Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Muamelat By: armi Date: 07 Mart 2010, 18:11:43

MUÂMELAT





Muâmeleler, insanýn iþ ve pratiðe yönelik amelleri. Ýslam´da fiili ibadet hükümleri dýþýnda kalan ve insanlarýn birbiriyle veya ferdin toplumla yahut da toplumlarýn birbiriyle olan hukuki, idari, mâli, iktisadî ve beþeri münasebetlerini düzenleyen hükümleri ifade eden bir fýkýn terimi. Âmele fiilinin mastarý "muâmele" olup, çoðulu "muâmelât"týr.

Kur´an-ý Kerim ve sünnette yer alan hükümler genel olarak üç grupta toplanabilir.

1) Ýnanç hükümleri:
Allah Teâlâ´ya, meleklere, kitaplara, âhiret gününe; hayýr ve þerrin Allah´tan olduðuna inanmak gibi akide esaslarý bu guruba girer. Ýnanç esaslarý ile ilgili âyetler daha çok Mekke döneminde gelmiþ, insanlarýn önce yanlýþ kanaat, inanç ve hurafelerden arýndýrýlmasý temin edilmiþtir.

2) Ahlaki hükümler: Ýnsandaki imanýn güçlenmesine, ihlâs, takvâ ve fazilet sahibi olmasýna, beþeri münasebetlerinde en güzel davranýþlarý kazanmasýna yönelik hükümler, ibretli peygamber kýssalarý, özendirme veya sakýndýrma anlamý taþýyan nasslar bu gruba girer. Bu hükümler dürüst, üstün, olgun ve kâmil mü´minler yetiþtirmek gayesine yöneliktir. Ýslâm´da, ý Hz. Peygamber ahlâkýn sembolüdür, Kur´an-ý Kerim´de "Þüphesiz sen en üstün ahlâk üzerindesin" (el-Kalem, 68/4), "Þüphesiz Allah´ýn Rasülünde sizin için, Allah´ý ve âhiret gününü umanlar ve Allah´ý çok zikredenler için güzel bir örnek vardý" (el-Ahzâb, 33/21) buyurulmuþtur. Diðer yandan Hz. Aiþe´ye Rasulullah (s.a.s.)´ýn ahlâký sorulduðunda; " O´nun ahlaký Kur´ân ahlâkýndan ibarettir" diye cevap vermiþtir.

3) Amelî hükümler: Bunlar, mükellefin söz, fiil ve akitler gibi diðer insanlarla olan iliþkilerini ve tüm toplum hayatýný düzenleyen pratiðe yönelik hükümlerdir. Ameli hükümleri de ibadetler ve muâmelât hükümleri olmak üzere ikiye ayýrmak mümkündür:

a) Ýbadetler:

Kur´an-ý Kerim farzlarý kýsa anlatýmla emretmiþ, uygulama þekil ve ayrýntýyý Sünnete býrakmýþtýr. Namaz, oruç, hac, zekât, adak, yemin gibi ibadetlerin yapýlýþ þekilleri Allah´ýn Rasulü tarafýndan bizzat yaþanmýþ ve ümmetine gösterilmiþtir. Þu hadisler, ibadetlerdeki uygulamanýn Hz. Peygamber´den alýnmasý gerektiðini açýkça ifade eder: "Ben namazý nasýl kýlýyorsam, siz de öyle kýlýn" (Buhârî, Ezân,18, Edeb, 27, Ahâd 1.). "Hac ile ilgili ibadetlerinizi benden alýnýz" (Ýbn Hanbel, III, 318, 366). Diðer yandan ibadet veya muâmelelerdeki eksik veya hatayý telafi etmek için öngürülen; zýhâr (bk. el-Mücadele, 58/1-4; "Zýhâr" maddesi) yemin (bk. el-Maide, 5/89, yemin maddesi") ve baþkasýný hata yoluyla öldürme keffaretleri (el-Nisa, 4/92; Keffâret" maddesi) de ibadet niteliðindedir.

b) Muâmelât:

Ýbadetin dýþýnda kalan hukuki tasarruflar, akitler, suç, ceza ve benzeri hükümlerdir. Bunlar; ferdin fertle, ferdin toplumla veya toplumlarýn birbiriyle olan iliþkilerini düzenleyen kaidelerdir.

Muamele hükümlerini aþaðýdaki þekilde kýsýmlara ayýrmak mümkündür:

Aile hukuku:
Ýslâm hukukunda aileye iliþkin hükümler, baþka konulara ait olanlardan daha ayrýntýlýdýr. Evlenme, boþanma, nafaka, velâyet, iddet, miras, nesep bu hükümler arasýnda sayýlabilir.

