Delilli Þafi Ýlmihali
Pages: 1
Av-Kesimler-Yiyecekler-Kurban-Akika By: rabia Date: 11 Mart 2010, 11:41:32
Av-Kesimler-Yiyecekler-Kurban-Akika

Kesilmesi mümkün olan hayvanýn kesimi boynun üst çukuru ve bo­ynun alt çukurudur.

Kesilmesi mümkün olmayan hayvanýn kesimi ise mümkün olan þekil­lerle onun yaralanmasýdýr.

Tam bir kesim dört þeyle olur;

Bunlar; nefes borusu, yemek borusu ve iki boyun damarýdýr. Kesimde kâfi miktar ise nefes ve yemek borusunun kesilmesidir.

Eðitilmiþ ve yaralayýcý her yýrtýcý hayvanla ve yýrtýcý kuþlarla avlamak caizdir.

Eti yenmesi helal olan hayvanlarýn þer´i yolla kesimi caizdir.

Bu hayvanlarýn etinin yenýlebilmesi için gerekli þartlar dahilinde kesil­meleri gerekir.

Bunlar, nefes borusu, yemek borusu ve boyunda bulunan iki þah dama­rýn kesilmesidir, bu, en uygun ve sünnet olan kesim þeklidir. Nefes ve ye­mek borularýnýn kesilmesi de yeterlidir, iki þah damarýn kesilmesinin sün­net oluþunun hikmeti, ruhun çýkmasýný daha çabuk kolaylaþtýrmaktýr.

Hadisi þerifte peygamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmaktadýr.

"Kesim boynun üst ve alt çukurunda yapýlýr." [1]

Kesilmesi mümkün olmayan hayvanlar azgýnlaþýp kaçar ya da sahibi onu tutmaya gücü yetmezse o zaman onu bir aletle yaralamaya çalýþýr da­ha sonra keser, hayvandan kan akýp bu arada sahibi ona yetiþmeden ölürse helal olur.

Bunun delili, Rafi´ bin Hadiç (r.a.)´dan rivayet edilen þu hadisi þeriftir:

"Biz deve ve davar türünden hayvanlara sahipken bu sýralarda develer­den biri kaçtý, bizden biri ok atýp onu vurdu ve öldü. Bunun üzerine Hazreti Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdu:

"Þüphesiz bu hayvanlardan bazýsý yabani hayvanlar gibi vahþidirler. Onlara gücünüz yetmediði zamanlarda böyle yapýn (vurun.)" [2]

[1] Darekutni, 6/283

[2] Buhari, 5190; Müslim, 1968.

Eðitilmiþ Hayvanlarla Avlamak

Eti yenen her çeþit hayvanýn usulü dairesinde kesimi ile helal olduðu gibi ok gibi keskin bir alet veya eðitilmiþ köpek, arslan, kaplan gibi hay­vanlarla ve doðan, þahin, kartal gibi yýrtýcý kuþlarla da avlanmak caizdir.

Av hayvanýnýn avlanmasýný Kur´aný Kerim ve sünnet meþru kýlmýþtýr.

Allah (c.c.) þöyle buyurmuþtur:

"Ýhramdan çýktýðýnýz zaman avlanabilirsiniz." (Maide: 5/2)

Baþka bir ayeti kerimede yüce Allah þöyle buyurur:

"Sana kendilerine neyin helal kýlýndýðýný sorarlar. Onlara de ki, bütün temiz þeyler size helal kýlýndý. Allahýn size öðrettiði gibi öðretip yetiþtir­diðiniz avcý hayvanlarýn yakalayýp öldürdüklerinden de üzerine Allahýn ismini anarak yeyin." (Maide: 5/4)

Sünnetten de delil peygamberimiz (s.a.v.)´in þu hadisi þerifidir:

"Besmele çekerek kesip kan akýtabilecek aletle yaralanan hayvaný yeyin." [1]


[1] Buhari, 2356, Müslim, 1968.

Avlanmanýn Þartlarý

a) Yaralayýcý ve keskin bir aletle avlamak gerekir.Bu aletin demir, ba­kýr ya da ok gibi hayvaný yaralayabilen alet cinsinden olmasý gerekir.

