Vacib By: ecenur Date: 28 Þubat 2010, 20:40:13
Vacib
Tarifi: Vacib, sâri´in kesin bir þekilde mükelleften yapýlmasýný talep ettiði þeydir. Talebin kesin ve ilzam edici olduðu ya bizzat talep sýðasýndan veya mükellefin bunu yapmamasý halinde cezaya müstehak olacaðýnýn bildirilmesi gibi haricî bir karineden anlaþýlýr. Meselâ namaz kýlmak, zekat vermek, haccetmek, akidlerin icabýný yerine getirmek vacibtir.
Vücub ya "Namazý dosdoðru kýlýn, zekatý verin" ayetinde olduðu gibi emir siðasindan anlaþýlýr veya "Kâfirlerle karþýlaþtýðýnýz zaman boyunlarý vurmaktýr (yani vurun)" (Muhammed: 2/43) ayetinde olduðu gibi fiilin yerinde masdarýn kullanýlmasýnda veya "Ýmkaný geniþ olan nafakayý imkanlarýna göre versin" (Talak: 65/7) ayetinde olduðu gibi muzari fiilinin baþýna lâm gelmesi (yani emr-i ðâib siðasý) ile veya "Size oruç yazýldý" (Bakara: 2/183) ayetindeki gibi fiil ile veya Arap dilinde kesin talebi gösteren meselâ: "Beyti haccetmek Allah´ýn insanlar üzerinde hakkýdýr." (Âli imran: 3/97) ayetindeki üzerinde harfinde olduðu gibi diðer üslublardan anlaþýlýr.
Hükmü: Vacib, yapýlmasý lazým gelen, yapaný sevap terkedeni ceza gören, kat´î bir delil ile sabit ise inkar edeni kâfir olan bir hükümdür[1].
Cumhura göre farz ile vacib aynýdýr, müteradif kelimelerdir. Her birini terkeden þer´an zemme (Ýcmâmaya) müstehak olur. Hanefîlere göre ise farz, þüphe bulunmayan kat´î bir delil ile sabit olan hükümdür. Meselâ Kur´an-ý Kerîm´le sabit olan Ýslâmýn beþ rüknü veya mütevâtýr veya meþhur sünnetle sabit olan namazda kýraatin hükmü böyledir. Vacib ise hakkýnda þüphe bulunan
zannî bir delil ile sabit olan hükümdür. Meselâ zannî birer delil -ki haberi vahiddir- ile sabit olan sadaka-i fýtýr, vitir ve bayram namazlarý böyledir.
Namaz kýlmak "namazý dosdoðru kýlýn" gibi kat´î bir delil ile sabit olduðu için farzdýr. Namazda fatiha okumak Hanefîlere göre vacibdir, çünkü zannî bir delil ile yani "Fatihayý okumayanýn namazý yoktur" hadisi ile taleb edilmiþtir. Ancak doðrusu bu hadis mütevatirdir.
Vacibin Kýsýmlarý: Çeþitli açýlardan vacibin dört taksini vardýr.
Birinci taksim- Edasýnýn Vakti itibariyle:
Edasýnýn vakti itibariyle vacib, mutlak ve mukayyed veya muvakkat diye iki kýsma ayrýlýr.[2]
1 - Mutlak vacib Þâri´in edasý için bir vakit tayin etmeden kesin olarak yapýlmasýný talep ettiði þeydir. Meselâ keffâretler. Bunlardan yemin keffaretinin edasý için tayin edilmiþ bir vakit yoktur. Yeminini bozan kiþi keffareti ya hemen veya daha sonra eda eder. Hac herhangi bir sene tayin edilmeden gücü yetene vacibtir = farzdýr.
2- Mukayyed veya muvakkat vacib Þâri´in muayyen bir vakit içinde yapýlmasýný kesin olarak taleb ettiði þeydir. Meselâ beþ vakit namaz, her biri için muayyen bir vakit vardýr. Meselâ ramazan orucu.
Bu taksime þunlar terettüp eder: Mukayyed vacibi bir özrü olmadan vaktinden sonraya býrakan mükellef günahkar olur. Muayyen bir vakti olmayan mutlak vacibi ise istediði her hangi bir vakitte eda etmesi caizdir.
