Delilli Þafi Ýlmihali
Pages: 1
Nikah By: rabia Date: 11 Mart 2010, 10:25:53
Nikah

Yüce Allah, yarattýðý insanoðlunun fýtri yapýsýyla ilgilenmiþ ve erkek kadýn birleþmesinin baþý boþ býrakýlmasýný uygun görmeyerek bir kontrol içerisinde olmasý gerektiðini bildirmiþtir. Ayrýca erkek ile kadýnýn birleþ­mesi Allah´ýn tayin etmiþ olduðu ölçüler dahilinde olmasý halinde Yüce Allah bu­nu hayýrlý bir birleþme saymýþtýr.

Enes bin Malik (r.a) þöyle rivayet etmiþtir: Hz. Peygamberin ashabýn­dan bir gurup, peygamberin zevcelerinden, onun özel amel ve ibadetleri­ni sordu. Kendilerine Hazreti peygamberin amel ve ibadetleri haber veri­lince, sahabilerden biri, "Ben kadýnlarla evlenmem" , bir diðeri, "Ben hiçbir döþek üzerinde yatmam"... dediler. Bu durumu öðrenen Peygambe­rimiz Allah´a hamd ve sena ettikten sonra þöyle buyurdu:

"Bazý kimseleriniz þöyle þöyle demiþlerdir, bu sözleriyle ne demek isti­yorlar. Ben nafile namaz da kýlarým, gecenin bir kýsmýnda uyku ile uyu­rum. Nafile oruç tutarým, bazen tutmayýp oruçsuz da olurum, Kadýnlarla da evlenirim. Ýþte benim sünnettim budur. Kim benim sünnetimden yüz çe­virirse, o benden deðildir." [1]

Allah´u Teala bu konuda þöyle buyurur:

"Ýbret alasýnýz diye her þeyi çift yarattýk" (Zariyat: 51/49)

"Ey insanlar! doðrusu biz sizi bir erkek ile bir diþiden yarat­týk." (Hucurat: 49/13)

"Ey insanlar, sizi bir tek nefiste yaratan ondan eþini var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kadýn meydana getiren Rabbýnýza hürmetsiz­likten sakýnýnýz" (Nisa: 4/1)

Ýnsanoðlu hayatýnýn diðer evrelerini düzene sokmasý gerektiði gibi üre­me olayý için de bazý düzenlemelere girmesi gereken nikah usulü, erkekle kadýný meþru bir zemine oturtarak ailenin temeli atýlmýþ olur. Bu nikah, Peygamberimiz (s.a.v.)´e peygamberlik gelmeden Suudi Arabistan´daki o cahiliye toplumunda da var idi. Ama tuhaf olabilecek þartlardaydý.

Peygamberimiz (s.a.v.)´in kendisine gelen vahy hükmüne dayanarak kaldýrmýþ olduðu cahiliye nikahlarýndan bazýlarý þunlardýr:

1- Ýstibda Nikahý. Kadýnýn kocasý, hanýmý hayýzdan temizlendiðinde ona "Falancaya git, ondan döl al" der ve hamileliði belli oluncaya kadar ondan uzaklaþýr. Hamileliði belli olunca isterse hanýmýna yaklaþýrdý. Bu­nu iyi bir çocuða sahip olabilmek için yapardý. Bu nikaha Ýstibda nikahý denilirdi.

2- Bedel Nikahý. Kiþi, bir baþkasýna "Benim için hanýmýma yaklaþ, ben de senin için hanýmýna yaklaþayým" diyordu.

3- Bu cahiliyye nikahlarýndan bir tanesi de, on kiþiden az bir toplulu­ðun kadýnýn yanýna gelerek ona yaklaþmalarý þeklindedir. Kadýn hamile olup, çocuk doðurunca aradan bir kaç gün geçtikten sonra adamlara haber gönderir, hiç biri gelmemezlik yapamazdý. Nihayet hepsi kadýnýn yanýna toplanýrlar ve kadýn onlara þöyle der:

"Ne iþ yaptýðýnýzý biliyorsunuz, iþte ben doðurdum." Adamlarýn içinden istediðinin adýný vererek:

"Ey falanca, bu doðan çocuk senindir." der ve çocuðu kendisine teslim ederdi. O da bu çocuðu kabul etmek zorunda kalýrdý.

4- Cahiliye nikahlarýndan baþka bir nikah þekli. Bir çok erkek toplanýr bunlar hepsi bir kadýna yaklaþýrlar. Kadýn kendisine gelenlere mani ol­mazdý. Bu kadýnlar fahiþe olduklarý bilinsin diye kapýlarýnýn üzerine bay­raklar asarlardý. Bu kötü iþi yapmak isteyen bayraklarý görüp içeri girerdi. Bu kadýn hamile olunca çocuðunu doðurduktan sonra kendisiyle iliþki ku­ran erkekler toplanýr. Çocuðun kime benzediðine hükmederek alýp ona verirlerdi. O da bu çocuðu kabul etmemezlik edemezdi. Peygamberimiz (s.a.v.) Peygamber olduktan sonra, bu cahiliyye adetlerini kaldýrdý. Bu­günkü nikah þeklini Kur´an-ý Kerim´deki emirlere göre uyguladý.

Ýslamýn uygun gördüðü nikah þekli, iki þahit huzurunda icap ve kabul rükünlerinin yerine getirilmesinden baþka birþey deðildir. [2]

[1] Müslim, 1401.

[2] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 421-422.

