Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Parlamento By: armi Date: 15 Mart 2010, 15:48:42

PARLAMENTO



Yasama ve yürütme iliþkisini, esnek kuvvetler ayrýlýðý ve dengesine dayanarak kurulmuþ olan siyasal mekanizma.

Klâsik parlamentonun ana yurdu Ýngilteredir. Kýta Avrupa´sýna XlX. yüzyýlda geçmiþtir. XlX. yüzyýlýn ikinci yarýsýna kadar bu klâsik tip parlamentolar mevcut iken, daha sonra modern parlamentolar klâsik parlamentolarýn yerini almaya baþlamýþtýr.

Klâsik Parlamentonun yapýsý: 1. Çoðulcu demokratik siyasal hayat (çok partililik), 2. Yasama-Yürütme arasýnda iþbirliði, 3. Yasama-Yürütme arasýnda eþitlik ve denge, 4. Yasama-Yürütme arasýnda birbirini karþýlýklý etkileme ve kontrol etme imkkný gibi dört unsurdan meydana gelir.

Modern parlamentolarda ise artýk çok partili rejimler hakimdir; yürütme çoðunluk partisinin bir icra organý haline gelmiþtir. Parlamento siyasî hayatýn en önemli ve tek merkezi olmuþtur. Siyasî hayat parlamentonun yapýsýna baðlý olarak geliþmektedir. Parlamentonun yapýsý da partilerden meydana gelir ve ayný zamanda, seçim sistemlerine baðlýdýr.

Günümüz parlamentolarýnda ana siyasî diyaloglar parlamento içinde kurulmaktadýr; bunlarýn baþýnda iktidar-muhalefet diyaloðu gelir. Bu ana diyalog, ayný zamanda, doðrudan doðruya parlamento ile halk diyaloðuna da dönüþebilir. Gerçi bazý düþünürler, parlamentoda beliren görüþ ve isteklerin hiçbir þekilde halkýn görüþ ve istekleri olamayacaðýný, parlamentonun seçimi dýþýnda halkýn etkili bir rol oynamadýðýný ileri sürerler. Bu iddialar doðru olabilir; ancak parlamentoyu önemli ve etkili kýlan yaný sosyal düzeni korumak, devam ettirmek ve geliþtirmekle yükümlü bir organ oluþudur. Bu nedenle, demokrasinin en önemli organlarýndan birisi olan parlamento ile demokrasi arasýnda koparýlamayan bir bað vardýr. Çünkü demokrasi bir bakýma çoðunluðun iktidarýdýr. Bundan dolayý bazý düþünürler demokrasinin geleceðini parlamento rejiminin kaderine baðlý olarak görmektedirler.

Bazý parlamentolarda millet meclisi ve senato gibi çift meclis; bazýlarýnda ise tek meclis bulunur. Bu meclislerin kanun yapma ve hükümeti denetleme gibi iki ana yetkisi vardýr. Kanun teklifi insiyatifi baþkan ile parlamento üyelerine ait bulunmaktadýr. Parlamento üyeleri üye bulunduklarý meclislere kanun teklifinde bulunduklarý halde, baþkan her iki meclise de kanun teklif edebilmektedir. Ancak malî bir yükümlülük getiren kanunlarýn millet meclisinde yapýlmasý gerekir. Kanun tasarýsý hangi mecliste görüþülmeye baþlanmýþ ise, müzakeresinden sonra oylamayla kabul edildiði biçimi ile diðer meclise gönderilmekte ve bu meclisin de ayný metin üzerinde mutabýk kalmasý halinde, kanun onaylanmýþ olmaktadýr. Kanunlarýn yürürlüðe girebilmesi için onbeþ gün içinde cumhurbaþkanýnýn imzalayarak ilân etmesi gerekmektedir.

Parlamentonun hükümeti kontrol imkâný, yapýsýndan oluþan uzmanlaþmýþ komisyonlarla, üyelerinin yazýlý veya sözlü sorularý meclis araþtýrmasý, meclis soruþturmasý, genel görüþme ve gensoru açmalarýyla ortaya çýkmaktadýr. Parlamentonun, hükümetin programýný kabul etmemek ve hükümetin güvenoyu istemesi halinde, ona güvenoyu vermemek gibi yollarla hükümeti düþürebilme imkâný da vardýr. Ancak cumhurbaþkaný da, bazý durumlarda, millet meclisini istediði zamanda daðýtma ve belirli bir süre içinde yeni seçimlere gitme yetkisini elinde tutmaktadýr.

