayet edilen bir hadiste de þöyle denilmektedir: "Cahiliye devrinde, Ensar deniz kenarýnda bulunan Ýsaf ve Naile adlarýndaki iki put için telbiye getirirlerdi. Sonra Mekke´ye gelerek Safa ile Merve arasýnda sa´y yaparlar, peþinden de traþ olurlardý. Ýslâm gelince câhiliye döneminde yapmakta olduklarý gibi sa´yetmekten çekindiler. Bunun üzerine; "Safa ile Merve Allah´ýn þeairindendir..." âyeti nâzil oldu (Müslim, Hac, (43) 261; Buhârî, Hac, 79; Deðiþik rivayetler için bk. Taberî, a.g.e., II, 45, vd.).
Safa ile Merve arasýnda sa´y etmenin hükmü hakkýnda alimler üç farklý görüþ etrafýnda toplanmýþlardýr. Þafiî ve Malikî´ler sa´yýn haccýn rükünlerinden biri olduðunu ve terkedenin haccýnýn sahih olmadýðýný kabul etmiþlerdir (Ýbn Kudame, el-Muðnî, Mýsýr (t.y), III, 389). Aiþe (r.anha), þöyle demiþtir: "Rasûlüllah (s.a.s) Safa ve Merve arasýnda sa´y etmiþtir. Müslümanlar da ayný þekilde sa´y ettiler. Böylece sa´y sünnet olmuþtur." Ömrüme yemin olsun ki; Allah Teâlâ, Safa ile Merve arasýnda sa´y etmeyenin haccýný kabul etmez" (Müslim, Hac, (43) 260). Habibe binti Ebi Þecra´dan rivayet edilen bir hadiste de þöyle denilmektedir: "Kureyþ´ten kadýnlarla birlikte Ebû Hüseyin´in ailesinin evine girdik. Rasûlüllah (s.a.s), Safa ile Merve arasýnda sa´y ediyordu. Biz de ona bakýyorduk. Sa´y´ýn þiddetinden elbisesi beline dolanmýþtý ve hatta ben dizlerini gördüðümü bile söyleyebilirim. O, sa´y yaparken þöyle diyordu:
"Sa´y ediniz. Zira Allah onu sizin üzerinize yazmýþtýr (farz kýlmýþtýr) ". Buna göre, Sa´y, hac ve umrede Beytullah´ý tavaf etmek gibi haccýn rükünlerindendir (Ýbn Kudame, a.g.e., ayný yer, Seyyid Sabýk, Fýkhu´s-Sünne, Terc. Tayyar Tekin, Ýstanbul 1987, II, 143).
Hanefîler, sa´y´ýn haccýn rükünlerinden olmayýp, vaciblerinden olduðuna hükmetmiþlerdir. Buna göre say´ý bir özürden dolayý terk eden kimseye bir þey lazým gelmez. Özürsüz olarak terk eden kimsenin üzerine haccýn vaciplerinden birini yerine getirmediði için kurban kesmek vacib olur (Kasânî, Bedâyiu´s-Sanayi, Beyrut 1982, II, 134).
Bu görüþ sahipleri; "Safa ile Merve arasýnda say yapmasýnda bir sakýnca yoktur" âyeti, onlarý tavaf edenler için bir günahýn sözkonusu olmadýðýný, ortaya koymaktadýr. Âyetin ifade þekli, sa´y´ýn rükün deðil mübah olduðuna delalet etmektedir. Ancak, Rasûlüllah (s.a.s)´in "onlar arasýnda sa´y yapmasý bunu bize vacib kýlmýþtýr" demektedirler (M. Ali Sabunî, Revâiul-Beyan Tefsiri Ayatil-Safa ile Merve arasýnda sa´yetmek haccýn rükünlerindendir.
Ahkâm, Dýmaþk 1980, I, 140). Ýbn Kudame, Hanefilerin görüþünü tercih ederek, "Çünkü sa´y´ý vacib kýlan delil mutlak vucûbiyetine delalet etmektedir. O olmadan haccýn tamam olmayacaðýna delil teþkil etmemektedir" der (Ýbn Kudame, a.g.e., II, 389).
Ýbn Abbas, Enes b. Malik, Ýbn Zübeyr ve Ýmam Ahmed´den bir rivayete göre, sa´y, sünnet olup, onu terkeden kimseye bir þey gerekmez. Bu görüþü benimseyenler, "Safa ile Merve arasýnda say yapmasýnda bir sakýnca yoktur" âyetinin, sa´y yapan için bir beis olmadýðýný ortaya koyduðunu; vacib olmadýðýna delalet ettiðini söylemektedirler. Ubey ve Ýbn Mes´ud´un mushafýnda, âyet; "Onlarýn arasýnda tavaf etmemekte bir beis yoktur" þeklinde geçmektedir. Bu her ne kadar Kur´an´dan deðilse de, bir haber niteliðindedir. Yani Kur´an´ýn tefsiri mahiyetindedir (Ýbn Kudame, ayný yer, Seyyid Sâbýk, a.g.e., II,143) demektedirler.
