Hukuku Ýslamiye
Pages: 1
Ibraya dair ahkami havidir By: ecenur Date: 06 Mart 2010, 01:37:08
(ÝKÝNCÝ BÖLÜM)

ÝBRAYA DAÝR AHKÂMI HAVÝDÝR



ÝÇÝNDEKÝLER : Ýbranýn mahiyyeti ve aksamý. Ýbranýn sýhhatine müteal­lik þartlar. Ibrântn hükmi eri. Marizlerin, vârislerin ibralarýna müteallik bazý meseleler : [16]


Ýbranýn Mahiyyeti Ve Aksamý :



76 - : ibra, bir kimsenin bir þahsý zimmetindeki bir hakdan veya müte-addid haklardan veya ona müteveccih bir veya müteaddid dâvalardan beri kýlmasý, ondan öyle bir þey taleb etmemesidir.

Binaenaleyh ibra, ibra-i hâs, ibra-i âm kýsýmlarýna ayrýlýr veya baþka bîr itibar ile de ibra-i iskât ile ibra-i istifa kýsýmlarýna münkasim bulunur.

77 - : Ibra-i iskât, bir kimsenin bir þahsda olub kabili iskât bulunan bir hakkýnýn tamamýný veya bir kýsmýný hatt ve tenzil etmesi suretiyle olan ibra­dýr. Bu hak, mal kabilinden olabileceði gibi ecel, ceza gibi mal kabilinden ol-mayadabilir.

Meselâ : Bir kimse, bir þahsa hitaben: «Senin zimmetini þu kadar kuruþ alacaðýmdan veya onun yarýsýndan beraet-i iskât ile ibra etdim.« dese bu, bir ibra-Ý iskât olmuþ olur.

78 - : Ibra-i istifa, bir kimsenin bir þahsdaki hakkýný tamamen veya kýs­men kabz ve istifa etmiþ olduðunu ikrar ve itiraf etmesinden ibaretdir.

Meselâ : Bir kimse,medyununa: «Seni þu alacaðýmdan beraet-i istifa ile» veya «Beraet-i kabz ile ibra eyledim.» dese bu, bîr ibra-i istifa olur. Mutlak suretde meselâ: «Seni iba etdim.» denilmesi de bir kavle göre bir ibra-i is­tifadýr. Fakat diðer bir kavle göre bu, ibra-i iskât sayýlýr.

79 - : Ibra-i istifa, ihbar kabilinden olduðundan bunda kizb dâvasý mesmû olur. Ibrâ-i iskât ise inþa kabilinden olduðu cihetle onda kizb dâvasý mesmû deðildir.

Meselâ: Bir kimse, medyunundan alacaðýný istifa etdiðini itiraf etdikden sonra bu itirafýnda kâzib olduðunu iddia etse bunun bu itirafýnda kâzib olma­dýðýna dair medyun tahlif olunur. Fakat medyûnundaki alacaðýný iskât etdiði­ni söylese artýk kizb iddiasý mesmû olmaz.

Kezalik : Bir kimse, medyununu ibra-i istifa ile ibra etse medyun, borcu için vermiþ olduðu þeyi istirdada kýyam edemez. Fakat bir medyun borcunu verdikten sonra ibra-i iskât ile ibra edilse bu verdiðini dâyÝnden istirdad ede­bilir.

80 - : Ibra-i hâs, ya hususî bir mal dâvasýndan veya o malýn zatýndan ib­ra suretiyle olur.

Meselâ : Bir kimse, bir þahsý bir hane veya bir çiftlik dâvasýndan veya karz veya gasb veya semen-i mebi gibi muayyen bir cihetden dolayý olan ala cak dâvasýndan ibra etse bir ibra-î hasda bulunmuþ olur.

Kezalik : Bir kimse, «Fülân þahsa fülân cihetden dolayý alacaðýmdan ib­ra etdim.» dese onu bizzat o haktan ibra-i hâs ile ibra etmiþ bulunur.

81 - : Ibrâ-i âmT kâffe-i hukuka veya kâffe-i deâviye veya bir nevi hu kuka müteallik oian ibradýr. Meselâ : Bir kimse, bir þahs hakkýnda : «Ben onu kâffe-i deâviden ibra etdim.» veya «Benim onda hiç bir cihetden bir hakkým yoktur,» dese onu bütün haklarýndan ibra etmiþ olur.