Ýslamda Evlenmeye Teþvik

Ýslam dini, çeþitli sebeplerden dolayý evlenmeyi teþvik etmiþtir. Farz etmemekle beraber evliliðin önemini bildirerek gerek Peygamberimiz (s.a.v.) ve gerekse diðer Peygamberlerin sünneti olduðunu bildirerek Ku-ran-ý Kerim de yüce Allah´ýn þu ayet-i kerimeleri ile dile getirmiþtir:

"And olsun ki, senden önce nice resuller gönderdik onlara eþler ve ço­cuklar verdik." (Ra´d: 13/38)

Peygamberimiz (s.a.v.)´in þöyle buyurur:

"Dört þey resullerin sünnetlerindendir. Kýna kullanmak, güzel koku sürünmek misvak kullanmak ve bir de evlenmek." [1]

Ýnsanoðlu bazý durumlarda evliliði kabul etmekte tereddüte düþer ve evliliðe art görevlerin aðýrlýðýndan korktuðundan dolayý yüz çevirir.

Dinimiz bu kiþinin bu bakýþýný evliliðin zenginlik gibi bir vasýta olaca­ðý noktasýna çevirir, fakirliðe iten sebeplerin üstesinden gelecek bir kud­rete kendisini malik kýlacaðýný haber vererek þu ayet-i kerimeyi ileri sü­rer.

"Ýçinizden bekârlarý, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi olanlarý evlendirin. Eðer yoksul iseler Allah onlarý lütfü ile zenginleþtirir. Allah lütfü bol olandýr, bilendir." (Nur: 24/32)

Kiþi evlendiði zaman Peygamberimiz (s.a.v.)´in bu hadisi þeriflerine göre amel etmesiyle mutlu olur:

"Güzelliði için kadýnlarla evlenmeyiniz, umulur ki güzellikleri onlarý uçuruma yuvarlar. Mallarý için de kadýnlar­la evlenmeyiniz, umulur ki, mallarý onlarý azdýrýr. Ancak dini için kadýn­larla evleniniz. Aðzý burnu düzensiz, dindar bir cariye, diðerlerinden da­ha efdaldir.",

" Kadýnlarýn en hayýrlýsý baktýðýn zaman seni sevince boðan, emretti­ðin zaman sana itaat eden, üzerine yemin ettiðin zaman yüzünü ak çýka­ran, kendisinden uzakta olduðun zaman nefsi ve malýn hakkýnda seni ko­ruyandýr´[2]

"Kadýn 4 þey için nikahlanýr. Güzelliði, malý, soyu ve dindarlýðý. Sen dindar olaný seç" [3]

Zira güzellik, mal ve soy sahibi olan kadýn devamlý kocasýna karþý övünür, onu zor durumda býrakabilir. Onun için kiþi dindar ve saliha olan bir kadýnla evlendiði zaman daha rahat etmesi muhtemeldir. [4]

[1] Tirmizi, 1080.

[2] Nesai.

[3] Buhari, 4802.

[4] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 423-424.

Kadýnda Bulunmasý Gereken Meziyetler

- Ahlaký düzgün.

- Sinirsel yönden uyumlu.

- Cinsel sapmalardan uzak.

- Tanýnmýþ iyi bir çevreye sahip olan meziyetlerdir.

Böyle bir kadýn çocuklarýna karþý þefkatli, kocasýnýn hakkýna riayetkar olur.

Kadýnlar için, iyi bir koca seçimi de gereklidir.

Kýzýn velisi, kýzýný ancak dindar, ahlaklý, þerefli, aðýrbaþlý ve yaþ, ge­çim itibarý ve sosyal konularda kendileriyle eþit olabilecek durumda olan kiþi ile evlendirir.

Kadýn ve kýz çocuklarý haklarýnda dikkatli davranmak çok önemlidir. Çünkü onlar nikah konusunda naziktirler. Kiþi kýzýný zalim, fasýk, bid´at ehli, içki içen, dinine karþý suç iþlemiþ kötü bir iþle uðraþan kimseye kýzý­nýzý vermemelidir. (Ýhya-ý Ulumud´din) [1]

[1] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 424.

Evlilik Çeþitleri

Ýslam dini evliliði bir çok hikmete binaen meþru kýlmýþtýr. Zina ve fuhuþa sebep olan fiillerden korunmasý, aile sevgisi ve saadetinin kurulup neslin devam etmesi için toplumda temiz bir hayatýn yaþanabilmesi içir evlilik müessesesine önem vermiþtir. Bu nedenle evliliðin insanýn bulun­duðu hallere göre bazý hükümleri vardýr. Bu hükümler þunlardýr:

Sünnet olan evlilik: Cinsel iliþki ihtiyacý duyan ve evlenmenin masraflarýný ve nafakayý temin edebilecek güce sahip olanlar için evlilik sünnettir. Ama bu þartlara sahip olup zina ve fuhþa girme tehlikesi varsa o takdirde o kiþinin evlenmesi vaciptir.

Mekruh olan evlilik: Cinsel iliþki ihtiyacý olup evlilik masrafýný ve nafakayý karþýlama gücüne sahip olmayan kiþinin evlenmesi mekruhtur.

Terkedilmesi efdal olan evlilik: Nafaka ve masrafýný temin edebilece durumda olup ama kendini ibadet ve ilim tahsiline vermesi ile birlikte evlenme iþtiyaký olmayan bir kimsenin evlenmemesi daha faziletlidir. [1]

[1] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 424.

Nikah Ve Onunla Ýlgili Hükümler

Nikah, ihtiyacý olan kimseler için sünnettir.

Hür bir erkeðin dört tane hür kadýna kadar bir nikah altýnda bulundur­masý caizdir.

Köle olan bir kiþi bir arada ancak iki kadýný kendi nikahý altýnda bulun­durabilir.

Hür kiþi bir cariyeyi ancak iki þartla nikahý altýna alabilir:

1. Hür bir kadýnýn mehrini verebilecek güçte olmamasý.

2. Harama girme korkusunun bulunmasý.

Evlilik, Cenab-ý Allah´ýn bütün yaratýlmýþlarýný içine alacak þekilde ge­nel bir nizam olup insanlar, bitkiler ve hayvanlar alemi de bunun içinde­dir.