Avcý böyle bir aletle av hayvanýna vurur ve ona yetiþtiði zaman aldýðý yara sebebiyle ölmüþse helal sayýlýr. Ama henüz can varsa o zaman þer´i ölçüler dahilinde kesilmesi gerekir. Þayet canlý iken yetiþtiði halde kesimi ve boðazlamayý geciktirir ve hayvan o zaman hayvan ölürse haram olup yiyilmez.

Yaralayýcý bir aletle deðil de taþ veya ateþli silahlarla hayvana vurur ve hayvan ölürse ozaman yine haram olur. Hayvana yetiþsin yetiþmesin farketmez. Ancak hayvan ölmeden yetiþip keserse o zaman helal olur.

b) Yýrtýcý hayvan veya yýrtýcý kuþlar salarak yaralama ile av yapmak ca­izdir.

Avcý av hayvanlarýndan birini avlamak için bir avcý hayvanýný gönde­rir, bu avcý hayvan onu yaralar ve bu yara sebebiyle av hayvaný ölürse eti helal sayýlýr.

Av Yapabilen Hayvanlarda Aranan Þartlar

Bu tür hayvanlarýn eðitilmiþ olmalarý için dört þart lazýmdýr:

1. Ava salýverdiðinde gitmesi.

2. Durdurulmasý istendiðinde durmasý.

3. Avý öldürdüðünde avdan yememesi.

4. Bu durumlarýn bir kaç defa tekrarlanmýþ olmasý.

Bu þartlardan birinin eksik olmasý halinde yakalanan av, helal olmaz. Ancak avcýnýn yetiþip canlý olarak kesmesiyle helal olur.

Diþ ve týrnak haricinde kesici olan her þeyle boðazlamak (hayvan kesi­mi yapmak) caizdir.

Müslüman ve ehli kitabýn kestiði hayvanlar helaldir. Mecusi ve putlara tapanlarýn kestikleri bütün hayvanlar haramdýr.

Ceninin kesimi anasýnýn kesimiyledir. Ancak anasýnýn karnýndan sað çýkarýlmýþsa o zaman kesilmesi gerekir.

Eti yenen canlý bir hayvandan kesilen parça murdardýr, ancak kýllarý yatak ve elbise imali için helaldir.

Av hayvanýnýn þartlarý:

a) Avcý hayvanýn eðitilmiþ olmasý gerekir.

Þöyle ki av için gönderildiði zaman koþup ava doðru gitmesi, baþka bir tarafa gitmemesi gerekir.

b) Avcý hayvanýn söz dinlemesi gerekir. Sahibinin ona ´git´ dediði za­man gitmesi, ´dur´ dediði zaman durmasý gerekir.

c) Avcý hayvanýn öldürdüðünden yememesi gerekir. Ancak sahibine ulaþtýrýp sahibi önüne koyduktan sonra yese bir sakýncasý yoktur.

d) Bu sayýlan þartlarýn avcý hayvanýnda daha evvel tekerrür etmesi ge­rekir. Burda avlayabileceði kanaati hasýl olmuþ olur.

Ancak bu dört þarta haiz olan bir avcý hayvanýnýn öldürdüðü helal olur.

Allah (c.c.) þöyle buyurmuþtur:

"De ki size iyi ve temiz þeyler helal ký­lýndý. Allahýn öðrettiðini öðreterek yetiþtirdiðiniz avcý hayvanlarýn sizin için tuttuklarýný yeyin." (Maide: 5/4)

Peygamberimiz (s.a.v.) Adiyy bin Hatem´e hitaben þöyle buyurmuþ­tur:

" Eðitilmiþ avcý köpeðini salýverip besmele çekersen, o köpek senin için avladýðý hayvaný öldürse yiyebilirsin Þayet köpek avladýðýndan yer­se, o zaman ondan yeme. Çünkü köpek kendine avlamýþ olur." [1]

Kesimin týrnak ve diþlerle olmasý caiz deðildir. Zira bu þekilde hayva­na eziyet vardýr.