Sa´y´ýn Yapýlýþ Þekli
Tavafý bitiren kimse, Makam-ý Ýbrahim´in arkasýnda iki rekat namaz kýlar ve Hacerül-Esved´i istilam ettikten sonra, Safa kapýsýndan Safa tepesine çýkar. Safa ve Merve tepelerinin en üst noktasýna çýkmak sa´y´ýn þartlarýndan deðildir. Ancak, Beytullah´ý görecek kadar yukarý çýkýlýr. Sa´y esnasýnda kiþinin, adýmlarýyla bu iki tepeyi birleþtirmesi gerekir. Ýki tepe arasýný tam olarak yürümeyen kimsenin say´ý, bunu tamamlayana kadar yerine getirilmiþ olmaz. Sa´y, Safa tepesinden baþlar ve yedinci þavt´ýn sonunda Merve tepesinde biter. Sa´y´ýn dört gidiþ üç geliþ olmak üzere yedi þavt olmasý hakkýnda icma vardýr. Bu say´ý tamamlamayanýn sa´y´ý sahih olmaz. Sa´y´ýn Safa ile Merve arasýnda uzanan yol boyunca yapýlmasý gerekir. Hanefilere göre, tavaftan sonra yapýlmasý, yedi þavta tamamlanmasý ve bir özür yoksa yürüyerek yapýlmasý ve sa´y´a Safa tepesinden baþlanmasý sa´y´ýn vâciblerindendir. Sa´y´a Merve tepesinden baþlayan kimsenin ilk þavtý geçersizdir. Sa´y´ýn yedi þavt tamamlanýncaya kadar kesintisiz yapýlmasý, sa´y yapan kimsenin temiz olmasý, iki yeþil sütun arasýnda remel yapmasý, tekbir, tehlil, salat ve selam getirmesi, dilediði þeyler için dua etmesi ve her iki tepe üzerinde de Beytullah´a yönelmesi sa´y´ýn sünnetlerindendir. Þafiî, Mâliki ve Hanbelîler´de de sa´y´ýn yapýlýþ þekli hakkýnda bir farklýlýk bulunmamaktadýr. Ancak, sa´y´ýn unsurlarýnýn farz, vacib, sünnet, mendup oluþlarý hakkýnda deðiþik ictihadlar söz konusudur (bk. Abdurrahman el-Cezîrî, Dört Mezhebin Fýkýh Kitabý, Terc. Hasan Eðe, Ankara 1971, II, 140-143).
Sa´y ederken, iki tepe arasýndaki çukur bölgede bulunan iki yeþil sütun arasýnda koþmak (remel) sünnettir. Umretul-Kaza esnasýnda Rasûlüllah (s.a.s), sa´y´ederken bu mahalde remel yaparak koþmuþtur. Bunun sebebi, etraftaki tepelerden müslümanlarý seyreden müþriklere karþý kuvvetli ve zinde görünmek istemesidir (Buhârî, Meðazî, 43). Rasûlüllah (s.a.s) Safa´dan vâdinin ortasýna kadar yürüyordu, buradan çýkana kadar da koþuyordu (Ýbn Hanbel, III, 320, 388; Buhârî, Hac, 63; Ýbn Mâce, Menâsik, 84).
Rasûlüllah (s.a.s)´in sa´y esnasýnda koþarken, elbisesinin eteklerinin beline dolandýðý ve dizlerinin göründüðü rivayet edilmektedir (Ýbn Kudame, III, 389). Sa´y esnasýnda kadýnlar remel yapmazlar ve normal þekilde yürürler.
Rasûlüllah (s.a.s)´in sa´y´ý þöyle anlatýlmaktadýr: "Rasûlüllah (s.a.s), tavafý bitirip, Makam-ý Ýbrahim´in arkasýnda iki rek´at namaz kýldý. Sonra Hacerul-Esved´i istilam etti. Peþinden de Safa kapýsýndan Safa tepesine çýktý. Tepeye yaklaþýnca: "Þüphesiz ki Safa ile Merve Allah´ýn þeairindendir" âyetini okudu ve; Sa´ye Allah´ýn baþladýðý (âyette) gibi (Safa tepesinden) baþlarýz" diyerek Safa´dan baþladý. Kâbe´yi görene kadar Safa tepesinin üstüne çýktý. Sonra tekbir ve tehlil getirerek hamd etti ve peþinden; "Allah´dan baþka hiç bir ilâh yoktur. Mülk O´nundur. Hamd da O´na aittir. O, diriltir ve öldürür. O, her þeye gücü yetendir. Allah´dan baþka (tapýnmaya layýk) hiç bir ilâh yoktur. O, birdir ve ortaðý yoktur. O, va´dini yerine getirdi, kuluna zafer verdi ve yalnýz baþýna düþman hiziplerini yenilgiye uðrattý"dedi. Bu arada dua etti ve duasýný üç defa tekrarladý. Sonra buradan inerek Merve´ye doðru yürüdü. Ýki tepenin arasýndaki vadiye (çukur bölge) inince hýzlý bir þekilde yürüdü (remel yaptý). Bu bölgeden çýkýnca Merve´ye kadar normal yürüyüþüne devam etti. Merve tepesinin üzerine çýktýðýnda, Safa´da yaptýklarýný burada da tekrarladý ve sa´yýný (yedinci þavtýn sonunda) Merve´de tamamladý (Ýbn Mâce, Menasik, 84; Ayrýca bk. Ýbn Kudame, a.g.e., III, 385 vd.).
radyobeyan