Mikat By: armi Date: 06 Mart 2010, 17:51:32
MÎKÂT
Ýhrama girme yeri ve zamaný. Mekke çevresinde, çeþitli bölge ve ülkelerden hacca gelenlerin ihrama girecekleri özel yerleri ifade eden bir fýkýh terimi; çoðulu mevakit gelir. Bir kimsenin hac veya umre için mikatleri ihramsýz geçmesi caiz deðildir. Aksi halde bir kurban cezasý veya mikat yerine dönmek gerekir.
Ýhrama girme yerleri Mekke´de oturanlar veya Mekke ile mikat yerleri arasýnda yahut mikat yerleri dýþýnda kalan belde ve ülkelerde oturup hac veya umre yapacak kimselere göre deðiþiklik gösterir (bk. "Hacc" mad.).
Ýkamet edilen yere göre mikatler: I. Mekke´de oturanlar: Mekkelilerin hac için ihrama girme yeri yine Mekke´dir. Hz. Peygamber Mekkelilere bulunduklarý yerden ihrama girmelerini emir buyurmuþtur (ez-Zeylaî, Nasbu´r-Râye, 1393/1973, y.y. III, 16). Mekke dýþýnda, fakat harem dahilinde evi olanlar da ayný þekilde ihrama girer. Mekkelilerin umre için mikat yeri ise, dilediði herhangi bir yerden, hýll´in harem bölgesine en yakýn olan yeridir. Ancak umrede ihrama girmek için hýll´in en faziletli yeri Hanefî ve Hanbelîlere göre, "Tenîm", sonra "Ci´râne", sonra "Hudeybiye´"dir. Hz. Peygamber (s.a.s), Abdurrahman b. Ebî Bekr´e, Hz. Âiþe´ye Ten´îm´de ihrama girerek umre yaptýrmasýný emir buyurmuþtur (Buhârî, Cihâd, 125, Umre, 6; Müslim, Hac, 135,136; Tirmizî, Hac, 91; Ahmed b. Hanbel, III, 309, 394).
2. Hýll´de oturanlar: Harem bölgesiyle, beþ mikat yerinin çevrelediði alan arasýnda kalan bölgeye "hýll" denir. Hýll´da oturanlarýn hac veya umre için ihrama girme yeri (mikat), ailelerinin bulunduðu yer veya bu yerle harem arasýnda kalan, hýll´den dilediði herhangi bir yerdir. Hac ve umreyi tamamlamayý emreden âyetle (el-Bakara, 2/196), Hz. Alî ve Abdullah b. Mes´ud´un görüþü buna delildir.
Hanefîler bu görüþü benimsemiþtir. Ýmam Mâlik´e göre, bunlarýn mikat yeri, kendi evleridir.
3. Âfâkîler: Mikat yerlerinin dýþýnda kalan belde ve ülkelerde oturanlara "âfâkî" denir. Mikatlerin dýþýndan hac veya umre yapmak maksadýyla Hicaza gidenler için geldiði bölge veya ülkeye göre ihrama girme yerleri belirlenmiþtir. "Mikat" denilen bu yerler beþ tanedir. Ýbn Abbas (r.anhûmâ)´dan þöyle dediði rivayet edilmiþtir: "Hz. Peygamber (s.a.s), Medîneliler için Zülhuleyfe´yi, Þamlýlar için Cuhfe´yi, Necidliler için Karnül-Menâzil´i ve Yemenliler için Yelemlem´i mikat olarak belirledi. Bunlar, belirtilen bölge veya ülke tarafýndan gelen diðer belde yolcularý için de mikat yeridir" (Buhârî, Hac, 7, 9, 11, 12, Sayd, 18; Müslim, Hac, 11, 12; Ebû Dâvud, 8; Nesâî, Menâsik, 19, 20-23; Ahmed b. Hanbel, I, 238). Baþka bir hadiste buna Iraklýlar için "zatý ýrk" ilâve edilmiþtir (Ebû Dâvud, Menâsik, 8
Gelinen ülkelere göre mikatler: 1. Türkiye, Suriye, Mýsýr, Maðrib ve Avrupa tarafýndan deniz yoluyla gelenlerin mikatý Cuhfe (Râbið)´dir. Cuhfe ile Mekke arasý yaklaþýk 187 km.´dir.
2. Medîne´den gelenlerin mikatý Zülhuleyfe (Âbâr-ý Alî) olup, Mekke´ye yaklaþýk 464 km. dir. En uzak mikat yeri burasýdýr.
3. Irak, Ýran ve diðer doðu ülkelerinden gelenlerin mikatý zât-ý Irk´týr. Bu yer Mekke´ye yaklaþýk 94 km.dir.
4. Kuveyt ve Necid yönünden gelenlerin mikatý bugün es-Seyl denilen Karnül-Menâzil´dir.
5. Yemen´den gelenlerin mikatý ise Mekke´nin güneyinde bulunan Yelemlem olup, Mekke´ye 54 km.dir.
Eðer hac veya umre yolcusunun yolu, bu noktalardan geçmiyorsa buralarýn hizalarýnda ihrama girilir. Medîne´ye gelenler, hac için Mekke´ye doðru yola çýkýnca Zülhuleyfe´de bugün Âbâr-ý Alî denilen yerde ihrama girerler.
Dýþarýdan hac veya umre için gelen kimse mikatý ihramsýz geçerse ya bir ceza kurbaný keser veya geri dönüp mikat yerinde ihrama girer. Mekke´ye girme niyeti olmaksýzýn mikatý ihramsýz geçene birþey lâzým gelmez (Ayrýntý için bk. el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi´, Beyrut 1394/1974, II, 163 vd.; Ýbnü´l-Hümâm, Fethul-Kadîr, Mýsýr 1316/1898, II, 131-134; el-Meydanî, el-Lübâb, Ýstanbul, t.y. I, 178 vd.; eþ-Þîrâzî, el-Mühezzeb, Mýsýr, t.y. I, 202-204; Ýbn Kudâme, el-Muðnî, Kahire 1970, III, 257; ez-Zühaylî, el-Fýkhul-Ýslâmî ve Edilletuh, Dimaþk 1405/1985, III, 68 vd.; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Ýslam Ýlmihali, Ýstanbul 1991, s. 578 vd.).
radyobeyan