Rafi´ bin Hadiç (r.a.)´dan rivayeten peygamberimiz (s.a.v.) þöyle bu­yurmuþtur:

"Kan akýtýldýktan ve Allahýn ismi zikredildikten sonra yeyin. Ancak diþ veya týrnak ile kesilen hayvan yenmez." [2]

Müslümanýn kesimi için yüce Allah þöyle buyurmuþtur:

"Boðazladýðý­nýz hayvanlar size helal kýlýndý." (Maide: 5/3)

Ehli kitabýn kestikleri caizdir. Yüce Allah Kur´aný kerimde þöyle bu­yurmuþtur:

"Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceði (kestikleri hayvan) size helal kýlýndý." (Maide: 5/5)

Kitabi olmayan mecusi, putperest ve ateistlerin kestikleri haramdýr.

Peygamberimiz (s.a.v.) Hacar þehrinin mecusilerine mektup gönder­miþ ve onlarý Ýslama davet etmiþ (bu mektupta þöyle bildirilmiþtir):

"Her kim müslüman olursa ondan kabul edilir. Kim de islamdan imti­na´ ederse ondan cizye alýnýr. Hem de bilinmesi gerekir ki onlarýn kestik­leri hayvanlarýn etleri yenilmez ve onlara müslüman kadýn nikah edil­mez." [3]

Karnýnda yavrusu olan hamile hayvanýn kesilmesi ile karnýndaki yav­runun eti helaldir, ancak kesimden sonra yavru canlý olursa onun da ayrý­ca kesilmesi gerekir. Bunun delili, Ebu Said El-Hudri (r.a.)´dan rivayet edilen þu hadistir. Hazreti peygambere annesinin karnýndaki yavrunun durumunu sorduk. O þöyle buyurdu:

"Onun etini yiyebilirsiniz. Çünkü annesinin kesilmesi onun da kesilme­si demektir." [4]

Eti yenen canlý bir hayvandan kesilen parça haramdýr. O, hayvanýn ölüsü hükmündeder. Ancak canlý iken balýktan kesilen parça helaldir. Çünkü balýðýn ölüsü de helaldir. Balýk için kesim þartý yoktur. Ýleride bu konuya deðinilecektir.

Ebu Said El-Hudri (r.a.) þöyle rivayet eder: Hazreti Peygamber´e de­velerin hörgüçlerinden ve koyunlarýn butlarýndan kesilen parçalar hak­kýnda sorulduðunda o þöyle cevap verdi:

"Bir canlý hayvandan kesilen parça ölü hükmündedir." [5]

Eti yenen canlý hayvandankýrpýlan veya kesilen parçanýn üzerindeki kýllardan istifade edilmesi için giysi ve yataklarda kullaným amacýyla he­laldir. Bunlarýn da eti yenen hayvanlardan olmasý gerekir.

Yüce Allah Kur´an´ý Kerim´de þöyle buyurur:

"Allah evlerinizi sizin için huzur ve sükun yeri yaptý ve sizin için davar derilerinden gerek göç gününüzde gerekse konaklama gününüzde kolayca taþýyacaðýnýz evler, yünlerinden yapaðýlarýndan ve kýllarýndan bir süreye kadar (faydalanacaðýnýz) bir ev eþyasý ve bir ticaret malý mey­dana getirdi." (Nahl: 16/ 80)

[1] Buhari, 5167; Müslim, 1929

[2] Buhari, 2356; Müslim, 1968

[3] Beyhaki, 9/285

[4] Ebu Davud, 2827.

[5] Hakim El-Müstedrek, 4/239.

YÝYECEKLER

-Ýslam´ýn Helal Ve Haram Kýldýðý Hayvanlar-


Araplarýn mubah gördüðü tüm hayvanlar helaldir. Ancak Ýslam þeriatý­nýn haram gördükleri bunlardan istisna edilmiþtir.

Araplarýn habis gördüðü bütün hayvanlar da haramdýr. Ancak Ýslam þeriatýnýn helal gördükleri müstesna.

Azý diþleriyle kapýp parçalayan, kendi kendini savunabilen hayvanla­rýn eti haramdýr.

Kuþ cinsinden olup, týrnaklarýyla kapan yýrtýcý, týrnaklara sahip bütün kuþlar haramdýr.

Fazla acýktýðýndan dolayý çaresiz kalýp canýný kurtaracak kadar haram ve murdar etten yemek caizdir.

Bizlere iki ölü helal kýlýnmýþtýr: Balýk ve çekirge.

Ýki kan helaldir, bunlar da: Ciðer ve dalaktýr.

