Delilli Þafi Ýlmihali
Pages: 1
Yemin By: rabia Date: 11 Mart 2010, 11:47:37
Yemin

Allahýn zatýyla, ismiyle veya sýfatlarýndan biriyle yemin, mün´âkid olur (baðlayýcý olur). Malýný sadaka olarak vermek için yemin eden kiþi, yemin keffareti ile malýný sadaka olarak vermek arasýnda muhayyerdir.

Laðv yemini için kefaret lazým gelmez.

Bir þeyi yapmamaya yemin eden kiþi, bu iþi baþkasýna yaptýrýrsa yemi­ni bozmuþ sayýlmaz. Ýki iþi yapmamaya yemin eden kiþi, yalnýz birisini yaparsa yine yeminini bozmuþ sayýlmaz.

Yemin, lugatta kuvvet veya sað el manasýnadýr. Sað elden anlam, Araplar yeminleþtikleri zaman birbirlerinin sað ellerini tutarlardý.

Fýkýhta yeminin manasý, Allah´ýn isim veya sýfatlarýný anarak bir iþin gerçek olduðunu belirtmektir. Ne yazýk ki genel haller için de yemin edil­mesi herkesin aðzýnda alýþýk bir vaziyet almýþtýr. Ýnanan mü´minin konuþ­tuðu zaman konuþmasýnda iddia ve fiillerini yeminle takviye etmemesi gerekir. Genel durumlarda yemini telafuz etmek mekruhtur.

Ýmam Þafii hazretlerinin yeminden þiddetle uzak durmamýz için kendi­sine ait bir özelliðini þöyle ifade etmektedir:

" Ben hayatýmda ne doðru ne de yalan yere Allah ile yemin etmedim."

Yemin, Allah´ýn zatýyla, ismiyle veya sýfatlarýndan bir sýfatla olduðu zaman sahih olur.

Yeminin lafýzlarý, ´Vallahi, billahi, tallahi´; Allah´ýn isimlerinden ´Ma­liki yevmiddin´ (Din gününün sahibi); Allah´ýn sýfatlarýndan ´Rahman, Rahim´ gibi lafýzlardýr.

Bunlara delil Abdullah bin Ömer´in Hz. Peygamberden rivayet ettiði þu hadistir: Hz. Peygamber Hz. Ömer bin Hattab´a bir kafile içinde yetiþ­ti, Hz. Ömer babasý adýna yemin ederken Hz. Peygamber O´na þöyle ses­lendi: "Dikkat edin, muhakkak ki Aziz ve Celil olan Allah, sizleri babala­rýnýzýn adlarýyla yemin etmekten nehyetti. Artýk kim yemin edecekse Al­lah´ýn adýyla yemin etsin yahut sussun" [1]

Ayrýca bir çok hadislerde Hz. Peygamberin þöyle yemin ettiði rivayet edilmiþtir:

"Nefsimi elinde tutan Allah´a yemin ederim", "Muhammed´ in nefsini elinde tutan Allah´a yemin ederim" [2]

Ýhtiyaç duyulmadýðý zaman yemin etmek mekruhtur. Allahu Teala þöy­le buyurur:

"Ýyilik etmek, sakýnmak, insanlar arasýnda sulh yapmak husu­sunda yeminlerinize Allah´ý hedef ve engel koymayýn. (Bakara: 2/224)

[1] Buhari, 6270, Müslim, 1646

[2] Buhari, 6254 ve 6255

Laðv Yemini

Kiþinin dilinin kasýtsýz olarak yemin lafýzlarýna kaymasýdýr. Böyle bir duruma kiþi ne kefalet verir ne de günahkar olur.

Buna delil olarak Allahu Teala þöyle buyurmuþtur:

"Allah sizi laðv yeminlerinden dolayý muaheze etmez. Lakin, kalplerinizin irtikap ettiði yeminlerle muaheze eder. Allah çok baðýþlayýcý ve merhametlidir" [1]

Hz. Aiþe laðv yeminleri için þöyle demiþtir. "Bu ayet, ´Evet vallahi´, ´Hayýr vallahi´ þeklindeki yeminler hakkýnda nazil oldu" [2] demiþtir.

[1] Bakara: 2/225

[2] Buhari, 6286

Yeminin Kefareti

Yeminin kefaretinde kiþi bu üçünden hangisini yaparsa serbesttir. Bunlar:

1. Mü´min bir köle azad etmek.

2. On fakire birer müd keffaret vermek.

3. On fakiri giydirmek.

Bunlardan hiç birine gücü yetmezse üç gün oruç tutar.

Kefaret gerektiren yeminler baðlayýcý olan yeminlerdir. Yani kiþinin yemini diline almasý ve kalbiyle de onu kastetmesidir. Kendisine vacib kýldýðý þeyi yerine getirmediði zaman ona kefaret vacip olur.