Kezalik : «Benim onda karz cihetinden» veya «Beyi ve þirâ cihetinden hiç bir hakkým yokdur» dese onu bu nev´e müteallik haklarýndan ibra-i âm ile ibra etmiþ bulunur.

82 - : «Fülâný zimmetindeki bilcümle alacaklarýmdan ibra etdim.» tâbiri, yalnýz düyuna müteallik haklara þamildir. Böyle bir ibra´dan sonra emanet ve gasb gibi ayan iddiasý sahih olur.

«Fülânýn nezdinde hakkým yokdur.» tâbiri de yalnýz emanetlere þâmildir. Bu takdirde de emanet dâva edilemezse de duyûn iddia edilebilir (Hindiyye, Mecelle, Dürerül´hükkâm.)

Ýbranýn sýhhatine müteallik þartlar :

83 - : ibra eden kimsenin âkil, balið olmasý sardýr.

Binaenaleyh ibraya mezun olsunlar olmasýnlar çocuklarýn, mecnunlarýn, matuhlarýn ibralarý sahih deðildir. Yalnýz mezun olan çocuklarýn ibra-i istifa suretiyle ibralarý sahihdir. Bir de bunlarýn velileri veya vasileri bunlara aid kendi fi´illerinden dolayý hâsýl olan alacaklardan medyunlarý ibra etseler sa­hih olur, ibra etdikleri mikdarý bunlara karþý zâmin olurlar (Ankaravî.)

84 - : ibra olunan kimselerin muayyen ve malûm olmalarý þartdýr. îbra. gerek iskât ve gerek istifa tarikiyle olsun, müsavidir. Çünkü ibra, minvechýn temlikdir. Temlik olunacak kimselerin malûmiyyeti lâzýmgelir. Binaenaleyh bir kimse, «Bütün medyunlarýmý ibra etdim.» veya «Hiç bir kimsede tiakkur. yokdur.» veya «Hiç bir kimseden alacaðým yokdur.» veya «Hiç bir kimseye borç verdiðim yokdur.» yahud «Kimlerde alacuðým var ise cümlesini aldým.; veya «Cümle medyunlarýmdan matlûbatýmý Ýstifa eyledim.» veya «Ce´mi-i nâsdan alacaklarýmý aldým.» veya «Hiç bir kimseye borç verdiðim yokdur.» dese ibrasý sahih olmaz.

Kezalik : «Müverrisimin bütün terekesini gabz etdim, meselâ: pederimin terekesinden az ve çok bir þey kalmayýb cümlesini kabz eyledim.» tarzýndaki ibralar da bir muayyen þahsýn ibrasýný tazammün etmediði cihetle sahih de­ðildir. Bunlar mücerred ikrar kabilinden olduðu cihetle dâvanýn sýhhatine mâ­ni olmaz.

Amma bir kimse, «Fülân mahalle ehalisini ibra etdim.» veya «Fülân ma­halle ehalisinden alacaklarýmý istifa eyledim.» deyib o mahalle ehalisi de mu­ayyen ve mâdûd kimselerden ibaret bulunsa bu ibra, sahih olur (Hindiyye, Tenkih-i Hâmidî, Þürünbülâlî Risalesi.)

85 - : ibranýn meþru suretde vuku bulmasý þartdýr. Aksi takdirde hak sâ-kit olmaz. Binaenaleyh bir kimse, bir þahsdaki hakkýný ona bir rüþvet olmak üzere ibra etse sahih olmaz (VâkýatüFmüftîn.)

86 - : ibranýn þekki müfîd bir lâfz ve kayd ile mukayyed olmamasý, þart­dýr.

Binaenaleyh ibra eden bir kimse, «Bildiðime» veya «Zanmma» veya «Hi-sabima» veya «Kitabýma göre bu þahda. hakkým yokdur.» dese bu söz, ibra sa­yýlmaz, dâvanýn dinlenilmesine mâni olmaz.

87 - : ibra edilen hakkýn kabil-i iskât olmasý þartdýr. Binaenaleyh kabili iskât olmayan bir hakka aid ibranýn hükmü yokdur.

