Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Rafizilik By: armi Date: 15 Mart 2010, 16:04:29

RAFÝZÝLÝK




Ýslâm mezhebleri tarihinde ele alýnan fýrkalarýn biri. Rafizilik birden fazla isimle tanýnmaktadýr. Bunlarýn baþýnda da Þia ve kollarý gelmektedir. Mesela, Þia´nýn en yaygýn kolu olan Ýmamiyye fýrkasý, inançlarýnýn temeline "imam" anlayýþýný koymalarý yönüyle Ýmamiyye adýyla tanýnýrken: On iki Ýmama inanmalarý ve onlarý esas almalarý yönüyle Ýsnâ Aþeriyye; On iki imamdan yedincisi olan Cafer-i Sadýk´ý amelde ve itikatta esas almalarýndan dolayý da Caferiyye olarak bilinmektedirler. Rafizilik Fýrkasý da bunun örneklerinden birisidir. Bu fýrkaya bu ismin verilmesi ve böyle bir fýrkanýn varlýðý konusunda bazý farklý görüþlere rastlanmaktadýr.

Rafizilik ismi, bazý müelliflere göre Þiiler için kullanýlan isimlerden birisidir. Ebû Hasan el-Eþarî´ye göre, Rafizilik, Ýmamiyye´nin baþka bir adýdýr. Zira O, Rafiziliði Zeydiler ve Gulat fýrkalarýyla birlikte Þia´nýn üç fýrkasýndan birisi olarak göstermektedir. el-Eþarî bu ismin verilmesine sebep olarak da, Zeyd b. Ali´nin terk edilmesi olayýný göstermektedir (Eþari, Mukalatül-Ýslamiyyin, Ýstanbul 1928, s. 10, 29).

Malati de, Rafýza kelimesinin Ýmâmiyye ile ayný fýrkaya iþaret ettiðini belirtmekle beraber, Rafizileri, Zeydiyye´nin onsekiz fýrkasýnýn sonuncusu olarak saymaktadýr (Malati, et-Tenbih ve´r-Redd, 1936, IX, 14).

Mezhebler tarihinde önemli bir kaynak olarak bilinen el-Fark Beynel-Fýrak´ýn Müellifi Abdulkahir Baðdadi ise, Zeydiyye, Ýmamiyye ve Keysaniyye fýrkalarýný ve kollarýný "Ravafýz" baþlýðýnda ele almakta, yani bu üç fýrkayý Rafizilerden saymaktadýr. Bu tasnife göre Rafizilik bir anlamda Þiilik ile ayný fýrka olarak görülmektedir. Zira, Baðdadi, eserinin tasnifinde "Ravafýz" baþlýðýnýn dýþýnda ayrýca Þiilik ayrýmýna gitmemekte ve diðer Þii fýrkalarýný bu baþlýk altýnda ele almaktadýr (Baðdadi, el-Fark Beynel-Fýrak, Beyrut (t.y.), s. 29 vd.).

Bu fýrkaya Rafizilik isminin verilmesi ile ilgili olarak gösterilen olaya gelince;

Bilindiði üzere, Emevilere karþý Ehli Beyt adýna ilk ayaklanmayý yapan Hz. Hüseyin´in torunu Zeyd b. Ali (80-122/699-740) dir. Zeyd b. Ali, Ehl-i Beyt içinde gerçekten bilgili ve fakih bir zât idi. Devrin ileri gelen müslümanlarý gibi o da, Emeviler´in kötü idaresinden ve zulümlerinden þikayetçi idi. Sadece þikayetçi olmaktan öte, ayný zamanda bu durumu devrin hükümdarý olan Hiþam b. Abdilmelik´e açýkça söyleyen birisiydi. Fakat ne yazýk ki bu ikazlarý fazla etkili olmuyordu.

Bu pasif ikazlarýnýn etkili olmamasý üzerine Zeyd b. Ali, Kufe´ye geçer ve Emevî hükümdarýna isyan için zemin hazýrlamaya baþlar. Halkýn nabzýný yoklar, kardeþi Ebû Cafer Muhammed el-Bakýr ile istiþare eder. O kendisine, Kufelilere güvenilemeyeceðini söylerse de, onu dinlemez. Kufe´de kendisine bey´at eden onbeþ bin kiþi ile birlikte zamanýn Kufe-Basra valisi Yusuf b. Ömer es-Sakafi (127/744) ye karþý H. 122/M. 740 yýlýnda ayaklanýr.