Ýnsanlar, bitkiler ve hayvanlarýn devamýnýn saðlanmasý için üreme du­rumunda olmalarý gerekir. Yarattýðý kainatýn herþeyinden haberi olan yüce Allah bu üreme için de bazý sýnýrlamalarý getirmiþtir. Çünkü insanoðlu akýl dediðimiz müsbet bir olgu ve insani diyebileceðimiz müsbetlerle do­natýlmýþtýr.

Bir erkek, gerek görürse dört tane kadýna kadar bir arada bulundurma yoluyla evlenebilir. Yüce Allah þöyle buyurmuþtur:

"Beðendiðiniz kadýnlardan iki üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz, hak­sýzlýk yapmaktan korkar sanýz bir tane alýn." (Nisa: 4/3)

Ayeti Kerime´nin açýk hükmünden de anlaþýlacaðý gibi adalet ve hakký koruyabilme imkaný olursa ancak evlenilecek kadýn sayýsý dörde kadar çýkabilir. Fakat gerekli haklarý verilemez ve adaletle onlara muamele ya­pýlamazsa en uygunu bir tanedir..

Cariyelerle de ancak evlenmeye gücü yetmeyenler ve harama girme korkusu olan evlenebilir. Çünkü evliliðin sýhhati ancak bu þekilde ger­çekleþebilir.

Delili. Yüce Allah Kuran-ý Kerim´de þöyle buyurur:

"Ýçinizden imanlý hür kadýnlarla evlenmeye gücü yetmeyen kimse elle­riniz altýnda bulanan imanlý genç kýzlarýnýz (sayýlan) cariyelerinizden al­sýn (onlarla evlensin). Bu (cariyelerle evlenmeniz izni) içinizde günaha düþmekten korkanlar içindir." (Nisa: 4/25)

Evlenmek, peygamberimizin ve diðer peygamberlerin sünnetidir. Ebu Eyüp el Ensari (r.a) peygamberimizin þöyle buyurduðunu rivayet eder:

"Dört þey peygamberlerin sünnetlerindendir: Haya, güzel koku, mis­vak ve evlenmek" [1] Baþka bir hadislerinde peygamberimiz (s.a.v) þöyle buyurmuþtur:

"Ey gençler topluluðu sizden evlenmeye gücü yeten evlen­sin. Zira evlenmek gözleri haramdan daha çok korur, iffetsizlikten daha da çok muhafaza eder. Evlenmeye gücü yetmeyen oruç tutsun, çünkü oruç þehvet kýrýcýdýr." [2]

Ebu Hureyre (r.a)´dan rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v) þöyle bu­yurmuþtur:

"Dinini ve ahlakýný beðendiðiniz bir kiþi, sizin ailenizden (uy­gun) bir kadýna talip olursa onlarý evlendirin. Þayet öyle yapmazsanýz: yeryüzünde fitne ve fesad olur." [3]

[1] Tirmizi, 1080.

[2] Buhari, 4779; Müslim, 1400.

[3] Tirmizi, 10.

Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 425-426.

Erkeðin Kadýna Bakmasý

Erkek kadýna yedi þekilde bakar.

1. Mahrem olmayan yabancý bir kadýna hiç bir ihtiyaç yokken bakmak. Bu þekilde bakmak caiz deðildir.

2. Nikahý altýndaki karýsýna ve cariyesinin avret mahalli dýþýnda kalan her yerine bakmak caizdir.

3. Mahremlerine ve evli olan cariyesine bakmasý da caizdir. Bu bakýl­masý caiz olan yer de göbek ile diz kapaðýnýn dýþýnda kalan bölge

-Ýhtiyaç duyulmadan yabancý bir kadýna bakmak ve dokunmak haram­dýr. Çünkü yüce Allah Kuran-ý Kerim´de þöyle buyurmuþtur:

"Mü´min erkeklere söyle gözlerini ve ýrzlarýný haramdan korusunlar. Çünkü bu kendileri için daha temiz bir davranýþtýr." (Nur: 24/30)

-Kiþinin nikahý altýndaki karýsýnýn ve cariyesinin avret yeri dýþýnda her yerine bakmasý caizdir. Ancak ihtiyaç olmadan avret mahalline bakmak mekruhtur. Çünkü edebe aykýrýdýr.

Hazreti Aiþe (r.anha) þöyle rivayet eder: "Ne ben peygamberin avret mahallini ve ne de o benim avret mahallimi görmüþtür"

-Mahremleri ve evli olan cariyelerinin göbek ile diz kapaðý arasý hariç baþka yerlerine bakmasý caizdir. Peygamberimiz (s.a.v) bir rivayete göre þöyle buyurmuþtur:

"Sizden her kim elinin altýndaki köle ve cariyeleri ev­lendiðinde onlarýn avret yerlerine bakmasýn." Diðer bir rivayette, "Gö­bek ile diz arasý kýsmýna bakmasýn." [1]

4. Nikahlamak için kadýnýn yüz ve ellerine bakýlmasý caizdir.

5. Ýlaçlamak için her kadýnýn gerekli yerine bakýlabilir. Ýlaçlanýr ve te­davisi yapýlýr.

6. Þahitlik vermek ve alýþ-veriþ için her kadýnýn sadece yüzüne bakýlýr.

7. Satýn alýnacak olan cariyenin gereken her yerine bakýlmasý caizdir.

-Nikahlanmak için kadýnýn yüz ve ellerine bakýlabilir. Erkek evlen­mek istediði zaman kadýnýn yüz ve ellerine bakabilir. Bu uzuvlanrý dýþýn­da baþka yerine bakmasý caiz deðildir. Bu kadýnla kol kola gezmesi, to­kalaþmasý, tenhalarda bir araya gelmesi hiç bir zaman caiz deðildir.

