Dört Mezheb Fýkhý
Pages: 1
Zihar Bahisleri By: ezelinur Date: 04 Mart 2010, 19:32:00
(Tanýmý -Hükmü - Delili)

Ziharýn lügat mânasý; erkeðin karýsýna "Sen bana anamýn sýrtý gibisin" demesidir. Açýkça görüldüðü gibi zihar. zahr (sýrt) kelimesinden alýnmýþtýr. Bunda kadýn, sýrtýna binilen þeye benzetilmiþtir. Her ne kadar sýrtýna deðil de karnýna binmekteyse daha kadýnla cinsel temas kurarken kocasý onun üzerine binmektedir. Çünkü burada maksat, kýsaca kadýný bir binite ben­zetmektir. Her hal-ü kârda ziharýn lügate göre gerçek tanýmý, kocanýn karý­sýna "Sen bana anamýn sýrtý gibisin" demesidir. Karýsýna böyle dediðinde o, baþka erkeklere olduðu gibi kocasýna da ebediyyen haram olurdu. Ýs­lâm dini geldiðinde insanlarýn uygulayageldikleri þeyleri, vahiysiz olarak iptal etmiyordu. Ýnsanlarýn iyi söz ve davranýþlarý Allah tarafýndan benim­seniyor, çirkin söz ve davranýþlarýysa Allah tarafýndan yasaklanýyordu. Dü­zeltilip rutuþ yapýlmasý gereken söz ve davranýþlanysa, Allah tarafýndan düzeltilip rutuþlandýrýlýyordu.

Cahiliyet döneminde zihar kocanýn, karýsýyla yapacaðý cinsel tema­sýn haram kýlýnmasý anlamýnda kullanýlýyordu. Ziharýn hükmü, karýnýn ko­casýna ve baþka erkeklere ebediyyen haram olmasýydý. Ama islâm huku­ku, zihar için hem uhrevî hem dünyevî hükümler koydu. Uhrevî hükmü, zihar yapmanýn günah olmasýdýr. Kim zihar yaparsa, günahkâr olur. Dün­yevî hükmüne gelince; zihar yapan kimsenin, te´dib edilsin ve aðýr cezay­la cezalandýrýlsýn diye keffareti edâ etmeden karýsýyla cinsel temasta bu­lunmasý haramdýr. Keffaretle Ýlgili açýklama ileride gelecektir.

Müslümanlarýn, zihar kelimesinin içerdiði kötülükleri iyice anlamalarý gerekir ki, zihara yeltenmesinler. Çünkü kiþinin kýzýp da karýsýna; "Sen bana anamýn sýrtý gibisin" veya "Sen anam gibisin" veya "Sen bacým gibisin" veya bunlara benzer sözler söylemesi, dinimizin kabul etmediði þeylerdendýr. Çünkü bu sözlerin söylenmesi, Allah´a Ýsyan ve tabiî olarak da uhrevî ceza sonucunu doðurur. Ayrýca nefse aðýr gelen zihar keffaretini edâ et­mekle de insanda piþmanlýk meydana getirir. Zihar kelimesinin ifade etti­ði fikhî anlam hususunda mezheplerin geniþ açýklamalarý aþaðýya alýnmýþtir.

Ziharýn deliline gelince, Cenab-ý Allah buyurmuþ ki:

"Ýçinizden zihar yaparak karýlarýndan ayrýlmaya kalkýþan kimseler bil­sinler ki, o kadýnlar onlarýn analarý deðildirler. Analarý ancak onlarý doður­muþ olanlardýr. Bununla beraber onlar gerçekten çirkin ve asýlsýz bir söz Söylüyorlar.[15]

Bu, ziharýn uhrevî hükmünün delilidir. Cenab-ý Allah ziharý çirkinlik ve asýlsýzlýkla nitelemiþtir. Dünyevî hükmünün deliline gelince, Cenab-ý Allah buyurmuþ ki:

"Karýlarýna zihar yapanlar, sonra dediklerinden geri dönecek olanla­rýn birbiriyle birleþmeden önce bir köle azad etmeleri gerekir.[16]Bu da ziharýn dünyevi hükmünün delilidir.