Hayvanlarýn helal ve haram olmasýnda araplarýn örflerinin dikkate alýnmasýnda sebep, Arap topluluklarýnýn islamýn ilk muhatabý olmalarýn­dan dolayýdýr.

Yüce Allah Kur´an-ý Kerim´de þöyle buyurur:

"... Ýþte o peygamber on­lara iyiliði emreder, onlarý kötülükten men eder. Onlara temiz þeyleri he­lal pis þeyleri haram kýlar." (el-A´raf: 7/157)

Baþka bir Ayet-i Kerime´de Yüce Allah:

"Kendileri için nelerin helal kýlýndýðýný sana soruyorlar. De ki: Bütün iyi ve temiz þeyler size helal ký­lýnmýþtýr." (Maide: 5/4) buyurmuþtur.

Yýrtýcý ve kuvvetli diþlere sahip olan her çeþit hayvanýn eti haramdýr. Bu hayvanlar; kurt, kaplan, ayý, fil, pars, köpek, kedi, maymun vb.

Kuþ türünden de parçalayýcý týrnaklara sahip olan her çeþit kuþta ha­ramdýr. Bu kuþlarýn baþýnda alaca, karga, atmaca, yarasa, doðan, þahin, kartal, akbaba ve çaylak gibi kuþlar gelir.

Ebu Salebe´den rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v.) azý diþleri yýrtýcý olan her çeþit hayvan yemekten neyhetti.[1]

Güçlü týrnaklara sahip olan kuþlar içinde Ýbni Abbas þöyle rivayet etmiþtir:

"Hz Peygamber azý diþli olan her yýrtýcý hayvanýn ve pençeli olan her yýrtýcý kuþun etini yemekten nehyetti" [2]

Yukarýda ve geçen konularda anlatýlan her çeþit hayvan ölüsü, haram hayvan çeþitleri ve haram yiyeceklerin tümü heyeti tehlike arzedecek du­rumdaki bir alýkta veya zorunlu kýldýðýnda tedavi yönteminde kullanýlma­sýnda bir sakýnca yoktur.

Tabii ki böyle bir durumda helal bulunmayacak veya elde edilmesine güç yetinmiyecekse ancak yiyilebilir.

Yüce Allah Kur´an-ý Kerim´de þöyle buyurur:

"Mallarýnýzý batýl (haksýz ve haram yollar) ile aranýzda (alýp-verecek) yemeyin ve kendinizi öldürmeyin. Þüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir." (Nisa: 4/29)

Ýki çeþit ölü helaldir. Bunlarýn kesim þartý yoktur ve ciðer ve dalak kanlarý da helaldir. Peygamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Bize iki ölü ile iki kan helal kýlýndý, iki ölü, balýk ve çekirge iki kan ise ciðer ve dalaktýr" [3]

Eti Yenmeyen Haram Hayvanlar

Kuþlar:


Hüdhüd, Kýrlangýç (bilinen siyah bir kuþ), Kevcekan (büyük baþlýdýr, kuþlarý avlar yalnýz et yer.), Baykuþ, Yarasa, Kartal, Saksaðan (bu da ken­disinde siyahlýk ve beyazlýk bulunan bir kargadýr.), Alaca Karga (bu karga türünde de siyahlýk ve beyazlýk bulunur, sadece leþleri yer), Kuzgun (di­ðer adý kaya kargasý olup, kanatlarý mükemmeldir.), Papaðan gibi yýrtýcý kuþlarýn eti haramdýr.

Dört Ayaklý Hayvanlar:

Ehli eþek, Anasý eþek olan Katýr, Zürafa, Aslan, Kaplan, Pars, Ayý, Fil, Köpek, Domuz, Maymun, Kurt, Berber (vahþi bir hayvan olup, Aslan ile dövüþür.), Çakal (kurttan küçük, tilkiden büyük olup geceleri çocuklar gi­bi baðýrýr.), vahþi veya ehli Kedi,Timsah, Kurbaða, Yengeç vb.

Dinimizce öldürülmesi emredilen Akrep, Yýlan, Fare gibi haþarat tü­ründen olup, zarar veren hayvanlarýn da etleri haramdýr.