Ebu Hureyre (r.a) þöyle rivayet etmiþtir:

Ben Hz. Peygamberin yanýnda idim. O sýralarda bir kiþi geldi ve ensardan bir kadýnla evlenmek istediðini Peygambere haber verdi. Rasulullah (s.a.v) O´na,

"O kadýný gördün mü?" diye sorunca O zat:

-Hayýr, bakmadým, dedi. Rasulullah:

"Öyleyse git ve o kadýný gör, çünkü ensarýn gözlerinde bir þey vardýr." [2] buyurdu.

Bir kadýna talib olan Muðiyre bin Þube´ye Hz. Peygamber þöyle bu­yurdu:

"O kadýný gör, çünkü görmek aranýzdaki evliliðin baþarýlý olmasý­ný daha da iyi saðlar." [3]

-Ýlaçlamak ve tedavi amacýyla kadýnýn gerekli yerine bakýlabilir.

Cabir bin Abdullah (i.a)´ýn rivayet ettiðine göre: Ümmü Seleme Hz. Peygamberden, kan aldýrmak için izin istemiþ ve Peygamber de Ebu Taybe´ye O´na hacamat yapmasý için emir vermiþtir." [4]

-Þahitlik ve alýþ-veriþ için her kadýnýn yüzüne bakýlabilir. Çünkü leh ve aleyhte þahitlik gerekebilir. Alýþ-veriþ için de bir sorun çýkabilir. Burda da lüzum kadarýyla bakýlabilir.

-Satýn alýnacak cariyenin de ancak diz ile göbek arasýndaki bölgenin dýþýna bakýlabilir. Cariye özgürlüðü kýsýtlanmýþ kadýn köledir. Bu kadýn kölelere islamýn bakýþý elbette müsbet yöndedir. Genel itibarla cariye, hizmet eðiliminde olduðu için islam ona da bir kadýn gözüyle bakmýþ, satýn alýnmasý durumunda avret yerleri olan diz ve göbek arasý bölgesi için hassasiyet göstermiþtir.

Bu konuyu maddeleriyle karþýlaþtýrarak biraz daha detaylý bir þekilde açýklayalým:

1. Herhangi bir ihtiyaç yokken yabancý bir kadýna bakmak caiz deðil­dir. Bakan kiþinin-ihtiyar olmasý veya cima edemeyecek durumda olmasý da herhangi bir fark teþkil etmez.

2. Cinsel birleþme durumunda dahi nikahý altýndaki hanýmý veya cari­yesinin kadýnlýk organýna bakmasý kerahetle beraber caizdir.

Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadisi þeriflerinde þöyle buyururlar:

"Çýplaklýktan korunmanýzý öðütlerim. Çünkü yanýnýzda ancak tuvalete girdiðiniz ve bir de cinsi temasta bulunduðunuz zaman sizden ayrýlan amellerinizi tesbitle vazifeli gözcü ve koruyucu melekler vardýr. Onlara saygýlý olunuz, haya ediniz ve çýplaklýktan sakýnýnýz."

"Sizden biriniz yýkandýðý zaman, açýkta yýkanmasýn bir þeyle örtünsün " "Sizden biriniz hanýmýyla cinsi münasebette bulunduðu zaman korun­sun (avret yerlerini kapatarak muhafaza etsin). Merkepler gibi her tarafý açýkta olmasýn. Zira melekler avret mahalleri açýk olan insandan yüz çe­virirler." [5]

3. Burda her ne kadar diz ile göbek arasý dýþýndaki yere bakmasý için cevaz veriliyorsa da þuurlu bir Müslüman bunu ancak bazý zaruretler neti­cesi olarak bakabileceðini anlamalýdýr.

Bir Müslüman´ýn kendi nikahlýsý olan eþinin avret mahalline bakmasý için bazý mekruh sayýlacak sýnýrlar getirilmiþ olduðunu biliyorsa bunun dýþýnda ablasý, annesi, halasý veya mahremi sayýlan birisi için bakýþ duru­munu kendisi düþünmelidir.

4. Nikahlanmak için bir kadýnýn ancak dýþ görünüþüne bakýlabilir. Kendisine haram olduðu için baþka herhangi bir yerine bununla evleni­yorum diye bakamaz. Ancak eksiklik sayýlacak bazý kusurlarý olabiliyorsa bunlar ancak velisiyle veya diðer yakýnlarýyla konuþarak bilgi alýnabilir.

5. Ýslam, haya ve avret konusunu derinden ele aldýðý gibi, sýhhat ve hastalýk durumunu da hiç bir zaman gözardý etmemiþtir.

Bir kadýnýn avret yeri de olsa dahi, hastalýk veya tedavi için bakýlmasý gerekiyorsa uzman bir doktor veya hekime o hastalýk tedavi ettirilebilir. Yalnýz þuurlu bir müslümanýn burda takip etmesi gereken bir durum var­dýr. O da varsa önce kadýn doktoru, yoksa güvenilir uygun bir doktora bu çeþit hastalýklar tedavi ettirilmelidir.

Ýslamda bütün ameller niyetlere göre deðerlendirildiðine göre kiþinin hanýmýný veya hanýmýn kendisi ise doktora ne amaçla gittiðini kendileri iyi bilir.

Bu ve buna benzer her konuda Peygamberimiz (s.a.v.):

"Ameller niyetlere göre deðerlendirilir" buyurmuþtur.

Allahu Teala herhangi bir iþte bize zorluk dilemediði gibi burda da zorluk dilemez. Hasta olan bir kadýn elbette gerekeceði þekilde tedavi edilmelidir.

6. Þahitliðe dinimiz büyük önem vermiþtir. Alýþ-veriþ olur veya baþka herhangi bir konuda kadýn da þahit gösterilebileceði için böyle bir durum­da sýrf tanýnabilsin diye kadýnýn yüzüne bakýlabilir.

7. Böyle bir durum günümüzde olmamakla beraber, biraz açýklayalým:

Ýslam dini hiç bir zaman kölelik ve cariyeliði tasvib etmemiþtir. Zira onun (Ýslam´ýn) kökeninde "Ýnananlar kardeþtir" mefhumu yatýyor. Ýslam; zekat, sadaka ve buna benzer çeþitli sosyal kurumlarla zengin ile fakir arasýndaki mesafeyi daraltmýþtýr.

