Nemime By: armi Date: 14 Mart 2010, 16:16:31
NEMÝME
Kýrýcý, üzücü ve dargýnlýða sebebiyet veren sözleri birinden diðerine taþýma. Halk arasýnda kovuculuk diye de nitelendirilir. Böyle yapanlara da kovucu (söz taþýyan) denir. Kovuculuk dinimizce kötü sayýlan ve yapýlmasý kesinlikle haram kýlýnan bir davranýþtýr. Kur´an-ý Kerim´de bu ve benzeri davranýþlara sahip kimse þöyle tasvir edilmiþtir: "Diliyle iðneleyen, kovuculuk eden, iyiliði daima önleyen, aþýrý giden, suç iþleyen, çok yemin eden alçak zorbaya, bütün bunlar dýþýnda bir de soysuzlukla damgalanmýþ kimseye, mal ve oðullarý vardýr diye aldýrýþ etmeyin!" (el-Kalem, 68/10-14).
Bir defasýnda adamýn biri, Ömer b. Abdülaziz´e gelerek, bir baþkasýnýn aleyhinde onun hoþuna gitmeyecek söz söylemiþti. Halife þöyle dedi: "Ýstersen senin durumunu muameleye koyalým; bu takdirde söylediðin yalan ise, "Size bir fâsýk bir haber getirince onun doðruluðunu araþtýrýn..." (el-Hucurât, 49/6) ayetindeki fâsýklardan olursun; söylediðin doðru ise, "diliyle iðneleyen, kovuculuk eden..." ayetinde anýlanlardan biri olursun... muameleye koymayalým dersen seni affederiz... Adam: "Beni affet müminlerin emiri! Bir daha asla yapmayacaðým!" dedi ve ayrýldý. Burada, doðru bile olsa, söz taþýmanýn iyi bir alýþkanlýk olmadýðýna dikkat çekilmek istenmiþtir. Oysa bu tür alýþkanlýðý olan kiþiler genellikle kötü niyetlidirler. Gayeleri çoðu kere insanlarýn arasýný açmaktýr. Bunun için, duymuþ olduklarý sözlere bir takým yalanlar katarak veya onu söyleýüþ amacýndan saptýrarak karþý tarafa aktarýrlar. Sözlerine yalan kattýklarý için de, farkýnda olmadan münafýk olma durumuna düþebilirler. Ýþte bunun içindir ki Hz. Peygamber: "Kovucu, Cennet´e giremez" (Buhari, Edeb, 50; Müslim, Ýmân, 169-170) buyurmuþ ve bunun ne kadar büyük bir günah olduðunu göstermiþtir. Ancak, sýrf insanlarýn arasýný bulmak, dargýnlarý barýþtýrmak niyetiyle söz taþýyan kiþi hakkýnda da þöyle buyurmuþtur: "Halkýn arasýný düzelten ve bunun için hayýr niyetiyle söz ulaþtýran veya hayýr maksadýyla yalan söyleyen, yalancý sayýlmaz" (Buhâri, Sulh, 2; Müslim, Birr, 101). Yine Müslim, bu hadisin devamýnda Ümm-ü Gülsüm (r.a)´dan þu mealde bir rivayeti de kaydetmektedir: "Ýnsanlarýn söylediklerinden hiç bir þeyde yalana ruhsat verildiðini iþitmedim; ancak þu üç durum müstesna: Harpte, insanlarýn arasýný bulmada, kadýnýn kocasýna, kocanýn da karýsýna karþý -ailenin düzeni için- söylediklerinde..." (Müslim, Birr, 101). Ebu Davud´un Sünen´inde rivayet edilen bir hadiste de Hz. Peygamber; Ben, sýrf insanlarýn arasýný bulmak niyetiyle yalan söyleyen kiþiyi yalancý saymam" buyurmuþtur (Ebu Dâvud, Edeb, 50).
Hadislerde geçen "insanlarýn arasýný bulmak için yalan söylemek yalancýlýk sayýlmaz" sözü, "bu yalanda günah yoktur" anlamýndadýr. Çünkü hadiste yalan, yalan olmaktan çýkarýlmamakta, sadece bu çeþit yalana günah terettüp etmediði bildirilmektedir. Þüphe yok ki yalan, gerek arayý düzeltmek için, gerekse baþka amaçla söylenmiþ olsun yine mahiyeti itibâriyle yalandýr. Ancak burada yalanýn söyleniþ amacýnýn baþkasýný kandýrmak olmadýðýndan günah sayýlmamýþtýr. Hattâ böyle yapan kimseler Hz. Peygamber´in ifadesiyle faziletli bir iþ yapmýþ olup oruç tutmuþ, namaz kýlmýþ veya sadaka vermiþ kadar da sevap kazanýrlar (Ebu Dâvud, Edeb, 50). Ayrýca birbirine dargýn olan iki kiþinin arasýný bulurken, "falan adam senin için dua ediyor" dese de, bununla o adamýn, "Allah´ým, bütün müslümanlarý affet" demiþ olduðunu kasdetse, yalan bir beyanda bulunmuþ olmaz denilmektedir (Tecrid-i Sarih Tercemesi, VIII,111-112). Ýmam Beyhaki´nin rivayet ettiði bir hadiste de Hz. Peygamber: "Tevriyeli, kinayeli ifadelerle yalandan kurtulup rahatlama vardýr" buyurarak bu meseleye açýklýk getirmiþlerdir (et-Tâc, V, 55).
radyobeyan