Ýslam Kavramlarý A-L
Pages: 1
Kolonya By: armi Date: 28 Þubat 2010, 22:17:05

KOLONYA




Hafif koku ihtiva eden tuvalet ispirtosu.

Bayýlmalarda, fenalaþmalarda, baþaðrýlarýnda, mikrop kýrýcý özelliði bakýmýndan da temizlik için kullanýlýr. Ýçine karýþtýrýlan kokuya göre "limon kolonyasý", "Lavanta çiçeði kolonyasý" gibi adlar alýr.

Kolonyayý ilk defa kimin yaptýðý kesin olarak bilinmemektedir. Eski vesikalara göre onu ilk defa 1690´da Almanya´nýn Köln þehrinde yaþayan Jean Paul Feminis adlý bir seyyar satýcý yapmýþtýr. Bu þahýs kolonyayý yaptýðý reçeteyi Giovanni Antonio Farina adlý birisine býrakmýþ, o da yeðeni Giovanni Maria Farina´ya vermiþti. Giovanni Maria kolonya yapýmý üzerinde çalýþmýþ ve "hoþ lavanta suyu" adýyla ilk kolonyayý yapmýþtýr. Bundan sonra kolonya yapýmý iþi Köln (Kolonya) þehrinde geliþti. XIX. yüzyýl baþlarýnda kolonya yapýmý Fransa´ya geçti ve "Eau de Cologna (Kolonya suyu)" adý ile üretildi. Bundan sonra bu hos kokulu sývýyý dünya kolonya olarak tanýdý.

Bu gün yapýlan ispirto ve kolonyalar da, maliyeti yükseltmemek için þarap (hamr) dýþýndaki alkol çeþitleri kullanýlmaktadýr. Kolonyanýn asýl maddesi kamýþ, patates, bazý aðaçlar, mýsýr ve benzerleridir. Ayrýca limon, lavanta, çam vb. ferahlatýcý kokular da karýþtýrýlýr. Kolonya yapýlýrken önce etil alkolün derecesi alkolometre ile bulunduktan sonra istenilen dereceye düþürülünceye kadar damýtýk suyla karýþtýrýlýr. Ýstenilen derecede alkol elde edildikten sonra 95,5 derece alkol içinde eritilmiþ tesbit edici (fiksatif) esans ilâve edilir ve hazýrlanan alkolle karýþtýrýlýr. 7-10 gün kadar aðzý iyice kapalý bir kapta bekletilir. Sonra da þiþelenir.

Kolonyanýn Ýslâmî hükmünü, içinde bulunan "alkol unsuru"na göre belirlemek gerekir.

Cenab-ý Hak içkiyi yasaklamýþtýr. Kur´ân-ý Kerim´de þöyle buyurulur: "Ey iman edenler! Ýçki, kumar, putlar ve fal oklarý sadece þeytanýn iþinden birer pisliktirler. Bu pislikten kaçýnýn ki, kurtuluþa eresiniz" (el-Maide, 5/90).

Bu âyette zikredilen "hamr" kelimesi, Ebû Hanîfe ile birçok sahabe ve tabiin bilginlerine göre "üzüm þarabý" anlamýndadýr. Dil bilginleri de, hamr´ýn bu anlamý üzerinde görüþ birliði iðindedir.

Kur´ânî anlamda "Her sarhoþ edici içki hamr´dýr" denilemez. Ebû Hanife ve ayni görüþe olanlara göre, bazý hadislerde "hamr" sözcüðünün kullanýlmasý (bk. Buhârî, Edeb, 80, Ahkâm, 22, Meðazî, 60; Müslim, Eþribe, 73-75; Ebû Dâvud, Eþribe, 5,7) ve hamr´ým buðday, arpa, kuru üzüm veya baldan yapýlmýþ olabileceðinin bildirilmesi (bk. Buhârý, Tefsîru Sûre, 5, Eþribe, 2,5; Müslim, Tefsir, 32,33; Ebu Davud, Eþribe, 1,4), üzüm þarabý dýþýndaki müskirât için mecaz yoluyla kullanýlmýþtýr. Çünkü, üzümden yapýlan þarabýn (hamr) dýþýndaki diðer içkilere arapçada; müselles, bâzuk, musannaf gibi baþka adlar verilmiþtir (Ýbn Âbidîn, Reddü´l-Muhtâr, Ýstanbul, 1984, VI, 448, 449).

Bu duruma göre, üzüm þarabýnýn aynen haram ve necis olduðunda görüþ birliði vardýr. Kur´an´da ona, þeytanýn iþinden bir "rics (pislik)" denilmesi, bizzat kendisinin haram olmasýndan dolayýdýr. Ayrýca hamrýn haramlýðý mütevatir sünnetle de sabittir ve bu konuda icma´ da vardýr. Ýçene had uygulanmasý için, sarhoþluk verecek kadarýný içmek de þart deðildir. Onun tek damlasý dahi haramdýr, içene had uygulanýr.