Allahu Teala þöyle buyurmuþtur:

"Fakat sizi kasten ettiðiniz yeminlerden Ötürü muaheze eder." (Maide: 5/89)

Yemini Gamus

Yemin eðer geçmiþte olan bir þey üzerine yapýlsa ve yalan olduðu hal­de kasten yemin edilse buna yemin-i gamus denir. Böyle yemin büyük günahlardandýr. Kiþi hem günahkar olur hem keffaretini vermekle mükel­lef olur.

Abdullah bin Amr´den rivayete göre, Peygamberimiz (s.a.v.) þöyle bu­yurmuþtur:

"Büyük günahlar Allah´a sir koþmak, ana-babaya karþý gel­mek, haksýz yere bir insaný öldürmek ve yemin-i ðamus´tur" [1]

[1] Buhari.

NEZR

Allah´a itaatta mubah bir þey için yapýlan nezrin yerine getirilmesi ge­rekir. "Hastam þifa bulursa namaz kýlacaðým veya oruç tutacaðým, veya sadaka vereceðim" sözler gibi. Bu gibi durumlarda hasta þifa bulursa ne nezredilmiþse onun verilmesi gerekir.

Günah bir iþ için nezr olmaz. "Falaný öldürsem Allah için þunu nezret-tim" sözler gibi. Mubah bir þeyi terketmek için yapýlan nezirler de hü­küm teþkil etmez. "Et yemem, süt içmem veya yemek yemem" gibi þeyler de yapýlan nezrler için hiç bir þey icap etmez.

Nezr, Allahu Teala´ya tazim veya ona yaklaþmak için bir þeyi bir lafýz­la kendi nefsine vacip kýlmaktýr. Nezr mubah bir þey üzerinde olursa onu yerine getirmekle kiþi mükafat sahibi olur. Böyle bir iþi nezreden kiþi onu yerine getirmekle mükelleftir.

Nezrin Çeþitleri

1- Nezr-i Lucac veya Nezr-i Gadap: Öfke anýnda yapýlan nezirlerdir.

2- Nezr-i Birr: Mükafat nezridir. Kiþiyi Allah´a yaklaþtýran ve karþýlý­ðýnda mükafat alýnan nezrdir. Bu da iki kýsma ayrýlýr.

a) Nezr-i Muallak: Mesela kiþinin, ´Eðer Allah hastama þifa verirse Perþembe günü oruç tutmayý nezrediyorum´ demesi gibi.

b) Nezr-i Gayri Muallak: Burada da mesela kiþinin ´Perþembe günü oruç tutmayý nezrediyorum´ veya ´Hacca gitmeyi kendime nezrettim´ de­mesi gibi. Bu durumlarda kiþi nezirlerini yerine getirmekle mükelleftir.

Nezr hayýrlý bir vaadde bulunmaktýr. Þer´an kendisine vacip olmayan Allah´a yaklaþtýrýcý bir ameli kiþinin kendisine mecburi kýlmasýdýr.

Nezr eðer mubah bir þey üzerinde olsa onu yerine getirmesi gerekir ve ayrýca sahibi mükafat alýr. Metinde geçen ´Hastam þifa bulursa namaz ký­lacaðým veya oruç tutacaðým ya da sadaka vereceðim.´ þekillerinde yaptý­ðý nezirde ölçü þudur. Namaz için belirli bir rekat sayýsý kastetmemiþse namazýn en azý iki rekat olduðu için iki rekat namazdýr. Oruç ve sadaka için de ne þekilde nezretmiþse öylece nezrini yerine getirir. Haram olan þeylerde nezr yoktur. Peygamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Allaha isyan hususunda nezr yoktur." [1]

Mubah olan bir þeyin terkinde nezr olmadýðý gibi onu yapmakta da nezr yoktur. Mesela, kiþinin ´Yemek yemeyeceðim.´ veya ´Su içmeyece­ðim.´ ya da ´Elbise giymeyeceðim.´ gibi sözlerde nezr geçerli deðildir.

Bunun delili Ýbni Abbas´tan rivayet edildiðine göre Hazreti Peygamber hutbe okurken ayakta duran birini görünce,

"Bu ne yapýyor?" diye sordu.

Sahabiler, ´Bu Ebu Ýsraildir. Oturmamak, konuþmamak, gölgede durma­mak ve oruç tutmak üzere nezr etmiþtir´ dediler. Bunun üzerine Hazreti Peygamber þöyle buyurdu:

"Ona söyleyin otursun, konuþsun, gölgeye git­sin ve orucunu tamamlasýn." [2] Oruç tutmak ibadet olduðu ve Allaha yaklaþtýrdýðý için Hazreti peygamber onu tamamlamasýný emretmiþtir. Oturmamak, konuþmamak ve gölgede durmamak gibi davranýþlar ise mu­bah olduðundan onlar için nezrin geçerli olmadýðý bildirilmiþtir.

Nezr, yukarýda ifade edildiði gibi iki çeþittir:

1. Öfke anýnda yapýlan nezir. Buna ´Nezr-i Lucac´ veya ´Nezr-i Gadab´ denir.

