Medeni sureler By: armi Date: 03 Mart 2010, 17:14:12
MEDENÎ SÛRELER
Risaletin Medine döneminde inen ayetleri kapsayan sureler için kullanýlan bir tefsir usulü terimi.
Ýslâm´ýn kâmil bir din olarak insanlýða sunulmasý, yirmi üç senelik bir zaman zarfýnda ve çeþitli safhalardan geçerek gerçekleþmiþtir. Ýslâmî tebliðin ilk on üç senesi Mekke dönemidir. Bu dönemde, daha çok Ýslâm´ýn akidevi (inanç) esaslarý iþlenerek, insanlar cahilî hayatýn þirk ortamýndan uzaklaþtýrýlmaya çalýþýlmýþtýr. Bu dönem, Ýslâm inancýnýn kalplere nakþedilmesi dönemidir. Dolayýsýyla bu zaman zarfýnda nazil olan sureler de, insanlarý putperestlikten ve her türlü kötü davranýþtan vazgeçirip, Allah´ýn murat ettiði bir yaþama biçimine döndürmek için, onlarýn akýl ve mantýklarýna hitap edilerek, Resulullah´ýn getirdiklerinin gerçekliði, delilleri ile ortaya konulmaktadýr. Kâinattan ve yaradýlýþtan örnekler gösterilerek, Allahýn yüceliði ve azametine dikkat çekilir. Ayrýca Allah´ýn birliði, kýyamet ve ahiret gibi konular iþlenir.
Mekke´de inen surelerde, küfür, fasýklýk, isyan ve cehaletin çirkinliði ortaya konularak; iman, Allah´a itaat ilâhî düzen; ilim, merhamet ve ihlâs gibi hususlarýn kalplerde yer etmesi hedef alýnmaktadýr. Ayrýca, Ýslâm´ý zorbaca yöntemlerle yok etmeye çalýþanlar için geçmiþ kavimlerin ayný tür davranýþlarýnýn sebeb olduðu helâkleri kýssalar halinde anlatýlarak; eðer böyle davranmaya devam ederlerse sonlarýnýn onlardan farklý olmayacaðý misalleriyle anlatýlmaktadýr.
Mekke´de sadece bir cemaat statüsünde olan müslümanlar, Medine´ye hicretten sonra artýk Ýslâm devletini kurmuþ ve Ýslâm´ýn bu hedefini gerçekleþtirmiþlerdi. Bundan dolayýdýr ki Medine´de inen surelerde, devlet düzenini saðlayacak þer´î prensipler, insanlarýn birbirleriyle iliþkilerini düzenleyen medenî, cezaî, sosyal, iktisadî kurallar vazedilmekte; ayrýca, þahýslar ve devletler hukukuna ait çeþitli hükümler de tesbit edilmektedir. Ayrýca, ehl-i kitap olan Yahudi ve Hristiyanlarýn inançlarýnýn sapýklýðý ve tutarsýzlýðý da iþlenen konulardandýr.
Sureleri Mekkî-Medenî ayýrýmýna tabi tutarken alimler üç farklý görüþ etrafýnda toplanmýþlardýr:
a) Surenin Mekkî veya Medenî oluþu, surenin nazil olduðu yere göre tesbit edilir. Buna göre Mekke´de inen sureler Mekkî; Medine´de inen sureler ise Medenî sayýlmaktadýr. Arafat, Mina ve Hudeybiye gibi civar yerler Mekke´den; Bedir ve Uhud gibi yerler de Medine´den kabul edilmektedir. Bu görüþe göre, Mekke ve Medine´den çok uzak olan yerlerde nazil olan sûrelere de Seferî adý verilmektedir.
b) Bazý âlimler sûrenin indiði yere bakmayýp, Hicret esnasýnda Resulullah (s.a.s)´in Kuba mescidine varýþýndan sonra nazil olan bütün sureleri medenî kabul etmektedirler. Yaygýn olarak kabul gören görüþ budur.
