Delilli Þafi Ýlmihali
Pages: 1
Nafaka-Hedane By: rabia Date: 11 Mart 2010, 11:02:56
Nafaka-Hedane

Akrabalardan olan baba ve dedelerin nafakasý baba ve oðullara aittir. Ana-babaya iki þartla nafaka vacip olur:

1. Fakirlikle birlikte sürekli hastalýk.

2. Fakirlikle birlikte delilik.

Çocuklara üç þartla nafaka vacip olur:

1. Fakirlikle birlikle küçüklük.

2. Fakirlikle birlikte sürekli hastalýk.

3. Fakirlikle birlikte delilik.

Köle, cariye ve hayvanlarýn nafakasý da vaciptir. Yapamayacaðý iþten yükümlü deðildirler.

Nafakasý vacip olanlar þunlardýr: Ana-babalar, öz çocuklar, karý, köle ve hayvanlardýr.

-Anne-babanýn nafakasý yukarýda açýklandýðý gibi fakir ve muhtaç ol­duklarý takdirde oðluna aittir.

Burda þu hususu belirtelim: Ana-babanýn oðullarýnýn mallarýndan al malarý, oðullarýn izni olsun olmasýn caizdir.

Hz. Aiþe (r.anha) peygamberimizden þöyle rivayet eder:

" Kiþinin yediklerinin en temizi, kendi kazancýndan ve oðlunun kazan­cýndan yediðidir." [1]

-Ana-babanýn ihtiyaçlarý olduklarý takdirde israf ve savurganlýk yap­mamak þartýyla oðullarýnýn mallarýndan yukarýda temas etliðimiz gibi ya­rarlanmalarý caizdir.

Bir adam, ´Ey Allah´ýn Resulü! benim malým ve çocuklarým var. Ba­bam malýmý yok etmek (almak) istiyor, dedi.

Allah Resalu (s.a.v.) þöyle buyurdu:

"Sen ve malýn babanýndýr."

Burdaki ´babanýndýr´ lafzý, elbetteki ki temlik için deðil, mubah oldu­ðunu belirtmek için. Yoksa mal çocuðundur. Zekatý o verir. Malý miras bý­rakan da odur.

Ana baba için çocuklarý üzerinde nafaka þu þartlarla vacip olur:

a) Ana baba fakir olmalýdýr.

b) Çocuðunun eli varlýklý olmalýdýr.

c) Çocuðun yanýnda onun, kendisinin, karýsýnýn ve çocuklarýnýn bir gün ve bir gece yiyecek ihtiyaçlarýndan fazla bir þeyin bulunmasýdýr. [2]

Kiþi köle ile cariyesine memlekette çoðunlukla geçerli olan yiyecek ve giyeceklerden yedirip giydirmesi vaciptir.

-Hayvanlarýn nafakasýný temin etmek gücünden fazla iþ yüklememek vaciptir. Köle ve cariyelere de fazla ve gücünden ziyade iþ yaptýrmamak vaciptir. Köle ve hayvanlarýn nafakasý için Hazreti Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Kölelerin yiyecek ve giyecekleri verilmelidir. Onlara kaldýrabilecekleri kadar yük yüklenmelidir." [3]

Ebe Zerr (r.a.)´dan rivayetle Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Hizmetçileriniz sizin kardeþlerinizdir. Kimin eli altýnda hizmetçisi (kölesi) varsa yediði yemekten ona yedirsin ve giydiði elbiseden ona giy­dirsin. Onlarý zorda býrakacak bir yük de yüklemesin." [4]

Ebu Hureyre (r.a.)´dan rivayet edildiðine göre Peygamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur.

"Bir kadýn kendine ait olan bir kediden dolayý cehen­neme girmiþtir. Kadýn onu baðladý da ne yiyeceðini verdi ne de yerin ha­þerelerinden tutup yemesi için salýverdi, nihayet kedi açlýktan öldü." [5]

Zevcelerin Nafakasý

Kocasýna itaat eden kadýnýn nafakasý, imkânlar ve kudret dahilinde va­cip olur.

Koca zengin ise; çoðunlukla tüketilen gýda maddesinden iki müd´dür. Yiyim ve giyimler ise adetlere göre karþýlanýr.

Koca fakir ise; Oturduðu memlekette çoðunlukla tüketilen gýda mad­desinden bir müd´dür.

Yicecek ve giyecekler ise, fakirlerinkine tabidir.

Koca orta halli ise; verilecek nafaka bir buçuk müd´dür. Yiyecek ve gi­yeceklerde orta halli sýnýfa tabi tutulur.

Eðer kadýn kendisine hizmet edilecek durumda ise hizmetçisinin nafa­kasý da verilir. Eðer koca nafaka veremiyecek durumda ise, karýsý nikahý feshedebilir. Cinsi temasta bulunmadýðý karýsýnýn mehrini veremeyecek duruma düþerse, yine kadýn nikahýný feshedebilir.

