Mu'an'an hadis By: armi Date: 07 Mart 2010, 18:12:37
MU´AN´AN HADÝS
Ravinin, hadisi tahdis, ihbar ve semâ yolundan hangisiyle aldýðýný belirtmeksizin yani "haddesenâ", "ahberanâ" ve "semi´tu" gibi tabirler kullanmayýp yalnýz an lafzýyla (an fiilân an fiilân diyerek) rivâyet ettiði hadisler. Bazý hadis münekkidlerine göre mürsel türünden olan bu çeþit rivâyet ve hadisler, fukahâ ve usulcülerin çoðu tarafmdan muttasýl (isnadýnda kesinti olmayan) diye ta´rif edilmiþtir. Bununla birlikte mu´an´an hadisin muttasýl isnadlý hadis gibi kabul edilebilmesi için bir takým þartlar aranmýþtýr. Güvenilir ve kabul gören görüþe göre mu´an´an hadis üç þartý bulundurmasýyla muttasýl isnad gibi kabul olunur. Bu üç þart þunlardýr. Râvinin adâlet özelliðine sahip olmasý; ravinin rivâyeti aldýðý zâtla görüþmüþ olmasýnýn kesinleþmiþ olmasý (sübutu); ravinin müdellislerden, yani görüþmüþ olduðu hocalarýndan iþitmediði hadisleri rivayet edenlerden olmasý (el-Irakî, el-Takyîd vel-Ýzâh, Nþr.. Abdurrahman Muhammed Osman, Kâhire, 1969, s. 84).
Sahih-i Buhârî ve Sahih-i Müslim´de mu´an´an hadis bol miktarda bulunmaktadýr. Sahih-i Müslim´de ise daha çok mevcuttur. Zira Ýmam Müslim, ravi ile ondan (an) lafzý ile rivayet eden þahsýn görüþmüþ olmasýný þart koþmamýþtýr. Hattâ Ali b. el-Medînî, Buharî ve baþka hadis imamlarýnýn kabul etmesine raðmen o, Sahih´inin mukaddimesinde bu þartý kabul etmeyerek reddetmiþtir. Kütüb-i Sitte içerisinde sadece Sahih-i Müslim´de bulunan mukaddimede Ýmam Müslim "Mu´an´an hadisle ihticâcýn sahih olmasý babý" baþlýðý altýnda yu-. karýda geçen þarta itiraz etmiþ ve bunun isnadlara ta´n* etmek için sonradan uydurulduðunu, daha önceleri hiç kimsenin böyle bir þart ileri sürmediðini söyleyerek þöyle demiþtir: "Hadislerle ve rivayetlerle meþgul olan eski ve yeni bütün ilim erbabýnýn üzerinde ittifak ettikleri yaygýn görüþ þudur ki; sika olan her bir ravi, kendisi gibi sika bir râviden hadis rivayet ettiði zaman, bunlarýn bir araya geldiklerine ve karþýlýklý konuþtuklarýna dair hiç bir haber gelmemiþ olsa bile, ayný asýrda yaþamýþ olmalarý dolayýsýyla, birbirlerine kavuþmuþ ve birbirlerinden hadis iþitmiþ olmalarý câiz ve mümkündür; rivâyetleri sâbittir ve bu rivâyetle ihticâc zarurîdir (Müslim, Mukaddime, Ýstanbul (t.y.) I, s. 29-30).
Ýfadelerinden anlaþýldýðý gibi Ýmam Müslim, "an" lafzýyla rivâyet edilen hadislerde sika ravilerin birbirleriyle görüþmelerinin (mülâki olmalarýnýn) bilinmesini þart koþmuyor, ayný asýrda yaþamýþ olmalarýný (muâsarâtý) hadisin kabulü için yeterli görüyor. Ayný zamanda, mu´an´an hadislerin mürsel veya munkatý olmalarý ihtimaline binâen, ananede ravilerin birbirlerine kavuþmuþ olmalarýný þart koþanlarýn da mu´an´an ile ihticâc etmemeleri gerektiðini ileri sürerek; "Eðer, senin haberi zayýf görüp onunla ihticâcý terketmendeki sebep, o haberdeki irsal (mürsel olma) ihtimali ise, baþýndan sonuna kadar semâ kaydýný görmedikçe mu´an´an isnâdý kabul etmemen gerekir" demektedir (Müslim, a.g.e., I, s. 30).
Ýmam Müslim´in bu görüþü muhaddislerce tenkide tabi tutulmuþtur. Ýbnü´s-Salah bu hususta þunu söylüyor: "Müslim´in söylediði hususta düþünmek lazýmdýr. Ayrýca Müslim´in reddettiði görüþün, Ali b.el-Medînî, Buharî ve bunlardan baþka zevâtýn üzerinde birleþtiði görüþ olduðunu söyleyenler de vardýr" (Ýbnü´s-Salah, Ulûmu´l-Hadîs, Nþr. Nureddin Itr, Beyrut 1981, s. 60). Ýbn Hacer´in bu konudaki deðerlendirmesi de þöyledir: "Buharî´nin, hadislerindeki ittisâl yönünden Müslim´e üstünlüðü, birbirinden hadis nakleden ravilerin, bir defa da olsa, birbirleriyle karþýlaþmýþ olduklarýnýn sâbit olmasý hususunda ileri sürdüðü þart dolayýsýyladýr. Halbuki Müslim, bu ravilerin muâsýr olmalarýyla yetinmiþ ve Buharî´yi de ileri sürdüðü bu þart dolayýsýyla ananeyi asla kabul etmemekle ilzam etmiþtir; bir baþka ifadeyle, onun an´an´eyi kabul etmemesi gerektiðini ileri sürmüþtür (Ýbn Hacer, Nuhbetü´l fiker þerhi, terc. Talat Koçyiðit, Ankara 1971, s. 37).
Mu´an´an hadis´i rivayet ederken kullanýlan muayyen bir ýstýlahý yoktur. Bazan "semi´tü" (iþittim) bazan "an Rasulillâh" bazan da "kâle Rasulullah" (Rasulullah buyurdu ki) demek suretiyle ifâde edilir. Bu sebeple meseleyi açýklamaya lüzum görmüþler ve Rasulullah (s.a.s)´dan ayrýlmayan sahabî´nin rivâyetini, hangi lafýz ile rivâyet edilirse edilsin, Rasulullah (s.a.s.)´den duyulmuþ olarak kabûl etmiþlerdir (Suphî es-Sâlih, Hadis Ýlimleri ve Hadis Istýlahlarý, Terc. M. Yaþar Kandemir, Ankara 1981 s. 187).
Mu´an´an hadisin üç durumunu Ýbn Hacer kesin surette halletmektedir. Birinci mesele: "an" lafzý "haddesenâ" ve "ahberanâ" gibidir. Ýkincisi: Eðer hadis bir müdellisten sâdýr olmuþsa, bu mertebede deðildir. Üçüncüsü: "an" lafzý, icâzetle kullanýlan "ahberana" gibidir. Hadis yine muttasýldýr; fakat tahammül þekillerinde de açýklandýðý üzere, semâdan aþaðý mertebededir (Suphî es-Salih, a.g.e., s. 188).
radyobeyan