Siyer-i Nebi
Pages: 1
Cennet ve Ebediyyet By: derya Date: 03 Mart 2010, 11:53:04
Cennet ve Ebediyyet

Geriye dönen ve kendi halkýna karþý yardým isteyen bir diðer muhacir de Ömer´in kayýnbiraderi Osman bin Usaz´un´du. Çünkü Osman, kuzenleri Ümeyye ve Ubey´in kendisini cezalandýracaklarým biliyordu. Bu kez Manzum kabilesi, baþka bir kabilenin adamýný korumasý altýna alý­yordu: VelÝd, Osman´ý korumasý altýna aldý: fakat. Osman kendisi güvenlik içinde gezerken, diðer müslümanlann ezi­yet çektiðini görünce, Velid´den kendi üzerindeki koruma. aný kaldýrmasýný Ýstedi Yaslý adam: «Ey kardeþimin oð­la, adamlarým sana bir zarar mý verdi?» diye sor­du. Osman (r.a): «Hayýr, fakat ben Allah´ýn korumasý al­týna girmek ve O´ndan sýðýnmamak Ýstiyorum». dadt Velidle beraber Mesdd´e gitti ve herkesin Önünde onun korumasý altýnda olmadýðýný açýkladý.

Birkaç gün sonra büyük sair Labld, Kureyþlilere þiir okuyordu, Osman da onu dinleyen büyük kalabalýðýn ara­sýndaydý. Genelde tüm Araplarda varolan þiir okuma yete­neði, Ebu Talib, Hubeyre ve Haris´Ýn oðlu Ebu Süfyan gibi bazý kiþilerde daha fazla göze çarpýyordu. Fakat bunlarýn da ötesinde büyük þair diye anýlan birkaç þair vardý, Labid de bunlardan biriydi. Belki de yaþayan en büyüjc Arap þairi sayýlabilirdi ve Kureyþliler onu aralarýnda görmek­ten þeref duyuyorlardý. Okuduðu þiirlerden biri þöyle baþ­lýyordu:

«Ýþte, Allah´tan baþka hersey boþtur-. «Doðru söyledin» dedi Osman. Labid devam etti:

Ve tüm zevkler yok olacak».

«Yalan söylüyorsun» diye baðýrdý Osman. «Cennet zevkleri hiçbir zaman sona ermeyecek». Labid sözünün ke­silmesine aþkýn deðildi; Kureyþ Ýse, sair misafirleri oldu­ðu için sadece þaþýrmakla kalmamýþlar, utanmýþlardý da. «Ey Kureyþliler.» dedi þair, «sizin yanýnýzda dost olarak oturan kimseye kötü davranümazdý. Ne zamandan beri böyle davranmaya baþladýnýz?» Topluluktan biri kalktý, tüm kabile adýna özür diledi ve: «Bu adam bir budaladýr, bir grup budala bizim dinimizi terketti. Onun söylediðiyle ilhamýn yokolmasm» dedi. Konuþan adam geldi ve Os­man´a bir yumruk attý, vurduðu yer morardý. Yalanýnda oturan Velid, ona kendi korumasý altýnda kalsa îdi gözü­nün morarmayacagýný hatýrlattý. «Hayýr» dedi Osman, «bi­lakis benim saðlam gözüm, diðeri gibi olabilmek için Al­lah´a yalvarýyor. Ben, senden daha güçlü ve kudretli olan Allah´ýn korumasý altýndayým. Velid: «Ey kardeþimin oð­lu, gel ve benimle yaptýðýn anlaþmayý yenile» dedi. Fakat Osman kabul etmedi.

