Gelecek By: rabia Date: 08 Mart 2010, 14:14:23
Gelecek
Peygamber (s.a.v.): «Ümmetimin en iyisi benim dönemimdedir, sonra onlardan sonrakiler daha sonra onlardan sonrakiler gelir»[1] dedi ve kendi çaðýnda yaþayan ümmetinin, yani Ashabýnýn çokluðuna sevindi. Bir´keresinde ashabýndan on kiþiye uðradý ve onlarý Cennetle müjdeledi. Bunlar; Ebu Bekir, Osman, Ali, Abdurrahman îbn Avf, Ebu Ubeyde, Talha, Zübeyr, Zühre´i Sa´d ve Hanif olan Zeydin oðlu Sa´d idi. Onlardan önce diðer bazý kimseleri de cennetle müjdelemiþti. Hadis kitaplarý onun bu on kiþi ile ilgili övgülerinden ve bunlardan baþka kimselere de cennetle ilgili verdiði haberlerden bahseder, örneðin bir hadiste: «Cennet þu üç kiþiyi arzular: «Ali, Ammâr[2] ve Selman»[3] buyurulur. Peygamber (s.a.v.) Fatuna (r.a) ya da þöyle demiþtir: «Sen, îmran´ýn kýzý Meryem hariç, Cennetteki kadýnlarýn en üstünüsün»[4]. Ali (r.a)´nin Peygamber (s. a.v.)´den aldýðý hikmeti gelecek nesillere ulaþtýracak olan en önemli ileticilerden biri olacaðýna iþaret ederek onun hakkýnda; «Ben bilginin þehriyim, Ali de onun kapýsý»[5]. Umuma, hitaben de: «Benim Ashabým yýldýzlar gibidirler; hangisini izlerseniz hidayet bulursunuz»[6] demiþtir.
Tebûk´ten döndükten sonra adamlar kendi aralarýnda artýk savaþýn bittiðini düþünerek konuþmuþlardý. Onuncu yýl boyunca çeþitli delegelerin gelmeye devam etmesiyle bu düþünce o denli yerleþti ki, mü´minlerin çoðu silah ve zýrhlarýný satmaya baþladýlar. Fakat Peygamber (s.a.v.) bunu duyunca,, böyle yapmalarýný yasakladý ve: «Ümmetimden bir bölümü, Deccal gelinceye kadar hak için savaþmaya devam edecek» dedi. Bunun yamsýra: «Eðer benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok aðlardýnýz»[7] ve «Kendisinden sonra daha kötüsü gelmeyecek olan hiçbir zaman olmaz»[8] da demiþtir. O insanlarý, ümmetinin bozulma sonucunda hristiyan ve yahudilerj izlemeye baþlayacaðýný söyleyerek uyarmýþtýr: «Siz, onlarý adým adým zira´ zira´ izleyeceksiniz, öyle ki eðer onlarý zehirli bir kertenkele çukuruna girseler, siz yine onlarýn peþinden gideceksiniz[9] Kýyametten önce insanlýðýn genelde yaþayacaðý en büyük düþüþü de ifade ediyordu: «Ýslâm garip olarak baþladý, yine garip olacaktýr»[10]. Yine de Allah´ýn onlarý býrakmayacaðým vadetmekten geri kalmamýþtýr: «Allah, bu ümmete her yüzyýlýn baþýnda dinini yenileyecek birini gönderecektir»[11]. Bir baþka sefer Ashabdan bazýlarý Peygamber (s.a.v.)´in «Ey kardeþlerim!» diye birkaç kez baðýrdýðýný duymuþlardý. Ey Allah´ýn Easulü, biz senin kardeþlerin deðilmiyiz? diye sorduklarýnda: «Sizler benim arkadaþ lanýnsýnýz. Fakat benim kardeþlerim henüz gelmeyenler arasýndadýrlar Baþka rivayetlerde de: «Son günlerde gelecek olanlardýr» cevabýný vermiþti. Konuþma tarzý büyük ruhsal öneme sahip olan kiþilerden bahsettiðini gösteriyordu.
Son günlerin çok kötü olmasýna raðmen o günlerde, doðru yolu bulmuþ anlamýna gelen Mehdi adýnda bir halifenin çýkacaðýný da haber vermiþtir; «Mehdi benim ümmetimden çýkacak, geniþ alýnlý ve uzun burunlu olacak. Daha önceden kötülük ve zulümle dolu olan dünyayý doðruluk ve adaletle dolduracak. Yedi yýl hükmedecek.»[12].
En sonunda Mehdi´den sonra veya onun hükmünün son yýllarda Deccal gelecek, «sað gözü üzüm gibi, tüm ýþýðý gitmiþ kör bir adam»[13]. Yeryüzünde büyük tahribat yapacak ve anlattýðý yalanlarla da daha da çok insaný kendi tarafýna çekecek. Fakat ona karþý savaþan bir grup mü´min bulunacak. «Onlar savaþmak için dayanýrken» dedi Peygamber, (s.a.v.) «namaz kýlmak için saflara dizildiklerinde Meryem oðlu Ýsa gökten inecek ve onlara imamlýk yapacak. Allah´ýn düþmaný, Ýsa´yý görünce, tuzun suda eridiði gibi eriyecek. Eðer býrakýlsa hiç kaîmaymcaya kadar erir; fakat Allah, onu Ýsa´nýn eline düþürecek. Ýsa (a.s.) da onun kanýný mýzraðýnýn ucunda insanlara gösterecek» [14].