Böylece öðrenmiþ oluyoruz ki ziharýn çirkin bir söz olmasý ile, keffa-reti ödeninceye dek ziharýn geçici bir harâmlýk hükmünü doðurmasý ara­sýnda bir çeliþki yoktur. Çünkü keffaret, Allah´a karþý iþlenen masiyetin cezasýdýr. Kendisinden zihar yapýlan kadýnýn kocasýna geçici olarak haram kýlýnmasý, böyle yapan koca için bir te´dîbdir. Bunda da, sözü dinleyip sö­zün en güzeline uyan mü´minler için þiddetli bir sakýndýrma vardýr.

Rivayete göre zihar hükmünün teþri´ sebebi þudur: Evs bin Samit´in karýsý Havlet binti Sa´lebe, namaz kýlarken kocasý kendisini görmüþ; se­lâm verince kocasý kendisini yataða davet etmiþ; ancak Havlet onun bu isteðine olumlu karþýlýk vermeyince kocasý öfkelenmiþ ve kendisinden zi­har yapmýþtý. Havlet, Resûlullah (s.a.s.)´ýn huzuruna gelip, "Ey Allah´ýn Re­sulü! Ben genç ve kendisine raðbet edilen bir kadýnken Evs benimle ev­lendi. Yaþým Ýlerleyip karným saçýlýnca -yani çocuklarým çoðalýnca- o, beni anasý gibi yaptý" diyerek þikâyette bulundu. Resûlullah (s.a.s.) kendisine þu cevabý verdi: "Benim yanýmda senin iþinle ilgili bir þey (hüküm) yok­tur." Çünkü Cenab-ý Allah, henüz o zamanki insanlarýn yapmakta olduk­larý ziharý iptal edici bir vahiy göndermiþ deðildi. Kadýn, Resûlullah (s.a.s.)´ýn bu cevabýndan ötürü üzülüp acý çekti ve derdini Allah´a yakýndý ve dedi ki: "Ey Allah´ýn Resulü! Benim küçük yavrularým var. Bunlarý onun yanýna katarsan elden çýkar, zayi olurlar. Yanýma katarsan aç kalýrlar!" Onun bu sözü karþýsýnda Resûlullah hep ayný cevabý veriyordu. Resûlullah (s.a.s.) böyle dedikçe o da çaðýrýp baðýrýyor ve "Yoksulluðumla kimsesizliðimi Al­lah´a þikâyet ediyorum" diyordu. Bunun üzerine þu âyet-Ý kerîme nazil oldu:

" Kocasý hakkýnda seninle mücadele eden ve (kimsesizliðiyle ihtiyacýn­dan) Allah´a þikâyet eden kadýnýn sözünü Allah iþitti. Allah zaten konuþ­malarýnýzý iþitir; çünkü Allah, her þeyi iþitendir, görendir. Ýçinizden zihar yaparak karýlarýndan ayrýlmaya kalkýþan kimseler bilsinler ki; o karýlar on­larýn analarý deðildirler.[17]

(54) Hanefîler dediler ki: Zihar, müslüman bir kimsenin kendi karýsýný veya söylenildiðinde karýsýnýn þahsým ifade edecek olan bir organýný ya da ka­rýsýnýn üçte bir, dörtte bir gibi orantýlý bir hissesini, kendisine ebediyyen ha­ram olan bir insana yok olmasý mümkün olmayan bîr nitelikle benzetmesidir. Kýsaca mânasý þudur: Ziharýn þer´î tanýmý; karýyý ana ve benzeri mah­remlere benzetmeyi veya baþ ya da boyun gibi karýnýn þahsýný ifade eden bir kýsmýný veya üçte bir, dörtte bir, yarým gibi orantýlý bir payýný ana ve benzeri mahremlere benzetmeyi kapsayan sîgaya zihar denir.