Peygamber þairin dinlendiði topluluk içinde deðildi, fa­kat Labid´in þiirini ve orada neler olduðunu duymuþtu. Bu konuda kayýtlara geçen tek þey þudur: «Þairin konuþtuðu tek doðru þey «Ýþte Allah´tan baþka her þey boþtur» sözü­dür1. Peygamber (s.a.v.) Labid´i bunu takip eden mýsra­larý için suçlamadý. Þair «Bütün dünyevi zevkler yok ola­cak» demek Ýstemiþ olabilir, diðer taraftan Cennet ve zevk­leri hiç bir zaman sona ermeyecektir. Bu olayýn meydana geldiði sýralarda þu âyet nazil oldu: «Onun yüzünden (za­týndan) baþka her þey helak olucudur» (Kasas: 88) Da­ha önce inen bir âyette de þunlar söyleniyordu: «Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin yüzü (zatý) baki katacaktýr.» (Rahman: 27) Bu ebedi Ýkram´m olduðu yerde-ebedi zevk­ler ve onlarý tadanlar da alacaktýr.

Bu konuyu daha acýk ortaya koyan bir vahiy daha gelmiþti:

«(Kýyametin) geleceði günde, O´nun izni olmaksýzýn, hiç kim­se söz söyleyemez. Artýk onlardan kimi ´bedbaht ve mutsuz, (ki­mi de) muttu ve bahtiyardýr. Mutsuz olanlar ateþtedirler, onlar için orda (kahýrla ve acýyla) nefes alýp vermeler vardýr. Onlar Rob-binin dilemesi dýþýnda gökler ve yer sürüp gittikçe, orada temelli kalýcýdýrlar. (Bu) kesintisi olmayan bir ihsandýr» (Hûd; 105-8)

Bu âyet göstermektedir ki Allah Cennetlikleri Cenne­te sürekli kýlacaktýr. Bu âyetlerle ilgili sorulan, Peygam­ber (s.a.v.) zaman zaman ashabdan bazýlarýna verdiði ce­vaplarla açýklamýþtýr. Bir keresinde þöyle demiþtir: «istedi­ðine merhamet eden Allah, Cennetlikleri Cennet´e, Cehen­nemlikleri Cehennem´e kovar. Daha sonra Meleklere: «Ba­kýn ve kalbinde hardal tanesi kadar imaný olanlar; Ce­hennemden çýkarýn» der. Melekler bir grup insaný Cehen­nemden çýkarýrlar ve: «Rabbimiz, bize emrettiðin þartla­ra uyan hiç kimseyi orada býrakmadýk» derler. Allah : «Ge­ri dönün ve kalbinde bir zerre kadar iyilik olan herkesi Cehennem´den çýkarýn» der. Melekler yine bir grup insaný Cehennem´den çýkarýrlar ve: «Rabbimiz orada hiç bir iyilik býrakmadýk» derler. Melekler, Peygamberler ve inananlar þefaat ederler. Sonra Allah: «Melekler þefaat et­ti, Peygamberler ve inananlar da þefaat etti. Þimdi sadece merhametlilerin en merhametlisi olan Allah´ýn þefaati kal­dý» der ve Cehennem´den hiç bir iyilik yapmayan bir grup insaný çýkarýr, Cennetin giriþindeki Hayat Irmaðý denilen nehre atar»[2]

Cennettekiler hakkýnda da Peygamber (s.a.v.) þunlarý söyler: «Allah Cennettekilere: «Memnun musunuz?» diye sorar, onlar: «Rabbimiz, nasýl memnun olmayýz? Hiç bir yaratýða vermediðin nimetleri bize verdin» derler. Allah «Size bundan daha iyisini vereyim mi?» der, onlar da «Da­ha iyisi nedir?» diye sorarlar: Allah: «Size Rýdvan´ýmý vereceðim der»[3]. Bazen ´saadet´ olarak tercüme edilen Rýdvan, Allah´ýn bir nefsi, mutlak olarak kabul etmesi ve o nefsi kendi yanýna alýp Ebedî Saadet vermesidir. Rýdvan Cennetinin genel anlamýyla diðer Cenneti dýþladýðý düþü­nülmemelidir. Çünkü Kur´an her teslim olan nefis için iki cennet vadeder (Rahman: 46) Peygamber de kendi konu­mundan bahsederken, ayný þekilde iki rahmete kavuþaca­ðýný söylerdi: «Rabbim´le ve Cennet´le buluþacaðým»[4]

[1] B:LXIII;

[2] M. I. 79; B. XCVII,

[3] M.LI.2.

[4] 1.1. 1000.


radyobeyan