Psikoloji Dünyasý
Pages: 1
Parapsikoloji By: rabia Date: 10 Mart 2010, 11:08:36
Parapsikoloji





Ýnsan, bilmediðini merak eder, pek çok icad ve keþif de bu meraka dayanýr.Felsefi pozitivizmin miadýný doldurmak üzere olduðu günümüzde maddi sahada bilgilerimizin geliþmesine paralel olarak mana aleminin kapýlarýný aralama çalýþmalarý da hýzlanmaktadýr. Bu çalýþmalarýn odak noktasý ise insandýr. Fakat ne yazýk ki bu çalýþmalar daha çok telepati, medyumluk, hipnoz gibi konularda yoðunlaþmaktadýr ki, bu tür çalýþmalarýn geneline “Parapsikoloji” adý verilmektedir. Aslýnda parapsikoloji yeni bir konu olmayýp, eski medeniyetlerde de, (mesela Çin ve Hint medeniyetinde) yoga, telepati, telekinezi, durugörü gibi olaylara rastlamak mümkün. Hatta günümüzde de, bu ülkelerde saydýðýmýz parapsikolojik özelliklere sahip insanlarýn sayýsý oldukça fazladýr.

Esasen, ruhi tecrübeye dayalý faaliyetlere, Ýslam tarihinde pek çok evliya ve büyük zevatta rastlamak mümkün. Bunlarýn mahiyetleri hatta nasýl kesbedildikleri yazdýklarý eserlerde detaylý olarak izah edilmiþ. Bu tür kabiliyetler insan ruhundaki bazý manevi mekanizmalarýn çalýþtýrýlmasý ile olur. Müslümanlar arasýnda görülen bu tür olaylar ile yogi ve medyumlarýn gösterdiði fevkalade olaylar arasýnda çok önemli bir fark vardýr. Bir Müslüman Allah’a kulluk, nefis terbiyesi ve manevi mertebelerde terakki amacýyla yaptýðý ibadet ve riyazetlerin sonucu, Allah’ýn bir lütfu olarak bazý fevkalade özelliklere sahip olabilir. Yogiler ve medyumlar ise bu fevkalade özelliklere sahip olmak amacýyla çalýþýrlar ve insan ruhundaki bu manevi mekanizmalarý keþfederek telepati, durugörü, düþünce okuma gibi özelliklere sahip olabilirler.

ÝNSANIN PARAPSÝKOLOJÝK KABÝLÝYETLERÝ

Ýnsan ruhunda bilip kullandýðýmýz kabiliyetlerin yanýnda, farkýnda olmadýðýmýz ve bu yüzden kullanamadýðýmýz pek çok yön vardýr.

Mesela, telepati yoluyla bir baþka insanýn düþüncesini okuyabilir, durugörü yoluyla dünyanýn herhangi bir yerinde olup bitenleri televizyon ekranýnda seyrediyor gibi görüp iþitebiliriz. Ýnsan ruhu, zamanla kayýtlý olmadýðý için geçmiþ ve geleceði (istidadý ölçüsünde) görebilir (ki, bu yanlýþ olarak genellikle gaybdan haber verme veya falcýlýk olarak nitelendirilir). Hatta karþýmýza, yakýn geleceðimizden haber veren insanlar çýkabilir. Çünkü bunlar sahip olduklarý ruhi melekeleri ile gayb aleminden çýkmýþ, perde perde þahadet alemine gelen olaylarý hissedebilirler. Veya bir medyum beyaz bir kaðýda hiçbir þey yazmadan düþüncelerini nakþedebilir ve bir baþka medyuma bu þekilde mesaj gönderebilir, Evet, insan bu ve benzer daha pek çok inanýlmasý güç olaðanüstü þeyleri yapabilir. Ancak bu tür kabiliyetler insanlarýn pek azýnda ileri düzeyde vardýr ve bu yüzden bu tür insanlar çok özel bir konuma sahiptirler.

PARAPSÝKOLOJÝ VE ÝSTÝHBARAT ÖRGÜTLERÝ

Ýstihbarat örgütlerinin amacý karþý tarafýn, yani düþmanýn elindeki bilgilere ulaþmaktýr. Bunu yaparken ajanlarýnýn hayatý daima tehlikededir. Fakat ajanýnýz bir medyum veya telepat ise o zaman durum farklýdýr.

ABD ve eski Sovyetlerde bu sahada yapýlan çalýþmalara bir göz attýðýmýzda, parapsikolojinin istihbarat örgütleri tarafýndan yoðun bir þekilde araþtýrýldýðýný görmekteyiz. Mesela, 1970’li yýllarda CIA’ nýn bünyesinde hipnoz ve telepati için kullandýðý 7000 medyum çalýþmaktaydý. Ayrýca Amerikalýlar Vietnam savaþýnda da parapsikolojik denemeler yapmýþlardý.

Eski Sovyetler Birliðinde ve doðu bloku ülkelerinde yapýlan çalýþmalar ABD’ye göre çok daha geniþ ve daha uzun bir geçmiþe sahiptir.