Kadýnýn nafakasý kocasý üzerine vaciptir. Burdaki nafakadan maksat kadýn zengin bile olsa ona yemek, ev, hizmet ve tedavi gibi ihtiyaç duy­duðu þeyleri temin etmektir.

Nafaka; kitap, sünnet ve icma-ý ümmet ile sabittir. Kitaptan delil Kuran-ý Kerim´in þu ayet-i kelimesidir:

"Boþadýðýnýz, fakat iddeti dolmamýþ kadýnlarý gücünüz nisbetinde ken­di oturduðunuz yerde oturtun. Onlarý sýkýntýya sokmak için zarar yerme­ye kalkýþmayýn. Eðer hamile iseler doðurmalarýna kadar nafakalarýný ve­rin" (Talak: 65/6)

Nafaka´nýn sünnetteki deliline gelince, Resulullah (s.a.v.) Veda Hacc´ýnda þöyle buyurmuþtur:

"Allah´ýn sözleriyle onlarý kendinize helal kýlmýþsýnýz. Kadýnlar hak­kýnda Allah´tan korkun. Arzu etmediðiniz kiþileri evlerinize almamalarý sizin onlar üzerinde olan hakkýnýzdýr. Bunu yaparlarsa hafifçe onlarý dö­vebilirsiniz. Onlarýn da sizin üzerinizde uygun ve makul bir þekilde nafa­ka ve giyim haklarý vardýr." [6]

Muaviye El Kuþeyri´den rivayet olduðuna göre bir zat Resullullah (s.a.v.)´a þöyle sordu:

-Ya Resulallah hanýmlarýmýzýn üzerimizde hakký nedir?

Resulullah (s.a.v.):

´´Yediðinden ona yedirmen, giydiðinden ona giydir­men, yüzüne vurmaktan sakýnman, onu kötülememen ve gerekirse ancak onu evinde tutmandýr" [7] buyurdu.

Kocanýn, karýsýnýn nafakasýný temin etmesi gerekir. Bu nafaka, kocasý üzerine vaciptir.

Koca üzerine vacip olan nafakanýn ölçüsü þudur:

Koca zengin ise, örf-adete göre memleketteki zenginlerin yiyecek ve giyeceklerinden,

Koca orta halli ise, ayný þekilde orta hallilerin yiyecek ve giyeceklerin­den,

Koca fakir ise, fakirlerin yiyecek ve giyeceklerinden karþýlamasý va­ciptir. Ebu Kureyre (r.a) þöyle rivayet eder: Hz. Peygamber, hanýmýnýn na­fakasýný karþýlamayan kiþinin hanýmýndan ayrýlmasýný buyurmuþtur."[8]

[1] Ebu Davud, 3528; Tirmizi, 1358.

[2] Kitabul fikh Ala Mezahibil Erbaâ , 6/452.

[3] Müslim, 1662.

[4] Müslim, 1661.

[5] Buhari, 3295; Müslim, 2242.

Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 486-487.

[6] Müslim, 1218.

[7] Ebu Davud, 2144.

[8] Darekutni, 3/297.

Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 488-489.

HEDANE

Koca karýsýný boþadýðý zaman kendisinden çocuðu varsa yedi yaþýna kadar bakýmý anasýna düþer. Yedi yaþýndan sonra çocuk anne-babasýndan hangisini seçerse muhayyerdir ve ona teslim edilir.

Çocuðun bakýmýný üzerine alan kadýnda yedi þart aranýr.

Þartlar þunlardýr:

1- Akýllý olmak.

2- Hür olmak.

3- Dindar olmak.

4- Ýffetli olmak.

5- Güvenilir olmak.

6- Doðru olmak.

7- Baþka bir kocayla evlenmemiþ olmak.

Bu þartlardan biri eksik olursa hedane sakýt olur.

Hedane; küçük çocuk veya büyük olup deli olan ve yalnýz baþýna iþle­ri yürütmekten âciz olana bakarak, yararýna olan þeyleri yapmak ve zarar­lý olan þeyleri ondan defetmek için onunla ilgilenme iþidir.

Koca ile karýsý arasýnda bir ayrýlýk söz konusu olduðu zaman ortada ka­lan çocuðun zulüm ve yýkýmla karþý karþýya kalmamasý için hedane meþ­ru kýlýnmýþtýr.

Ýslam fýkhýnda, çocuðun bakýmýyla ilgili anlaþmazlýklarý ve çocuðun periþanlýðýna meydan verilmemesi için bir takým kurallar öngörülmüþtür. Bu kurallar dahilinde çocuðun bakým , terbiye ve meþguliyetini alabilecek kiþiler belirtilmiþ ve bunlarýn bu konudaki vazifelerine açýklýk getirilmiþ­tir.

