Muhsar By: armi Date: 08 Mart 2010, 15:50:00
MUHSAR
Hac veya umre için ihrama girdikten sonra ya düþman ya da zalim bir hükümdar tarafýndan haccýn farzlarýný yerine getirmekten alýkonulan veya hastalýk, hapis, sâkatlýk gibi bir sebepten bulunduðu yerde kalýp farzlarý yerine getirmeyen kimse.
Muhsýr ise; bir kimsenin arzu ve isteðine eriþmesine engel olan hac veya umre yapmak üzere ihrama girmiþ olan kimseyi Kâbe´yi tavaf ve Arafat´ta vakfe yapmaktan herhangi bir sebeple alýkoyan kimsedir.
Hanefi mezhebine göre, düþman, hastalýk, eldeki mevcut paranýn kaybolmasý veya tükenmesi, kadýnýn yanýndaki mahreminin (kocasýnýn) ölmesi gibi hac yolculuðunu veya tavaf ve vakfeyi önleyen bütün engeller muhsýr olarak nitelendirilirler.
Þafiî mezhebine göre ise, muhsýr ancak düþman olarak kabul edilmekte olup, diðer engeller dikkat nazarýna alýnmamaktadýr. Vakfe veya tavâftan birini yapabilme imkaný doðarsa ihsar gerçekleþmiþ sayýlmaz.
Hac veya umre yapmak niyetiyle ihrama giren kiþinin, elinde olmayan nedenlerden dolayý ibâdet görevini yapamamasý, bir çeþit iradesi dýþýnda cereyan etmiþ cinayet sayýlýr. Bundan dolayý kurban kesilmesi ve o suretle ihramdan çýkýlmasý gerekir. Bu kurbana "Ýhsar demi" denilir. Meselâ; bir ihramlý, hastalýktan, düþmandan veya parasýnýn tükenmesinden dolayý hac görevini gerine getirmeyi baþaramazsa, Mekke´nin hareminde kesilmek üzere oraya bir koyun veya parasýný gönderir. Bunun kesileceði kararlaþtýrýlan saati müteakip, ihramdan çýkýlýr ve artýk ihramla ilgili yasaklar sona ermiþ olur.
Ýhsardan dolayý ihrama son vermek için, Ýmam Azam ile Ýmam Muhammed´e göre, yalnýz kurban kesilmesi yeterlidir; ayrýca traþ olmak veya saç kesmek gerekmez. Ýmam Ebu Yusuf ile Ýmam Þafiî´ye göre ise traþ olmak veya saç kesmek de gereklidir. Çünkü bunlar haccýn menâsikindendir. Bir görüþe göre de Harem dahilinde meydana gelen bir ihsardan dolayý ihramdan çýkmak için, traþ olmak veya saç kesmek gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s), Hudeybiye´de böyle yapmýþtýr. Hz. Peygamber (s.a.s)´in Hudeybiye ihsarýnda hedyini (kurbanýný) bulunduðu yerde kesmiþtir. Hudeybiye mevkii ise Harem´den hariç Hýll kýsmýndadýr. Fakat Hudeybiye´nin bir tarafý Hýll, bir tarafý Harem´dir. Rasûlullah´ýn konak yeri Hýll´de; musallâsý da (namaz kýldýðý yer) Harem tarafýnda idi; yani ihsar mevkii, Hudeybiye´nin Mekke altýna doðru olan tarafý idi; ki, burasý Harem cümlesindendir. Hz. Peygamber (s.a.s)´in hedyini Harem´de boðazlamýþ olduðu da Zührî´den açýk olarak nakledilmiþtir. Zira hedyin mahalli Harem dahilidir. Abdullah b. Mes´ûd, Ýbn Abbas, Atâ, Tavus, Mücahid, Hasan, Ýbn Sîrîn bu görüþtedirler. Hanefilerin ve Süfyaný Sevrî´nin görüþleri de bu merkezdedir. Lâkin Ýmam Malik ve Þafiî muhsar için hedyin yerinin ihsara maruz kalýnan yer olduðu ve mahalline ulaþmasýnýn da o mevkide kurban kesmekten ibaret bulunduðu görüþünü ileri sürmüþlerdir. Kur´an´ýn zahiri hükmüne aykýrý olan bu manayý kabullenmelerinin sebebi de, daha önce geçtiði üzere Hz. Peygamber (s.a.s)´in konu ile ilgili olan uygulamasýdýr.
Kur´an´da bu hususa þöyle iþaret edilmektedir: "Haccý, umreyi de Allah için tamam yapýn; eðer ihsara tutulmuþsanýz o vakit hedyin (kurbanýn) kolayýnýza geleni. Bununla beraber bu hediy mahalline varýncaya kadar baþlarýnýzý traþ etmeyin, içinizden hasta olana veya baþýndan bir eziyeti bulunana traþ için oruç veya sadaka veya kurbandan ibaret bir fidye var. Ýhsardan emân bulduðunuz vakit de her kim hacca kadar umre ile sevap kazanmak isterse ona da hedyin kolay geleni, bunu bulamayana ise oruç, üç gün hacda yedi gün de geri döndüðünüzde, ki tam on gündür. Bu hüküm, Mescid´i-Haram mukimlerinden olmayanlar içindir. Hasýlý Allah´dan korkun ve bilin ki Allah´ýn ikabý (cezalandýrmasý) cidden çok þiddetlidir" (el-Bakara, 2/196). Ýmam Malik ve Þafiî´nin hedyin mahalli ile ilgili görüþlerinin bu âyetin zahirî hükmüne aykýrý düþtüðü kabul edilmiþtir.