"Benzetmeyi" kaydýný kullanmakla, benzetme olmayanlar kapsam diþma çýkarýlmýþ oldu. Bir kimse karýþma "Sen anamsýn" veya "Sen bacýmsýn" der ve benzetme edatýný kullanmazsa, zihar yapmaya niyet etse bile zihar yap­mýþ olmaz. Zihar genel olup sarih benzetmeyi de dolaylý benzetmeyi de kap­sar. Sarih benzetmenin örneði; kocanýn karýsýna "Sen bana anamýn sýrtý gibisin" veya "Sen anam gibisin" veya bunlara benzer sözler söylemesidir. Dolaylý benzetmenin örneði, kocanýn karýsýný, kocasýnýn kendisinden zihar yapmýþ olduðu bir kadýna benzetmesidir. Meselâ zihara niyet ederek "Sen, bana falan kadýn gibisin" demesidir. Koca, bu sözü söylerken sarih olarak zihar sözünü telaffuz-etmemiþse de zihar yapmýþ olur. Çünkü ziharý dolaylý olarak söylemiþtir.

Adamýn iki karýsý olup bunlardan birinden zihar yapmýþ olur da sonra diðerine "Sen bana falan kadýn gibisin" veya "Seni ona ortak ettim" demesi ve bunu derken zihara niyet etmesi de böyledir. Yani zihar yapmýþ olur. Çünkü bu söz, "Sen bana anamýn sýrtý gibisin" sözünün anlamýný içermektedir.

Zihar ayný zamanda kesin benzetmeyi ve þartlý benzetmeyi de kapsamak­tadýr. Bu þartlý benzetme, karýnýn dilemesine de baðlanmýþ olabilir. Örneðin kocanýn "Dilersen sen bana anamýn sýrtý gibisin" demesi gibi. Zihar, geçici ziharý da kapsar. Kocanýn, örneðin "Bir aylýðýna veya bir haftalýðýna sen ba­na anamýn sýrtý gibisin" demesi gibi. Bu sözlerle zihar yapýlmýþ olur. Bu süre zarfýnda koca, karýsýyla cinsel temasta bulunmaya azm ederse keffaret ver­mesi vâcib olur. Karýsýna; "Sen receb ve ramazan ayýnýn tamamýnda bana anamýn sýrtý gibisin" derse sahih olur. Receb ayýnda karýsýyla cinsel temasta bulunmaya azmederse, evvelâ keffaret vermesi vâcib olur. Böyle yaparsa bu keffareti, ona ramazan ayýnýn keffareti için de yeterli olur. Receb ayýnda ka­rýsýyla cinsel temasta bulunmaya azmetmez de þaban ayýnda azmederse kef­faret vermesi, ona ramazan ayýnýn keffareti için yeterli olmaz. Çünkü þaban ayýnda karýsýndan zihar yapmýþ deðildir. Keffaretsiz olarak þaban ayýnda ka­rýsýyla cinsel temasta bulunabilir. Keffaret, ancak azmedilmesi esnasýnda þer´an yasak olan cinsel temasý mubah kýlmak için vâcib olur. Bu temasa azmetme­den keffaret vâcib olmaz. Bilindiði gibi bu örnekte þaban ayýnda cinsel te­masta bulunmak yasak deðil, mubahtýr. Þu halde kocanýn keffaret vermesi vâcib olmaz. Ama ramazanda cinsel temasa azmetme esnasýnda keffaret ve­rirse, bu keffaret receb ve ramazan aylarý için haydi haydi yeterli olur. Karýsý­na "Cuma günü dýþýnda sen bana anamýn sýrtý gibisin" demesi de böyledir. Cuma günü dýþýnda karýsýyla cinsel temasta bulunmaya azmederse, keffaret vermesi vâcib olur. Cuma günü keffaret verirse, kendisi için yeterli olmaz. .Çünkü cuma günü keffaretsiz olarak karýsýyla temasta bulunmasý mubah olur. Karýsýna "Babanýn beldesine yolculuk edersen, bana anamýn sýrtý gibisin" der ve kadýn da yolculuk ederse, kocanýn onunla temasta bulunmaya azmet­mesi anýnda keffaret vermesi vâcib olur. Karýsýna "Babanýn beldesine her se­fer ettikçe bana anamýn sýrtý gibisin" derse, kadýn her bir sefere gidince ko­casýnýn keffaret vermesi vâcib olur. Karýsýna "Tek olan her günde sen bana anamýn sýrtý gibisin" derse, sadece bir keffaret vermesi gerekir. Ona "Sen her bir günde bana anamýn sýrtý gibisin" derse, karýsýyla temasa azmettiði her günde keffaret vermesi vâcib olur. Ama geceleyin temasta bulunursa caiz olur. Keffaretle de yükümlü olmaz. Çünkü þer´î gün, gündüzdür, gece deðil.