Meselâ : Alacak, hakk-ý þüf´a, hakk-ý mesil i mücerred, hiyar-ý þart, me-bü gördükden sonra hiyar-ý ayib, alacaklardaki ecel = Müddet gibi haklar kabil-i iskatdýr. Bu cihetle bir medyun «Borcum hakkýndaki eceli ibtâl veya terk etdim veya borcumu peþin ~ Hâl kýldým.» dese bu müddeti iskât etmiþ olur. Fakat hibeden hakk-ý rücûu iskât, mebii görmeden evvel hiyar-ý rü´yeti iskât, hakk-ý irsi iskât, vakfdaki istihkaký iskât sahih deðildir. O halde bir kimse, bir þahsa bir þey hibe edib de «Bu hibeden hakk-ý rücûumu iskât et­dim.» dese yine bu hibesinden rücu edebilir.

Kezalik : Bir vakfýn gailesinin meþrûtünlehi, o vakfýn gailesinde olan hak­kýný iskât etse bilâhare o vakfdan gaile taleb edebilir. Vakfýn tevliyyet ve süknâsý da bu hükmde gaile gibidir (Bezzaziyye, Eþbah, Reddimuhtar Tekmilesi.)

88 - : ibranýn âlâ hâtarü´vücud olan bir þarta talik edilmemiþ olmasý sa­ridir. Çünkü ibra, minvechin temlikdir. Temlikâtýn ise þarta tâîiki sahih de­ðildir.

Binaenaleyh bir kimse, medyununa «Ne vakit sendeki alacaðýmýn yarýsý­ný verirsen diðer yarýsýndan berisin.» dese, medyun da borcun yarýsýný verse bununla diðer yansýndan beraet hâsýl olmûz.

Kezalik : Medyununa hitaben: «Sen ölürsen borcundan berisin.» veya «Eðer borcunu vermeden Ölürsen zimmetin beri olsun.» dese sahih olmaz. Bâ-dehû medyun borcunu ödemeden vefat etse dâyin, alacaðýný bunun terekesin­den alabilir (Netice.) Fakat: «Ben ölürsem sen borcundan berisin.» denilse vasiyyet olarak caiz olur (Þürünbülâlî Risalesi.)

Fakat ibranýn þart ile takyidi caizdir. Þöyle ki: Dâyin, medyununa: «Sen­deki þu kadar alacaðýným yarýsýný yarýn bana ver, diðer yarýsýndan beri olmak üzere.» deyib o da yarýsýný yarýn verse diðer yarýsýndan beri olur. Böyle tak­yidi bir þart, dâyin için nafi´ olabilir. Meselâ: Dâyin hakkýnýn yarýsýný bir gün evvel alýb onunla mühim bir ihtiyacýný defi´ edebilir. Binaenaleyh bu þart, muteberdir.

Kezalik : Dâyin, medyununa hitaben: «Sendeki þu kadar alacaðýmýn yan­sým yarýn vermez isen tamamý borcun olmak üzere o borcun yarýsý üzerine sulh oldum.» dese, medyun da bunun yarýsýný yarýnki gün verse diðer yarýsýn­dan beri olur. Amma vermezse tamamý zimmetinde borç olarak kalýr. Çünkü ibranýn mukayyed olduðu kayýd, bulunmadýðýndan ibra bâtýl olmuþ olur (Mec-maül´enhür.)

89 - : Bir kimse, medyununa hitaben: «Alacaðýmýn yansýndan seni ibra etdim, diðer yarýsýný vermek üzere.» dese bu kayda itibar olunmaz, bu alaca­ðýn yarýsýndan hemen ibra tahakkuk eder, medyun diðer yarýsýný gerek versin ve gerek vermesin. Çünkü dâyin, beraeti ilk sözünde mutlak olarak zikr et-miþdir. Nýsfýn edasý Ýse bu ibradan sonra zikr edildiðinden ibranýn bununla mukayyed olmasý meþkûkdür. Bu halde beraet, itlâký üzre kalmýþdýr.

Kezalik : Dâyin, medyununa: «Bakisinden beri olmak üzere alacaðýmýn yarýsýný ver.» dese borcun yarýsýndan ibra herhalde sahih olur. Zira borcun yarýsýnýn te´diyesi Ýçin bir vakit tâyin edilmediðinden bu, bir ibra-i mutlak olur, bu edâ ile mukayyed bulunmaz (Mecmaül´enhür.)

