Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Naziat suresi By: armi Date: 12 Mart 2010, 16:23:47

NAZÝAT SÛRESÝ





Kur´an-ý Kerim´in yetmiþ dokuzuncu suresi. Kýrk altý ayet, yüz yetmiþ kelime ve yedi yüz otuz harften ibarettir. Fasýlasý, elif, mim ve he harfleridir. Mekkî sûrelerden olup, Nebe´ suresinden sonra nazil olmuþtur. Adýný ilk ayetinde geçen "Nâziât´ kelimesinden almýþtýr. ´

Sure, ahiret hayatýný inkâr edenlerin bu inançlarýnda ne kadar dayanýksýz olduklarýný izah eden, özellikle kýyamet ve ahiret hayatýný konu alan ve müþrikleri uyaran tehditkâr ayetlerden oluþmaktadýr. Ýnkârda direnenlere, Hz. Musanýn getirdiklerine inanmayýp düþmanlýk yapan Firavunun acý sonu hatýrlatýlarak, onun akýbetinden ders almalarý hedeflenmektedir.

Surenin ilk beþ ayetinde, vücudun en uç noktalarýndan kâfirlerin caným "söküp çýkaran", müminlerin caným ise "yavaþça çeken? ; Allahýn emirlerini süratle yerine getirmek için "yüzüp yüzüp giden ", bunu yerine getirirken birbiriyle adeta "yarýþýp geçen"; "derken (Allah´ýn izniyle kâinatý idare etme) iþi(ni) düzenleyen" meleklere yemin edilerek, ardýndan gelen ayetlerde kýyamet, tüm þiddetiyle gözler önüne serilmektedir: "O gün bir sarsýntý sarsar, ardýndan baþka bir sarsýntý gelir. O gün kalpler korkudan titrer. Gözler donakalýr" (6-9). O gün yalnýzca kâfirlerin, fâsýklarýn, günahkârlarýn ve münâfýklarýn kalpleri oynar. Çünkü Allah; "O an büyük korku onlarý asla tasalandýrmaz. Melekler onlarý þöyle karþýlar: Ýþte bu size vâdedilen gündür" (el-Enbiyâ, 21/103) buyurarak müminlerin o günün korkusundan emin olacaklarý müjdesini vermektedir. Allah kýyamet gününün þiddetini açýklýyor ki; Biz çukura girip çürümüþ kemikler olduktan sonra yeniden mi diriltileceðiz. (Eðer öbür taraf Muhammed´in dediði gibiyse bizim) bu dönüþümüz zararlý bir dönüþtür" (10-12) diye alay edenler, belki düþünürler. Çünkü, o anýn gelmesi öyle pek uzak ve zor deðildir; "Tek bir haykýrmaya bakmaktadýr, onlar (uykularýndan uyanýr gibi) hemen uyanýrlar" (13, 14).

Müþrikleri, kýyamet gününün dehþetiyle korkutan Allah Teâlâ, küfürlerinde direnenlere, bu kez tarihten örnek veriyor; onlarýn da iyi bildikleri Hz. Musa-Firavun kýssasýný anlatýyor ki, belki bundan ibret alýp yola gelirler. Kur´an, olayý ayrýntýsýyla açýklýyor. Çünkü durumlarý, hakka düþmanlýðýn cezasýný suda boðulmakla ödeyen Firavuna çok benzemektedir. Üstelik, Firavun onlardan daha güçlüydü, emrinde hazineler ve ordular vardý. O bile, kendisini Allah´ýn azabýndan kurtaramadý. Toplumun baþýnda iyice azan Firavun, belki yaptýklarýndan arýnýr diye Allah, kendisine Mûsâ´yý gönderdi. Allah Teâlâ, Mûsâ´nýn getirdiði mucizeler karþýsýnda bile etkilenmeyen, üstelik ona düþman kesilen Firavun´u, adamlarýný toplayýp: "Sizin büyük tanrýnýzým" diye meydan okuduðu için dünya ve âhiret azabýyla yakaladý" (15-25).

Sure boyunca Allah, müþrikler belki inatlarýndan vazgeçerler diye herþeyi kullanýyor, anlamalarý için ibret alýnacak herþeyi kendilerine hatýrlatýyor. Onlarýn gözleri, yirmi yedi ila otuz üçüncü ayetler arasýnda sürekli gördükleri tabiat olaylarýna çevrilmek isteniyor: "Yaratýlýþça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? Onu (Allah) yaptý. Yükseklik miktarýný yükseltti, onu düzenledi. Gecesini örtüp kararttý, kuþluðunu (güneþin ýþýðýný) açýða çýkardý. Bundan sonra da yeri döþedi. Ondan suyunu ve otlaðýný çýkardý. Daðlarý sapasaðlam çaktý (ki), sizin ve hayvanlarýnýzýn geçimi için" (27-33). Buradaki; Bundan sonra da yeryüzünü serip döþedi" ifadesi, yeryüzünün gökyüzünden sonra yaratýldýðý anlamýna gelmez. "Sonra" kelimesi iki cümlenin arasýnda sadece bir baðlaçtýr. Çünkü, Kur´an-ý Kerim´in baþka bazý ayetlerinde yeryüzünün yaratýlýþý gökyüzünden önce zikredilmiþtir.

Tüm bu hatýrlatmalardan sonra, küfredenlere son uyarý yapýlýyor: Herþeyi bastýran o büyük felaket (kýyamet) geldiði zaman, o gün insan neyin peþinde koþmuþ olduðunu hatýrlar. Gören kimseler için Cehennem ortaya çýkarýlmýþtýr (o gün) Artýk kim azar ve dünya hayatýný tercih ederse (onun için) gidilecek yer Cehennemdir. Ama kim Rabbinin makamýndan korkar ve nefsi kötü heveslerden vazgeçirirse (onun için) gidilecek yer Cennettir" (34-41).

Surenin son ayetlerinde hitap, Resulullah´a döndürülerek bu kadar uyandan sonra hâlâ yola gelmeyip kýyametin ne zaman kopacaðým sorarak alay eden müþriklere, onun gaybden haber veren bir kâhin deðil anlayan ve korkan kimseler için bir uyarýcý olduðu bildirilmekte ve son kez yapýlan bir uyarýyla sûre sona ermektedir: "Onlar onu gördükleri zaman sanki bir akþam veya kuþluk vaktinden fazla kalmamýþ gibi olurlar" (46).

 


radyobeyan