Parlamento, yasama fonksiyonu ile hükümeti devirmeye kadar gidebilen, hükümeti kontrol etme yetkisi yanýnda, iktidara uyarýlarda bulunarak yol gösterme ona kanun hükmünde kararname çýkarma yetkisi vererek iþlerini kolaylaþtýrma, para basýlmasýna ve savaþ ilânýna karar verme, milletlerarasý antlaþmalarý onaylama, genel ve özel af çýkarma, ölüm cezalarýnýn yerine getirilmesine karar verme; Anayasanýn vermiþ olduðu diðer yetkileri kullanma ve kamuoyuna millî problemlerin mahiyeti ile ilgili açýklamalarda bulunma fonksiyonlarýný da gerçekleþtirebilmektedir.

Bundan anlaþýldýðýna göre parlamenter rejimlerde yasama yetkisi meclise verilmiþtir. Meclis halký yönetmek üzere kanunlar çýkarýr ve bu kanunlar anayasa çerçevesini aþamaz.

Ýslâm´da ise yasama, hüküm verme ve kanun koyma yani teþrî´ yetkisi yalnýz ve yalnýz Allah´a aittir. Ýnsanlar yasama yetkisine sahip deðillerdir. Allah´ýn koyduðu yasalar çerçevesinde sadece ictihad yapma yetkisine sahiptirler. Bu temel yasa Kur´andýr. Kur´an-ý Kerimi açýklayan Hz. Peygamber´in sünneti ikinci kaynak hükmündedir. Dolayýsýyla konacak bütün hüküm ve kanunlar ancak ve ancak Kur´an ve sünnet çerçevesi içinde olur. Bir toplumu yönetirken yönetimin ancak böyle davranmasýyla "Ýslâmî bir yönetim" olacaðýný söylemek mümkündür. Kur´an ve sünnete, Ýslâm hukukuna dayalý olmayan yönetimler Ýslâmî bir yönetim olamazlar.

Parlamento, demokratik rejimlerde yasama meclisi olup bu yetkiyi oligarþik bir yapý arzeden bir kurumda toplamýþtýr. Yasama yani insanlarý yönetmek üzere kanun koyma yetkisi Ýslâmda Allah´a ait iken demokrasiler de parlamentoya verilmiþtir. Dolayýsýyla parlamenterler kanun koyucu durumuna geçiyor ve Allah´a ait olan bir hakký kendileri de kullanarak yasama yetkisinde Allah´a ortaklýk yapýyorlar. Ýslâmî yönetimdeki meclisin ise Kur´an ve sünnet çerçevesinde sadece ictihad yapma yetkisi vardýr.

Böylece, parlamento üyeleri Ýslâmda Allah´a ait olan yetkiyi gasbederek kendileri kullanmaktadýrlar. Bunun da Ýslâm inancýna ters düþtüðü inkâr edilemeyecek bir gerçek olduðu muhakkaktýr.

Türkiye parlamento ile ilgili siyasî rejimler konusundaki geliþmelere 1876 da ilân edilen Birinci Meþrutiyetle ulaþmýþtýr. 1909 da ilk defa parlamenter rejim getirilmiþtir. Osmanlý parlamentosu (Meclis-i Umumî) ikinci bir meclisdir. Daha sonra yürütme padiþahtan alýnarak, meclislere verilmiþtir.

1920-1923 TBMM rejimi tam anlamýyla konvensiyonel bir rejim olmuþtur. 1924 Teþkilât-ý Esasiyye Kanununun kurduðu rejim, konvensiyonel parlementer arasý bir niteliðe bürünmüþtü.

1924 Anayasasý 26 yýllýk tek parti rejimi içinde uygulanmýþ ve daha sonra TBMM´ne egemen olan bir partiler çoðunluðu meydana gelmiþtir.

1961 Anayasasý Yasama-Yürütme iliþkilerinin aðýrlýðýný parlamentoya veren bir esasa dayanmak istemiþ, yine tekçi bir parlementarizmi getirmiþtir. Ancak iki meclisli bir parlamentodur. 27 Mayýs 1960 ihtilalinden sonraki 1961 Anayasasýnda bu endiþeye dayanarak yer alan Cumhuriyet Senatosu ise 1980´e kadar ki uygulamada kendisinden bekleneni yerine getirememiþtir. Bu sebeple de 1982 Anayasasýyla TBMM yine tek meclisli bir parlamento haline getirilmiþtir. Bu meclis de kendisi çýkardýðý yasalarla 1982 anayasasý çerçevesinde altmýþ milyonluk bir kitleyi yönetmektedir.

 


radyobeyan