Muid By: armi Date: 09 Mart 2010, 13:28:27
MUÝD
Müzakereci, müderrisin derslerini tekrarlayýp izah eden müderris yardýmcýsý, müderrisin dersten ayrýlmasýndan sonra onun dersini talebeye tekrarlayan kimse. Öðrenci, bazan konuyu anlamadýðýndan, bazan da hocaya (müderrise) sormaktan utandýðýndan her þeyi tam olarak kavrayamaz. Ýþte bu durumda muid, öðrenciye yardýmcý olur. Demek oluyor ki muidin, müderris ile talebe arasýnda bir derecesi vardýr. Bugünkü asistan pozisyonundadýr. Muidler, talebelerle ayný yerde otururlar. Vazifesi, dersi öðrencilerle tekrarlamak olan muide, müzakereci de denebilir.
Muidlik, medreselerin kurulmasý ile ortaya çýkmýþtýr. Eyyubîler döneminde muidlik, aranan ve raðbet gören bir görev haline gelmiþti. Hemen her medresede bir muid bulunmaktadýr. Hatta bazý medreselere tayin edilen her müderris için iki muid tayin edilmiþtir. Nitekim, Melik Necmuddin Eyyub tarafýndan yaptýrýlan Salahiyye Medresesi´ne dört müderris, her müderrise de ikiþer muid verilmiþtir. Muidler, ayný zamanda talebenin disiplini ile meþgul oluyorlardý. Hattâ bazen (Mýsýr da görüldüðü gibi) bir medresede müderris, diðerinde de muid olanlara rastlanmaktadýr (Abdülgani Mahmud Abdülâti, et-Ta´lim fi Mýsr, Kahire 1977, s. 272-274).
Osmanlý eðitim tarihinde muidlerin önemli bir yeri bulunmaktadýr. Nitekim Fatih vakfiyesinde muidlerle ilgili olarak þöyle denilmektedir:
"Hadid ve fikr-i sedid ve re´y-i reþid ile akram beyninde ferid ve ta´lîm-i muhtasarât-ý kütübte mâhir ve taallum ve iktisâb-ý mütavvalata kadir kimesne ola. Her müderrisin medresesinde muidi olup vazife-i yevmiyesi hâsýl-ý vakf-ý þeriften beþ akça ola" (Fatih Mehmed II Vakfiyeleri, s. 264). Görüldüðü gibi Osmanlý döneminin muidi, arkadaþlarý arasýnda en iyi bilgiye, sahip kimse olarak tavsif edilmektedir. Yaptýðý iþ ve gördüðü hizmet karþýlýðýnda da beþ akça gibi bir ücret almaktadýr; ki bu, dönemi için küçümsenmeyecek bir miktardýr.
Muidlerin, Ellili medreselerden daha aþaðý seviyedeki medreselerde de bulunduðu ve müderrisler gibi tayin edildikleri anlaþýlmaktadýr. Gerçekten, 5. Þaban 1247 (9 Ocak 1832) tarihini taþýyan bir belge, Sivas Dâru´þ þifa Medresesinde muidlik yapan Musa adýndaki þahsýn vefatý üzerine, yerine, hükümdar beratý ile bu iþe layýk olan oðlunun geçmesi, Sivas kadýsý Müftüzâde Abdullah tarafýndan arzedilmektedir (Baþbakanlýk Osmanlý Arþivi, C. Maarif, nr. 5507).
Daniþmendler arasýnda muid olabilecek evsafta bulunanlarýn seçimi ise müderrisler tarafýndan yapýlmýþ olmalýdýr. Muidlerin kaç yýl bu görevde kaldýklarý henüz kesin olarak tesbit edilememiþ olmakla birlikte, bunun iki yýl kadar devam ettiði belirtilmektedir (Cahid Baltacý, Osmanlý Medreseleri, Ýstanbul 1976, s. 33).
Osmanlýlarda bu görev, 1908 inkýlâbýndan sonra Sultanîlerde devam etmek üzere yeniden ihdas edilmiþse de, sonradan kaldýrýlmýþtýr.
radyobeyan