Erkek karýsýný boþar, boþanan bu kadýn ile kocasýndan yedi yaþýna ula­þamayan kýz ve erkek çocuðu varsa bakýmýnýn annesine verilmesi babaya verilmesinden daha uygundur. Çünkü anne bakým zorluklarýna karþý daha fazla sabýrlý ve þefkat sahibidir.

Hedanenin için delil.

Peygamber (s.a.v.)´e bir kadýn gelir ve þöyle der:

-Ya Rasulallah! Bu çocuðumu karnýmda taþýdým, sütümü verdim, ku­caðýmda yetiþtirdim, Fakat babasý beni boþadý ve þimdi de onu benden al­mak istiyor, bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) þöyle buyurur:

"Baþka koca ile evleninceye kadar, çocuðuna kocandan daha da hak sahihisin. " [1]

Hedanet konusu olan çocuðun annesi vefat eder; veya çocuðun baký­mýný almak istemiyorsa o zaman çocuk anne annesine verilir. Sonra burdan da sorun çýkarsa sýrasý ile baba anneye, kýzkardeþine, teyzesine, hala­sýna verilir. Çünkü çocuðun bakýmý kadýn iþidir. Kadýn fýtratý çocuðun ba­kýmýna daha da elveriþlidir. Tabii ki bu arada oluþan masraf ve ücretler çocuðun asýl velisi olan babasýna aittir.

Yukarýda sýraladýðýmýz kadýnlardan hiç biri yoksa o zaman çocuðun ba­kýmý babasýna düþer, babadan sonra babababasý olan dedeye, kardeþine, amcasýna ve amca oðluna düþer.

Hedanet (çocuðun bakýmý) yedi yaþýna kadar devam eder.

Yedi yaþ ile kötüyü birbirinden ayýrt edebilme çaðý olan temyiz çaðý­dýr. Bu çaðda artýk çocuk tuvalete gidebilme, abdest alabilme ve buna benzer iyi iþleri yapabilme çaðýna gelmiþ olur. Bu çaða gelince hedanet zamaný biter. Artýk çocuk bu çaðda anne ve babasýndan hangisini isterse onun yanýnda kalýr.

Ebu Hureyre (r.a.) þöyle rivayet eder: "Rasulullah reþit olan (temyiz caðýnda olan) bir erkek çocuðunu babasý ile annesi arasýnda serbest býraktý.." [2]

Çocuk, yedi yaþýna kadar annesinin yanýnda kalmasý zorunlu, yedi ya­þýndan sonra ise anne ve babasýndan hangisini dilerse onun yanýnda ka­lýr.

Çocuðun bakým ve gözetimini üstlenecek kiþide bulunmasý gereken þartlar:

1- Akýllý olmak. Çocuða yakýnlýk derecesi ne olursa olsun erkek veya kadýndan normal akla sahip olmayan ya da aklý gidip gelen kiþiye hedane (çocuðun bakým ve gözetimi) hakký verilmez. Çünkü hedane bir nevi velayet demektir. Deli veya normal aklýný yitiren kimse velayet hakkýna sahip deðildir.

2- Hür olmak. Hedane görevini üstlenen kiþinin hür olmasý gerekir. Zira köle velayet ve serbestlik hakkýna sahip olmadýðý için çocuðun bakým ve gözetiminde yeterli görevini yapamaz.

3- Müslüman olmak. Müslüman çocuðunu kafir birinin himayesine ver­mek doðru deðildir. Çünkü çeþitli vesilelerle çocuðu dinden uzaklaþtýrabilir. Ama kafirin çocuðu müslümanýn himasesine verilebilir.

4- Ýffetli, emin (güvenilir) ve doðru olmasý. Çocuðun bakýmýný üstlenecek kiþide bu üç sýfatýn bulunmasý da gerekir. Zira fasýk, emin olunmayan ve davranýþlarýnda doðru olmayan kimseye çocuðun hedanet görevinin verilmesi baþka sorunlarý doðurabilir.

5- Annenin baþka bir koca ile evlenmemiþ olmasý gerekir. Anne bir baþka koca ile evlendiðinde hedanet hakký düþer. Yeni kocasý çocuðun bakýmýný üstlense bile hüküm deðiþmez. Ebu Davud´un yukarýdaki hadisinde Hazreti Peygamber´in bir çocuðun annesine;

"Evlenmediðin sürece çocuðun bakým ve gözetim hakký sana aittir." buyurmasý bunun için delildir. [3]

[1] Ebu Davud, 2276.

[2] Tirmizi, 1357.

[3] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 490-492.


radyobeyan