Ýslam gelmeden önce kýz çocuklarýnýn bir kýsmý satýlýyor, bir kýsmý öl­dürülüyor ve bir kýsmý da diri diri topraða gömülüyordu. Ýslamýn geliþi ile bu sorunlar kökten halledildi. Ama kimisinin elinde eskiden kalma parasý ile aldýðý köle ve cariyeleri var idi.

Dinimiz çeþitli müeyyideleri ile bunlarý da eritti, tarih buna þahittir. Mesela kim Ramazan ayýnda oruçlu iken hanýmý ile cinsi münasebette bu­lunmuþsa bir ceza verecek. Bu ceza sýrasý ile güç yetiyorsa köle azat ede­cek... Veya daha deðiþik suçlar iþlenmiþse köle azat etsin, gibi müeyyide­lerle bu iþin önüne geçildi ise de kimileri elindeki cariyeleri býrakmýyor­du. Dinimiz onlara iyi muamele edilmesi için telkinlerde bulunmuþ, bu telkinler de son derece faydalý olmuþtur.

Bununla birlikte halen elde cariye kalmýþsa bu cariyelerin insani ve Ýslami ölçüler içerisinde biri, baþka birisine satýyorsa alacak kiþi haya ve namus timsaline uygun olarak bunun gerekli yerlerine bakarak alabilir.

Evet, haya ve namus timsali diyorum. Yoksa Ýslam´a göre hiç bir za­man kimse cariyesi ile gayri meþru iliþki ve hakaretlerde bulunamaz. An­cak cinsi iliþkide bulunduðu zaman o cariye onun hanýmý olur. Artýk o ca­riyenin satýlmasý düþünülemez. Doðacak çocuklar da hür olur. Ýleride bu konu tafsilatlý olarak açýklanacaktýr. [6]

[1] Ebu Davud, 4113.

[2] Müslim, 1424

[3] Tirmizi 1087; Ýbni Mace, 1865.

[4] Müslim, 2206.

[5] Ýbni Mace 1920; Tac:2/908, Kurtubi 17/248.

[6] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 427-431.

Nikahýn Rükünleri

Kadýnýn velisi ve adaletli iki þahidin bulunmasýyla ancak nikah akdi sahih olur.

Veli ve þahitlikte altý þart aranýr:

1. Müslüman olmak.

2. Balið (ergenlik çaðýna girmiþ) olmak.

3. Akýllý olmak.

4. Hür olmak.

5. Erkek olmak.

6. Adalet sahibi olmak. Zýmmi birini nikahlamak için velisinin adil ol­masý þart koþulmaz. Cariyenin nikahý için de seyyidinin adil olmasý þart koþulmaz.

Nikah için kadýnýn velileri sýrasýyla þunlardýr:

1. Baba.

2. Babanýn babasý (dede).

3. Ana-Baba bir erkek kardeþ.

4. Baba bir erkek kardeþ.

5. Anne-Baba bir kardeþ oðlu.

6. Baba bir kardeþ oðlu.

7. Amca.

8. Amca oðlu ve bu tertip üzere devam edilir.

Eðer kadýnýn asabesi bulunmazsa onu azat eden efendisi, sonra efendi­sinin asabeleri, sonra hakim onun nikah velisidir.

Ýddeti bitmemiþ bir kadýna evlenme teklifi yapmak caiz deðildir. Müd­deti bittikten sonra evlenme teklifi yapmak ve nikahlamak caizdir.

Nikah bakýmýndan kadýnlar iki kýsýmdýr:

1. Dul kadýn.

2. Bakire kýz.

Bakire kýzýn izni olmazsa bile babasý veya dedesi tarafýndan cebren ni­kahý kýyýlabilir. Dul kadýn ise kendi izni olmadan nikahýnýn kýyýlmasý caiz deðildir.

Nikâhýn beþ rüknü vardýr

1) Koca: Kocada aranacak þartlar þunlardýr:

a) Nikahlayacaðý kadýn müslüman ise, kendisinin de müslüman olma­sý. Erke kâfir, kadýn müslüman ise nikâh batýldýr. Yüce Allah; müslüman kadýnlarýn kâfir erkeklere nikahlanmasýnýn helal olmadýðýný þu ayeti kerimede bildiriyor:

"... bunlar onlara helal deðildir..." (Mümtehine: 60/10)

b) Ýhramlý olmamasý. Hac veya umre için ihramda olmamasý gerekir.

c) Muhtar (serbest) olmasý: Zor kullanmak suretiyle bir erkeði evlen­dirmek sahih deðildir. Onun için kendi ihtiyarý (isteði) ile olmasý gerekir.

d) Belli olmasý: Onun için, bir kadýný; "Ýki erkekten birine" þeklinde nikahlamak batýldýr.

e) Erkeðin, evleneceði kadýnýn ismini, nesebini veya þahsýný bilmesi. Nikahlayacaðý kadýn hakkýnda hiç bir bilgisi olmayan kimsenin nikahý ise sahih olmaz..

f) Erkek oluþunun kesin olmasý.

Erkekliði belli olmayan hünsanýn (kendisinde her iki cinsel uzvu mev­cut olan) nikahý batýldýr.

2) Kadýn: Evlenecek kadýnda aranan þartlar þunlardýr:

a) Ýhramlý olmamasý. Evlenecek kadýnýn ihramda olmamasý gerekir.

b) Belli olmasý. Ýki kadýndan birinin diyerek nikah kýymak batýldýr.

c) Baþkasýnýn nikahý altýnda bulunmamasý ve iddet müddeti içerisinde olmamasý. Kocasýndan boþanmýþ veya kocasý Ölmüþ kadýnýn iddet süresi­nin bitmesi gerekir. Ýddet süresi ilende ayrýca açýklanacaktýr.

d) Kadýn oluþunun kesin olmasý. Hünsa evlendikten sonra kadýn oldu­ðu ortaya çýksa bile nikahý batýldýr.