90 - : Ýbranýn bir akd-i fâsid zýmnýnda olmamasý þartdýr. Akdi fâsid zým-mndaki bir ibra ise fâsiddir. Binaenaleyh bir kimse «Mülkümdür.» diye bir malý bir þahsa satýb semenini kabz ederek mebie müteallik kâffe-i deâvîden müþteriyi ibra etdiði gibi müþteri de o bayii mezkûr semene müteallik bütün dâvalardan ibra etmiþ ve bu veçhile aralarýnda sened teati edilmiþ iken mebi büistihkak usulen zabt edilse bu ibranýn hükmü kalmaz, müþteri vermiþ oldu­ðu semeni bayiden istirdad eder. Fakat bu veçhile ibradan sonra semen büis­tihkak zabt edilse bayi mebü istirdad edemez, belki zabt olunan semenin mis­lini alýr.

Kezalik : Bir musalehe zýmnýnda yapýlan ibra, bu musalehenin fesadý za­hir olunca tesirsiz kalýr. Müddeî dâvasýný yine dermeyan edebilir.

91 - : Ýbranýn sýhhati için reddedilmemesi þartdýr. Þöyle ki: Bir kimse, bir þahsý ibra etdikde o þahsýn kabulü þart deðildir, sükût etse de ibra yine tamam olur, sarahaten kabule tevakkuf etmez. Fakat o þahs bu ibrayý o mec-lisde red ederse bu ibra, merdûd olur, hükmü kalma2. Çünkü Ýbra minvechin ikrardýr. Ýbra edilen þahs, ibrayý red etmekle mukýrri tekzýb etmiþ olur, artýk bilâhare ibrayý tasdik etse de bu tasdikin hükmü olamaz. Ancak ibra, þu altý halde red ile merdûd olmaz.

(1) : ibra olunan kimse, ibrayý kabul etdikden sonra red etse veya kabul ve red etmeden vefat eylese ibra merdûd olmaz. Çünkü ibra kabul edilince hak sâkit olur, sâkit ise avdet etmez.

(2) : Muhalünleh, muhalünaleyhi ibra edib de muhalünaleyh bunu red ey­lese bununla ibra merdûd olmaz. Çünkü bu borç, iskât-ý mahz kabilindendir, bunda temlik mevcud deðildir, iskât-ý mahzýn ise reddi mümkin deðildir.

(3) : Alacaklý kefili ibra edib de kefil bu ibrayý red etse bununla ibra mer­dûd olmaz. Çünkü bu ibrada iskat-i mahz kabilindendir.

(4) : Medyun : «Beni ibra et.» deyib de bunun üzerine dâyin tarafýndan vâki olan ibrayý red etse bu ibra da merdûd olmaz.

(5) : Dâyin, medyununu ibra etdiði halde medyun, o meclisde sükût edib de diðer meclisde red etse bir kavle göre bu ibra da merdûd olmaz.

(6) : Dâyin, vefat eden medyunu deyninden dolayý ibra etdiði halde vâ­risi red etse bu ibra da imam Muhammed´in kavline göre merdûd olmaz (Meb-sût. Eþbah, Þürünbülâlî Risalesi, Dürerül´hükkâm.) [17]

Ýbranýn Hükmleri :



92 - : Sahih bir ibra neticesinde müddeabih olan hak da, dâva da sâkit olur.

Meselâ : Bir kimse «Fülân ile dâva ve nizaým yokdur.», «Fülânda hakkým yokdur.», «Fülân ile olan dâvamdan farið oldum veya vaz geçdim.» «Fülânda hakkým kalmadý.», «Fülândan tamamen hakkýmý aldým.», «Fülâný hakkýmdan ibra etdim.», «Fülânda olan hakkým ona helâl olsun.» «Fülândaki hakkýmý ona baðýþladým », «Fülân ile dâvamý terk, ve emrimi ahýrete tefviz etdim.» ve «Fü­lândaki hakkýmý terk etdim.» dese onu ibra etmiþ olur. Artýk ibra etdiði þahs-Uan böyle bir hak iddia edemez, o hak sâkit olur, artýk bu babdaki müddeasi-ný isbâta kalkýþamaz, ve o þahsa yemin teklif edemez. Hattâ o þahs, bu hak­ký, meselâ: Ýbradan evvele aid bir borcu ikrar etse de bununla muaheze olu­namaz. Bu ikrarý bâtýldýr.

