Ýslam Kavramlarý M-Z
Pages: 1
Medeniyet By: armi Date: 03 Mart 2010, 17:14:58

MEDENÝYET





Þehirlilik, þehire has yaþam tarzýný ifade eden bir kavram. Arapça, þehir anlamýndaki "medine" kelimesinden türetilmiþtir. Tanzimatçýlar tarafýndan batýdaki "civilisation (sivilizasyon)" tabirini karþýlayan bir kelime olarak Türkçeye sokulmuþtur.

Medeniyet kavramýnýn bir çok tanýmý yapýlmýþ olup, bunlarýn herbiri, birbirinden farklýdýr. Bu tanýmlardan bazýlarý kültürü de medeniyet kavramý içinde ele alýr. Ancak kültür, bir milletin yaþamasýný kolaylaþtýracak olan bilgi birikimi; medeniyet de, bu kültürün maddî alanda ortaya çýkýþýdýr. Yani medeniyet, bir anlamda maddî kültürdür. Toplumlarýn, gayelerine ulaþmak için birer vasýta olarak kullandýklarý sosyal, hukuk ve ticarî kurallar da medeniyetin bir parçasýdýr.

Tarih boyunca yeryüzünde varlýk göstermiþ bir çok medeniyet mevcuttur. Ýç gerçekleri göz önüne alýndýðýnda, bu medeniyetleri esas olarak iki grupda deðerlendirmek mümkündür. Birisi, hayatlarýný vahyin ýþýðýnda düzenleyen toplumlarýn vücuda getirdiði medeniyet; diðeri de, müþrik ve putperest toplumlarýn medeniyeti.

Eski Asur, Mýsýr, Yunan ve Roma medeniyetleri tarihteki putperest medeniyetlerden bazýlarýdýr. Bu toplumlarda, yaþayan ve ölmüþ bazý kiþiler ilâhlaþtýrýlarak putlarý yapýlýr ve onlara tapýnýlýrdý. Ýnsanlarý birbirine öldürterek veya aç arslanlarýn önüne atarak seyretmek Romalýlarýn en büyük zevklerinden biri idi. Bu toplumlarýn ürettikleri medeniyetlere bakýldýðýnda, sadece hipodrumlar, piramitler ve putlara tapýnýlan puthanelerin kalýntýlarý görülebilmektedir. Bu toplumlarýn kültürleri, insanýn insana tahakkümü ve ilâhlýk taslamasý temel düþüncesinden kaynaklandýðý için bu medeniyetlerin geniþ halk kitlelerine yansýyan tarafý, ezilip horlanmaktan baþka hiç bir þey deðildir.

Yapýlan tanýmlamalar çerçevesinde deðerlendirildiðinde; insanlarýn insanlýklarýný yok eden putperest hâkimiyetlerin ürettikleri maddi varlýklara da medeniyet denilebilir. Ancak medeni; yet kavramýnýn içerdiði gerçek anlam tevhid´in yani Ýslâm´ýn kendisidir. Cahil, müþrik sistemlerin medeniyet adýna ortaya koyduklarý þey, insanî, fýtratýnýn gerektirdiði yere oturtmak için bir vasýta deðil, onun Allah Teâlâ´ya dönük bu fýtrî özelliklerini yok edip, köleleþtirmek için kullandýklarý bir araçtýr.

Medeniyet kavramý, Batý dillerinden Türkçeye aktarýrken kastedilen þey, Batý idi. Yani Batýlýnýn gözünde medeniyet Avrupa´dadýr; bunun dýþýnda kalan toplumlarsa birer barbarlar topluluðudur. Bu anlamda bakýldýðýnda, medeniyet kavramýnýn da diðer bir çok kavramda olduðu gibi, kültür emperyalizminin yüklediði anlamlar olduðu görülür.

Batý medeniyeti kaynaðý ve hizmet ettiði idealler bakýmýndan tarihteki diðer putperest topluluklarýn bir devamý niteliðindedir.

Hrýstiyanlýk ortaçað Avrupasýna ilâhî bir din olmaktan çok, puthaneye çevrilmiþ kiliseler ile girdi. Hrýstiyanlýk dönemi Batý tarihi, kilisenin halka karþý zulümleriyle doludur. Dolayýsýyla, böyle bir zihniyetin vücûda getirdiði bir medeniyete gerçek anlamda medeniyet denilmesi imkânsýzdýr. Zira medeniyetin ölçüsü insana verdiði deðer ve ona götürdüðü hizmettir.