Peygamber (s.a.v.) ayný zamanda kýyametin yaklaþtýðýný gösteren birçok iþaretleri de haber vermiþtir. Bunlardan biri insanlarýn çok yüksek binalar inþa etmesidir. Ömer´in oðlu Abdullah (r.a)' ýn babasýndan rivayet ettiði bir hadiste bu belirtiler daha açýk bir þekilde anlaþýlmýþtýr:
Ömer anlatýyor: «Günün birinde, Resulullah (s.a.v.)´in yanýnda bulunduðumuz sýrada elbibesi bembeyaz, saçlarý simsiyah üzerinde yolculuk belirtileri görülmeyen ve böyle iken hiç birimizce tanýnmayan bir kimse geldi. Nihayet
Kur´an´da açýkça sözü edilmeyen ve islam "bilginleri arasýnda çeþitli biçimlerde ve görüþlerde ele alýnan bu konuya iliþkin daha geniþ bilgi için bakýnýz: Muhammed Hamidullah, Ýslam Peygamberi, Cilt I. Sayfa 681-696, Ýstanbul 1980; Ebul Âlâ. el Mevdudi, islam´da îhya Hareketleri, s. 46-48, Ankara, 1967; Avni tlhan, Mehdilik, Ýzmir, 1978 (ÝNSAN Y.)
Peygamber (s.a.v)´in yanma oturdu. Dizlerini dizlerine dayadý, her iki avucunu iki uyluðu üzerine koyup: «Ya Muhammed, Ýslâm nedir? Bana söyle« dedi. RasuluIIah (s.a.v.) «Ýslâm Allah´tan baþka hiç bir ilah olmadýðýna ve Muhammed´in Allah´ýn Rasulü olduðuna þehadet etmen, namazý dosdoðru kýlman, zekâtý vermen, Ramazan´da oruç tutman ve yoluna gücün yeterse Beyt´i hac etmendir» dedi. O: «Doðru söylüyorsun» dedi. Biz hem soruyor hem de doðruluyor diye onun haline þaþýrdýk. Ondan sonra «îman ne~ dir? Bana söyle» dedi. RasuluIIah (s.a.v.): «Allah´a, meleklerine, kitaplarýna, Peygamberlerine, ahiret gününe iman etmendir. Bir de hayýr ve þer kadere iman etmendir» dedi. O; «Doðru söylüyorsun» dedi. Ve: «Ýhsan nedir?» diye sordu. RasuluIIah (s.a.v.); «Allah´a sanki görüyormuþ gibi ibadet etmendir. Çünkü sen O´nu görmüyorsan da O seni görüyor» dedi. O yine: «Doðru söylüyorsun» dedi ve «Saat´i (Kýyameti veya ne zaman kopacaðýný) bana haber ver» diye devam etti. Resulullah (s.a.v.): «Bu konuda sorulanýn sorandan daha fazla bilgisi yoktur» diye cevap verdi. O: «öyle ise emarelerini (belirtilerini) bildir» dedi. RasuluIIah (s.a.v.) cevap olarak. «Cariyenin kendi sahibini doðurmasý´[15] ve yalýn ayak, sýrtý çýplak, fakir koyun çobanlarýnýn hangimizin kurduðu bina daha yüksek diye yanþa çýktýklarýný görmendir» dedi. Bundan sonra o kimse gitti, o gittikten sonra bir sure kaldým! sonra Peygamber (s.a.v.) «Ya Ömer, soranýn kim olduðunu biliyor musun?» diye sordu. «Allah ve Rasulü daha iyi bilir» dedim. Peygamber (s.a.v.) «O Cibril idi. Size dininizi öðretmek için geldi dedi»[16].
[1] B. LXH, ý.
[2] Bak. böl. XXVI.
[3] Týr. XLVI, 33.
[4] A. H 64. Kur´an meleklerin Meryem´e þöyle dediklerinden bahseder: -Meryem, þüphesiz Allah seni seçkin kýldý, seni arýndýrdý ve alemlerim kadýnlarý üzerine seçti,- (Al-i îmran: 42).
[5] Tir. XLVI, 20.
[6] F. XXVI, Menultýb es-Sahabe.
[7] B. LXXXi, 27.
[8] B. XC1I, 4.
[9] M. XLVII, 6.
[10] M. I. 232
[11] A. D XXXVI, 1.
[12] A. D. XXXV, 4.
[13] M. LII, 20
[14] M. LII, 9
[15] Bir kýz çocuðu doyuran bir kadýn, son zamanlardaki çocuklarýn anne-babalarýna karsý saygýsýz davranmalarý nedc-nývle hunýen hemen kýzýnýn cariyesi gibi olacaktýr Bu so-zun ikinci bolumu sadece sosyal düzeydeki konusu degýl, ayný zamanda Kabil´in Habýl´ý öldürmesine son muhru vu racak olan, yerleþik hayatýn göçebe hayat üzerinde zafer kazanmasýný da kastediyor.
[16] M. I. I
radyobeyan