Delil Sahabe Mezhebi By: ecenur Date: 01 Mart 2010, 10:30:26
Delil Sahabe Mezhebi
DOKUZUNCU
DELÝL SAHABE MEZHEBÝ
Manasý
Sahabe mezhebinden maksad Rasûlullah´m ashabýndan birinden nakledilen ictihadî görüþ ve fýkhî fetvalann toplamýdýr. Usülcülere göre sahabi mümin olarak Rasûlullah´ý gören ve uzun bir müddet beraber bulunan kiþidir.
Görüþ ve içtihada mecal olmayan hususlarda sahabe kavlinin (görüþünün) delil olarak alýnmasýnda âlimlerin ittifaký vardýr. Çünkü bu Rasûlullah (s.a.) tan ´* nakledilen tevkifi haber kabîlindendir.
Yine açýkça sahabenin icmâ ettiði veya meselâ ninenin mirasta altýda bir almasý meselesinde olduðu gibi her hangi birinin muhalefet ettiði bilinmeyen hususlarýn alýnmasýnda da ihtilaf yoktur.
Ayný þekilde ictihadla söylenmiþ bir sahabe kavlinin bir baþka sahabe kavline karþý hüccet olmayacaðýnda da ihtilaf yoktur. Çünkü sahabe pek çok meselede ihtilaf etmiþlerdir. Birisinin sözü diðerine karþý hüccet olsaydý aralarýnda bu farklý görüþler meydana gelmezdi. Âlimlerin ihtilafý, sadece tabiîn ve sonrakiler açýsýndan sahabinin sýrf ictihadýyle verdiði fetvalann þer´î hüccet sayýlýp sayýlmayacaðý üzerinedir.
Sahabe Mezhebi Hakkýnda Alimlerin Görüþleri
Sahabe kavli ile amel edip etmeme hususunda iki meþhur görüþ vardýr:
Þafiîlere, Eþ´arî, Mu´tezile ve Þia´nýn cumhuruna ait olan birinci görüþe göre sahabe mezhebi hiç bir þekilde hüccet deðildir.
Hanefî, Malikî ve Hanbelîlere ait olan görüþe göre sahabe kavli þer´î bir delildir.[1]
Birinci gurup görüþlerine þu delilleri serdettiler: Sahabe kavli, masumiyeti olmayan bir kiþiden sadýr olan mücerred ferdî ve ictihadî bir görüþtür, her müctehidin hata etmesi ve yanýlmasý mümkündür. Sahabe-i kiram tabiînin icti-
hadlarým tasvib ederlerdi. Halbuki tabiînin sahabe mezhebine muhalif görüþleri bulunabilirdi. Sahabe kavli baþkalarýna karþý delil sayýlsaydý tabiînin bu ictihadlarý yapmasý caiz olmazdý ve sahabe onun muhalefetine karþý çýkardý. Ýþte Hz. Ali (r.a.), bir yahudinin elinde gördüðü kalkaný hakkýnda kendi tayin ettiði kadýsý Þurayh´a dava açtýðýnda kâdî Þurayh, yakýnlýðýndan dolayý oðlu Hasan´ýn babasý lehindeki þahitliðini kabul etmeyerek Hz. Ali´ye muhalefet etti. Halbuki Hz. Ali oðulun babasý lehinde þahitliðinin caiz olduð görüþünde idi.
Çocuðunu kurban etmeyi nezretme konusunda Mesrûk, Ýbni Abbas´a muhalefet etmiþti: Ýbni Abbas bu kiþi nezrini ifa için yüz deve kesmesi vacib olur dediði halde Mesrûk "Onun çocuðu Hz. Ýsmail´den daha hayýrlý deðildir" diyerek sadece bir koyun kesmesi vaciptir demiþ. Neticede Ýbni Abbas da onun görüþünü kabul etmiþtir.
Enes bin Malik´e bir mesele sorulduðunda "Onu efendimiz Hasan Basr-î´ye sorun" der idi. Bu da gösteriyor ki sahabe kavli bir baþkasýna karþý delil deðildir.
Ýkinci görüþ sahipleri de þu delilleri serdettiler. Sahabe, her ne kadar diðer müctehidler gibi içtihadýnda hataya maruz ise de ancak o, dili çok iyi bilmesi, adalet ve fazilet sahibi olmasý, ayet-i kerimelerin nüzul, hadisi þeriflerin-vürûd sebeplerine muttali olmasý, Rasûlullah (s.a.) in tasarruflarýna þahid olmasý, þeriatýn yüce maksadlarýný bilmesi gibi sebeplerden dolayý çoðunlukla onun sözü hakka ve doðruya uygun olur. Halbuki onun bu özellikleri baþka bir müctehidde bulunmaz. Bu sebeple onun sözü diðer müctehidlere nisbetle râcih olur dolayýsýyle onunla amel edilir.
Buradan þu anlaþýlýyor ki sahabe kavli bir içtihadý diðerine tercih etme hususunda tercih sebebidir, ancak Kitap ve Sünnet gibi kendisiyle amel edilmesi farz olan þer´î bir hüccet sayýlmaz. Çünkü "hüccet olma" Kur´andan veya Sünnetten açýk bir delil ister. Sahabe kavline ittiba etme hususunda Kur´anda ve sünnette bir delil bulunmamaktadýr. Yukarda da geçtiði gibi tatbikat ferdî ictihadlannda tabiînin sahabeye muhalefet ettiðini göstermektedir. Sahabe mezhebi bir hüccet olsaydý tabiînin ona uymasý vacib olurdu ve muhalefet ettikleri takdirde günahkar olmalarý icab ederdi.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Mirâtü´l-Usût 2/250; el-Lüma´, Þîrâzî s. 50; el-Müstasfâ: 1/135; el-Ýhkâm, Âmidî: 3/133; Ýrþâdü´l-Fuhûl, Þevkânî, s. 213.[/color][/b]