Muhtelefun fih By: armi Date: 08 Mart 2010, 15:51:42
MUHTELEFUN FÝH
Arapça Ha. le. fe. kökünden bir konuda farklý düþünme, ayrýlýk, uyuþmazlýk, uymama ya da deðiþik olma; baþka bir ifadeyle, iki kiþiden her birinin söz ve davranýþlarýnda, ötekinin gittiði yolun, söylediði sözün aksi yönünde hareket etmesi veya deðiþik bir yol edinmesi demek olan "ihtilâf" ve "muhalefet"e dayanan bir kelime.
"Muhtelefun fih"; üzerinde ihtilâf edilen, hakkýnda birbirinden deðiþik görüþler ileri sürülmüþ olan konudur. Bu tanýmý ile "muhtelefun fih", "müttefakun aleyh" (üzerinde ittifak edilmiþ) tabirinin karþýtýdýr.
Ýnsanlar arasýndaki görüþ ayrýlýklarý, insanlýk tarihi ile yaþýttýr denebilir. Bu nedenle, deðiþik þekillerde anlaþýlmaya müsait olan herhangi bir konuda tarih boyunca ittifak edildiðini görmek hemen hemen imkânsýzdýr. Buna karþýlýk, yoruma müsait olan her konuda ihtilafýn varlýðýný müþahede mümkündür. Düþünce ile birlikte var olagelen fýrka ve mezheplerin çokluðu bunun açýk delilidir.
Þu bir gerçektir ki, insanlarýn kendileri muhteliftir. Doðup yetiþtikleri çevreleri, öðrenimleri, eðitimleri, kültürleri, kýsaca beslendikleri kaynaklan çeþit çeþittir, eþyaya ve olaylara bakýþ açýlarý farklý farklýdýr. Bunun tabiî bir sonucu olarak aralarýnda ihtilâfýn olmasý kaçýnýlmazdýr. Ýþte bu ihtilâflar, dinî, ilmî ve siyasî birçok fýrka ve mezhebin doðuþuna âmil olmuþtur.
Bunun da neticesi olarak "muhtelefun tîh"e konu olan meseleler sayýlamayacak kadar çoðalmýþtýr. Bunlarýn tek tek tesbit edilmesi, aralarýndaki ihtilâflarýn zikredilmesi imkânsýz denecek derecede zordur. Zira, Allah´ýn sýfatlarýndan baþlayarak; Allah´ýn görülmesi, kebîre iþleyenin durumu, hilâfet meselesi, hüsün ve kubuh, ahiret ahvâli... vb. itikadi konularla; abdest, gusül, namaz, zekât...vb. fýkhî konularda, Kur´ân ilimlerinde, Hadiste, usullerde ve hattâ dil bilgisi kurallarýna varýncaya kadar pek çok konuda ihtilâf edilmiþ ve bunlarýn tümü "muhtelefun fih"in konusudur.
Taftazanî; itikadî mezheplerden Matüridî mezhebi ile Eþ´arî mezhebi arasýnda yaklaþýk elli yedi meselede ihtilâf olduðunu zikreder ve bunlarý tek tek sýralar (Taftazânî, "Þerhu´l-Akaid" Hz. Süleyman Uludað, Ýstanbul 1982, 40-44).
Bu ihtilaflardan yalnýzca hüsün ve kubuh (güzellik ve çirkinlik meþru ve gayri meþru)a yer vereceðiz. Maturidî´lere göre hüsün ve kubuh akýl ile idrak olunur; ilâhî emir ve nehiy de ona delâlet eder. Yani, bir þey aklen güzel olduðu için, dinen emr olunur; çirkin olduðu için nehy olunur. Eþ´arîlere göre hüsün ve kubuh, akýl ile idrak edilemez; Þeriatla sabit olur. Yani bir þey dinen emr olunduðu için güzeldir (Bekir Topaloðlu, "Kelâm Ýlmi Giriþ", Ýstanbul 1981, 146).
Usulcüler arasýndaki ihtilâfa þunu örnek verebiliriz:
Ebu Hanife, Þafiî ve Ahmed b. Hanbel, sahih hadislerin rivayet þartlarýný taþýyan haber-i ahad´ý delil kabul ettikleri halde; Ýmam Malik, Medînelilerin amelini meþhur hadis mertebesinde görür ve haber-i ahad´a tercih eder (Muhammed Ebu Zehra, "Ýslâm Hukuku Metodolojisi", trc. Abdulkadir Þener, 96, 97).
Abdestsiz namaz kýlýnamayacaðý, fýkýh imamlarý arasýnda "müttefekun aleyh"tir. Ancak, abdestin farzlarý "muhtelefun fih"tir. Hanefilere göre abdestin farzlarý dört; Þafiîlerle Hanbelîlerde altý; Malikîlerde ise yedidir (Abdurrahman el-Cezîri, "el-Fýkhu alâ Mezâhibi´l-Erbaa", Kahire,1358/1939, I, 44-49).
Kur´ân Sûreleri´nin nüzûl sýrasý, Kur´ân Ýlimleriyle uðraþanlar arasýnda ayný þekilde "muhtelefun fîh"tir (es-Suyûtî, "el-Ýtkan", I, 32, 33)
Kur´ân´ýn okunuþu ile ilgili ihtilâflardan birisi medlerle ilgidir. Medd-i munfasýl ile medd-i arýz´ýn uzatýlmasý, kýraat imamlarý arasýnda muhtelif mertebelerdedir. Bazýlarý med etmeyip kasr bile ederler (Fâiz Abdulkadir, "Tertîlü´l-Kur´an´il-Kerîm", Katar, 1404/1984, 54).
Hadis, dilbilgisi... vb. ilim dallarý konularýnda da çeþitli ihtilâflarýn olduðu bir gerçektir. Bu tür ihtilâflar için bahsi geçen ilimlere ait kitaplara bakýlabilir.
radyobeyan