Eti Yenen Helal Hayvanlar

Kuþlar:


Kendi týrnaðýyla avlanmayan kuþlarýn hepsi helaldir. Bunlar;

Güvercin, Yabani Güvercin, Kumru, Çulluk, Keklik, Bülbül, Sýðýrcýk, Arý Kuþu, Pelikan, Toy Kuþu, Çil Kuþ (Bir nevi keklik), Deve kuþu, Ör­dek, Tavuk, Kaz, Hububat Kargasý, Leylek hariç, diðer su kuþlarý vb.

Dört Ayaklý Hayvanlar:

Manda, At, Deve, Gelincik (ufak canavar diye de bilinir.), Geyik, vah­þi ve ehli Sýðýr, Vahþi Merkep, Yaban Faresi, (Arap tavþaný da denilir), Keler, Sýrtlan, Tilki, Semur, Sincap, Fenek Koyun, Keçi Gazal, Kertenke­le, Tavþan, Kirpi, Ada Tavþaný, Dað keçisi, Oklu Kirpi, Vaþak, Ceylan vb.

Ayrýca denizde yaþýyan bütün hayvanlarýn eti helaldir. Bunlarýn baþýn­da balýk gelir. Balýklarýn sureti ne þekilde olursa olsun helaldir.

Þeriatýn helal kýldýðý bir hayvan pislik yerse zarar vermez. Ancak bun­larýn etinin tadý deðiþirse haram olurlar.

Kuzu gibi hayvan da, haram olan bir hayvanýn sütünü emer onunla beslenirse yine haram olur.

[1] Buhari,52l0, Müslim, 1932.

[2] Müslim, 1932.

[3] Ýmam Ahmed, 2/97.

KURBAN

Kurban, sünneti müekkededir.

Kurban, bir seneyi bitirmiþ koyundan, iki seneyi bitirmiþ keçiden, beþ seneyi bitirmiþ deveden, iki seneyi bitirmiþ sýðýrdan verilir.

Deve ile sýðýr yedi kiþi için, koyun ve keçi ise bir kiþi için kurban edi­lir.

Dört çeþit hayvanýn kurban edilmesi caiz deðildir:

1. Körlüðü belli olan.

2. Topallýðý belli olan.

3. Hastalýklardan bir hastalýðý olan.

4. Fazlaca zayýf olan.

Boynuzu olmayan ve boynuzu çýkmýþ hayvanýn kurban olmasý caizdir. Kuyruðu ve burnu kesik olursa caiz olmaz.

Kurban (udhiyye), Allahu Teala´ya yaklaþmak için Kurban bayramý günlerinde kesilen hayvandýr.

Kurban, Allah´a yaklaþmak amacýyla kesilen deve, sýðýr, koyun ve ke­çiden olunur.

Kurbanýn meþruiyeti Kur´an ve sünnet ile sabittir.

Kur´an´dan delil þu Ayet-i Kerimedir:

"Rabbin için namaz kýl ve kurban kes." (Kevser: 108/2)

Sünnetten delil de þu hadis-i þeriftir:

Enes (r.a.)´dan þöyle rivayet1 edilmiþtir.

"Hazreti Peygamber boynuzlu ve beyaz renkli iki koçun Besmele ve tekbir getirdikten sonra ayaklarýný boyunlarýna koyarak kendi eliyle kurban etti." [1]

Kurbanýn meþruiyetinin hikmeti:

Kurban kesmek bir ibadettir. Allah´a boyun eðmekten sonra gelir.

Hz. Ýbrahim oðlu Ýsmail´i kurban etmekle mükellef kýlýndýðýnda yerine getirmek istediði kurbanýn manasýný ihya edip onu canlý olarak gündemde tutmaktýr. Hz. Ýbrahim ve oðlu Hz. Ýsmail´in Allah´ýn emrine boyun eðme­leri nedeniyle Allah´u Teala, Ýsmail´in yerine kurban edilmek üzere bir koç indirerek Hz. Ýbrahim´e o koçu kurban etmesini emretmiþtir.

Ayrýca kurban kesmekte fakir ve yoksullarý doyurup sevindirmek söz konusu olur. Bu da fakirlerle zenginler arasýndaki kardeþlik baðlarýný da­ha da güçlendirir.

Kurbanýn hükmü:

Kurban kesmek sünnet-i müekkededir.