Hanefîlere göre mukayyed vacib üç kýsma ayrýlýr:
a- Vacib müvessa´: Bu, þâri´in tayin ettiði vaktin hem bu ibadeti hem de ayný cinsten baþkasýný kapsadýðý vacibdir. Meselâ: öðle namazýnýn vakti böyledir.
b- Vacib mudayyak Bu, kendisi için tayin edilen vaktin sadece onu kapsayýp o cinsten baþkasýný kapsamayan vacibdir. Meselâ ramazan ayý. Bu vakte miyarda denilir.
c- Vacib zûþebeheyn = Her ikisine de benzeyen vacib Bu, vaktinin bir açýdan baþkasýný da kapsayýp bir baþka açýdan kapsamadýðý vacibtir. Meselâ hac. Vakti olan hac aylarý baþkasýný kapsamaz yani mükellef bir yýlda ancak bir hac eda edebilir. Bir açýdan da baþkasýný da kapsar yani hac amelleri "Hac bilinen aylardýr." (Bakara: 2/197) ayetinde beyan edilen aylarýn hepsini kapsamaz. Bu aylar Þevval, Zilkade ve Zilhicceden on gündür.
Bu taksime þu hükümler terettüp eder: Vacib müvessa´ýn niyetle tayin edilmesi lazýmdýr. Buna göre öðle vakti, dört rekat namaz kýlan kiþi eðer öðle namazýna niyet ederse bu namazýn edasý olur, niyet etmezse öðleyi eda etmiþ
olmaz. Öðleyi tayin edilen vaktinden sonra kýlarsa kaza olur. Vakti içinde namazý bozan herhangi bir sebebten dolayý tekrar eda ederse bu da iade olur.
Vacib mudayyak´da, Hanefîlere göre mükellefin bunu niyetle tayin etmesi lazým gelir. Buna göre kiþi ramazan ayýnda mutlak olarak oruca niyet etse bu orucu farz oruca sayýlýr, nafileye niyet etse nafile olmaz, sadece farz oruç yerine geçer. Çünkü bu ay baþka hiç bir orucu kapsamaz.
ikinci Taksim- Sâri´ Tarafýndan Mikdarý Beyan Edilmiþ Olmasý Ýtibariyle: Vacib, matlub olan mikdan bakýmýndan da muhadded ve gayri muhadded kýsýmlara ayrýlýr.
1- Muhadded vacib Sâri´in belirli bir miktar tayin ettiði vacibdir. Mükellef bunu ancak sâri´in tayin ettiði þekilde eda ederse zimmeti berî olur. Beþ vakit namaz, zekât, mâlî borçlar, satýn alýnan mallarýn semenleri bu cümledendir. Buna göre mükellef namazlarý ancak rekatlarý sayýsýnca eda ederse, zekatý mikdarmca verirse, satýn alýnan malýn bedelini, ödünç verenin borcunu, kiraya tuttuðunun ücretini üzerinde ittifak edildiði mikdarda eda ederse zimmeti berî olur. Bir þey nezretmek de böyledir.
Vacib muhaddedin hükmü: Zimmette borç olarak vacib olur. Hâkim kararý veya rýzaya baðlý olmaksýzýn edasýný talep etmek sahih olur. Þer´an tahdid edildiði þekilde eda etmedikçe mükkellefin zimmeti berî olmaz.
2- Muhadded olmayan vacib Þâri´in miktarýný tayin etmeden mükelleften yapmasýný talep ettiði vacibdir. Meselâ Allah yolunda infak etme, birr = iyilk üzere yardýmlaþma, nezir sebebiyle vacib olduðu zaman fakirlere tasadduk etme, açý doyurma, felaketzedeye yardým etme gibi sâri´ tarafýndan sýnýrlandýrýlmayan vacibler bu kabildendir. Çünkü bunlardan maksad ihtiyacýn giderilmesidir, o da duruma göre deðiþir. Vacibin bu kýsmýndan sayýlan eþin ve akrabanýn nafakasý da ancak mahkeme kararý veya rýza ile vacib olur ve ancak bundan sonra talep edilebilir.
Muhadded olmayan vacibin hükmü: Mahkeme karan veya rýza olmadýkça zimmette sabit olmaz. Çünkü zimmet ancak tayin edilmiþ bir þeyle sorumlu olur.