3) Veli: Evlenecek bekar kýzýn velisinin izni olmasý þarttýr. Ýmmam Þafii´nin görüþüne göre kýzýn geleceðini kýzýn velisi ondan daha iyi göre­bilir. Bu nedenle yeni evlenecek kýzýn nikahýný ancak velisi kýyabilir.

Delili. Hz. Aiþe (r.anha)´dan rivayet edildiðine göre, Resulullah (s.a.v.) üç defa

"Hangi kadýn velilerin izni olmadan evlenirse onun nikahý batýl­dýr, velisi olmayanýn velisi, sultandýr" [1] buyurdu.

Velide aranan þartlar:

a) Muhtar olmasý. Zorlanan kiþinin veliliði batýldýr. Yani veli, kendi is­teðiyle yetkisini kullanacaktýr.

b) Balið olmasý. Çocuðun veli olmasý sahih deðildir. Kendi iþinde ka­rar sahibi olmayan, baþkasýna veli olamaz. Bu nedenle veli olabilmek için ergenlik çaðýnda olmak gerekir.

c) Akýllý olmasý. Zihni melekeleri bozulmuþ bunalmýþ kiþinin ve deli­nin velayeti kabul olunmaz.

d) Hür olmasý. Kölenin velayeti caiz deðildir.

e) Erkek oluþunun kesin olmasý. Hünsanýn veli olmasý sahih deðildir. Kadýn da, ne kendisine ve ne de baþkasýna veli olabilir. Þayet kadýn kendisini veya baþkasýný evlendirecek olursa, ister velisinin iznini almýþ olsun, ister almamýþ olsun akid batýldýr.

f) Müslüman bir kadýný evlendiriyorsa, müslüman olmasý. Kâfir, ancak kâfir bir kadýnýn velisi olabilir. Yüce Allah, þöyle buyurmaktadýr:

"Allah, kâfirlere mü´minlerin aleyhinde asla bir yol bahþetmez" (Nisa: 4/141)
Baþka bir ayeti kerimede Yüce Allah þöyle buyurmaktadýr:

"Ey iman edenler, mü'minleri býrakýp kâfirleri dost edinmeyin" (Nisa: 4/144)

g) Fasýk olmamasý. Bu madde çok önemlidir. Çünkü veli olmanýn þart­larýndan biri olmakla birlikte fýsk-ý fücur (kötü ameller) içerisinde bulu­nan çok kiþi kýzýn babasý olduðu için yetkimi elden býrakmayayým diye velilikte ýsrar etmektedir. Veya bu konuda yeterli bilgileri olmadýðý için kimse de onlarý uyarmýyor. Ýslam´ýn öz ruhuna ters olan fasýklýðýn, velilik gibi yetkili bir makama engel teþkil ettiðinin bilinmesinde yarar vardýr.

h) Sefehten dolayý hacr altýnda olmamasý. Þu halde malýný saða-sola savuranýn üzerine konulmuþ hacr ile veliliði de sakýt olur.

4) Ýki þahidin hazýr olmasý:

Þahitlerde aranacak þartlar:

a) Müslüman olmalarý,

b) Akýllý olmalarý,

c) Balið olmalarý,

d) Erkek olmalarý,

e) Saðýr olmamalarý, a´ma olmama­larý, akid yapanlarýn dilini bilmeleri ve evlendirileceðin velisi olmamala­rýdýr.

Eðer baba hem veli olur ve hem de þahidlerden biri olursa nikah batýl­dýr. Çünkü kendisi akid için ta´yin edilmiþtir, þahid olmasý sahih olmaz. Olasý bir durumda kendi lehine þahittik verebilir.

f) Zahiren bile olsa adil olmasý. Adalet, büyük günahlarý iþlememek, küçük günahlardan basit þeyleri - Bir lokmayý çalmak da olsa- yapmaya tenezzül etmemek ve kiþinin þahsiyetine yakýþmayan yalýnayak veya ava­re yürümek gibi davranýþlarda bulunmamaya hamledilir.

Burada adaletten kasýt, fasýk olmamaktýr. Þafii´nin bir kavline söre, fýsk umumileþliðinde iki fasýkýn þahitlikleri makbuldür. Çünkü þahit bul­makta güçlük çekilebilir.

5) Siga: Ýcab ve kabuldür. Ýcab, velinin; ´Falan kýzýmý seninle evlendirdim" veya "Sana nikahladým" demesi ve kocanýn da; "Senin falan kýzýnla ev­lendim" veya "Senin falan kýzýný nikahladým" demesidir.

Evlendirme ve nikahlama lafýzlarýnýn dýþýndaki lafýzlarla evlilik akdi yapýlamaz. Onun için velinin; "Falan kýzýmý sana helal kýldým, hibe et­tim" demesi geçersizdir.

Ýcab ve kabulün her ikisinin nikah yahut evlenme sözüyle olmasý þart deðildir. Ýcabýn kabulden önce olmasý ve Arapça olmalarý da þart deðildir. Arapça´yý biliyor olsalar bile Arapça söyleme þartý yoktur.

Veli, "Seni evlendirdim", koca da "Nikahladým" yahut koca , "Kýzým benimle evlendir" ve veli de ondan sonra "Seni evlendirdim" derse sa­hihtir.

Eðer koca vekil ta´yin etmiþse, veli þöyle der: "Kýzýmý müvekkilin fala­na evlendirdim."

Vekil de þöyle diyecektir: "Ona nikahýný kabul ettim."

Eðer vekil "Ona" sözünü söylemeyecek olursa, nikah sahih deðildir.