Ziharýn tanýmýný yaparken "Müslüman kaydýný kullanmakla, zýmmî-ler kapsam dýþýna çýkarýlmýþ oldu. Her ne kadar boþama ve îlâsý sahihse de zýmmînin ziharý sahih olmaz. Þundan ki: Zihar, keffaret ödenmezden karý­nýn kocasýna haram olmasýný gerekli kýlar. Zýmmî ise keffaretle yükümlü ol­maz. Çünkü o, keffarete ehil deðildir.

Denebilir ki: Siz dediniz ki, Allah´a yemin ederek îlâ yapmasý durumun­da zýmmînin îlâsý sahih olur. Ama keffaret vermesi vâcib olmaz. Niçin ziharý

kendisi için baðlayýcý hüküm ifade etmiyor ve keffaret mecburiyeti olmuyor? Buna verilecek cevap þudur: îlâ durumunda koca, yapmýþ olduðu îlâ ye­mini sebebiylekendinikansýyla cinsel temasta bulunmaktan alýkoymuþtur. îlâ müddeti sona erinceye dek temasta bulunmazsa, karý üzerindeki zararý gi­dermek için karý bâin olarak boþanýr. îlâ yemininden sonra cinsel temasta bulunursa, bir þey gerekmez. Buradaysa, keffaret vermeden karýsýyla temas­ta bulunmasý, þeriat koyucu tarafýndan menedilmiþtir. Zýmmî ise keffarete ehil deðildir. Þu halde ziharmýn sahih olmasý anlamsýzdýr.

"Karýsýný kaydý, karýnýn cariye olmasý durumunu da kapsamaktadýr. Cariye olan kadýndan zihar yapmak sahih olur. Ama kadýn baþkasýnýn mül-kündeki bir memlûke olursa, ondan zihar yapmak sahih olmaz. Yabancý ka­dýn da böyledir. Ancak mülkiyete veya mülkiyet sebebine baðlarsa o zaman zihar sahih olur. Mülki>fete baðlamasýnýn örneði, þöyle demesidir: "Sen be­nim karým olursan, bana anamýn sýrtý gibisin." Mülkiyet sebebine baðlama­sýnýn örneði, þöyle demesidir: "Seninle evlenirsem, sen bana anamýn sýrtý gi­bisin." Evlenmek karýyý mülk edinme sebebidir. Kadýna, "Seninle evlenirsem sen yüz defa bana anamýn sýrtý gibisin" der ve evlenirse, bu karýsýyla cinsel temasta bulunmaya her azmettikçe bir keffaret vermesi gerekir. Bu durum, yüz keffaret verinceye dek devam eder. Bu sözünü yüz kez tekrarlamasý du­rumunda, yüz keffaret vermesi haydi haydi gerekli olur.

