Minber By: armi Date: 07 Mart 2010, 17:56:10
MÝNBER
Camide hatibin hutbe okumasýna mahsus kürsü.
Arapça, yüksek olmak, anlamýndaki "nebr" kökünden ism-i âlettir. Minber, Cuma veya bayram hutbelerini okumak üzere çýkýlan, genellikle mihrâbýn hemen saðýnda bulunan merdivenli yapýnýn adýdýr.
Hz. Peygamber´in Medine´de inþa ettirdiði Mescid-i Nebevi´de, önceleri bir minber bulunmuyordu. Cemaatin çoðalmasý nedeniyle Hz. Peygamber (s.a.s)´in ders ve hutbelerinin daha rahat duyulabilmesi için, Hicretten yedi yýl kadar sonra ilk minber yapýldý. Hz. Peygamber o zamana kadar bir hurma kütüðüne yaslanarak ve kerpiçten yapýlmýþ bir set üzerine çýkararak hitap ediyordu (Semhûdî, Vefâü´l Vefâ, Mýsýr 1326, I, 281-282).
Ýlk minber Hz. Peygamber´in ashabýyla istiþaresinden sonra isteði üzerine bir kadýnýn marangoz olan kölesi tarafýndan yapýlmýþtýr. Ustanýn adýyla ilgili farklý rivayetlerden, minber yapýmýyla bir kaç kiþinin ilgilendiði anlaþýlmaktadýr. Ahþap olan ilk minber, Medine´den Þam tarafýna doðru dokuz millik bir mesafede bulunan ormandan kesilen ýlgýn aðacýndan yapýldý (Buhârî, Cum´a, 26). Minber iki basamak ve üst tarafýnda bir oturma yerinden ibaretti. Mescidde yerine konulup, Allah Rasulünün üzerine ilk çýkýþýnda, daha önce yaslanarak hitap ettiði hurma kütüðünden bazý inilti sesleri duyuldu. Hz. Peygamber, hurma kütüðünü eliyle okþayýnca inleme sesi kesildi. Bu olay, Ashabýn huzurunda cereyan ettiði için pek çok kimse tarafýndan rivayet edilmiþtir. Hatta bu konu ile ilgili hadislerin tevatür derecesine ulaþtýðý öne sürülmüþtür (bk.ez-Zebîdî, Tecrîd-i Sarih Trc, Ahmed Naim, III, 73-79).
Hz. Peygamber vefat edince ilk halife Hz. Ebu Bekir (r.a.) edebinden dolayý minberin ikinci basamaðýnda, Hz. Ömer (r.a.) de ilk basamaðýnda hutbe okumuþlardýr. Hz Osman (r.a) ise üçüncü basamaða kadar çýktý. Çünkü o da bir basamak inseydi yerde hitap etmesi gerekecekti. Bu ise sünnete aykýrý olurdu (Semhudî, I, 282). Minber´in kapýsýna ilk perde astýranýn da o olduðu rivayet edilir.
Hz. Peygamber´in minberi hicrî kýrk dokuz tarihine kadar daha önceki hâli üzere kalmýþtýr. Muaviye b. Ebî Süfyan Sultan olunca siyasi nüfuz ve gücünü arttýrmak için minberi Þam´a nakletmek istedi. Bunun için Medine valisi Mervan b. el-Hakem´e mektup gönderdi. Ancak minber sökülmeye teþebbüs edildiði sýrada güneþ tutuldu. Medine ufuklarýnýn kararmasýný manevi bir iþaret olarak kabul eden Mervan, düþüncesinden vazgeçti. Minberin alt kýsmýna altý basamak daha ilave ettirerek, basamak sayýsýný dokuza çýkardý. Mervan, cemaat çoðaldýðý için bu yola baþvurmuþtu.
Minber bu þekliyle 654/1256 yýlýndaki yangýna kadar devam etti (Abdü´l-Hay el-Kettânî, Terâtibü´l-Ýdâriye, I, 67). Mermerden olan Mescid-i Nebevi´nin son minberi Osmanlý Sultaný III. Murad tarafýndan yaptýrýlmýþtýr.
Mescid-i Nebevi´de müslümanlarýn en fazla raðbet ettikleri yer Minber´le Hz. Peygamber´in kabri arasýdýr. Çünkü Hz. Peygamber burasýný Cennet´ten bir bahçe olarak nitelendirmiþtir (Ýbn Sa´d, I, 253). Bazý hadislerde ise minberin Havz´ýn üzerinde olduðu ve cennet kapýlarýndan biri bulunduðu bildirilmektedir (Baðavî, Þerhü´s-Sünne, II, 340).
Hz. Peygamber´in hayatýnda bir ilim kürsüsü, bir idare makamý özelliði olan minber, ondan sonra hutbeler dýþýnda halifelerin üzerinde bey´at aldýklarý ve göreve baþlarken çýkmayý mutad hale getirdikleri bir yer olarak fonksiyonunu sürdürmüþtür. Hakimiyetin sembolü haline gelen minber, valilerin göreve baþlarken ve ondan ayrýlýrken çýktýklarý hükümdarýn temsilcisi olarak oturduklarý bir makamdý. Ýlk asýrlarda valiler ellerinde asa ile ayakta hutbe okurlardý. Mescidlerin kazâi fonksiyonlarý da, genellikle minber yanýnda gerçekleþiyordu. Hz. Peygamber (s.a.s)´in minberi yanýnda yalan söylenemeyeceði ve bunu yapanýn Cehenneme gireceðini belirten sözleri sebebiyle olmalý, genellikle zanlýlara minberinin yanýbaþýnda yemin ettirilirdi (Hadis için bk. Ýbn Sa´d, I, 254).
Mescid-i Nebevî´den sonra ilk minber Mýsýr´da Amr Camiî´ne konuldu. Ancak baþlangýçtaki hükümranlýkla ilgili fonksiyonu sebebiyle olmalýdýr ki Hz. Ömer (r.a.)´ýn emriyle bu minber kaldýrýldý. Hicri 132 yýlýndan itibâren Mýsýr´da eyâlet camilerine minberin konulmasýyla minber, bütün cuma camilerine yayýldý. Ahþap ve mermer iþçiliðinin en güzel örneklerini teþkil edecek minberler yapýldý. Ahþap minberlerin en eski örneði Keyravan Camiî minberidir. Kurtuba´daki Hakem II minberi kaynaklarýn verdiði bilgilere göre çok deðerliydi. Tekerlekler üzerinde yürütülebilen minberde Hz.Ömer´e ait bir Kur´an nüshasý da bulunmaktaydý. Anadolu´da en eski minber Konya Alaaddin Camii´nin ahþap minberidir. Kendisinden sonrakilere örnek teþkil etmiþtir. Selçuklu taþ minberleri ise kötü tamirler sonucu özelliklerini yitirmiþlerdir. Osmanlýlar döneminde mermerden yapýlan minberler yaygýndýr. Bitki motifleri ve geometrik þekillerle süslenen minberler camiîn iç süslemesi ve mimari üslubuyla bir bütünlük arzetmektedir (bk. Oktay Aslanapa, Minber mad. ÝA.).
Günümüzde minberler beþ, yedi, dokuz veya daha fazla basamaklý ölur. Ýmam, genellikle yedinci basamakta durur. Ancak bu durum, câmiîn ve dolayýsýyla minberin büyüklüðüne göre deðiþir.
radyobeyan