Prag’dan Amerika’ya göç etmiþ olan Parapsikolog Dr. Moln Ryzl, sosyalist blok ülkelerindeki araþtýrmalarda amaçlanan hedefleri “Parapsikolojiyi casuslukta ve silah olarak orduda kullanmak, telepatik haberleþmeyle baþka yýldýz sistemlerinde bulunmasý mümkün akýllý varlýklarla iliþki kurmak, bilimin hýzla geliþmesi bakýmýndan haber alma ve bilgi aktarmada yeni yöntemler keþfetmek” olarak özetlemektedir.

Ruslar, daha 1923 yýllarýndan itibaren medyumlarý tutuklamaya baþladýlar. Amaç, medyumlarý ajanlýk çalýþmalarýnda kullanmaktý. Bu yýllarda medyumlarla ne tür çalýþmalar yapýldýðýný bilemiyoruz. Ancak 1975 yýlýna geldiðimizde, KGB’ nin tekrar parapsikolojik kabiliyetleri olan insanlarý tutukladýðýný görüyoruz. KGB ayrýca hipnotize olma gücü yüksek ve cinayet iþlemeye müsait kiþileri de arýyordu.

Rusya’daki parapsikolojik çalýþmalar sadece KGB tarafýndan yapýlmýyordu. Gizlice çalýþan parapsikoloji gruplarý da vardý. KGB anti-komünist olan bu gruplara karþýydý ve tesbit ettiðinde bunlarýn mensuplarýný tutukluyordu.

1976 yýlýnda KGB içinde Parapsikoloji bilimi kuruldu. Amaç parapsikolojik çalýþmalar yapmak ve bu yollarla istihbarat toplayýp, rejim aleyhindeki çalýþmalarý engellemekti. Fakat rejim aleyhtarlarý da medyum veya telepat olduðunda ise bu iþ oldukça zordu.

Parapsikolojinin istihbarat çalýþmalarýnda kullanýlmasý sadece ABD ve Rusya ile sýnýrlý deðil. I. Dünya Savaþý’ndan itibaren bazý Avrupa ülkelerinde bu tür çalýþmalarýn yapýldýðýný görüyoruz. Bu ülkelerden biri de eski Çekoslovakya’ dýr.

1925 yýlýnda Çek askeri makamlarý, ordu içinde kullanýlmak üzere “Durugörü, Hipnotizma, Manyetizma” adlý bir kitap bastý. Amaç askerleri bu konuda bilgilendirmek ve kabiliyeti olanlarýný keþfetmekti. II. Dünya Savaþý sýrasýnda bazý askerler hipnotize edilerek astral seyahat yoluyla düþman mevzileri ve sayýlarý hakkýnda oldukça doðru bilgiler alýndý. Bu yolla bazý kayýp askerlerin cesetleri de bulundu. Çekoslovakya’da bu tür çalýþmalarýn geliþmiþ olmasýnýn sebebi ise bu ülkede Orta Çað’dan gelen çok yaygýn bir okült (simya, büyü, ruh çaðýrma) geleneðinin olmasý idi.

PARAPSÝKOLOJÝ VE POLÝSÝYE OLAYLAR

1951 yýlýnda Londra’da büyük bir kiliseden, krallarýn taç giydiði dönemlerde kullanýlan 50 kg aðýrlýðýnda bir taþ çalýnmýþtý. Ýngiliz emniyeti hýrsýzlarý bulamadý. Sonunda Belçika’nýn Anvers þehrinde oturan bir adamdan yardým istediler. Peder Harkos adýndaki bir kiþi geldi ve kilisede konsantre oldu. Daha sonra tarif ettiði adresin hýrsýzlarýn alet satýn aldýðý dükkan olduðu anlaþýldý. Peder Harkos tekrar konsantre oldu ve hýrsýzlarýn adreslerini doðru olarak verdi. Yakalanan dört kiþi suçlarýný itiraf etti.

Bu olay Peder Harkos’ un ilk baþarýsý deðildi. Daha önce, II. Dünya Savaþý sýrasýnda bazý kayýp ölülerin bulunmasýný da saðlamýþtý.

Belki de içimizde pek çok Peder Harkos yaþýyor. Ancak çoðu zaman bu tür insanlar sahip olduklarý kabiliyetlerinin farkýna ya varamýyorlar veya nasýl kullanacaklarýný bilemiyorlar. Polis bu tür kiþileri neden kullanmýyor ve olaylarý daha çabuk çözmüyor diye sorulabilir. Ancak polisin ve milli istihbarat mensuplarýnýn bu konuda bilgilendirilmiþ olmasý, her þeyden önce bu tür bir istihbarat metodunun kabul edilmiþ, resmi bir metot haline gelmesi gerekmektedir. Ülkemizde emniyet güçlerinin bu tür çalýþmalar yapmýyor olmasý ise bizce bir eksikliktir.