Savaþ devam ederken ve Zeyd b. Ali´nin üstünlüðü söz konusu iken, Hiþam´ýn casuslarý, Zeyd b. Ali´nin taraftarlarýný o gün için güncel ve hassas olan bazý konularda tereddüde düþürürler. Bir taraftan eðer bu hareket devam ederse Hiþam´ýn Küfe halkýnýn bütün mallarýna el koyacaðý sözünü yayarken, diðer taraftan da Zeyd b. Ali´den Hz. Ebû Bekir ile Hz. Ömer hakkýnda görüþünü sormasýný isterler. Bunun üzerine, onlardan bir grup, Zeyd´e gelerek, "Gerçek þu ki, biz düþmanlarýna karþý, sana, atan Ali b. Ebî Talib´e haksýzlýk eden Ebû Bekir ve Ömer hakkýnda görüþünü söyledikten sonra yardým edeceðiz" derler. Bu soru karþýsýnda Zeyd, "Bu ikisi hakkýnda iyilikten baþka bir þey söyleyemem ve babamdan da onlar hakkýnda iyilikten baþka bir þey söylediðini iþitmedim. Ben, atam Hüseyin´i öldüren ve el-Harra gününde Medine´ye saldýran, sonra da Allah´ýn evini (Kabe) mancýnýkla taþa tutup ateþe veren Ümeyye oðullarýna karþý ayaklandým" der. Bu cevap üzerine onlar, Zeyd´i terkederler. O da, onlara, "Beni býrakýp kaçtýnýz, terkettiniz" der. Bunun Arapçasýnda "Râfaztumunî" ifadesi geçmektedir. Ýþte bundan dolayý bunlara o günden beri "Rafýzî" denmiþtir. Sonuç olarak Zeyd´in yanýnda çok az sayýda insan kalmýþtýr. Zeyd ve çok az sayýdaki arkadaþlarý son nefeslerine kadar çarpýþýrlar. Zeyd þehit edilir. Sonra cesedi kabrinden çýkarýlarak asýlýr ve daha sonra da yakýlýr (E. Ruhi Fýðlalý, Çaðýmýzda Ýtikadi Ýslam Mezhebleri, Ankara 1980, s. 92; Baðdadi, el-Fark Beynel-Fýrak, Çev. E.Ruhi Fýðlalý, s. 36-37).

Ýþte burada sözü edilen Rafizilik fýrkasýnýn ismi ve ortaya çýkýþý bu olay ile baþlamýþtýr. Bu olaydan sonra Kufeliler vefasýzlýk ve cimrilikle vasýflandýrýlmýþtýr. O kadar ki, bu iki hususla ilgili olarak onlar hakkýnda "Kufeli´den daha cimri, Kufeli´den daha hain ve vefasýz" deyimi söylenir olmuþtur (Baðdadi, a.g.e., s. 37).

Buna göre Rafizilik ismi, Þii olarak kabul edilen kimseler için yanlýþ olarak kullanýlmýþ bir tabir þeklinde karþýmýza çýkmaktadýr. Zira, bu isimde hiç bir müstakil fýrkaya rastlayamýyoruz. Bu tabir Þii fýrkalarýnýn hiç birisi için müstakil olarak kullanýlmamýþtýr. Yukarýda da izah edildiði üzere, böyle bir durum sadece bu isim için söz konusu olmuþ deðildir. Ayný durum, Ýmamiyye´nin diðer isimleri için de geçerli olmuþtur. Bu durumun baþka örneklerini de görmek mümkündür. Esas itibariyle önemli olan, fýrkalarýn temel esaslar üzerindeki görüþleridir. Ýsimler de zaten kabul edilen görüþler paralelinde verilen birer tabirdir. Çeþitli görüþlere göre bazen farklý isimler almýþlardýr. Bunlar arasýnda da en meþhur ve yaygýn olaný o fýrkaya has bir isim olarak yaygýnlaþmýþtýr. Ancak þurasý da bir gerçektir ki; "Rafizilik" ismi, her ne kadar Þia´nýn kendisi veya kollarý için kullanýlmýþ olsa da, fazla yaygýn deðildir. Zira, biraz önce anlatýlan olayda da görüldüðü üzere, bu ismin onlara verilmesi pek hoþ bir olaydan sonra olmamýþtýr. Dolayýsýyla fýrkalar tarihinde olumlu bir kanaat da izhar etmemektedir. Bu bakýmdan fazla yaygýn olmadýðýný da söylemek mümkündür.

 


radyobeyan