Galîz necâset çeþidinde pis sayýldýðýndan alým-satýmýnýn caiz olmadýðýnda da þüphe yoktur.

Kolonyanýn yapýmýnda þarap cinsi alkol kullanýldýðý takdirde, bu alkol karýþtýðý sývýyý da pis hale getirir ve insanýn beden veya elbisesinden avuç içinden daha büyük bir kýsmýna sürülmesi hâlinde temizlenmedikçe namaz kýlmak caiz olmaz.

Ebû Hanîfe ve bazý sahabe ile tabiin bilginlerine göre üzümden baþka maddelerden yapýlan diðer sarhoþluk veren þeylerin haramlýðý ise; sarhoþ edici özelliði yüzündendir. Bunlarýn içme dýþýnda baþka amaçlarla kullanýlmasý ve alým-satýmlarý caizdir.

Ýspirtonun yakýt olarak bazý alkol türevlerinin de sanayide temizleyici, parlatýcý; týpta mikrop öldürücü olarak kullanýlmasý gibi. Hatta Ebû Hanîfe üzüm þarabý dýþýndaki müskiratýn, sarhoþluk vermeyecek miktarýný, fasýk ve ehl-i küfre benzeme kastý bulunmaksýzýn, sýrf kuvvet kazanmak amacýyla az bir miktarýnýn içilmesinin caiz olabileceðini söylemiþtir. Buna göre, üzüm þarabýndan üretilmeyen ispirto, bira ve benzeri içkiler, içilemezse de, elbiseye veya bedene sürülmeleri hâlinde bu, namaza engel olmaz (el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi´, Beyrut, 1394/1974, V, 112,113 vd.; Ýbnü´l-Hümâm, Fethu´l-Kadîr, Bulak 1318, VIII, 153 vd.; Elmalýlý Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur´an Dili, Ýstanbul, 1960, 11 761-763).

Hanefilerde tercih edilen görüþe ve Þafii, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre, müskiratta azýn hükmü çoðun hükmüne baðlýdýr. Delil, Hz. Peygamber´in þu hadisidir: ", çoðu sarhoþ edenin azý da haramdýr" (Tirmizi, Eþribe, 3; Nesaî, Eþribe, 25; Ýbn Mâce, Eþribe, 10; Dârimî, Eþribe, 8; Ahmed b. Hanbel, II, 91, 167, 179, III, 343). Ýslâm´a göre, içme bakýmýndan bütün sarhoþluk veren maddeler genel anlamda "hamr" kapsamýna girer. Týp ilminin sarhoþ edici müskiratý ayný nitelikte görmesi ve alkol kelimesinin arapça "elkûhl" kelimesinden Avrupa´ya geçtiði dikkate alýnýrsa, hamr´ýn genel ve özel anlamý birlikte kapsadýðýný söylemek mümkündür. Bu müskirâtýn týp alanýnda kullanýlmasý ise, "zarûretler, haram olan þeyleri mübah kýlar" prensibine dayanýr (Elmalýlý, a.g.e., II, 763).

Günümüz kimya sanayiinde, mayalanmýþ þekerli sývýlarýn damýtýlmasýyla elde edilen sývýlara "alkol" denir. Halk arasýnda en çok bilinen alkol türü ispirtodur. Ýspirtonun kimyadaki adý "etanol" veya "etil alkol"dür. Alkol elde etmek için iki yol vardýr. Mayalandýrma yolu, sentetik yol.

Alkol mayalandýrma yoluyla; üzüm, patates, mýsýr, arpa ve melâs gibi þekerli ya da niþastalý maddelerden; sentetik yolla da, karpit (kalsiyum karbit)´ten elde edilir. Sentetik yolla üretilen alkol, kg. baþýna 7.080.000 kalori ýsý verir. Bu yüzden iyi bir ýsýtma aracý olarak kullanýlýr. Bunun yanýsýra iyi bir eritgendir de. Özellikle koku sanayiinde, esanslarý eritmekte kullanýlýr.

Sonuç olarak, günümüz kolonya sanayiinde, üzüm þarabý dýþýndaki, kamýþ, patates, bazý aðaçlar, mýsýr ve benzerleri ile sentetik yollarla elde edilen alkolün içilmesi caiz deðildir. Ancak, Ebû Hanîfe ve ayni görüþte olan Ýslâm hukukçularýna göre, elbiseye ve ya bedene sürülmesi mümkün ve caizdir. Yýkanmadan namaz kýlýnmasý hâlinde namaza zarar vermez. Kolonya kullanýmýnýn çok yaygýn olmasý yüzünden, bu konuda umûmî belvâ vardýr. (bk. "Belvâ-i âmme" maddesi) Kýsa sürede buharlaþarak iz býrakmadýðý dikkate alýnarak Ebû Hanîfe´nin fetvasýyla amel etmek mümkündür. Çoðunluðun görüþüne uyanlar da "takvâ"yý tercih etmiþ ve ihtiyata uymuþ olurlar.


radyobeyan