Eðer veli vekil ta´yin etmiþse, vekili þöyle der: "Falan müvekkilimin kýzýný seninle evlendirdim"der. Her ikisi de vekil ta´yin etmiþse, her biri vekilini zikreder. [2]

[1] Ebu Davud, 2083, Ýbni Mace, 1881,Tirmizi, 1102.

[2] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 432-436.

Ynt: Nikah By: rabia Date: 11 Mart 2010, 10:31:28
Evlendirmede Velayet Hakkýnýn Tertib Sýrasý

Velilik hususunda yukarýda anlatýlan þartlardan biri ortadan kalkma­dýkça derece itibarýyla daha sonra olan, daha Önce olana takdim edilmez.

Ancak yukarýdaki þartlardan birisi bulunmadýðý takdirde, daha sonra olan veli öncekine takdim edilir ve yakýn olan yok sayýlýr.

Þayet baba köle veya deli yahut fasýk olursa, velilik þartlarýna haiz da­ha uzak biri veli olur. Veli irsiyetin tertibi üzere asabe olanlardýr.

Veliler sýrasýyla þunladýr:

Önce baba, sonra dede, sonra ana-baba bir olan kardeþ, sonra baba bir olan kardeþ, sonra ana-baba bir kardeþin oðlu, sonra baba bir olan karde­þin oðlu, sonra amca ve oðullan ve ayný uslüp üzere devam eder.

Veli bu þekilde bulunmadýðý takdirde, umumi hakim veya bu iþle gö­revlendirilmiþ olan hakim, veli yerine geçer. Velinin yokluðundan mak­sat, ölümü veya ondan haberin kesilmesidir.

Hakim, bulunmadýðý taktirde nikah akitleri için hür ve adil bir þahsý kendilerine hakem kabul edilebilir. Hakem ta´yin etmelerinin sigasý þöy­ledir:

"Nikahýmýzý kýymak üzere seni hakem tayin ettik ve hükmüne razý ol­duk. "

Þayet kýzýn iki amcaoðlu bulunur ve bunlardan biri onunla evlenmek isterse, diðeri kýzýn velisi olur. Eðer bir amca oðlu bulunur ve o da onun­la evlenmek istiyorsa, hakim onu evlendirir.

Veli, namazýn kasredilebileceði uzak bir mesafede ise, ya da hapiste olup ona ulaþmak mümkün deðilse veyahut ta mükellef bir kadýný dengi­ne vermekten imtina ederse, hakim onlarý evlendirebilir. [1]

Faide:

Sadece baba ve dede, küçük olsun büyük olsun evlenmemiþ bekâr kýzý kendisine denk olan biriyle zorla evlendirebilir.

Bekareti ister helal bir yoldan ve ister haram bir yoldan bozulmuþ olan kadýn ise bülüð çaðma ermemiþ kadýnýn da evlendirilmesi caiz deðildir.Ýzin verse bile küçük olduðundan izni mu´teber deðildir. Kardeþ,amca ve diðer yakýnlar,bekareti bozulmuþ olsun,bozulmamýþ olsun buluð çaðý­na ermemiþ olan kýzý evlendiremezler.Ancak buluð çaðýnda olaný evlendirebilirler.Bekareti olmayanýn sarih iznini almalarý gerekir.Bekareti bo­zulmamýþ olanýn sarih izni olabileceði gibi susmasý da izindir.

Kýzýn,babasý veya dedesi tarafýndan zorla evlendirebilmesi için koca­nýn þu yönlerden kýza denk olmasý gerekir:

a) Neseb yönünden: Soylu kadýn,ancak soylu biriyle evlendirilebilir.

b) Meslek yönünden: Kocanýn mesleðinin düþük bir meslek olmamasý gerekir. Mesala, bir terzinin kýzý bir çöpçüyle zorla evlendirilemez.

c) Ýffet yönünden: Fasýk biri iffetli bir kadýna denk deðildir.

d) Saðlýk yönünden: Nikah kusurlarýndan birini taþýmamýþ olmasý ge­rekir. Mesela deli veya sara hastalýðýna yakalanan bir erkek böyle olma­yan bir kadýna denk sayýlmaz.

e) Hür olma yönünden: Köle, azad edilmiþ veya bir kýsmý azad edilmiþ cariyeye denk deðildir.

Zenginliðin, denklikte aranýp aranmayacaðý hususunda ihtilaf vardýr. Kuvvetli görüþlere göre zenginlikte denklik aranmaz.

Þafii Mezhebi´nde baba ve gerektiðinde babanýn babasý olan dede ´Mücbir´ velidir. Yani kýzýnýn nikahýný kýzýndan olur almadan kýyabilir. Burdaki hikmet kýzýn mücbir velisi olan babasý veya dedesi kýzdan daha iyi bir þekilde onun istikbalini görebilir. Ýþte bu nedenle Ýmam Þafii baba ve gerektiðinde dedeye bu selahiyeti vermiþtir. Ama bu selahiyeti ver­mekle beraber onlarý hiç bir zaman sonsuz yetkili kýlmamýþtýr. Bu neden­le denklik þartlarý olmasý kaydýyla ancak mücbir veli yetkisini kulla­nabilir. Denklik olmadýðý zaman mucbirlik de sakýt olur.

Denklik konusunda günümüzde insanlar -maalesef- para veya maddi varlýktan baþka bir þey bilmiyorlar. Halbuki diðer konularda da fýkýh ki­taplarýnda ´Küfüvlük´ olarak geçen denklik hususlarýný gözetmek lazým­dýr. Mücbir yetkisini kullanarak zorla yapýlan evlendirmelerde kocanýn kýzýn mehrini veremeyecek kadar fakir olmamasý ve kýzla evlendireceði erkek arasýnda bir düþmanlýðý bulunmamasý da þarttýr.

Bu þartlardan biri bulunmadýðý takdirde, kýydýrýlan nikah bâtýldýr. An­cak kýz izin verir ve izni de mükellef olduðu için mu´teber ise, bu takdir­de evlendirilebilir.