Bu taksime þu hükümler terettüp eder: Vacib muhadded borç olarak zimmette vacib olur, borçludan ödemesini talep etmek caiz olur. Vacib gayri muhadded ise zimmette borç olarak sabit olmaz, ödemesini talep etmek caiz olmaz, çünkü zimmet ancak tayin edilmiþ bir þeyle sorumlu olur ve taleb de ancak mikdan muayyen bir þey için yapýlýr. Hanefîlere göre bunlar mükelleften ancak mahkeme kararý veya rýzadan sonra talep edilmesi caiz olur.
Üçüncü taksim: Yapýlmasý Her Mükellefe Lazým Olup Olmamasý itibariyle:
Edasý talep edilmesi itibariyle de vacib ayn ve kifaye olmak üzere iki kýsma ayrýlýr.
1- Vacib-i ayn: Þâri´in her mükelleften yapmasýný talep ettiði þeydir. Baþka bir mükellefin yapmasý ile eda edilmiþ sayýlmaz. Meselâ namaz, zekât, hac gibi ibadetlerin edasý, içki, kumar, zina ve faiz gibi haramlardan kaçýnmak vacibi ayndýr. Bunun hükmü: Her mükellefin yapmasý lazýmdýr, bazýlarýnýn yapmasý ile diðerlerinden sakýt olmaz.
Ancak Malikîler hariç cumhura göre hac vecîbesinde niyabet caizdir. Çünkü hacda ekseriyetle yol masrafý olduðu için mâlî ibadete de þâmil olmasý hasebiyle namazdan farklýdýr.
2- Vacib-i kifaye: Þâri´in yapýlmasýný mükelleflerden ayrý ayrý deðil toplumundan istediði vacibdir. Bir kýsmýnýn eda etmesiyle diðerlerinden sakýt olur. Cenaze namazý, selâm almak, cihad, kaza ve fetva verme vazifeleri, emri bil maruf nehyi anilmünker, boðulaný kurtarma, yangýn söndürme, þahitlik yapma, çeþitli sanat ve meslekleri öðrenme birer vacib-i kifayedir.
Hükmü: Vacib-i kifaye herkese vacibdir, ancak mükelleflerden birisi yaparsa günah ve mesuliyet diðerlerinden sakýt olur. Vacib-i kifayenin edasý bir þahsýn üzerine kalýrsa vacib-i ayn olur. Meselâ iyi yüzme bilen bir þahýsýn birinin suda boðulmak üzere olduðunu görse onu kurtarmak ona vacib olur. Tek baþýna bir olayý gören þahýs þahitlik için çaðnlsa gidip eda etmesi vacib olur. Bir beldede sadece bir doktor olsa acil müdahaleler ve tedaviler ona vacib olur.
Dördüncü taksim: Taleb Edilenin Taayyün Edip Etmemesi Ýtibariyle: Vacib, talep edilen þeyin tayin edilip edilmemesi bakýmýndan muayyen vacib ve muhayyer vacib kýsýmlarýna ayrýlýr.
1- Muayyen vacib: Þâri´in, o þeyle baþkasý arasýnda muhayyer býrakmadan tayin ederek taleb ettiði þeydir. Namaz, oruç, gasbedileni geri verme, semeni ve ücreti eda etme gibi vacibler muayyen vaciblerdir. Hükmüne gelince: Mükellef bizzat onu eda etmedikçe zimmeti berî olmaz.
2- Muhayyer veya mübhem vacib: Þâri´in, muayyen sýnýrlar içinde mübhem bir þekilde talep ettiði þeydir. Meselâ zengin bir insana yemin keffaretinde vacib olan þu üç þeyden birini yapmaktýr. Ya on fakir doyurur veya giyindirir veya bir köle azad eder. Bunlarýn hiç birini yapamayan kiþi ise üç gün oruç tutar.
Bunun hükmü: Mükellefin üzerine vacib olan þâri´in serbest býraktýðý bu üç þeyden sadece birini yapmasýdýr. Yapmazsa günahkar olur ve azaba duçar olur.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] et-Takrir ve etTahbîr- 9/SD- Kesfiü´l-.esrâr\1/620
[2] et-Telvîh ale´t-Tavzîlý: 1/202.
Ynt: Vacib By: Lal-i Hal Date: 17 Nisan 2016, 17:04:23
Vacip bolumu cok guzel
Anlatilmis.bu kadar detayli bilmiyordum ..Allah razi olsu paylasm icin
radyobeyan