Muhayyerlik By: armi Date: 08 Mart 2010, 15:46:35
MUHAYYERLÝK
Ýki þeyin, iki iþin hayýrlýsýný isteme; muhayyerlik; seçilen bir akitte þart, görme veya ayýp muhayyerliði varsa, bu akdi yapanlar için akdi feshetme veya devam ettirme hakkýnýn olmasý anlamýnda bir Ýslâm hukuku terimi.
Muhayyerliðin birçok çeþitleri vardýr. Ancak altý tanesine ticaret iþlemlerinde daha çok rastlanýr. Bunlar da; meclis, tayin, þart, ayýp, görme ve nakit para muhayyerlikleridir.
Meclis muhayyerliði: Satým akdinde meclis, akdin yapýldýðý yer ve zamaný ifade eder. Meclis, taraflarýn birbirinden bedenen ayrýlmasý, konuþmada alýþveriþin söz konusu olmaktan çýkmasý veya akdin meydana gelmesi gibi sebeplerle sona erer. Hanefilere göre satým akdi icap ve kabul ile meydana gelir. Ývazlý (bedelli olan) akitler meclis muhayyerliði gerektirmez. Hadiste; "Alýþ-veriþ yapanlar birbirinden ayrýlýncaya kadar muhayyerdirler" (Buhârî, Büyû´, 19, 22, 42, 43, 44, 46, 47; Müslim, Büyû ; 43, 46, 47) buyurulur. Buradaki, "birbirinden ayrýlýncaya kadar" ibaresi "icap ve kabul iradelerini açýklayýncaya kadar" tarzýnda anlaþýlmýþtýr. Böylece, icapta bulunan, karþý taraf kabul iradesini açýklayýncaya kadar bu teklifinden cayabilecektir. Buna "rucû muhayyerliði" denir (el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi´, V, 134). Þafiî ve Hanbelilere göre ise, icap ve kabul sonunda satým akdi meydana gelmekle birlikte, taraflar henüz akdin yapýldýðý meclisten ayrýlmamýþlarsa, tek yanlý veya karþýlýklý istek sonucu akdi bozabilirler. Ýþte buna "meclis muhayyerliði" denir. Bu mezheplere göre, hadisteki "birbirinden ayrýlýncaya kadar" sözünden maksat, bedenen ayrýlmadýr (Ýbnü´l-Hümâm, Fethu´l-Kadîr, V, 81; Ýbn Kudâme, el-Muðnî, III, 563).
Tayin muhayyerliði; tayin, seçme ve belirleme demektir. Bu, akdi yapan için satýþ bedeli ve akitte zikredilen sýfat konusunda üç çeþit eþyadan birisini seçme hakký anlamýna gelir. Birini seçince artýk akdin konusu (mahalli) belirli hale gelmiþ olur. Bu, satým, ivazlý hibe ve taksim gibi ivazlý akitlerde ve yalnýz müþteri için sâbit olur. Hanefiler insanlarýn ihtiyacý nedeniyle istihsan prensibine dayanarak tayin muhayyerliðini meþru görürken; Þafiî, Ýmam Ahmed ve Ýmam Züfer satýlanýn (mebî) bilinmezliðine yol açacaðý için bunu caiz görmezler (el-Kâsânî, a.g.e., V, 261; Ýbnü´l-Hümâm, a.g.e., V,130 vd.: ez-Zeylaî, Tebyînü´l-Hakâik, IV, 21).
Þart muhayyerliði; akdî yapanlardan birisi, her ikisi veya üçüncü bir kiþi için, belli süre içinde akdi feshetme yahut devam ettirme hakkýnýn olmasýdýr. Alýcýnýn satýcýya; "Bu malý senden, ben bir veya üç gün muhayyer olmak üzere satýn aldým", demesi gibi... Bu, akdi yapanýn aldanmasýný önlemek üzere, ihtiyaç sebebiyle meþrû kýlýnmýþtýr. Bu, karþýlýklý rýza ile feshi mümkün olan lâzým akitlerde olabilir. Satým, icare, müzaraa, müsakat, þirket, mudârabe, taksim, kefalet, havale ve rehin veren kendi yönünden aktin lüzumunu þart koþmuþsa rehin akdi bunlar arasýndadýr. Rehin alanýn ise böyle bir muhayyerliðe ihtiyacý yoktur. Çünkü akit onun yönünden lüzum ifade etmez. Vekâlet, ariyet, vedîa, hibe ve vasiyet gibi gayri lazým akitlere gelince, bunlarda muhayyerlik þart koþmaya ihtiyaç yoktur. Çünkü bunlar tabii olarak lüzum ifade etmez. Nikâh, muhalea ve talâk gibi feshi kabul etmeyen lâzým akitlerde de þart muhayyerliði geçerli deðildir. Selem ve sarf akdi de þart muhayyerliðine elveriþli deðildir. Çünkü selemde, akdin sýhhati için paranýn, sarfta ise iki bedelin akit meclisinde kabzý þarttýr. Þart muhayyerliði ise, kabzýn meclisten geriye kalmasýný gerektirir. Kabz, akit meclisinden sonraya kalýnca ise, akit fasit olur.
Ebu Hanîfe, Züfer ve Ýmam Þâfiî´ye göre, muhayyerlik süresi en çok üç gün olabilir. Çünkü Hz. Peygamber, Habban b. Munakkýz´a üç gün süreyle muhayyerlik tavsiye etmiþtir (Buhârî, Büyû" 48, Husûmât, 3; Müslim, Büyû, 48). Üç günü geçerse ilk iki imama göre akit fâsit; Ýmam Þâfiî´ye göre ise batýl olur.