Ýki sebepten dolayý kurban kesmek vacip olur.

a) Kurban edilmeye elveriþli bir hayvana iþaretle, ´Bu benim kurbanýmdýr.´ veya "Bu hayvaný kurban edeceðim´ gibi ifadelerde bulunulursa o hayvanýn kurban edilmesi vacip olur.

b) Allah´a yaklaþmak amacýyla, ´Kurban kesmek bana borç olsun´ diye­rek adak adayan kimseyede kurban vermesi vacip olur.

Kurban kesmekle mükellef olanlar,

a) Müslüman olmak.

b) Akýllý ve ergenlik çaðýnda olmak.

c) Kurban kesmeye maddi güç yetirmektir.

Kendisinde bu üç þart bulunan kimseye kurban bayramýnda kurban kesmek sünneti müekkededir

Koyun ve keçiden kurban edilmesi için ikiþer yaþýný doldurmasý lazým­dýr. Ancak koyun bir yaþýný bitirip ikinciye basarsa kurban edilebilir.

Ebu Hureyre (r.a.) Hazreti peygamberden þöyle duyduðunu rivayet eder:

"Ýki yaþýna basmýþ koyunu kurban ediniz. Çünkü onu kurban etmek ca­izdir." [2]

Deve ve sýðýrýn yedi kiþi için kurban edilebileceðinin delili: Cabir (r.a.) þöyle demiþtir:

" Hazreti Peygamber ile beraber Hudeybiye senesinde deve ve sýðýrý yediþer kiþi için kurban ettik." [3]

Kurban olarak kesilen kurbanlýk hayvanda metinde geçen dört madde­den herhangi biri bulunursa caiz olmaz.

Hazreti Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Körlüðü sýrasýnda kör hayvaný, hastalýðý esnasýnda hasta hayvaný, topallýðý devam ettiði sürece tcpal hayvaný ve kemik iliði kalmayacak ka­dar zayýf hayvanýn kurban edilmesi caiz deðildir." [4]

Kulaðýn bir tanesi veya ikisi farketmez çünkü onun elinden eksiklik olur ve yenilen bir parçanýn yokluðudur.

Kurban kesmenin vakti; Bayram namazý kýlýndýktan sonra baþlayarak teþrik günlerinin sonuncu günü akþamý güneþ batana kadar olan süredir. Kurban kesiminde beþ þey sünnettir:

1. Eûzu Besmele çekmek,

2. Peygamber (s.a.v.)´e salavat getirmek.

3. Hayvaný kýbleye yöneltmek.

4. Besmeleden önce veya sonra üç defa tekbir getirmek.

5. Kabulü için duada bulunmak.

Nezr olunan bir kurbanýn etini sahibi yiyemez. Sünnet olarak kesilen bir kurbanýn etinden sahibi yiyebilir. Kurban (eti ve derisi) satýlmaz fakat fakir ve miskinlere (ihtiyaç sahip­lerine) verilir.

Kurban kesmenin vakti, bayram günü güneþ doðduktan sonra iki rekat namaz kýlýnýp iki hutbe okunduktan sonra baþlar bayramýn dördüncü günü güneþ batana kadar devam eder.

Peygamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Bu günümüzde ilk yapa­caðýmýz þey, namaz kýlmak ondan sonra (evlerimize) dönüp kurban kes­mektir. Kim böyle yaparsa sünnetimize uygun davranmýþ olur. Kim na­mazdan önce kurban keserse bu yalnýz ailesine takdim ettiði bir et sayýlýr. Onun kurban ibadetiyle hiç bir ilgisi yoktur."[5]

Hadiste geçen ´bu gününüzde´den maksat Zilhiccenin onuncu günü olan bayramýn birinci günüdür. ´Bundan önce´ denmesinden maksat ise namaz vakti girmeden önceki vakittir.

Bayramýn diðer üç günü ise teþrik günleri olan Zilhiccenin 11, 12 ve 13.üncü günleridir.

Zübeyir ibnul Avvam´dan rivayete göre Hazreti peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur.

"Teþrik günlerinin tamamýnda kurban kesilebilir." [6]

Kurban kesildiði zaman besmele çekmek ve tekbir getirmek sünnettir.

