Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Mukaddes yerler By: armi Date: 09 Mart 2010, 13:30:13

MUKADDES YERLER




Ýslâm´ýn kutsal mekanlar olarak kabul ettiði Mekke, Medine ve Kudüs þehirleri.

Mukaddes kelimesi Arapça Ka. de. se kökünden "temizlenmiþ", "arýnmýþ" anlamlarýna gelmektedir. Üzerlerinde meydana gelen hadiseler, namaz ve hac gibi ibadetlere mekân oluþlarý bazý yerleri diðerlerinden üstün kýlmýþtýr. Buralarýn manevî açýdan üstünlükleri âyet ve hadislerle de tescil edilmiþtir. Bu âyet ve hadisler ýþýðýnda bakýldýðýnda mukaddes yerlerin baþlýca üç þehirden ibaret olduðu görülür. Bunlar; Mekke, Medine ve Kudüs þehirleridir. Bu mekanlarý mukaddes kýlan bazý sebepler vardýr.

Mekke, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem (a.s.)´den, son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.s)´e kadar bir çok peygamberin hatýralarýný taþýr. Ýçinde Allah (c.c.)´a ibadet edilmek üzere insanlar için yapýlmýþ ilk mabed oradadýr:

"Doðrusu insanlar için kurulan ilk mabed elbette Bekke (Mekke)´deki o çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet olan beyttir. Orada açýk niþaneler ve Ýbrahim´in makamý vardýr. Oraya giren emniyette olur"(Âli Ýmrân 3/96-97).

Görüldüðü gibi Kur´an Hz. Ýbrahim´in Kâbe inþaatýnda bir iskele, daha sonra da atýna binerken binek taþý olarak kullanýldýðý bir taþa: "Makâm-ý Ýbrâhim"e dikkat çekmektedir. Gerek Haceru´l-Esved*, gerekse Makam-ý Ýbrâhim* tarihî birer hatýradýr. Bu yönleriyle tarihî açýdan bir fonksiyonlarý vardýr. Bazýlarýnýn düþündükleri gibi cahiliye çaðýndan kalmýþ, taþa tapma olayýnýn bir uzantýsý deðildirler. Haceru´l-esved´i öperken. Hz. Ömer´in söyledikleri bunun güzel bir ispatýdýr: "Ey taþ! Biliyorum ki, sen taþtan baþka bir þey deðilsin. Ne zarar verirsin ne de fayda... Allah´ýn Rasûlü öperken görmesiydim seni asta öpmezdim" (Müslim, Hac, 15).

Mekke´de bulunan Kâbe ve onu çevreleyen Mescid-i Haram, insanlarýn ziyaret için yolculuk yapabilecekleri üç mescidden en þereflisidir. Hz. Peygamber (s.a.s)´in bu konudaki hadisleri þöyledir: "(Namaz ve ibâdet için) hiç bir mescide yolculuk yapýlmasý doðru deðildir. (Fazla sevap umarak) yalnýz þu üç mescide sefer edilir: Mescid-i Haram, benim þu mescidim (Mescid-i Nebevî) ve Mescid-i Aksâ" (Buharî, Mescid-i Mekke,1, 6; Müslim, Hac, 415, 511, 512).

Hac ibadetinin mekâný olan Mekke bu mekânýn detaylarý olan Safa, Merve, Arafat, Mina, Müzdelife gibi yerler, Kur´an´da ya isimleri verilerek veya ima edilerek anýlmýþlardýr (el-Bakara, 2/158, 198, 203). Buralarý hac ve umre ibadeti vesilesiyle ziyaret eden bir kimse, ilk atasý Hz. Âdem´den baþlayan bir takým hatýralarý tekrar yaþar. Babalarý Hz. Âdem ve anneleri Hz. Havva´nýn buluþtuðu yer olan Arafat´ta her renk ve her sýnýftan insan biraraya gelerek kardeþ olduklarýný, ayný anne ve babanýn çocuklarý olduklarýný hatýrlarlar. Peygamberlerin en büyüklerinden olan Hz. Ýbrahim (a.s)´in Kur´an-ý Kerim´in ifadesiyle "kupkuru bir vadi" olan Mekke´ye gelip hanýmý Hacer ve henüz bebek olan oðlu Ýsmâil´i býrakmasý onlardaki sonsuz tevekkül, annenin çocuðu için duyduðu endiþeyle saða sola koþmasý, Zemzem suyunun ortaya çýkýþý, kurban olmaya giderken Ýsmail´in babasýna itaati ve Allah Tealâ´nýn koç göndermesi ve nihayet hayatýnýn büyük bir bölümü burada geçen Hz. Muhammed (s.a.s)´in zaferle sonuçlanan mücadelesi ve ona tüm insanlýða gerçek kiþiliðini kazandýran düsturlarý tekrar yaþanýr.