Ebu Yusuf, Ýmam Muhammed ve Hanbelilere göre ise, akdin taraflarý þart muhayyerliðinin suresini serbestçe belirleyebilirler. Süre, üç günden fazla da olabilir. Çünkü muhayyerlik tedbir ve istiþare için meþru kýlýnmýþtýr; bazan üç gün yeterli olmaz. Habban hadisindeki üç günle sýnýrlama ona mahsustur; baþkasýna yeterli olmayabilir (es-Serahsî, el-Mebsût, XIII, 40 vd.; el-Kâsânî, a.g.e., V,174; Ýbnü´l-Hümâm, a.g.e., V,110 vd.; Ýbn Rüþd Bidâyetü´l-Müctehid, II, 208; eþ-Þevkânî, Neylü´l-Evtâr, V, 182).
Ayýp muhayyerliði; akdi yapanlardan birisi için, iki bedelden birisinde herhangi bir ayýp bulunduðu zaman akdi feshetme veya devam ettirme hakkýnýn bulunmasýdýr. Ancak bu kimsenin, ayýbý akit sýrasýnda bilmemesi gerekir. Ayýp, ticaret örfünde; malýn kýymetini azaltan veya ondan yararlanmaya engel olan eksiklerdir. Ayýplý mal satýmý hadislerle yasaklanmýþtýr. "Müslüman müslümanýn kardeþidir. Bir müslümanýn kardeþine ayýplý bir malý, bu ayýbý ona açýklamadýkça satmasý helal olmaz" (eþ-Þevkânî, a.g.e., V, 211). Hz. Peygamber gýda maddesi satan bir adamýn yanýna uðradý, elini yýðýna batýrdý. Alt tarafýnýn ýslak olduðunu görünce; "Bizi aldatan bizden deðildir" (Müslim, Ýman, 164; Ebû Dâvud, Büyû, 50; Tirmizî, Büyû, 72) buyurdu.
Ayýp ve görme muhayyerlikleri, satým, icare, mal taksimi, aynî bir bedel üzerine sulh akdi gibi feshe elveriþli lâzým akitlerde sabit olur. Bu hakkýn sübutu için; aybýn akitten önce veya akitten sonra teslimden önce mevcut olmasý, müþterinin akit ve kabz sýrasýnda aybýn varlýðýný bilmemesi, malýn sahibinin, akdin konusu üzerinde ayýplardan beraatý þart koþmamasý ve fesihten önce aybýn ortadan kalkmamasý gereklidir. Bu duruma göre Hanefi hukukçular, ayýplar tek tek sayýlmasa bile, bütün ayýplardan beraat þartýyla satýþý sahih saydýlar. Burada, ayýbýn ne zaman meydana geldiðine de bakýlmaz. Ýmam Muhammed, Malik ve Þâfiî´ye göre ise, ayýplardan beraat þartý, yalnýz akit sýrasýnda mevcut ayýbý kapsamýna alýr (el-Kâsânî, a.g.e., V, 274; Ýbnü´l-Hümâm, a.g.e., V, 151; Ýbn Kudâme, el-Muðnî, IV,152).
Görme muhayyerliði; müþteri için, akit sýrasýnda veya daha önce malý görmediði zaman malda âdetlere göre bir deðiþiklik meydana gelmezse, malý görünce akdi feshetme veya devam ettirme hakkýnýn olmasýdýr. Bu muhayyerlik, þart ve tayin muhayyerliðinin aksine, akitte þart koþmaya muhtaç olmaksýzýn, Ýslâm´ýn bir hükmü olarak sâbit bulunur. Çoðunluk Ýslâm hukukçularýna göre, görme muhayyerliði gaib veya görülmeyen ayn´ýn satýmýnda uygulanýr. Hadiste þöyle buyurulmuþtur: "Görmediði bir þeyi satýn alan kimse, onu gördüðü zamân muhayyerdir" (ez-Zeylaî, Nasbu´r-Raye, IV, 9).
Görme muhayyerliðinin sabit olmasý için, akdin konusunun akit sýrasýnda veya akitten önce kendisinde deðiþme olmayan bir zamanda görülmemiþ olmasý, arazi, ev, hayvan ve otomobil gibi belirli bir ayn olmasý, akdin satým, icare, taksim, mal davasýndan sulh gibi feshe elveriþli olmasý gereklidir (es-Serahsî, a.g.e., XIII, 72, 77; el-Kâsânî, a.g.e., V, 292).
Nakit parayý ödeme muhayyerliði; bu satým akdinde alýcýnýn satýþ bedelini belli süre içinde ödemesinin, aksi halde akdin ortadan kalkacaðýnýn þart koþulmasýdýr. Alýcý satýþ bedelini belirlenen sürede ödediði takdirde satým akdi tamam olur. Aksi halde akit fasit olur. Ödeme muhayyerliði satýcý için de þart koþulabilir. Ýki kiþi alýþveriþ yapsalar, satýcý satýþ bedelini kabzettikten sonra; "Eðer satýþ bedelini üç gün içinde geri verirsem, aramýzda satým akdi olmayacak", der ve parayý bu sürede geri verirse, satým akdi fasit; geri vermezse tamam olur. Ebu Hanîfe ve Ebu Yusuf´la Ýmam Muhammed, insanlarýn ihtiyacý sebebiyle bu muhayyerliðe istihsan prensibine dayanarak fetva verdiler. Çünkü bu, gerçekte þart muhayyerliðinin bir çeþididir. Ebu Hanîfe´ye göre, bunun süresi de üç gündür. Ýmameyn´e göre ise dört güne kadar ve daha fazla olabilir (Ýbnü´l-Hümâm, a.g.e., V, 132; Ýbn Âbidîn, a.g.e., IV, 51).
radyobeyan