Allahu Teala þöyle buyurmuþtur:

"Besmele ile kesilin hayvanlardan yeyin." (Enam:16/18)

Hazreti Enes´in rivayetine ´Allah Resulü besmele çekip tekbir getirdi.´ buyurarak kurbanýný kesmiþtir, ve Müslimin rivayyetinde ise ´Bismillahi vellahu ekber.´ dedikten sonra kurbaným kesmiþtir.[7]

Hz. Aiþe (r.a)´dan rivayete göre Hz. Peygamber bir koç kurban etmek istediðinde býçaðý eline alýp,

"Bismillah ya Allah Muhammed´den, Muhammed ailesinden ve Muhammed ümmetinden kabul et" [8] deyip kes­miþtir.

Sünnet olarak kurban kesen kiþi etinden yiyebilir, zengin dostlarýna da verebilir. Ancak sünnet olan kurbanýn üçte ikisini daðýtýp kalan üçte birini ehline yedirmesidir. Yine en efdal olaný þudur ki kurban kesen kiþi teber-rüken birazýný yiyip geri kalanýný fakirlere sadaka olarak vermesidir. Beyhaki´den rivayet edildiðine göre Hz. Peygamber kurban kestiðinde onun ciðerinden yiyordu. [9]

Kurbanýn etinden az bir parça olsa dahi fakirlere verilmesi ve bunun piþmemiþ olmasý þarttýr.

Tatavvu´ olarak (sünnet olarak) kesilen kurbanýn üçte bir miktarýný kendisine veya ailesine yemek üzere býrakmasý ve kalanýný fakirlere da­ðýtmasý sünnet olmakla beraber Teberruken bir lokma kendisine býraktýk­tan sonra hepsini sadaka olarak daðýtmak daha efdaldýr.

[1] Buhari, 5245, Müslim, 1966.

[2] Camiussaðir, 512; Ýmam Ahmed, 6/368.

[3] Müslim, 1318.

[4] Hakim, 4/227.

[5] Buhari, 5225; Müslim, 1961.

[6] Ýbni Hýbban, 1008.

[7] Müslim, 1967.

[8] Müslim, 1967.

[9] Muðnil Muhtac, 3/290.

AKÝKA

Akika sünnettir. Yeni doðan çocuðun yedinci gününde kesilir. Erkek çocuk için iki, kýz çocuk için bir koyun akika olarak kurban edi­lir. Akikanýn eti fakir ve miskinlere yedirilir.

Akika, yeni doðan çocuðun yedinci gününde kesilen kurbandýr.

Çocuk doðduðu günde akika kesilemezse, buluð çaðýna erinceye kadar bu sünnet eda edilebilir. Akika kesilmeden önce çocuk vefat ederse yine de o çocuk için Akika kesilmesi sünnettir.

Kurbanda bulunmasý lazým gelen özelliklerin akikada da bulunmasý gerekir.

Akika kurbanýnýn daðýtýlmasý ve fakirlere verilmesi gerekir.

Akika nezredilmiþse, nezredilen kurban gibi olup, sahibi ondan yiye­mez.

Kýllarý, eti ve derisi aynen kurban gibi satýlmaz. Yalnýz etinden bir kýs­mýnýn çið olarak daðýtýlmasý vacip deðildir.Yalnýz vakit için belli bir þart yoktur. Dilediði zaman Akika kurbaný kesilir.

Kurban etinin piþirilmeden çið olarak verilmesi, akika kurbaný ise piþi­rildikten sonra daðýtýlýrsa daha efdaldir.

Doðumun yedinci gününde çocuða güzel isim vermek, ayný günde akikasýný kesmek, sonra saçýný týraþ edip, aðýrlýðý kadar, altýn, altýna güç yetirilmezse gümüþ sadaka olarak vermek, sað kulaðýna ezan, sol kulaðýna da kamet getirmek sünnettir.

Akika kurbanýnýn hükmü sünnet-i müekkededir.

Peygamberimiz (s.a.v.) ve sahabe-i kiram çocuk ve torunlarý için akika kurbaný kesmiþlerdir.

Hadisi þeriflerinde peygamberimiz (s.a.v.)

"Yeni doðan çocuða akika kesilir" [1] diye buyurmuþtur.