Mukaddes yerlerin ikincisi Medine´dir. Önceleri ismi Yesrib iken Hicret´ten sonra kendisine "Medînetü´n Nebî (Peygamber þehri), Hz. Peygamber (s.a.s) oradan dünyayý aydýnlattýðý için de "Medine-i Münevvere" (Nurlu þehir) denilmiþtir. Kendisine ziyaret için gidilebilecek mescidlerin ikincisi Mescid-i Nebevî buradadýr. Hz. Peygamber burada yapýlan ibadetin faziletine þöyle iþaret etmiþlerdir: "Þu benim mescidimde kýlýnan bir namaz, Mescid-i Haram müstesna olmak üzere, öbür mescidlerde kýlýnan bin namazdan hayýrlýdýr" (Dârimî, Salât, 131; Nesâî, Mesâcid, 4). Hz. Peygamber (s.a.s)´in Cennet bahçelerinden biri olarak vasýflandýrdýðý evi ve minberi arasý "Ravza" (bk. Ýbn Sa´d, I, 253). Cennet kapýlarýndan biri olarak vasýflandýrdýðý minberi (Baðavî, Þerhü´s-sünne, II, 340) ve kabr-i þerifleri bu mescid dahilindedir. Bir hadislerinde ifade buyurduklarý gibi, onu ölümünden sonra ziyaret eden kimse hayatta iken ziyaret etmiþ gibidir (Kâdý Ýyaz, Þifâ´, II, 83-84). Mekke´de olduðu gibi Medine´nin belirli noktalarýnýn arasý Hz. Peygamber tarafýndan harem ilan edilmiþtir. Peygamberlik hayatýnýn büyük bölümü burada geçen Hz. Peygamber (s.a.s), Mekke fethedildikten sonra bile buradan ayrýlmamýþtýr. Bu bakýmdan Kuba´dan Uhud´a kadar Medine´nin her karýþ topraðý O´nun hatýralarýyla doludur.

Mukaddes yerlerin üçüncüsü Kudüs, bir çok peygamberin yaþadýðý ve medfun bulunduðu bir yerdir. Ýslâm´ýn ilk kýblesi olmuþtur. Fazla sevap ümit edilerek yolculuk yapýlabilecek mescidlerin üçüncüsü Mescid-i Aksa buradadýr. Bu mescid Mescid-i Haram´dan sonra Allah´a ibadet amacýyla yapýlan mabedlerin ikincisidir (Buharî, Enbiya, 40; Ýbn Mâce, Mesâcid, 7; Ahmed b. Hanbel, V,150-157), Ýsra gecesi Hz. Peygamber (s.a.s)´in ilk duraðý olmuþtur. Miraç´la ilgili âyette faziletine þu þekilde iþaret buyurulmuþtur: "Kulunu, geceleyin Mescidi Haram´dan, çevresini bereketli kýldýðýmýz Mescid-i Aksa ya götüren O (Allah) her türlü eksiklikten uzaktýr. O´na âyetlerimizden bir kýsmýný gösterelim diye (böyle yaptýk). Gerçekten O, iþiten, görendir" (el-Ýsra 17/1).

Rivayet edildiðine göre Süleyman (a:s), Mescid-i Aksa´nýn binasýný bitirdikten sonra Cenab-ý Hak´tan üç dilekte bulunmuþtur:

1- Kendisinden sonra kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat;

2- Ýlâhi hükme uygun bir kaza kudreti;

3- Yalnýz namaz kýlmak için Mescid-i Aksa´yý kasdedip gelenlerin, bu davranýþlarýnýn, aflarýna vesile olmasý... Hz. Peygamber (s.a.s); "Cenâb-ý Hak, Süleyman´a bunlardan ilk ikisini vermiþtir. Üçüncüsü niyazýnýn da mazhar-ý kabul olmasýný dilerim" buyurmuþlardýr (Tecrid-i Sarih Trc., IV, s. 167).

Saydýðýmýz bu mukaddes yerler dýþýnda Hz. Peygamber (s.a.s)´in seferleri sýrasýnda uðradýðý, savaþtýðý, namaz kýldýðý yerlerle, Sahabeden bir kýsmýnýn medfun bulunduðu mahaller, bazý peygamberlerin yaþadýðý, hattâ kabirlerinin bulunduðu iddia edilen yerler müslümanlar tarafýndan ziyaret edilmektedir. Bedir, Hayber, Tebük ve Tebük yolu üzerindeki mescidler, Ýstanbul´da Eyüp, Mersin´de Tarsus, Urfa, Halep vb. sýrayla bunlara örnektir. Hz. Peygamber´in torunu Hz. Hüseyin ve damadý Hz. Ali´(r.a)´nin þehid edildikleri Kerbelâ ve Necef gibi yerler de bunlardandýr. Ancak bunlarýn hiçbirine ibadet maksadýyla yolculuk edilmez, caiz deðildir.

Kur´an âyetleri ve Hz. Peygamber´in hadisleriyle mukaddes olduklarý tescil edilmiþ daha genel yerler ise cami ve mescidlerdir. Kur´an, buralarýn sadece Allah´ýn adýnýn anýlmasý için yapýldýðý (el-Cin, 72/18); buralarda edep zînetini takýnmak gerektiðini (el-Arâf, 7/31) buyurur. Hz. Peygamber´in hadislerinde ise bu konu pek çok iþlenmiþtir.


radyobeyan