Muhsara ait kurbanýn Kurban bayramý günlerinden birinde kesilmesi, Ýmam Azam´a göre þart deðildir; daha önce ve sonra da kesilebilir.
Bir muhsar, fakir olsa da, kurban kesmedikçe ihramdan çýkmýþ olamaz.
Muhsar, getirdiði hedyi boðazlatýp ihramdan çýkýnca, Hacc-ý ifrada niyet edenlerden ise, gelecek yýl içinde bir hac, bir de umre yapmasý gerekir. Yalnýz umreye niyet etmiþse, onun yerine sadece bir umre yapmasý gerekir. Hacc-ý kýrana niyet edenlerden ise, iki kan akýtýp öylece ihramdan çýkar ve kendisine iki umre bir hac yapmak gerekir.
Hacc-ý ifrada niyet ettiði halde beraberinde iki koyun getirmiþse, o taktirde onlarýn birinin boðazlanmasýyla ihramdan çýkabilir. Hacc-ý kýrana niyet etmiþse, her iki koyun boðazlandýktan sonra ihramdan çýkabilir. Birinin hac, diðerinin umre için olduðunu belirlemesi þart deðildir.
Hacc-ý kýrana niyet edip, ihramlý bir vaziyette Mekke´ye giren kiþi, umre ve hac için tavafta bulunur ve henüz Arafat´ta vakfe yapmadan muhsar durumuna düþerse, bir kan akýtýr ve ihramdan çýkar. Kendisine bir hac bir de umre kazasý gerekir. Tavafýný yaptýðý umre yerine artýk ayrýca bir umre kaza etmesi icap etmez.
Hacc-ý ifrada niyet edip, ihrama girdikten sonra bir özürden dolayý muhsar olan ve çok geçmeden özürü kalkan kiþi ayný devre içinde haccýný yapabilirse, artýk kaza niyeti etmesine lüzum yoktur. Ayrýca bir umre yapmasý da vacib deðildir.
Arafat´ta vakfe yaptýktan sonra muhsar olursa; o taktirde teþrik günleri geçinceye kadar durumu devam ederse, ceza olarak dört hayvan boðazlamasý gerekir: Biri Müzdelife´de vakfe yapamadýðý, biri Cemrelerde taþ atamadýðý, biri ziyaret tavafýný bayramýn ilk üç günü içinde yerine getiremediði, biri de týraþý geciktirdiði için. Bu, Ýmam Ebu Hanîfe´ye göredir. Ýmameyn´e göre, traþ ve ziyaret tavafýný geciktirdiði için kan akýtmasý gerekmez.
Ýhsar ile ilgili kurbanýn ancak Harem dahilinde kesilmesi caizdir. Bunun için diðer kurbanda olduðu gibi mutlaka bayramýn ilk üç gününde boðazlanmasý þart deðildir; önce olabileceði gibi sonra da olabilir. Bu, Ýmam Azam´ýn görüþüdür. Ýmameyn´e göre, bayramýn ilk üç gününde kesilmesi gerekir. Ancak umre ile ilgili ihsardan dolayý gereken kurban için belli bir zaman yoktur. Harem´de olduktan sonra ne zaman kesilirse caizdir.
Hediy: Deve, sýðýr ve davar cinsinden Beytullah´a ihda olunan (sevkedilen) kurbanlýklarýn adýdýr; ki, en azý bir koyun veya keçidir.
Temettu veya Kýran haccý yapanlarýn kesmeleri vacib olan þükür hediyleri ile tatavvu hediylerinin etlerinden zengin, fakir herkes yiyebilir. Bunlarýn etlerinden kurban sahiplerinin yemesi menduptur.
Ceza hediyleri ile Ýhsar hediylerininin etlerinden bunlarýn sahibleri ile bakmakla yükümlü olduklarý kiþiler ve zenginler yiyemezler. Bunlar etleri bakýmýndan nezir (adak) kurbaný hükmünde olup, fakirin hakkýdýr. Eðer yerlerse, deðerinin fakirlere sadaka olarak verilmesi gerekir. Ancak etlerini yiyebilme hususunda, Harem bölgesinin fakirleri ile diðer ülkelerin fakirleri arasýnda hiç bir fark yoktur (Ayrýca bk. Ýhsâr) (Merðýnanî, Hidâye; I,180, Elmalýlý Hamdi Yazýr, Hak Dini, Kur´an Dili, II, 703 vd.; Bilmen, Büyük Ýslâm Ýlmihali, s: 400 vd.; Celâl Yýldýrým, Kaynaklarýyla Ýslâm Fýkhý, II, s, 390 vd.).
radyobeyan