Vakti, çocuðun dünyaya geldiði andan itibaren baþlar, ergenlik çaðýna gelinceye kadar biter. Akika kurbanýný, velisi keser. Bu süre içinde velisi kesmezse ergenlik çaðýndan sonra herkes kendi akikasýný kesebilir. Bu, süre ölünceye kadar devam eder.

Akika kurbanýnýn doðumun yedinci gününde kesilmesi daha faziletli­dir. Nitekim peygamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Her yeni doðan çocuk, akikasý kesilene kadar rehindir. Akikasý doðu­munun yedinci gününde kesilir, kendisine isim verilir ve týraþ edilir" [2]

Kesilen saçýn aðýrlýðý kadar altýn, gümüþ ya da para sadaka olarak verilmesi sünnettir.

Bütün bu sünnetlerde kýz ile erkek çocuðun arasýnda hiç bir fark yok­tur. Yalnýz erkek çocuk için iki akika kurbaný kesmek daha faziletlidir.

Peygamberimiz (s.a.v.), Hasan ile Hüseyin´in her biri için birer akika kurbaný kesmiþlerdir.

Akikanýn meþru oluþunda pek çok güzel sýrlar ve yararlar mevcuttur.

Þöyle ki Allah´ýn nimetine karþý þükür göstermek, çocuðun iyi geliþ­mesini saðlamak, akraba, dost ve fakirlerin gönüllerini hoþ etmek gibi bir çok hikmetleri vardýr.

Akikanýn þartlarý:

Kurban olarak kesilebilen hayvanlarda aranan þartlar, akika kurbanýnýn sahih olabilmesi için de gereklidir. Ancak aralarýnda aþaðýdaki farklar mevcuttur ve bu farklar akika kurbaný için sünnettir.

1- Akika eti piþirildikten sonra daðýtýlmasý ve bir miktar tatlý ile birlik­te fakirlere ikram edilmesi sünnettir. Bu tatlý çocuðun ahlakýnýn tatlý ol­masý ümidiyle verilir.

2- Ýmkan dahilinde akika kurbanýn kemikleri kýrýlmadan birbirlerinin mafsallarýndan ayrýlmasý sünnettir. Bu da çocuðun saðlýk ve selametini ummak sebebiyledir.

3- Akikanýn sað budunun saðlam ve çið olarak çocuðun doðumunu yaptýran ebesine verilmesi sünnettir. Çünkü Fatýma (r.a), Peygamberimiz (s.a.v.)´nin emri üzerine böyle yapmýþtýr. Bu da çocuðun büyüyüp yürü­mesi için bir uður anlamýný teþkil etmektedir.

Ýþte bunlar akika kurbaný ile ilgili birer sünnettir. Fakat kurbanda bu tür sünnetler aranmamaktadýr.

Çocuk dünyaya gelirken sað kulaðýna ezan, sol kulaðýna da kamet ge­tirmek sünnettir. Bu da çocuðun ilk duyduðu þey tevhid sesi olmasý için­dir.

[1] Buhari, 5154

[2] Ebu Davud, 1522

ÇOCUK SÜNNETÝ

Þafii Mezhebi´nde çocuðun sünnet muamelesi vaciptir. Peygamberi­miz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Ýnsan yaratýlýþýna uygun olan ameli þeyler beþtir: Çocuðu sünnet et­tirmek, edep yerlerini týraþ etmek, koltuk altý kýllarýný gidermek, týrnakla­rý kesmek ve býyýklarý kýsaltmaktýr" [1]

Sünnetin zamaný ise illa küçük yaþta yapýlmasý þart deðildir. Büyüklük devrelerinde de yapýlabilir. Ancak çocuk buna müsait olursa doðumunun yedinci gününde yapýlmasý sünnettir.

Sünnet muamelesinin meþru oluþunun hikmeti: Çocuðun saðlýðý ve temizliði içindir. Çünkü sünnet derisinin kesilmesi çocuðun daha saðlýklý bir þekilde geliþmesine vesile olur.

[1] Buhari, 5552

Ynt: Av-Kesimler-Yiyecekler-Kurban-Akika By: ceren Date: 13 Mayýs 2015, 21:14:54
Esselamu aleyküm.Rabbim razý olsun paylaþýmdan kardeþim.

radyobeyan