Musiki By: armi Date: 09 Mart 2010, 13:59:44
MUSÝKÎ
Ölçülü sesler vasýtasýyla estetik bir tesir ve heyecan ortaya koyan ve ses üzerine kurulmuþ bir sanat.
Güzel sanatlarýn en önemlilerinden biri olan musikînin dinî hükmü hakkýnda Kur´ân-ý Kerim´de açýk bir iþaret yoktur.
Hanefi hukukçular musikînin hükmü konusunda icrâsýnýn ve bunu dinlemenin haram olduðu kanaatindedirler. Ancak savaþta vurulan kös ile düðünlerde çalýnan zilsiz def, bundan istisnâ edilmiþtir. Bunun yanýnda Hanefi hukukçularýndan Ýmam Serahsî´ye göre; müzik, baþkalarýna dinletmek için deðil de, insanýn kendisini dinlendirmesi ve yalnýzlýðýný gidermesi amacýyla yapýlýrsa câizdir. Ýmam Ebu Yusuf, "Düðün dýþýnda, meselâ kadýnýn ve çocuðun, kendi evinde def çalmasýna ne dersin?" sorusuna "Aþýrý olmamak kaydýyla bir sakýncasý yoktur" cevabýný vermiþtir. Bazý Hanefi hukukçularý, çalgý bulunan düðüne yapýlan davete icâbetin mutlak manada câiz olmadýðýný söylerken, diðer bazýlarý, düðün ve bayram gibi günler münasebetiyle bazý musikî türlerini mübah görürler. Ancak kesin olan þu ki, musikî konusunda en aðýr sözler Hanefiler tarafýndan söylenmiþtir. Hanefî fakihler þu hususlarý esas alýrlar: "Çalgý âletlerini dinlemek günahtýr; çalgý çalýnan yerde oturmak fâsýklýktýr, çalgýdan zevk almak da küfürdür". Hanefi ve diðer hukukçular genel bir düþünceyle, musikî ile meþgul olmayý ve bunu bir meslek haline getirmeyi, fâsýk ve fâcirlere ait bir sanat saymýþlardýr.
Büyük Ýslâm âlimlerinden Ýmam Gazzâlî, "Ýhyâ" adlý ünlü eserinde musikî konusuna geniþ yer vermiþ ve bu mesele hakkýnda bütün söylenenleri tahlil ederek delillerini karþýlaþtýrmýþ ve þu sonuca varmýþtýr:
Musikî ister ses, isterse çalgý âleti ile olsun, tek hükme baðlý deðildir. Haram, mekruh, mübah ve hatta müstehab olabilir.
a) Dünya arzusu ve þehvet hisleri ile dolup taþan gençler için yalnýzca bu duygularý tahrik eden müzik haramdýr.
b) Vakitlerinin çoðunu müziðe harcayan ve bununla uðraþmayý âdet haline getiren kimse için müzik mekruhtur.
c) Güzel sesten zevk alma dýþýnda bir duyguya kapýlmayan kimse için müzik mübahtýr.
d) Allah sevgisi ile dolup taþan, duyduðu güzel ses kendisinde sadece güzel þeyleri harekete geçiren kimse için ise müzik müstehaptýr.
Ýmaný Gazzâlî, musikî ile ilgili deðerlendirmesine devam ederken, müziðin duruma göre mübah ya da mendub olduðunu, onu haram kýlan þeyin kendisi deðil, dýþtan kaynaklanan beþ sebepten ibaret bulunduðunu ifade ederek þu açýklamalarda bulunur:
1- Müziði söyleyen kadýn veya gencin sesi, þehveti ve nefsi tahrik edip bir fitneye sebep olacaksa, bunun söylenmesi ve dinlenmesi haram olur. Buradaki haram hükmü müzikten deðil, kadýnýn veya gencin sesinden gelmektedir. Kadýnýn sesi þehveti kamçýlayacak þekilde ise, onun Kur´ân okumasýný dinlemek bile haram olur.
2- Musikî âleti içki meclislerine veya fuhuþ ve sefâhat yerlerine (bar, pavyon, gece kulübü, diskotek vb.) ait ise bunu kullanmak ve dinlemek haram kapsamýna girer. Kilise ve Sinagog gibi yerlerde çalýnan musikînin hükmü de böyledir.
3- Ýçinde fuhuþ, ahlâksýzlýk, Ýslâm inancýna ve ahlâkýna ters düþen güfteler ve sözler bulunan þarkýlarý, müzik eþliðinde veya müziksiz dinlemek ve söylemek haramdýr.
4- Gençlik çaðýnda bulunan veya þehevî arzularýn esiri olan kiþilerin aþýrý derecede müziðe düþkün olmalarý dinen günah ve haramdýr.
5. Zamanýnýn çoðunu müzik dinleyerek geçiren kiþiler, sonucun sefih hâle geleceklerinden dolayý. Ýslâm hukukuna göre, böyle kiþilerin þahitlikleri de kabul edilmez.
Sonuç olarak musikînin hoþ, ölçülü ve manâlý bir ses olmasý itibariyle mübah olduðu; haram olmasýnýn kendisinden deðil de dýþtan ârýz olan sebepler dolayýsýyla olduðu söylenebilir.
radyobeyan