Melahim By: armi Date: 03 Mart 2010, 17:34:12
MELÂHÝM
Büyük olay, þiddetli savaþ; savaþ meydaný; kahramanlýk, destan, masal ve romaný. Bu kelime uzun ve karýþýk bir geliþimden sonra "mukadderât" anlamýný kazanmýþtýr. Ýbn Haldûn (ö. 808/1405) el-Mukaddimesinin çeþitli yerlerinde melâhimi þöyle tarif eder:
"Devletlerin deðiþme ve hâdiseleri hakkýnda manzum, nesir veya recez ile yazýlmýþ pek çok eserler; bunlarýn önemli bir kýsmý halk arasýnda yayýlmýþ olup, bazýlarý bütün halinde müslüman milletler arasýnda meydana gelen deðiþmelerden, diðerleri özellikle devletlerden bahseder ve meþhur kimselere isnat olunur." Bu isnatlarýn doðruluðunu isbat etmek çoðu zaman güçtür. Bu kitaplarýn en meþhuru el-Cafr veya el Cifr adý verilmiþ kitaplardýr. Bu gibi, olaylarý önceden haber vermelerin Yahudi ve Hristiyan melhame kitaplarý ile sýký bir iliþkisi olduðu gibi, bunlarýn gizli bir þekilde korunmasý ve sülâle reislerinin, kehanet için bunlara baktýklarý þekilde pek çok hikâyeler mevcut olduðundan, bunlarýn Roma kâhin kadýnlarýnýn kitaplarý ile de temas noktalarý vardýr.
Kur´ân-ý Kerîm´de melhame kelimesine rastlanmaz. Ancak "et" anlamýnda "lahm" ve çoðulu "luhûm" kökleri vardýr. Ýbnü´l-Manzûr (ö. 711/1311), eski Arapçada "bozgunla sonuçlanan kesin savaþ, takip ve katil" anlamlarýna gelen melhameyi,
"karýþma, karýþýklýk" ve savaþ meydanlarýnda öldürülmüþ insanlarýn etlerinin düþündürdüðü umumî fikri içinde manalarý birbirine baðlamaya çalýþmaktadýr (Lisânü´l-Arab, XXII, 9, 10).
Kurân-ý Kerîm´de geleceðe ait bazý haberler yer almýþ ve bunlar gerçekleþmiþtir. Meselâ; Bizanslýlarý önce yendiði halde Ýranlýlarýn sonra maðlup olacaðý ayette haber verilmiþ ve zaman da onu tasdik etmiþtir. Bu konudaki ayetler þöyledir: "Elif-Lâm Mîm, Rumlar (Bizanslýlar) en yakýn bir yerde yenildiler. Onlar, bu yenilgilerinden sonra (üç ilâ dokuz yýl arasýnda) galip geleceklerdir. Ýþ, eninde sonunda Allah´a aittir" (er-Rûm, 30/1-5).
Allah, Bedir savaþýndan önce müminlere zaferi vadetmiþ, bu gerçekleþmiþtir (el-Enfâl, 8/7). Yine Allah, Kur´ân´da müslümanlara Mescid-i Haram´a gireceklerini vadetmiþ, bu söz de Mekke´nin fethi ile yerini bulmuþtur (el-Feth, 48/27). Ayný þekilde Allahû Teâlâ, Kur´ân´da müslümanlarý yeryüzüne hakim kýlacaðýný vadetmiþ ve þöyle buyurmuþtur: Allah, içinizden inanýp iyi iþler yapanlara, öncekileri halef kýldýðý gibi, onlarý da yeryüzünde halef kýlacaðýna.... dair söz vermiþtir" (en-Nûr, 24/55). Bu ilâhi söz gerçekleþmiþ, müslümanlar daha Allah elçisi hayatta iken Arap yarýmadasýný da itaatleri altýna almýþlardýr. Yine hemen sahabe döneminde, Ýran, Suriye ve Mýsýr fethedilmiþ, Anadolu içlerine kadar akýnlar düzenlenerek Bizans´ýn temelleri sarsýlmýþtýr.
Hadis kaynaklarýnda gelecek olaylardan söz eden fiten hadisleri baðýmsýz bölümler halinde yer almýþtýr (Buharî, Fiten, 17; Mevâkît, 4; Müslîm, Sahîh, Ýstanbul 1329-1333, VIII,165, 210).
Bunlarýn bir bölümü mev´ize amacýyla söylenmiþ, þu ve þu þekilde fitne ve olaylar çýkarsa, bunlara karþý müslümanýn nasýl bir tavýr takýnacaðý belirtilmiþtir. Ebû Dâvud´un Kitâbü´l-Melâhim´inde yer alan, geleceðe ait bazý olaylar þöyle özetlenebilir: Allah´ýn bu ümmete her yüz yýlýn baþýnda dini yenileyecek bir müceddid göndereceði, Ýstanbul´un fethi, Allah´ýn bu ümmet üzerinde iki kýlýcý (iki askeri gücü), biri ümmete ait, diðeri düþman tarafýndan olarak bir araya toplamayacaðý, kýyamet alâmetlerinden güneþin batýdan doðmasý, Deccâl´ýn çýkmasý bunlar arasýndadýr (Sünen-i Ebu Davud, Mýsýr 1371/1952, II, 424, 439).
Melâhim tabirinin, gelecek olaylarý ifade etmek üzere kullanýlmasýna, ilk önce Þiîlerin cafr akîdesinde rastlanýr. El-Fihrist´te belirtildiðine göre, Ali b. Yaktin (ö.182 H.) "Kitâb min Umürîl-Mevlâhim"i yazmýþtýr. Bu kullanýþ çok çabuk yayýlmýþ olmalýdýr. Nitekim el-Baðâvî´nin el-Mesâbihinde bu hadisler tasnif edilmiþ ve bir bölümün adý Bâbul Melâhim " olmuþtur (Miþkâtü´l-Mesâbih, Kahire 1318 H. II,128 vd.,130,133). Bu hadisler kýyamet haberleri hakkýndadýr.
Ancak, sahîh hadis kaynaklarý ile bunlara dayanan terbiyevî amaçla yazýlmýþ eserlerde kaydedilmiþ olan, gelecek olaylardan haber verme (melâhim)lerle, Hz. Ali ailesi ile ilgili olarak ortaya çýkan, cafr tarafýndan temsil edilen, gizli unvanlarla temelde nücûm ilmine dayanan melâhim kitaplarý arasýnda ayýrým yapmak gerekir. Çünkü Ca´fer es-Sâdýk´a isnat edilen cafr yanýnda, Abbasî hanedanýnýn mukadderatýný inceleyen ve Ýbn Ýshak el-Kindî´ye isnat edilen bir de yýldýz bilime dayanan (nücûmî) cafr vardýr. Ýbn Haldûn kendi devrinde Maðrib´te, gelecek olaylarý içine alan melâhim eserlerinden söz eder. Ýbn Sina´ya ve Ýbn Arabî´ye isnat edilen melâhimler bunlar arasýnda sayýlabilir.
radyobeyan