2. Mükafat nezri. Buna da ´Nezr-i Birr´ denir. Bu da kendi arasýnda iki kýsma ayrýlýr: a) Nezr-i muallak. Kiþi ´Eðer Allahu Teala üzerimden þu sý­kýntýyý kaldýrýrsa bir gün oruç tutmayý nezrediyorum.´ demesi gibi. b) Nezri gayri muallak. Burda da kiþinin mesela, ´Perþembe günü oruç tut­mayý nezrettim.´,veya, ´Haaca gitmeyi nezrettim.´ gibi nezr þekilleri bu türdendir. Bütün bu þekillerde nezrin yerine getirilmesi gerekir. Hazreti peygamber nezrini yerine getirmeyen kiþiler için þöyle buyurmuþtur:

"Sonra sizin ardýnýzdan öyle bir kavim gelecek ki onlarýn þehaadet et­meleri istenmeden þehaadet edip hýyanet edecekler. Kendilerinde hiç bir güven olmadýklarýndan dolayý kimse tarafýndan kendilerine itimad edil­meyecektir. Artýk bunlar arsýnda týkabasa yemek, içmek ve semizlenmek hayatýn gayesi olacaktýr." [3]

Nezrin meþruiyetini bildiren þu ayet-i kerimelerdir:

"(O kullar) adak­larýný, (nezirlerini) yerine getirirler ve kötülüðü yaygýn olan bir günden korkarlar" (Hacc: 22/29)

"Adaklarýný (nezrlerini) yerine getirsinler." (Dehr: 76/7)

Hz. Peygamber nezrini yerine getirmeyen kiþileri þöyle açýklamýþ­týr:

"Sonra sizin ardýnýzdan öyle bir toplum gelecek ki onlarýn þehadet et­meleri istenmediði halde þehadet edecekler, hýyanet edecekler. Kendile­rinde hiç bir güven býrakmadýklarýndan dolayý kimse tarafýndan onlara itimat edilmeyecektir. Artýk bunlar arasýnda týka basa yemek, içmek ve semizlenmek hayatýn gayesi olacaktýr" [4]

Hz. Aiþe peygamberden þöyle rivayet etmektedir:

"Kim Allah´a itaat olan bir þeyi yapmayý nezretmiþse nezrini yerine getirsin, kim de Allah´a isyan olan bir þeyi yapmayý nezretmiþse nezrini yerine getirmesin" [5]

Namaz, oruç ve sadaka ismiyle nezr eden kimse bunlarý da yerine geti­recektir. Ancak namazýn en azý iki rek´at olduðu için kiþi namazda rek´at sayýsýný belirtmemiþse iki rek´at namaz kýlmakla sorumluluktan kurtulur. Sadaka ve oruç için neyi, ne þekilde nezretmiþse onu yerine getirecektir.

Hz. Aiþe´nin rivayetinde belirtildiði gibi Allah´a isyan hususunda ya­pýlan nezirler geçersizdir. Bir hadiste Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurur:

"Kim Allah´a isyan olan bir þeyi yapmayý nezretmiþse nezrini yerine ge­tirmesin", baþka bir hadiste

"Allah´a isyan hususunda nezr yoktur" [6]

Mubah olan bir þeyi terketmek için de nezr yoktur. Mesela yemek ye­meyi, su içmeyi ve elbise giymeyi nezretmek sahih olmaz. Bunun delili Ýbni Abbas´ýn rivayet ettiði þu hadis-i þeriftir:

Hz. Peygamber hutbe okur­ken ayakta duran birini görerek,

"Bu ne yapýyor?" diye sordu.

Sahabiler, "Bu Ebu Ýsrail´dir. Oturmamak, konuþmamak, sölgede durmamak ve oruç tutmak üzere nezretmiþtir" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber þöyle buyurdu:

"Ona söyleyin otursun, konuþsun, gölgeye gitsin ve oru­cunu tamamlasýn" [7]

Oruç tutmak ibadet olduðu için Hz. Peygamber ona orucunu tutmasýný emretmiþtir. Çünkü nezredilen ibadet olursa onu yerine getirmek vacibtir. Ebu Ýsrail´in diðer yaptýklarý mubah olduðu için nezr teþkil etmemiþtir.

[1] Buhari, 1641

[2] Buhari, 6326

[3] Buhari, 2508; Müslim, 2535

[4] Buhari. 2508, Müslim 2535

[5] Buhari. 6318

[6] Buhari, 1641

[7] Buhari, 6326

Ynt: Yemin By: cerendemir Date: 20 Mart 2014, 02:40:11
Allah razý olsun bilgilenmem açýsýndan.
Ynt: Yemin By: Rüveyha Date: 20 Mart 2014, 08:56:26
Efenindimizin bir hadisine , ticarette, boþ yere edilen yemin kazancýnda, elde etiklerinin de bereketini alýp götürür buyur..Mevlam boþ yere yemin etmekten sana sýðýnýyoruz..
Ynt: Yemin By: besiye7A Date: 13 Mayýs 2015, 20:46:25
Bizleri bilgilendirdi için allah razý olsun......

radyobeyan