Medeni hukuk: Ýnsanlar arasý muamelelere iliþkin hükümler olup, alýþveriþ, kiralama, trampa, rehin *, kefâlet *, ortaklýk, borçlanma ve taahütte bulunma gibi fertler arasýnda mali iliþkileri düzenlemeyi ve hak sahibi olan herkesi korumayý amaç edinen prensiplerdir.

Ceza hukuku:
Ferdin iþleyeceði suçlar ve bunlara verilecek cezalar bu gruba girer. Cezâ hükümleri; mal, can, ýrz, nesep ve aklý koývmayý amaç edinir. Hýrsýzlýk, yol kesme, içki kullanma gibi suçlar için Ayet ve hadisle belirlenen cezaya "had" denir. Ýslâm devleti´nin toplumun yararý ve kamu düzeninin saðlanmasý için koyacaðý uyarma, dayak, sürgün ve hapis cezasý gibi cezalara ise "ta´zîr" denir.

Kaza hükümleri:
Davalarýn görülmesi, þahitlik, yemin, hüküm gibi insanlar arasýnda adaleti gerçekleþtirmek için gerekli icraatý düzenlemeyi amaç edinir. Klâsik Ýslâm hukuku kaynaklarýndaki ibâdât, muâmelât ve ukûbât þeklindeki üçlü taksimde "ukûbât" ceza hukuku yerindedir.

Ýdare edenlerle idare edilenler arasýndaki iliþkiler: Bu hükümler: adâlet, þûrâ, maslahat, yardýmlaþma ve koruma gibi esaslara dayanýr. Adâlet, bir devlet yönetiminin en baþta gözetmesi gereken bir prensiptir. Kur´ân-ý Kerim´de adaleti emreden âyetler vardýr: "Þüphesiz ki, Allah size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasýnda hükmettiðiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder" (en-Nisâ, 4/58), "Allah, þüphesiz ki, adaleti, iyilik yapmayý ve akrabaya yardým etmeyi emreder" (en-Nahl 16/90). Þûrâ prensibi de, devlet yönetiminde en güzel yöntemleri belirlemede yardýmcý olur; keyfi yönetim isteklerini engeller. Âyetlerde þöyle buyurulur: "Onlarýn iþleri, aralarýnda þûrâ (danýþma) iledir" (eþ-Þura, 42/38). "Ýþ konusunda onlarla istiþare et. Bir kere karar verince de artýk Allah´a dayan" (Âlu Ýmran 3/159). Yukarýdaki ilk âyet, metinden anlaþýlan anlamýyla Ýslâm idaresinin, müslümanlar arasýnda þûrâ esasýna dayandýðýný ifade etmektedir. Diðer yandan iþaret yoluyla da; müslüman toplumun, Ýslâm devlet baþkanýný kontrol edecek ve devlet iþlerini düzenlemede ona yardýmcý olacak bir toplutuðu seçip iþ baþýna getirmesi gereðini bildirmektedir (Ebû Zehra, Usûlü7l-Fýkh, 1377/1958, y.y. s. 100,101,141,142; Abdulvahhâb Hallâf, IImu, Usûli´l- Fýkh, (Terc, Hüseyin Atay), Ankara, 1973, s. 176).

Devletler hukuku: Kur´an-ý Kerim, gayri müslim ülkelerle olan iliþkileri de düzenleyici esaslar getirmiþtir. Âyetlerde, devletler arasý anlaþma yapýlýrsa, buna uyulmasý istenir (bk. En-Nahl, 16/91). Ýslâm devleti karþýsýnda, gayri müslimler üç statüde bulunabilir: a) Zimmi ve muahedler (antlaþmalýlar); b) Müste´menler (pasaportlular); c) Muharipler. Bu sonunculara "harbi" adý da verilir.

Ýktisat ve mâfiye hukuku: Zenginin malýnda yoksulun hakký; gelir ve giderin hesaplanmasý ile ilgili ve benzeri hükümler bu gruba girer.

Sonuç olarak muâmelât hükümleri, Ýslâm´ýn toplum hayatýna ve pratiðe yönelik esaslarýný ifade eder. Ýnanç ve ibâdetlerle olgunlaþan, Allah´a ve insanlara karþý sorumluluk duygusu güçlenen mü´min günlük iþleri, ticaret, sanat, tarým vb. meslekleri yaparken, içindeki ahlâk, fazilet ve dürüstlüðü iþine yansýtýr.

Þamil ÝA



radyobeyan