93 - : Bir kimse, zimmetinde þu kadar alacaðý olan evlâdýna, meselâ: Ký­zma hitaben: «Sana dünya ve ahýret hakkým helâl olsun.» de%e bunun zimme­tini ibra etmiþ olur (Abdürrahim Fetavâsý.)

94 - : Bir ibranýn mâbâdine, yani: ibradan sonra hadis olan haklara þü­mulü yokdur. Þöyle ki: Bir kimse, bir þahsý ibra edince bu ibradan mukaddem olub bu ibranýn þâmil olduðu haklarý sâkit olur, fakat bu ibradan sonra o þahsda hadis olan haklarý sâkit olmaz, bunlarý dâva edebilir.

Meselâ : Bir kimse, ibra etdiði medyununa hitaben: «Sana ibradan sonra satdýðým þu malýn semeninden zimmetindeki §u kadar kuruþ alacaðým vardýr, onu ver.» diye dâva ve bu medyunun bu hususdaki ikrarýný iddia etse sahih olur.

95 - : Bir kimse, bir þahs ile aralarýnda olan muamelâtýn ´nisabým gör­düklerinde hakký zuhur etmeyib: «Eðer hisabda galat yok ise» diye o yatýsý ibra etse de bâdehûhisabdagalat olduðu ve o þahsýn zimmeti tebeyyün eylese o kimse, bu hakkým ahza kadir olur (Netice.)

96 - : Bir kimse, bir þahsý bütün dâvalardan, husûmetlerden ibra etdikden sonra ondan irs sebebiyle bir mal dâva etse bakýlýr: Eðer müverrisinîn vefa­tý ibradan evvel ise dâva sahih olmaz, velev ki müverrisinin vefatýna bu ibra zamanýnda muttali bulunmuþ olmasýn. Fakat müverrisinin vefatý bu ibradan sonra ise bu dâva sahih olur (Hindiyye.)

97 - : Deynin lüzumundan evvel vukubulan ibra, sahih deðildir.

Binaenaleyh bir kimse, bir þahsý maziye ve hâle aid haklarýndan ibra et­diði gibi atiyen haiz olacaðý haklarýndan da ibra etse bu hukuk ý âtiyeye aid ibranýn hükmü olamaz. Çünkü ibra, iskatdir. Iskat ise ancak vâcibül´edâ bir deyin hakkýnda carî olur.

98 - : Bir kimse, bir þahsý bir hususa müteallik dâvadan veya muayyen bir cihetden dolayý olan bir hakdan ibra etse bu, bir ibra i has olub badehu bu hususa müteallik dâvasý mcamu olmazsa da baþka hususa müteallik dâvalar­da, bir hak talebinde bulunabilir. Çünkü bunlar, ibraya dâhil deðildirler.

Meselâ : Bir kimse, bir hane dâvasýndan hasmýný ibra etse artýk o hane­ye müteallik dâvasý dinlenmez. Amma çiftlik veya sair bir hane hakkýndaki dâvasý dinlenir.

99 - : Bir kimse, «Fülân þahsý kâffe-i deâviden beri kýldým.» veya «Onda asla hakkým yokdur.» dese onu ibra i âm ile ibra etmiþ olur, artýk bu ibradan mukaddem hiç bir hak dâva edemez. Binaenaleyh artýk ne hukuk-ý maliyyeye ve ne de hüdûd, kýsas gibi hukuklý gayri maliyeye müteâllik dâvalar mesmû olmaz.

Fakat cemi-i deâviden ibrada ayan-ý kâime dâhil olmaz. Þöyle ki: Bir er­kek ile karýsý iftirak etdiklerinden sonra birbirini bütün dâvalardan ibra etse­ler bu esnada kadýnýn arazisinde erkeðin mezrûatý veya sair ayaný kaimesi bulunsa bunlar o ibraya dahil bulunmuþ olmaz (Þürünbülâlî Risalesi, Reddi-muhtar Tekmüesi.)

100 - : Yukarýdaki mesele veçhile ibradan sonra ibra eden kimse, ibra etdiði þahsdan mebiin semeni, icare bedeli, karz, gasb, vedia, irs, þirket, veya kefaletden dolayý bir hak dâva etse mesrnu olmaz.