"Müslüman kocanýn, karýsýný benzetmesidir" sözü ile, müslüman kadý­nýn, kocasýný benzetmesi, ziharýn kapsamý dýþýna çýkarýlmýþ oldu. Bir kadýn, kocasýna "Sen bana babamýn (veya anamýn) sýrtý gibisin" veya "Ben sana senin ananýn sýrtý gibiyim" derse, bu anlamsýz ve geçersiz bir söz olur. Çün­kü kadýn, kocasýný kendine haram kýlma yetkisine sahip deðildir. Bazýlarý derler ki: Kadýnýn ziharý sahih olur. Böyle söyledikten sonra kocasýnýn kendisiyle cinsel temasta bulunmasýna imkân verirse, zihar keffaretiyle yükümlü olu;, Fakat mûtemed olan, birinci görüþtür. Ayný þekilde zihar, ehl-i kitaptan olan karýyý, yaþý küçük olan, deli, vaginasý týkanýk, kendisiyle gerdeðe girilmiþ olan ve olmayan karýlarý da kapsamýna alýr. Ric´î olarak boþanmýþ karýdan da zi­har yapmak sahih olur. Çünkü bu durumdaki kadýn, evlilik baðýyla kocasýna hâlâ baðlýdýr. Bâin olarak boþanmýþ kadýna gelince; iddet süresi zarfýnda ol­sa bile ondan zihar yapmak sahih olmaz.

"Kendisine mahrem olan" yani anasýnýn sýrtý veya karný veya vaginasý gibi bakmasý sahih olmayacak þekilde kendisine haram olan bir organa ben­zetmesi sözüne gelince; süt emiþme, soy ve hýsýmlýk bakýmýndan kendisine haram kýlýnan kadýnlarýn bakýlmasý sahih olmayan organlarýna benzetme yap­masý da böyledir. Bir kimse karýsýna "Sen bana kaynanamýn sýrtý gibisin" veya "Sen bana kýzýnýn sýrtý gibisin" veya "Sen bana, falan süt bacýmýn sýrtý gibisin" derse, zihar sahih olur. Benzetme, bakýlmasý haram olan bir organa yapýlabileceði gibi, mahrem kadýnýn tüm vücuduna da yapýlabilir. Örneðin "Sen bana anam (veya bacým) gibisin" demek gibi. Çünkü bu sözde mah­rem kadýnýn hem sýrtý, hem daha fazlasý vardýr. Ancak zihara niyet edÝlmedi-ðÝ takdirde söylenen bu sözle zihar yapýlmýþ olmaz. Bu, ziharda kinayedir.

"Haram olan bir organa benzetme" sözüyle, ziharda yapýlan benzetme­nin, bakýlmasý haram olan bir organa benzetme yapmanýn þart olduðu anla­týlmak istenmiþtir. Bir kimse karýsýna, "Sen bana anamýn baþý (veya ayaðý) gibisin" derse, böyle demekle zihar yapmýþ olmaz. Ama benzetilen organýn bakýlmasý haram olmayan bir organ olmasý sahih olur. Kocanýn, karýsýna ör­neðin "Senin baþýn, bana anamýn sýrtý gibidir" demesi gibi. Benzetmenin soy veya süt anasýyla, soy veya süt bacýsý, kaynana, karýnýn daha önceki evlilik­ten doðmuþ olan kýzý gibi ebediyyen haram olan bir kadýnýn bir cüz´üne veya bedeninin tamamýna yapýlmasý þarttýr. Karýsýna "Sen bana, senin bacýnýn sýrtý gibisin" derse, yapýlan bu zihar geçerli olmaz. Karýnýn bacýsý, kocaya ebedî olarak haram deðildir. Zîra olabilir ki koca, karýsýný boþar ve baldýzýyla evlenir.

"Kadýnýn bir cüz´üne benzetmek" sözüyle de erkeðin bir cüz´üne yapý­lan benzetme, ziharýn kapsamý dýþýna çýkarýlmýþ oldu. Koca karýþma sözgeli­mi "Sen bana babamýn tenasül organý gibisin" veya "Sen bana kardeþimin penisi gibisin" derse, mûtemed görüþe göre bu sözle zihar yapmýþ olmaz.


radyobeyan