Rönesans sonrasý batý, kiliseyi saf dýþý býrakarak, bir geriye dönüþ hareketini baþlattý. Batý, temelleri Antik Yunan ve Roma kalýntýlarý üzerine yükseltilen bir putperest medeniyettir. Yunan ve Roma´da olduðu gibi, kendi dýþýndaki topluluklarý barbarlar olarak nitelemektedirler. Ýslâm coðrafyasýnda Batý hayranlarý vasýtasýyla bu düþünceyi Ýslâm topraklarýnda yaymaya çalýþmýþlardýr. Böyle düþünen insan, aþaðýlýk kompleksine kapýlacak ve sözde, medenî olmak için kendi öz deðerlerini terkedecek ve emperyalizm için zorluk çekmeden sömürülebilecek bir hale gelecektir. Ayrýca sömürgeleþtirdikleri toplumlara yaptýklarý zulümleri gizlemek için de dünya kamuoyunda; bu medeniyet dýþý insanlarý medenileþtirmek için buralara gidildiði ifade edilerek gerçekler saptýrýlmýþtýr.

Allah´ýn indirdiklerini kendisine hayat nizamý olarak kabul eden toplumlarda medeniyet, kavramýn içerdiði gerçek anlamýyla ortaya çýkmýþtýr. Ýslâm medeniyeti, iman, amel, ahlâk, sosyal iliþkiler, toplum hayatýný insanlarýn iyiliði doðrultusunda yöneten idarî prensiplerin bir tezâhürüdür.

Ýslâm, Allah Teâlâ tarafýndan gönderilmiþ bir din olduðu için, öteki beþeri, putperest dinlerde olduðu gibi insana baský ve zulmün sonucu olan bir maddî yansýma sözkonusu deðildir.

Ýslâm medeniyetinin temeli, Kur´an ve Resulullah´ýn sünnetidir. Asr-ý Saadet, zirveye ulaþmýþ bir medeniyet örneðidir. Daha sonra gelen müslümanlar, hayatlarýný bu örnek üzerine bina ederek, bu medeniyeti yeryüzünün uzak köþelerine taþýdýlar. Müslümanlar, ulaþtýklarý her yere ilim, ahlâk, fazilet, insan onuruna yakýþýr davranýþ ve hizmet kurumlarýný birlikte götürdüler. Ýnsanlýk zulmün karanlýðýnda onuru yok edilmiþ bir halde inlerken, önlerine çýkan Ýslâm nuruna tabi olmayý bir kurtuluþ olarak gördüler. Kimse iman etmeye zorlanmadý. Kendi dininde. kalmak isteyenler, Ýslâm hâkimiyetini tanýmak þartýyla topluma ait her çeþit imkandan müslümanlar gibi istifade ettiler.

Ýslâm medeniyetinin maddî yansýmalarýndan birisi olan Ýspanya´daki Endülüs Emevileri zamanýnda Avrupa, hayatý ve ona ait hakikatlarý müslümanlardan öðrendi. Diðer Ýslâm devletleri, insanýný refaha ulaþtýrmak için gerekli bütün maddî ve manevî gereksinimleri karþýlayacak olan ve medeniyetin temel göstergeleri durumunda bulunan þaheserleri sonraki nesillere miras býraktý.

Emperyalistlerin Ýslâm coðrafyasýný iþgal ediþi, Ýslâm medeniyetinin sürekliliðini belirli ölçülerde engelledi. Parçaladýklarý islâm coðrafyasýnda kurduklarý kukla yönetimler, halkýn, Ýslâmý ve kendi medeniyet varlýklarýný öðrenmesini engellemek için ellerinden geleni yaptý. Gerçekleri tersyüz ederek, öðretim kurumlarýnda okutulan ders programlarýyla yeni nesilleri kendi geçmiþleri ile olan baðlarýndan koparmaya çalýþtýlar. Sanki müslümanlar ilim, kültür ve medeniyet sahasýnda hiç bir þey üretmemiþler gibi ne varsa unutturmaya çalýþtýlar. Ancak, tarihin derinliklerine kök salmýþ ve insanlýk için tek kurtuluþ yolu olduðunu ispatlamýþ bir kültür ve medeniyetin yok edilmesi mümkün deðildi: Emperyalist baskýlarýn en yoðun olduðu bir dönemde olmasýna raðmen, bugün dünyanýn her yerinde müslümanlar, medeniyetlerinin kaynaðý olan dinlerini tekrar yeryüzüne hâkim kýlmak ve insanlýða vahiy medeniyetinin yollarýný açmak için büyük bir gayret içindedirler.


radyobeyan