Muahat By: armi Date: 07 Mart 2010, 18:07:56
MUÂHÂT
Muhâcir ve Ensârýn birbirlerine kardeþ olarak ilan edildiklerini ifade eden bir siyer ve Ýslâm tarihi kavramý.
Nübüvvetin onüçüncü yýlýnda Evs ve Hazreçli müslümanlarýn daveti üzerine mal ve mülklerini Mekke´de býrakarak Medine´ye gelen muhâcirler herþeyden mahrum idiler. Muhâcirleri mahrumiyetten kurtarmak ve onlarý Ensâr ile kaynaþtýrmak için aralarýnda manevî kardeþlik tesis edildi: Bu kardeþlik "hak, eþitlik ve miras" konusunda karþýlýklý yardýmlaþmaya ve sevgiye dayalý idi (Müslim, Fedâilü´s-Sahabe, 204, 205; Ýbn Sa´d et-Tabakât, I/238; Ýbn Koyyým el-Cevziyye, Zâdü´l-Meâd II/63). Bu muâhâtýn, Enes b. Malik´in evinde Bedir harbinden önce 90 veya 100 kiþi arasýnda yapýldýðý rivayet edilir (Ýbn Sa´d, et-Tabakât, I/238).
Hazreti Peygamber´in "ikiþer ikiþer kardeþleþiniz" emri üzerine, Muhâcirler Ensâr kardeþleri tarafýndan kucaklandýlar. Böylece her þeyden mahrum olan Muhâcirler bir anda bir çok þeye sahip oldular. Kardeþleþme emri karþýsýnda Rasûlullah (s.a.s.), Hz. Ali ile kardeþleþmiþ: Ebû Bekir, Hârise b. Zübeyr; Hz. Ömer, Itbân b. Mâlik; Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh; Muâz b. Cebel; Abdurrahman b. Avf, Sa´d b. Rabî ile ve diðer sahabiler de Ensâr ve Muhâcirlerden birer kardeþ bulmuþlardýr. Böylece muâhât ile kan kardeþliðinden daha üstün bir kardeþlik kurulmuþ oldu (Ýbn Hiþâm, II/161, Buhârî, Menâkýbül-Ensâr, 3).
Bu kardeþliðin tesisinden sonra Ensârýn, Muhacirlere karþý gösterdiði fevkalade alâka ve ev sahipliði Hz. Muhammed (s.a.s.), tarafýndan övülmüþtür (Müslim, Fedailü´s-Sahabe, 171,188-198; Ýbn Mace, Mukaddime,11). Hicretten sonra Medineli Ensar ve Muhacirler arasýnda bir kardeþlik kurulduðu gibi, Hicret öncesi müþriklerin eza ve cefâlarýna karþý koymak ve müslümanlarýn daha güçlü olmalarýný saðlamak, Hicret esnasýnda da yardýmcý olmak bakýmýndan Hz. Peygamber (s.a.s.), Muhacirler arasýnda da bir kardeþlik tesis etmiþtir. Rasûlüllah yine Hz. Ali ile; Hz. Hamza, Zeyd b. Haris ile; Hz. Ebu Bekir, Ömer ile; Hz. Osman, Abdurrahman b. Avf ile ve diðer Muhacirlerde birbirleriyle kardeþ ilan edilmiþlerdir.
Hz. Peygamber´in talimatý üzerine meydana gelen Ensâr ve Muhacirler arasýndaki hak, eþitlik ve miras konularýndaki muâhât, miras hükmü dýþýnda devam etmiþ, ancak miras hükmü bir müddet sonra Enfâl Sûresi ile kaldýrýlmýþtýr (el-Enfâl 8/72-75). Bu hükmün kaldýrýlmasýna raðmen muâhât Ýslâm kardeþliði olarak Ensar ve muhacirler arasýnda en güzel örneðini vermiþtir.
Ensâr ve Muhâcirler arasýnda yapýlan kardeþlikle Ensar, Muhacir kardeþlerinin özellikle maddi ihtiyaçlarýný karþýlamak üzere arazilerinin ikiye bölünmesini, hattâ eþlerinden birisini boþayarak muhacir kardeþine nikahlamak üzere vermeyi teklif ettikleri bir vakýadýr. Nitekim Abdurrahman b. Avf´ýn, Ensâr kardeþi malýnýn yarýsýný ve hanýmlarýndan birini ona vermek istediði zaman Abdurrahman b. Avf Ensar kardeþine yük olmamak için bunlan kabul etmeyerek kendisine çarþý ve pazar yolunu göstermesini istemiþ, kýsa sürede yaptýðý ticaret ile büyük bir servet sahibi olmuþtur (Buhârî, Nikâh, 68, Menâkýü´l-Ensâr, 3).
Hz. Peygamber´in tesis ettiði bu kardeþlik, Ensar ve Muhacirlerin zamaný bile eþit kullanmalarýný temin etmiþ, bir gün Resulullah´ý kardeþlerden biri dinlerken, bir baþka gün diðer kardeþi Resulullah´ý dinleyerek olup bitenlerden birbirlerini haberdar etmiþlerdir (Buhârî, Ýlim, 27).
Bu kardeþlik tesisi ile Medine´de kurulmasý planlanan sosyal ve siyâsî birlik önce Ensâr ve Muhâcirler arasýnda saðlanmýþ, sonra da verdiði iyi örneklerle Medine´deki diðer topluluklarýn ayný çatý altýnda toplanmasýna imkân hazýrlanmýþtýr.
radyobeyan