Buna göre, Hicretten sonra Resulullah (s.a.s)´in Mekke´ye gidiþinde nazil olan sureler Mekkî deðil, medenî sayýlýrlar.
c) Diðer bazý âlimlere göre de surenin muhatabýna bakýlarak aidiyeti tesbit edilir. Yani Mekkeliler´e hitap eden sureler Mekkî; Medineliler´e hitap eden sureler de Medenîdir. Baþka bir ifade ile, "Ey insanlar!.." hitabýyla baþlayanlar Mekkî; "Ey iman edenler!.." hitabýyla baþlayanlar da Medenîdir. Ancak, Mekke´de inen sureler de "Ey iman edenler!.." Medine´de nazil olanlarda da "Ey insanlar!.." hitabýyla baþlayan ayetler bulunduðundan dolayý bu tasnif þekli geneli kapsamamaktadýr.
Medenî surelerin bazý özellikleri vardýr. Bu sureler muamelât, ukubât, ferâizden ve cihattan bahseder ve cihata ait emir ve hükümler koyar. Bilindiði gibi Mekke döneminde müþriklerle silahlý mücadeleye izin yoktu. Medine´de inen ve cihata izin veren ayetlerde ise buna izin verilmiþtir. Ayrýca münâfýklarýn hareket ve davranýþlarýndan sözetmeleri ve münafýklarýn görecekleri þiddetli azaplardan bahsetmeleri de Medeni surelerin özelliklerindendir.
Hangi surelerin Mekkî, hangilerinin medenî olduklarý hakkýnda âlimler arasýnda ihtilâf vardýr. Yirmi sûrenin Medenî olduðu ittifakla kabul edilirken, on iki sûrede de ihtilâf edilmiþtir.
Ýttifakla medenî kabul edilen sureler þunlardýr: el-Bakara, Âl-i Ýmran, en-Nisa, el-Mâide, el-Enfâl, et-Tevbe, el-Mücadele, el-Haþr, el-Mümtehine, el-Cuma, el-Münâfikûn, et-Talâk, et-Tahrim ve en-Nasr.
Hakkýnda ihtilâf bulunan sureler de þunlardýr: el-Fatiha, er-Ra´d, er-Rahman, es-Sâf, et-Teðabun, el-Mutaffifin, el-Kadr, el-Beyyine, ez-Zilzâl, el-Ýhlâs, el-Felak ve en-Nâs.
Bir kýsým Medenî surelerde, Mekkî ayetler bulunduðu gibi, bir kýsým Mekkî surelerde de Medenî âyetler bulunmaktadýr. Bir surenin nereye ait olduðu genellikle ondaki ayetlerin çoðunluðuna bakýlarak tesbit edilmektedir. Ayrýca surenin baþlangýcý nerede nazil olmuþsa, ona göre de ayýrým yapýlmaktadýr. Ancak, yaygýnlýkla kabul edilen uygulama; baþlangýcý Hicretten önce inen surelerin Mekkî, sonra inenlerin ise Medenî kabul edilerek, içinde bulunan farklý ayetlerin ciddiyetinin notlarda gösterilmesidir.
Hangi ayet ve surelerin Mekkî hangilerinin de Medenî olduðunun tesbit edilmesi, Kur´an´ýn anlaþýlmasý bakýmýndan çok önemlidir. Bir konudaki iki veya daha fazla ayetin birbiriyle çeliþiyor görünmesi halinde hangisinin nâsýh, hangisinin mensuh olduðu; surenin, Mekkî veya Medenî olduðunun bilinmesiyle çözümlenebilir. Medenî ayet veya sureler, Mekkî olanlardan daha sonra nazil olduklarýndan, doðal olarak sonra nazil olan ayetin öncekini neshetmiþ olduðu anlaþýlýr. Surelerin mensubiyetinin, nüzul, yer ve zamanýnýn bilinmesi, Ýslâm teþri tarihinin öðrenilmesi ve tedrici geliþimi takip edilerek de teþri´in hikmeti kavranabilir.
Surelerin ne þekilde taksim edileceði hakkýnda ne Kur´an´da ne de Sünnette bir iþaret, bir açýklama yoktur. Bu konudaki açýklamalar, Sahabe ve Tabiînin verdiði bilgilere dayanýlarak yapýlmaktadýr.
radyobeyan