Hadis Tarihi
Pages: 1
Hadis Elde Etmek By: rabia Date: 13 Mart 2010, 18:00:09
3- Hadis Elde Etmek Ýçin Seyahat

Seyahatin ana gayelerinden biri budur. Hadîsçiler umumiyetle Dâru´s-sünne dedikleri Medine´ye seyâhati prensip edinirler. Ancak, sünnetin birinci hameleleri olan Ashab, Ýslâm âleminin her tarafýna daðýldýklarý ve gittikleri yerlerde sünneti neþrettikleri için hadîs toplama faaliyetleri baþladýðý zaman hadîs tâlibleri her tarafa seyâhatler tertiplemiþlerdir.

Hadîs ilminin büyük üstadlarýndan olan Yahya Ýbnu Main muhaddis olmak isteyen kimse için seyahatin þart olduðunu þöyle ifade etmiþtir: "Dört kiþi vardýr, onlarda rüþd (olgunluk, mükemmellik) görülmez: Kapý bekçisi, Kâdý mubâþiri, bid´atcinin oðlu, hadîs talebi için seyahat etmeyip sâdece kendi bölgesindeki rivâyeti yazan kiþi."

Yine meþhur hadîsçilerden Þa´bî ile ilgili bir rivayet çok hadîs toplamada seyahatin önemini gösterir. Ali Ýbnu´l-Medinî anlatýyor."

Þa´bi´ye "Sen bu kadar ilmi nasýl elde ettin?" diye sorulunca þu cevabý verdi: "(Rivâyet edilenlere) itimadý reddedip araþtýrmak (araþtýrmak maksadýyla) diyar diyar seyâhat edip dolaþmak, (seyâhatin meþakkatlerine) cansýz eþya sabrýyla sabretmek, kargalar gibi erken kalkmak sayesinde."

Hadîsçiler hadîs toplamak için belli baþlý ilim merkezlerine uðradýklarý gibi, hadîs alabileceklerini duyduklarý her yere, çok hadîs için seyahate çýktýklarý gibi tek bir hadîs için de günler, haftalar süren seyahatlere çýkmýþlardýr. Bu hususu te´yîd eden birkaç rivâyet:

Ýbnu Abbas (radýyallahu anh)´dan tefsir rivâyetiyle meþhur Erbide et-Temîmî: "Bir yerde ilim (herhangi bir rivâyet) olduðunu iþittim mi mutlaka oraya giderdim" demiþtir. el-Fadl Ýbnu Gânim, "Kim bir günde yüz kere Lailâhe illâllahu´l-meliku´l-Hakku´l-Mübin derse, fukaralýða karþý kendini garantiye alýr" hadîsini duyunca: "Sýrf bu hadîs için Horasan´a seyahat edilse azdýr" demiþtir.

Büsr Ýbnu Ubeydillah el-Hadramî: "Tek bir hadîs için hangi memleket olursa olsun oraya giderdim" demiþtir.

Tâbiîn´in meþhurlarýndan Said Ýbnu Müseyyib: "Bir tek hadîs almak için günler geceler boyu yürürdüm" demiþtir.

Þa´bî, kendisine haber verilen üç yeni rivâyeti kaynaðýndan almak üzere Mekke´ye müteveccihen yola çýkar ve: "Olur ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a veya Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ýn ashabýndan birine rastlarým" der.

Ebu Kýlâbe gibi bâzýlarý da Medine ve Mekke gibi merkezlerde, sýrf oralara uðrayanlardan bir iki rivayet elde edebilmek için, ikamet sürelerini uzatýyorlar.

Çok seyahat ettiðini belirtmek için "Arzý tavaf ettim" diyen Mekhûl ed-Dýmeþkî anlatýyor:

"Ben Mýsýr´da Benu Hüzeyl kabilesinden bir kadýnýn kölesi idim. Kadýn beni âzâd etti. Mýsýr´dan çýktýðým zaman kanaatimce oradaki bütün ilmi (rivâyetleri) öðrenmiþtim. Sonra Hicâz´a geldim. Oradan ayrýldýðým zaman da kanaatimce orada mevcut bütün ilmi öðrendim. Sonra Irak´a geldim. Irak´tan ayrýlýrken de, kanaatimce oradaki bütün ilmi öðrenmiþtim. Sonra Þam´a (Suriye´ye) geldim, oradaki ravileri iyice tedkîk ettim. Bu uðradýðým yerlerde, bilhassa nefel´den (yani askerin ganimetten payýna düþen dýþýnda, komutanýn cihâda teþvik veya gayretine mükâfat olarak verdiði armaðan) soruyordum. Maalesef bu konuda bir bilgi veren kimseye rastlamadým. Sonunda yaþlý bir zata rastladým. Ona Ziyâd Ýbnu Câriye et-Temimî diyorlardý. Kendisine nefel hususunda bir þey iþittiniz mi? diye sordum.

- Evet, dedi, Habîb Ýbni Mesleme el-Fihrî (radýyallahu anh)´yi dinledim. Dedi ki: "Ben Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)´e þâhid oldum. Dörtte bir baþlangýçta (sefere çýkarken) dörtte üç de dönüþte daðýttý".[136] 


radyobeyan