Meselâ : «Ýbradan mukaddem sen fülân kimseye kefil olmuþ idin, mekfû-lünbih malý veya mekfûlünanh nefsi bana teslim et.» dese ve yahud: «Ben se­nin emrinle fülâna olan þu kadar meblâð borcuna kefil olmuþ ve hasbel´kefâle onu tediye etmiþ idim, þimdi o meblâðý bana ver.» diye dâva etse dinlenmeye­ceði gibi «Sen benim ibra etmiþ olduðum fülân þahsa kablel´ibra kefil olmuþ idin, mekfûlünbih malý bana edâ et.» diye de dâva edemez (Ibni Âbidin´in ib­ra Risalesi.)

101 - : Bir kimse, bir þahsý kendi namýna ibra-i âm ile ibra etdikden son­ra o þahsdan baþkasý namýna bil´vekâle veya bil´vesâye bir hak dâva edebilir. Çünkü onu yalnýz köndi haklarýndan ibra etmiþdir, bunun baþkasý hukukuna þümulü yokdur (Ibni Abidin Tekmüesi.)

102 - : Vefat eden kimseyi deyinden ibra etmek sahihdir. Bu ibradan bü­tün vârisleri müstefid olurlar. Vârisler bu ibrayý red etseler Ýmam Ebû Yu­suf´a göre Ýbra merdûd olur, imam Muhamnýed´e göre merdûd olmaz.

103 - : Bir kimse, bir þahsý kendi namýna ibra-i âm üe ibra etdikden son-alacaðmdan ibra etse yalmz o vârisi hissesine düþen borçdan ibra etmiþ olur, bu ibradan diðer vârisler müstefid olamazlar (Hindiyye.) [18]

Marizlerin, Vârislerin Ýbralarýna Müteallik Bazi Mese­leler :




104 - : Bir kimse, marazý mevtinde vârislerinden birini ibra-i Ýskât veya ibra-i istifa ile alacaðýndan ibra etse veya hal-i sýhhatinde ibra etmiþ olduðunu maraz-i mevtinde ikrar eylese bu ibra ve ikrarý sahih ve nafiz olmaz. Meðer ki diðer vârisler müciz olsunlar. Bir de bu marizin ibra etdiði vârisden baþka vârisi bulunmazsa bu ibrasý sahih olur (Reddimuhtar Tekmilesi.)

105 - : Bir kimse, maraz-i mevtinde vârisi olmayan yabancý bîr þahsî alacaðýndan ibrâ-i iskât ile ibra etse sahih ve malýnýn üçde birinden muteber olur. Vârisleri bulunmadýðý veya bulunub da mücîz olduklarý takdirde ise bü­tün malýndan muteber olur.

Ecnebiyi ibra-i istifa ile ibra Ýçin ikrar bahsýna müracaat!.

106 - : Terekesi düyuna müstaðrak olan kimse, maraz-i mevtinde med yunlarýndan birini veya hepsini alacaðýndan ibra etse garîmleri icazet ver­medikçe sahih ve nafiz olmaz. Çünkü bu ibra, vasiyyet mahiyyetindedir. Va­siyet ise borcu tediyeden sonradýr.

Fakat tereke düyuna müstaðrak olmayýb borcu ifadan sonra baki kalacak terekenin sülüsünden ibra olunan mikdarýn çýkarýlmasý mümkün bulunursa ibra nafiz olur.

107 - : Maraz-i mevt ile mariz olan kimse, alacaðýna kefil olan þahsý ke-faletden ibra eylese terekesinin sülüsünden muteber olur.

108 - : Mirasý terk ile veya mirasdan ibra ile hakký irs sâkit olmaz. Çün­kü irs, cebrîdir, terki sahih deðildir.

Binaenaleyh bir müteveffanýn terekesi vârislerinden birinin elinde mev-cud iken diðer vârisi «Ben hissemden vazgeçdim, hakkýmý terk etdim, veya hakkýmdan ibra eyledim.» dese bununla tevarüs hakký sâkit olmaz. Hattâ bu vâris, böyle dedikden sonra vefat etse onun vârisleri, onun evvelki mütevef­fanýn terekesindeki hissesini vâziül´yed olan vârisinden almaya kadir olurlar (Bezzâziyye, Mecmua-i Cedide, Mecelle, Dürerül´hükkâm.) [19]

YÝrmÝ Altýncý Kitabýn Sonu


radyobeyan