Nemire mescidi By: armi Date: 14 Mart 2010, 16:19:46
NEMÝRE MESCÝDÝ
"Nemire", kaplanýn diþisine denir. Erkeðine de "nemir" denir. Çoðulu; enmur, enmâr, numur, numûr ve nimâr olarak gelir. Fakat Araplar, daha ziyade "numr" derler.
Üzerinde siyah beyaz çizgiler olan peþtemal, örtü, ihram ve benzeri giysi ve kumaþlarla alacalý bulut parçalarýna da Arap dilinde "nemire" denir. Bu tür eþyaya nemire denmesi, üzerlerindeki desenlerin kaplan derisi üzerindeki desene benzemesindendir (Ýbn Manzûr, Lisânül-Arab, Beyrut, 1375-1956, V, 234 vd.).
Nemire, ayný zamanda, Arafat Daðýna yakýn bir yerin adýdýr, fakat Arafat´tan deðildir. Hill ile Harem arasýndadýr (Mansur Ali Nâsýf, et-Tâc, Beyrut (t.y), II, 156).
Nemire Mescid´inin inþa edilmiþ olduðu bu yerin Nemire diye adlandýrýlmasý da, muhtemelen buradaki taþlarla kayalýklarda, siyah ve beyaz rengin hakim olmasýndandýr.
Ýbn Cüreyc anlatýyor, diyor ki; Atâ´ya: "Arefe günü Hz. Peygamber (s.a.s) nerede vakfe yapardý?" diye sordum. Þöyle cevap verdi: "Arafat´a giderken sað taraftaki daðýn dibine düþmüþ bulunan taþýn yanýnda (vakfe için) konaklamýþtý. Halifeler de buraya inmekteydiler. Bu taþýn üzerine bezler asýlmak suretiyle Hz. Peygambere gölge yapýlýyordu" (Ebul-Velîd el-Ezrakî, Ahbâru Mekke" trc. Yunus Vehbi Yavuz, Ýstanbul 1974, 419).
Peygamber (s.a.s) hac zamaný Mina´ya geldiðinde öðle, ikindi, akþam, yatsý ve sabah namazlarýný burada kýlmýþ ve güneþ doðuncaya kadar istirahat etmiþtir. Kendisine Nemire de kýldan bir çadýr kurulmasýný emir buyurduktan sonra Meþ´ar-i Haram´a doðru yola koyulmuþtur. Müzdelife´ye geldiðinde durmayarak Arafat´a varýncaya kadar yoluna devam etmiþtir. Arafat´a vardýðý zaman çadýrýn Nemire´de kurulmuþ olduðunu görmüþ, güneþ batýya meyledinceye kadar burada istirahat ettikten sonra, insanlara hitabetmek üzere Kasva adlý devesine binerek Arafat vadisine inmiþtir (Seyyid Sabýk, Fýkhu´s-Sünne, Beyrut (t.y), III, 645).
Ýþte isminden de anlaþýldýðý gibi, Nemire Mescidi yukarda bahsi geçen Nemire adlý yerde Peygamber (s.a.s)´den sonra kurulmuþ bir mesciddir.
Bir yandan Hz. Peygamber (s.a.s)´in hatýrasýný yaþatmak, diðer yandan sayýlan günden güne artan hacýlarýn ibadetlerini rahatlýkla yapabilmelerini saðlamak için, gerektiðinde dinlenme yeri olarak da kullanýlabilecek bir mekâna ihtiyaç olduðundan, sözkonusu mescid inþa edilmiþtir. Mir´âtül-Haremeyn adlý eserin yazarý, Nemire Mescidi ile ilgili olarak þu malumatý vermektedir:
"Bu mescid-i þerîf, insanýn mutlutuðunu arttýran, kutsal Arafat fezasýn´ da, vakfe günü, öðle ve ikindi namazlarýnýn cem edilerek edâ olunduðu kutsal yer olup, Cebelürrahme´nin sað tarafýna düþmektedir. Mýsýrlý Sultan Kayýtbay, hicri 873 yýlýnda tamir edip hacýlarýn gölgelenmesi için iki büyük sundurma ve mezkur mescidin yakýnýnda Arafat hududunu göstermek için "alemeyn" denilen iki de alamet-i farika yapmýþtýr.
Þimdi kýble tarafýnda altý saf olacak kadar yerin üzeri örtülü, diðer yerlerin üstü ise açýktýr. Doðu tarafýnda altý adet büyük kapýsý ve dört köþesinde dört metre yüksekliðinde duvarý ve mihrabý üzerinde bir de kubbesi vardýr. Mezkur mescidin dört tarafý ikiyüz seksen kadem olup, yakýnýnda hacýlarýn su ihtiyacýný gidermek için, hacdan önce "Ayn-ý Zübeyde" (Zübeyde Çeþmesi) mecrasýndan doldurulan bir sarnýcý vardýr.
Nemire mescidi, vakfe yerine yarým saat uzakta olup güneþin gayet þiddetli vaktinde, yani zevâl-ý þems esnasýnda mescide gitmek usulden olmakla, gidenlerin, vücutlarýný muhafaza etmeleri tavsiye olunur. Zira Arafat yerindeki çadýrlarýn altýnda hava çok sýcak olduðundan hacýlarýn çoðu, beyne kan toplanmasý yüzünden fenalýk geçirmektedir. Hattâ birinin, çýplak olarak iki üç parça çamaþýrýný yýkarken güneþin tesiriyle arkasý kaynar su dökülmüþ gibi kabardýðý rivayet edilir (Sabri Eyyüb, Mirâtül-Haremeyn-Mirâtü Mekke, Kostantiniye 1301, VII, 1135-I 136).
radyobeyan