Dul kadýn ise, ancak kendi muvaffakatý ve izniyle evlenedirilebilir.. Peygamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Dul kadýn evleneceði erkeði seçme hususunda kendi nefsine velisin­den daha önceliklidir. Kýzýn kendi nefsini ilgilendiren bu dava hakkýnda izni alýnýr. Onun izni ise susmasýdýr" [2]

[1] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 436-437.

[2] Müslim 1421, Tirmizi 1108.

Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 436-438.

Nikah Edilmesi Haram Olan Kadýnlar

Nikah edilmesi haram olan kadýnlar þunlardýr:

Bunlardan yedisi neseb yoluyla haramdýr.

1. Anne ve neneler.

2. Kýz ve torunlar.

3. Kýz kardeþ.

4. Hala.

5. Teyze.

6. Erkek kardeþin kýzý.

7. Kýz kardeþin kýzý.

Ýkisi rada ile haramdýr.

1. Süt anne.

2. Süt kardeþ.

Dördü de evlilik ile haramdýr:

1. Karýnýn annesi.

2. Cinsi münasebette bulunmuþsa karýsýnýn baþka erkekten olan kýzý.

3. Babanýn karýsý.

4. Oðulun karýsý.

Biri de birlikte bulundurma cihetiyle haramdýr.

1- Karýnýn kýz kardeþi, halasý, teyzesi gibi.

Kadýn halasý ve teyzesi ile birlikte bir nikah altýda bulundurulmaz. Neseb ile haram olan kadýnlar süt ile de haram olurlar. [1]

Evlilik Ýle Haram Olanlar

1- Karýnýn annesi: Kayýn validedir. Delili þu ayeti kerimedir:

"Hanýmlarýnýzýn anneleri size haram kýlýnmýþtýr." (Nisa: 4/23)

2- Karýsýnýn baþka erkekten olan kýzlarý: Bu da erkeðin üvey kýzýdýr. Bunun da delili þu ayeti kerimedir: "Kendileriyle cinsi münasebette bulunduðunuz hanýmlarýnýzdan olan üvey kýzlarýnýzla evlenmeniz size ha­ram kýlýndý." (Nisa: 4/23)

3- Babanýn karýsý: Bu da üvey annedir. Bunun için de Yüce Allah þöyle buyurmuþtur:

"Babalarýnýzýn nikahladýðý kadýnlarý (üvey annelerinizi) ni­kahlamayýn." (Nisa: 4/23) Dedenin karýsý da ayný hükümdedir.

4- Oðulun karýsý: Torunlarýn karýsý da ayný hükümdedir.

Yüce Allah Kur´an-ý Kerim´de þöyle buyurmuþtur:

"Sülbünüzden olan özoðullarýnýzýn(boþanmýþ veya dul kalmýþ) karýlarýyla evlenmeniz (size haram kýlýndý)." (Nisa: 4/22)

Birlikte bulundurma cihetiyle haram olanlar: Karýnýn kýzkardeþleri: Ýki kýzkardeþý bir nikah altýnda bulundurmak haramdýr.

Yüce Allah Kur´an-ý Kerim´de þöyle buyurmuþtur:

"... ve iki kýzkardesi birlikte nikahlamanýz da (size haram kýlýndý)." (Nisa: 4/23)

Karýnýn teyzesi ve halasý gibi mahremleri de karý ile birlikte bir nikah altýnda bulundurmak haramdýr. Ebu Hureyre (r.a.)´dan rivayete göre pey­gamberimiz (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

"Bir kadýn halasýyla ve bir kadýn teyzesiyle birlikte nikahlanamaz." [2]

[1] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 439-440.

[2] Buhari, 4820; Müslim, 140.

Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 440.

Nikahý Haram Olanlar

Hacc ve umre için ihrâmlý olanýn, mürtedin ve hem kadýnlýða hem de erkekliðe eþit meyli olup kadýnlýk ve erkeklik organý olan ve küçük abdestini akýtýrken her iki organýndan akýtan müþkîl hünsânýn nikâhý harâm-dýr. Kiþinin; annesini ve ninesini, kýzlarýný veya kýzlarýnýn kýzlarýný, kýz-kardeþlerini ve kýzkardeþlerinin kýzlarýný, kýzkardeþlerinin çocuklarýnýn kýzlarýný, erkek kardeþlerinin kýzlarýný ve onlarýn çocuklarýnýn kýzlarýný, halalarýný ve teyzelerini nikahlamasý haramdýr.

Yüce Allah Kur´an-ý Kerim´de þöyle buyurur:

"(Ey iman edenler) sizlere (þunlarý nikahlamak) haram kýlýndý: anne­leriniz, kýzlarýnýz, kýz kardeþleriniz, halalarýnýz, teyzeleriniz, kardeþlerini­zin kýzlarý, kýz kardeþlerinizin kýzlarý." (Nisa: 4/23)

Yine, hanýmýnýn annesi ile onun gerek neseb ve gerek radâ (sütünü em­me) yönünden babasýnýn veya annesinin annelerini ve hanýmýnýn kýzýyla çocuklarýnýn kýzlarýný nikahlamasý haramdýr.

Neseb yönünden durum bu olduðu gibi radâ yönünden de böyledir.

Þayet kiþi bir kadýnla nikahlanmýþ ama, onunla cinsi münasebette bu­lunmadan boþanmýþsa, o kadýnýn kýzlarýný nikahlayabilir. Ama onunla cin­si münasebette bulunmuþsa, yukarýda anlattýklarýmýzýn hepsi ebediyyen ona haram olur.

Kendi mülkü de olsa veya þüphe sonucu bir kadýnla yatmýþ olsa, yuka­rýda sayýlanlarýn hepsi yine ona haram olur. [1]

[1] Kadý Ebu Þuca, Ðayetül-Ýhtisar ve Þerhi , Ravza Yayýnlarý: 441.


radyobeyan