TELEKÝNEZÝ VE TELEPATÝ

Telekinezi bir cismin uzaktan bir etkiyle hareket ettirilmesi veya biçim deðiþtirmesidir. Bu etki bir medyumun beyin veya düþünce gücüyle cisme etki etmesi þeklindedir. Bakarak bir cismi hareket ettirmek veya bir çatalý bükmek telekinezinin en açýk uygulamalarýndandýr. Ayrýca halk arasýnda nazar adý verilen olayýn da telekineziyle yakýndan ilgisi vardýr. Bakýþlarla insan veya hayvan üzerine yüklenen bir enerji o canlýya etkide bulunur.

Telepati aslýnda farkýnda olalým veya olmayalým, hepimizin farklý seviyelerde yaþadýðý bir olaydýr. Bir sohbet esnasýnda tanýdýðýmýz bir kiþiden bahsederiz ve bir müddet sonra o kiþi çýkagelir. Bazen de karþýmýzdaki insanla konuþurken, bizim tam söylemeye hazýrlandýðýmýz bir þeyi muhatabýmýz söyleyiverir. Bunlar günlük hayatta karþýlaþtýðýmýz telepati þekilleridir.

Telepatinin beyin dalgalarý ile gerçekleþtiði sanýlmaktadýr. Yayýlan beyin dalgalarýný, alýcý konumunda olan diðer insanlarýn algýladýðý düþünülmektedir. Ancak bu algýlama esnasýnda cinlerin de devreye girmesi ve bazý yanlýþ algýlar yüklemesi mümkündür. Bu sebeple her telepatik algýnýn doðru olduðu ve gerçekleþeceði düþünülmemelidir

araþtýrdýklarý bir konu da beynin nasýl bir dalga yaydýðýný anlamaktý. Böylelikle insanlarýn düþüncelerini okumak veya kolay telepati saðlamak, o dalgalarý suni üretip insanlarý etkilemek mümkün olabilecekti.

ABD ve eski Sovyetlerde düþünceleri beyin dalgalarýna dönüþtürüp önce hayvanlara, daha ileride de insan beynine iþleme ve kitlelere hakim olma konusunda çalýþmalar yapýldýðý da iddia edilmektedir.

Inga Swann Ruslar’ýn kullandýðý bir baþka medyumdu. Merkür ve Venüs gezegenlerine düþünce yoluyla yolculuk yapan Swann, yerçekimi, atmosferi vs. hakkýnda bilgiler verdi. 10 ay sonra Pioneer 10 isimli uzay aracýndan da ayný bilgiler gelince Swann’ ýn doðruluðu ispatlanmýþ oldu. Ayrýca Swann kendisine sadece enlemi ve boylamý verilen Antarktika’daki bir araþtýrma üssü hakkýnda doðru olarak bilgi vermiþti.

Telepatinin yanýsýra Ruslar uzaktan telkin denemeleri de yaptýlar. Yapýlan deneyler sonucu, Sivastopol’ daki bir kiþi 1700 km uzaklýktaki Leningrad’da bir kadýný hipnoza sokmayý baþardý.

PARAPSÝKOLOJÝK OLAYLAR VE KERAMET

Þunu hemen ifade etmek gerekir ki, parapsikolojik olaylar, inancý ne olursa olsun, ister Müslüman, ister ateist, her insanda görülebilir. Rusya’da yaþayan bir ateistte görülebileceði gibi, bir Hint fakirinde veya bir Müslümanda da görülebilir. 16.yy’ da Ýspanya’nýn Avila kentinde yaþayan Azize Teresa adýnda bir rahibenin dua etmeye baþladýktan 10 dakika sonra hiç bir þeye tutunmadan havaya yükselebildiði tesbit edilmiþtir. Ayný þeyi Hint fakirleri de yapabilmektedir. Azize Teresa’nýn dua ile saðladýðý konsantrasyonu, yogiler meditasyonla gerçekleþtirmektedir.

Burada þu soru akla gelmektedir. Velilerin gösterdiði keramet ile bu yapýlanlar arasýndaki fark nedir? Yogiler meditasyon yaparak ruhlarýndaki bazý mekanizmalarý harekete geçirmekte ve bu tür olaylarý sergilemektedirler. Velilerde ise amaç ne havada uçmak, ne de durugörü yapmaktýr. Asýl gaye Allah’a kulluk etmek ve nefislerini terbiye ederek, imanda tahkik ve yakini kazanmaktýr.

Bu amaçla yapýlan ibadetler esnasýnda bazý fevkalade haller görülebilir. Bu hallerin yeri ve zamaný tamamen kulun iradesi dýþýnda cereyan etmektedir. Bu olaya ise keramet denmektedir.

Kerametle parapsikolojik olaylar arasýnda tezahür olarak benzerlikler görülebilirse de, temelde ve mahiyet olarak ikisi birbirinden çok farklýdýr.

Ýslam alimleri kerametin diðer insanlara gösterilmesini doðru bulmaz ve kerameti Allah’ýn, meleklerin varlýðý ve ruhun mahiyeti konularýnda objektif bir delil olarak kabul etmezler.

Ýhsan ÇOMAK


radyobeyan