Lisan By: armi Date: 01 Mart 2010, 17:38:38
LÝSAN
Dil; insanlarýn birbirleriyle anlaþmak, konuþmak, tanýþmak amacýyla kullandýklarý iþaret ve sesler sistemi.
Kur´an-ý Kerim´in Bakara suresindeki Allah, Âdem´e bütün isimleri öðretti" ayetini zikreden Abdullah, Ýbn Abbâs, Allah´ýn ilk öðrettiði isimlerin yer, gök, dað, deve, inek vb. gibi mahlukat ve eþya isimleri olduðunu söylemiþtir. Bazý müfessirler de bu isimlerin meleklerin, bazýlarý da bütün yaratýlmýþlarýn isimleri olduðunu iddia etmiþlerdir. Bu görüþlerden baþka, kelimelerin doðuþunda bunlarýn birinin deðil belki birkaçýnýn rolü olabileceði þeklinde ayrý bir görüþ ileri sürenler de vardýr. Ýlk çaðdan beri doðuþu, geliþmesi, sýnýflandýrýlmasý ve grameri konusunda düþünürleri meþgul eden dil, onu ele alanýn mesleðine, zevkine ve dünya görüþüne göre açýklanmýþtýr.
Dil; "zaman zaman bir anlaþma vasýtasý"; "gramer bütünü"; "hayvanlarla insanlarý birbirinden ayýran en büyük özellik"; "duygu, düþünce ve dilekleri anlatmak için kullanýlan iþaretlerin tümü"; "insan beyninin bir faaliyeti"; "toplu yaþamanýn bir gereði olarak ortaya çýkan olay" gibi izahlarla tanýmlanmýþtýr. Ýnsanlarýn toplumsal hayatýnda vazgeçilmez bir unsurdur.
Filoloji (dil bilimi)nin geliþmeye baþladýðý on dokuzuncu asýrdan bu yana yapýlan inceleme ve araþtýrmalarýn ýþýðýnda izah edilecek olursa; "dil, insanlar arasýnda anlaþmayý saðlayan tabii bir vasýta, kendine mahsus kanunlarý olan ve bu kanunlar çerçevesinde geliþen canlý bir varlýk, temeli bilinmeyen zamanlarda atýlmýþ gizli antlaþmalar sistemi ve seslerden örülmüþ sosyal bir kurumdur."
Bunun yanýsýra kemiksiz bir et parçasý olan dilin insaný Allah´ýn indinde ne durumlara düþürdüðü ve nice mertebelere yükselttiði hususu da önemlidir. "Ýnsanýn baþýna ne gelirse dilinden gelir" ata sözü bir gerçeði yansýtmaktadýr. Bunun gibi dil ile ilgili vecizeleþmiþ daha bir çok sözler vardýr. Ýslâm, dil üzerinde çok durmuþtur. Müslümanýn dilini boþ ve faydasýz sözlerden, yalanýn her türlüsünden, gýybet ve koðuculuktan sakýndýrmasý emredilmiþtir. Dilin insan üzerindeki hakký doðruyu ve hakký söylemesidir. Peygamber Efendimiz bir hadisi þeriflerinde dilin insana getirdiði kötülük ve belâlara deðinerek þöyle demiþtir: "Ýnsanlar diliyle söylediklerinden baþka bir þey yüzünden yüz üstü ateþe atýlýrlar mý?" (Tirmizi). Yine Tirmizi´de geçen bir baþka hadiste de Mümin ayýplamaz, lânet etmez, kötü söz söylemez" buyuruluyor. Ýmam Nevevi de bu konuda þöyle der: "Her mükellefin -faydalý sözlerden baþka dilini her sözden korumasý lâzýmdýr. Faydadan uzak bir söz uzadýðýnda, sünnet olan, onu kesmektir. Çünkü mübah olan bir söz kýsa zamanda harama veya mekruha çekilebilir."
Müslüman kendi aleyhine de olsa "Allah´ýn dini konusunda kýnayanýn kýnamasýndan korkmadan" hakký söylemelidir. Bu, dilin, insanýn üzerindeki en büyük hakkýdýr. Dilini, Hakk´a ulaþmak amacýnda kullanan, yalandan, gýybetten, her türlü faydasýz sözlerden uzak tutan müslümanýn bu tavrý ruhuna þeytanýn vesvese ve düzenlerine karþý korunma gücü verir. Dedi kodu, gýybet, yalan, ruhu zayýflatýr, öldürür, insanýn haysiyet ve þerefini ortadan kaldýrýr. Bunun için Ýslâm, yalaný "lânetlenmiþ afetlerden" saymýþtýr.
Þamil ÝA
radyobeyan