Latife By: armi Date: 01 Mart 2010, 17:30:34
LÂTÝFE
Hoþa giden, genellikle güldüren sözlerle gerçek ya da kurgusal olaylara dayalý küçük hikâye ve fýkra. Lâtifeler güzel bir espriyi, hoþ bir þakayý, ince bir eleþtiriyi içerebildikleri gibi derin bir bilgeliði, evrensel bir ahlâk kuralýný da yansýtabilirler. Bu nedenle lâtifeler bir yönüyle eðlendirici, bir yönüyle de ahlâkî, felsefî edebiyat metinleridir. Lâtifeler yapýsý gereði rahatlýkla olumsuz anlamda bir eleþtiriye, hiciv ve mizaha dönüþebilirler. Bu durumda eðlendirici, öðretici olmaktan çok yýkýcý, zararlý bir nitelik kazanýrlar. Lâtifenin olumsuz bir nitelik kazanmasý, "lâtife lâtif (güzel) gerek" geleneksel kuralýyla önlenmeye çalýþýlmýþtýr.
Ýslâm´a göre belli sýnýrlar içindeki lâtife mübahtýr. Ancak her mübah gibi aþýrýya götürülmemesi, haram alanýna geçilmemesi temel kuraldýr. Gereðinden fazla ve aþýrý olan lâtife çok gülmeye, kalbin kararmasýna, zamaný boþa geçirmeye, önemli görevlerden alýkoymaya neden olmasý bakýmýndan sakýncalýdýr. Bu nedenle Hz. Peygamber (s.a.s), çok gülmeye neden olan, kalbe sýkýntý veren, Allah´ý anmaktan alýkoyan ya da insanlarýn onurunu yaralayarak kin ve düþmanlýklara yol açan, saygý ve vakarý yok eden lâtifeleri yasaklamýþtýr.
Hz. Peygamber (s.a.s), yaptýðý þaka ve esprilerle mübah alaný içinde kalan lâtifenin en güzel örneklerini vermiþtir. Tirmizî´nin Enes b. Malik´ten rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.s), kendisinden bir binek hayvaný isteyen sahabiye, isteðini karþýlayacaðýný bildirmek amacýyla bir diþi deve yavrusu vereceðini söyler. Sözdeki nükteyi anlamayan sahabinin diþi deve yavrusunun iþine yaramayacaðýný bildirmesi üzerine "Diþi deveden doðmayan bir deve var mýdýr" buyurarak sözünü açýklama gereði duyar. Yine Enes b. Malik´in anlattýðýna göre yaþlý bir kadýn Hz. Peygamber (s.a.s)´den Cennet´e girmesi için dua etmesini ister. Hz. Peygamber (s.a.s), hiçbir yaþlý kadýnýn Cennet´e giremeyeceðini söyler. Kadýnýn bu cevaba üzülmesi üzerine Hz. Peygamber (s.a.s), yaþlý kadýnlarýn Cennet´e genç kýz olarak gireceklerini bildirerek gerçeði açýklar.
Lâtifeler, eski Ýslâm toplumlarýnýn kültür ve edebiyat hayatýnda önemli bir yer tutardý. Daha çok gerçek olaylara dayanan ahlâkî ve felsefî lâtifeler en güzel öðretici edebiyat ürünlerini oluþtururdu. Bu tür lâtifeler genellikle Nevadir ya da Letaif adý altýnda derlenerek kitaplaþtýrýlýr, halka sunulurdu. Nasreddin Hocanýn günümüze kadar canlýlýðýný koruyan lâtifeleri, bu türün en güzel ve dünyaca ünlü örnekleridir.
radyobeyan